Hukuki.NET

T.C
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/1-42
Karar no: 2000/53
Tarih: 28.03.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Adam öldürmeye kalkışma suçundan sanık Yasin I...'ın TCY.nın 448, 51/2, 55/3, 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay 16 gün ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bursa 1.Ağır ceza Mahkemesince verilen 16.10.1998 gün ve 251/209 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1.Ceza Dairesi 12.5.1999 gün ve 660 /1731 sayı ile;
"Oturduğu mahallede Fanti Murat lakabıyla tanınan mağdur Murat'ın olaydan 1 gün önce  evlerinin önünde oturan sanık Yasin ve kardeşi Murat I...'a bilinmeyen sebeple sataşıp, küfredip, kafa ve yumruk attığı ve olayın Emniyete intikal ettirildiği mağdur Murat I...'ın iş ve güçten kalır derecede raporunun alındığı, 1 gün sonra sanık Yasin'le Murat'ın karşılaştıklarında bu olayın etkisiyle tartıştıkları ve sanığın mahkemenin de kabulü vechiyle üzerinde taşıdığı bıçağı çekerek mağdura (9) kez bıçakla vurduğu, meydana gelen yaralardan yalnızca birinin sol hipokondriumda 3 cm.lik içinden omentumu dışarı çıkaracak ve jejenumda giriş çıkışlı delici-kesici yaraya neden olup bu nitelikleri ile hayati tehlike oluşturur, 25 gün iş ve güçten kalır sonucunu doğurur derecede yaralamaya neden olduğu, sair yaraların hayati tehlike oluşturmaksızın 5 ve 7'şer günlük işten kalmayı gerektirir nitelikte olduğu, namlu uzunluğu 16 cm. olan öldürmeye elverişli bıçakla engel olmadığı halde 9 kez vurma imkanı bulan sanığın 8 bıçak darbesinin kullanılış şekli itibariyle kontrollü olarak vurulduğu daha önce meydana gelen hakaret ve adiyen darp eyleminin öldürmeyi gerektirecek husumet boyutuna ulaşmadığı, dosya içeriği delillerle anlaşıldığına göre, sanığın olaydaki kastının yaralama olarak nitelendirilmesi ve adiyen müessir fiil düzeyinde kalan darp ve hakaretin basit tahrik kabulüyle bıçak darbe sayısı da nazara alınarak asgari haddin üzerinde temel cezanın belirlenmesi suretiyle TCK.nun 456/2, 51/1, 55/3, 59. maddeleri ile cezalandırılmasına karar vermek gerekirken suç vasfında ve tahrik konusunda yazılı gerekçelerle hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş.
Yerel Mahkeme 17.9.1999 gün, 181/220 sayı ile;
"Sanık, bir gün önce tartıştığı ve sabıkalı olan mağdura karşı tedbirli olma gereğini duymuş, üzerinde bıçak bulundurmuş, karşılaştıklarında yeniden tartışmayı başlatan ve kendisine tokat atan mağduru 9 yerinden bıçaklamıştır.Yere düşüp hayati tehlike geçiren ve tıbbi tedavi ile ölümden döndürülen mağdura yönelik eylemde ölümün amaçlandığı açıktır. İcra hareketleri bitirilmiş fakat elde olmayan nedenlerle ölüm olayı meydana gelmemiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 11.2.2000 tarihli tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında adam öldürmeye tam kalkışma suçundan açılan davada, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suç vasfının tayini ile haksız tahrikin derecesine ilişkindir.
  1. Somut olayda suç niteliğinin belirlenebilmesi, sanığın kastının saptanması ile mümkündür.
Kast, failin iç dünyasını ilgilendirmektedir. Failin olay öncesi, olay sırası ve olaydan sonraki davranışları kastının belirlenmesinde ölçü olarak alınmalıdır. Yargıtayın yerleşmiş kararlarına göre, adam öldürmeye teşebbüs ve yaralama suçlarını birbirinden ayıran başlıca ölçüler; fail ile mağdur arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin cürümde kullandığı saldırı aletinin niteliği, atış veya darbe sayısı ile mesafesi, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri ile nitelik ve nicelikleri, hedef seçme olanağı olup olmadığı, olayın akışı ve sebebi, failin işlemeyi kastettiği cürmün meydana gelmesine iradesi dışında engel bir nedenin olup olmadığıdır. Tüm bu olgular olaysal olarak değerlendirilip sanığın kastı belirlenmelidir.
Somut olayda, sanık ile kardeşi olaydan bir gün önce saat 23.30 sıralarında evlerinin önünde otururlarken, uyuşturucu madde kullanmasıyla tanınan mağdur, sanığın yanına gelmiş "burada oturmayın, oturduğunuzu görürsem sinkaf ederim" demiştir. Çıkan kavgada mağdur bıçak çekmiş, kafa atmış, sanığın kardeşi Murat I..., karnının sol tarafında 5 cm. uzunluğunda yüzeysel sıyrık meydana gelecek şekilde ve sanık Yasin I... ise, burnundan ve kesi oluşacak şekilde sağ el 5. parmağından yaralanmıştır. Etrafdan gelenler kavgayı önlemiş ve yerde bir bıçak görmüşlerdir. Mağdur olay yerinden kaçmış ve sanık ile kardeşi olay yerine gelen polislerle karakola giderek şikayetçi olmuşlardır.
Sanık sabahleyin saat 08.00 sıralarında işine giderken; mağdur önüne çıkmış  ve neden şikayetçi oldunuz diyerek tokat vurmuş, aralarındaki tartışma kavgaya dönüşmüştür. Mağdur; a)  Sol hemitoraksta  2cm'lik kesici, delici alet yarası ile  müstakilen hayati tehlikeye maruz kalmadan 5 gün,
b) Sol hipokeondriumda 3 cm'lik, içinden omentumu dışarı çıkan, explotratrüs laparatomiye alınan, jejenumda giriş ve çıkışı olan primeri onarılan kesici delici alet yarası ile hayati tehlike geçirip 25 gün,
c) Sol uyluk ön dış yanda 3 cm'lik fasia ve kası da içeren kesici delici alet yarasında müstakilen hayati tehlikeye maruz kılmadan 7 gün,
d) Sol glutealde 2 adet 1 cm'lik kesici delici alet yarası olup,her biri hayatını tehlikeye maruz kılmadan 5 gün,
e) Sol dorsa lomber bölgede 4 adet kesici delici alet yarası olup, her biri  müstakilen hayatını tehlikeye maruz kılmadan 5 gün,
f) Toplam 9 adet kesici delici alet yarasının  ceman şahsın hayatını tehlikeye maruz kılarak 25 gün mutad  iştigaline engel olacak şekilde yaralanmıştır.
Olayda kullanılan bıçak, namlusu 16 cm, kabzası 13 cm. ve toplam 29 cm. uzunluğunda mutfak bıçağıdır.
Sanık, Adli Tıp Kurumu Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğü raporunda belirtildiği üzere göğüs ve karın gibi hayati bölgelere namlu uzunluğu 16 cm. olan öldürmeye elverişli bıçakla dokuz kez vurmuş, mağdur yere düşünce kaçmıştır. Mağdurun barsakları parçalanıp vücut dışına çıkmış, hastaneye kaldırılmış, hayati tehlike geçirip ameliyatla kurtarılmıştır.
Bu itibarla; olaydan bir gün önce taraflar arasında meydana gelen ve yaralama ile sonuçlanan kavganın karakola intikal etmesi üzerine mağdurun, sanığın yoluna çıkarak "neden şikayetçi oldunuz" demesi ve vurmasıyla, aralarındaki geçmiş kırgınlığın etkisiyle yeniden kavga etmeleri, sanığın öldürmeye elverişli bıçağı etkin olarak kullanıp hayati tehlike doğuracak ve 25 gün iş ve gücünden kalacak şekilde mağduru yaralaması, darbe sayısı ile darbelerin niteliği, hayati bölgelerin hedef alınması, yaraların yerleri dikkate alındığında sanığın kastı adam öldürmeye tam kalkışma olup, direnme kararı isabetlidir.
2-Haksız tahrik, Ceza Yasasının "Cezaya Ehliyet ve Bunu Kaldıran veya Hafifleten  Sebepler"
başlıklı 4. babında, 51. maddede düzenlenmiştir. Maddede, haksız tahrik ile ağır tahrikten sözedilmiş ancak birbirinden ayırt edilmesini sağlayacak kesin kıstaslar belirtilmemiştir. Bu nedenle tahrikin derecesi tayin edilirken, haksız hareketin işleniş şekli, niteliği, zamanı, yöresel koşullar, sanık üzerinde yarattığı öfke ve elemin derecesi, tahrik eden ile sanığın durumu nazara alınmalıdır.Haksız hareket, bu özellikleri itibariyle  yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa tahrikin ağır ve şiddetli olduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda, mağdurun bir gece önce evlerinin önünde oturan sanık ile kardeşine burada otur-
mayın diyerek küfretmesi, bıçak çekmesi, sabahleyin sanığın yoluna çıkarak kavgayı başlatması ve tekrar tokat vurması, süreklilik gösteren bu haksız hareketlerin sanık üzerinde yarattığı etki ile sanığın ruhi durumu nazara alındığında ağır tahrik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle tahrikin derecesine ilişkin direnme kararı da isabetlidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, " olayın akışına, dosya kapsamına, mevcut delil du-
rumuna, Özel Daire bozma kararında açıklanan gerekçe ve takdire göre direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir."gerekçesi ile karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ   : Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA, 7.3.2000 tarihinde yapılan ilk müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından, 28.3.2000 günü yapılan ikinci görüşmede tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini