Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2004/4-27
K: 2004/53
T: 24.2.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


DAVA : Zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan sanık BK.'nun TCY.'nın 240/l, 80, 59/2, 647 sayılı Yasa'nın 4, 5 ve 6. maddeleri uyarınca 2.756.194.000 lira ağır para cezası ve 2 ay 27 gün memuriyetten yoksun bırakma cezası ile cezalandırılmasına, para cezasının taksitlendirilmesine, cezalarının ertelenmesine ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinden verilen 20.11.2003 gün ve 25-49 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : A. Büyükşehir Belediye Başkanı olan sanığın 1999 ve 2000 yılı içinde çeşitli tarihlerde, İş Kanununa tabi işçi statüsündeki Belediye personelinden B.Ş.yi Satınalma ve İhale Şube Müdürlüğü, Y.A.yı Koruma Şube Müdürlüğü, R.Ş.yi Spor Şube Müdürlüğü, Z.Y.yi Personel Şube Müdürlüğü, Ü.Ş.yi Toptancı Hal Daire Başkanlığı ve M.K.yi Temizlik İşleri Müdürlüğü görevlerine atadığı, bunlardan M.K.nin 31.1.2002 tarihinde, Ü.Ş.nin ise 12.6.2000 tarihinde bu görevlerinden ayrıldıkları, diğer kişilerin ise 24.9.2002 tarihi itibariyle görevlerini sürdürdükleri, sanığın ikrarı, ön inceleme raporu, tutanaklar, Belediye Başkanlığının yazıları ve dosyadaki diğer kanıtlardan anlaşılmaktadır.
Konu ile ilgili hukuki düzenlemeler kısaca incelenecek olursa;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın kamu hizmeti görevlileriyle ilgili genel ilkeleri düzenleyen 128. maddesinde: "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür."
657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 4/A maddesinde; "mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanun'un uygulanmasında memur sayılır." hükümlerine yer verilerek, bu yasa hükümlerinin belediyelerde çalışan memurlar hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmış, vekalet görevinin koşulları ise Devlet Memurları Yasası'nın 86. maddesinde düzenlenmiştir.
190 sayılı Genel Kadro Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca, belediyelerin 657 sayılı Yasa kapsamındaki memur kadrolarının Bakanlar Kurulu kararıyla ihdas edilmesi, bu kadrolara atama yapılması, belediyeden maaş ödenmesi, asli ve sürekli kamu hizmeti ifa edilmesi gibi hususlar nazara alındığında somut olayda atama yapılan müdürlük ve daire başkanlığı görevlerinin sadece memurlar eliyle yürütülebileceği anlaşılmaktadır. Nitekim İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü de 14.11.1994 gün ve 1568 sayılı genelgesi ile, belediyelerde memurlar eliyle yürütülmesi gereken bazı birim başkanlıklarının işçi statüsündeki personel tarafından yürütülmesinin mümkün olmadığını belirterek belediyeleri uyarmıştır.
Yine, Danıştay 3. Dairesinin 2.11.1977 gün ve 1117-1035 sayılı kararında: "Bir görevin vekaleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceği ve bu itibarla görevi vekaleten yürütecek olanlar asıl memurun tüm yetkilerini haiz olacağından, asilde aranacak şartların vekilde de bulunmasının zorunlu olduğu" belirtilmektedir.
Kaldı ki, aksi yoldaki bir uygulama, Devlet Memurları Yasası'nın memurlar yönünden bazı koşulları öngören ve uyulmasında zorunluluk bulunan hükümlerinin başka amaçlarla aşılması sonucunu da doğurabilir.
Somut olayda, mevcut yasal düzenleme ve yargısal kararlar karşısında, memurlar ya da sözleşmeli personel eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli kamu görevi niteliğindeki Daire Başkanlığı ve Müdürlük kadrolarına işçi statüsündeki çalışanların vekaleten de olsa atanması olanaksızdır.
Sanığa yüklenen görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu ise, TCY'nın 240. maddesinde tanımlanmış olup, aynı yasanın 279. maddesi uyarınca memur sıfatını haiz olan kişinin kasten yasada yazılı hallerden başka her ne suretle olursa olsun, görevini yasanın gösterdiği usul ve esaslardan başka surette yapması veya yasanın koyduğu usul ve şekle uymadan yapmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, sanığın hizmet süresi ve statüsü gereği atama koşullarını taşımadığı anlaşılan belediye çalışanlarını, konuyla ilgili yasal düzenlemelerde öngörülen biçim ve yönteme aykırı olarak vekaleten atamak suretiyle yetkisini yasalara aykırı biçimde kullandığından, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun tüm öğeleri oluşmuştur.
Bu itibarla, yasa ve usule uygun bulunan mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.11.2003 gün ve 25-49 sayılı hükmünün ONANMASINA, 24.02.2004 günü oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini