Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 2000/11-90
Karar no: 2000/96
Tarih: 02.05.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Vergi Usul Yasasına aykırı davranmak suçundan sanık Uğur Açıkel hakkında yapılan yargılama sonunda, mahkemenin görevsizliğine,
dosyanın Defterdarlığa gönderilmesine ilişkin Manisa Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.4.1999 gün ve 34-60 sayılı hükmün katılan
vekili tarafından temyizi üzerine  dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi 9.12.1999 gün ve 7271-8639 sayı ile;
"Sahte olduğu iddia olunan faturayı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesi uyarınca özel gider indiriminde kullanmaktan
ibaret eylemin TCK.nun 345. maddesinde öngörülen suçu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışılmadan suç vasfının tayininde
yanılgıya düşülerek eylemin 2978 sayılı Yasaya muhalefet olarak nitelendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden
bozmuş, Yerel Mahkeme ise, 13.3.2000 gün ve 34-53 sayı ile;
"Mahkememizce bu konuda verilen pek çok  görevsizlik kararı  Özel Dairece onanmıştır. Sanığın eylemi Vergi İadesi Hakkındaki
Kanunun 6/A maddesine uygun olup, görevsizlik kararı verilmelidir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi katılan vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istemli
tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Bir şirkette işçi olarak çalışan sanığın, özel gider indiriminde kullandığı 13.11.1997 tarihli yüzelli milyon lira tutarındaki muhtelif gıda
faturasının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu iddiasıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344/2, 359. maddeleri
uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmıştır. Yerel Mahkemece, eylemin 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkındaki Kanunun 6/A
maddesine uygun bulunduğu ve idarece, iade edilen meblağın üç katı tutarında geri alınması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı
verilmiş, bu hüküm Özel Dairece "eylemin TCY.nın 345. maddesinde öngörülen suçu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan suç
vasfında yanılgıya düşülmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Görüldüğü üzere; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suç vasfının tayinine  ilişkin olup, sağlıklı bir çözüme
ulaşabilmek için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin  incelenmesi gerekmektedir.
1 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2978 sayılı Vergi  İadesi Hakkında Yasanın "Amaç ve Kapsam" başlığını taşıyan
1. maddesinde "Tam mükellefiyete tâbi olup, ücret geliri elde edenler, ticari, zirai (Küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil) veya
mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisine tâbi olan mükellefler, emekli, maluliyet, dul ve yetim maaşı alanlar ile bunların, eş, çocuk ve
bakmakla yükümlü oldukları kimselerin; kamu idare ve müesseseleri, gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ve kurumlar
vergisi mükelleflerinden (Kurumlar Vergisi Kanununun 7 inci maddesi ile vergiden muaf tutulmuş kurumlar dahil) aşağıda yazılı mal ve
hizmet alımları vergi iadesine tâbi tutulur." hükmüne yer verilmiş ve vergi iadesine konu harcamalar sayılmıştır. Aynı maddenin 2.
fıkrasında "Yukarıda sayılan mal ve hizmet alımları, fatura, serbest meslek makbuzu, kamu idare ve müesseseleri tarafından verilen
belgeler ve birden fazla bağımsız bölümü muhtevi binalarda münhasıran ortak yakacak giderlerinden müstakil birim başına isabet eden
gideri gösteren belgelerle tevsik edilir..." hükmü yer almıştır.
Yasanın 2.maddesinde iadeye esas alınacak harcama ve gelir tutarı, 3.maddede hesap ve oranlar düzenlenmiş, 4.maddede  ise vergi
iadesinin usul ve esasları gösterilmiştir.
30.12.1993 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 3946 sayılı Yasanın 37. maddesi ile 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Yasanın
1.maddesinin son fıkrası değiştirilerek Bakanlar Kuruluna, iade usul ve esaslarını belirlemek yetkisine ilaveten vergi iadesinden
yararlanacak olanlarla vergi iadesine tâbi tutulacak mal ve hizmet alımlarını, söz konusu maddede  belirtilenlerle sınırlı olmaksızın tespit
etmek, kapsama almak ve kapsam dışına çıkarmak yetkileri de tanınmıştır. Aynı yasayla 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının gerçek
ücretlerin safi tutarının tespit şeklini düzenleyen 63. maddesine eklenen 5 numaralı bentle ücretlilerin kendilerine, eşlerine ve çocuklarına
ait eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının üçte birinin yıllık vergi matrahının %35'ini geçmemek şartı ile ücret gelirlerinden
indirilmesi (özel gider indirimi) öngörülerek Bakanlar Kuruluna bu oranı sıfıra kadar indirmek ve harcama konuları ile harcama ve ücret
tutarları itibariyle değiştirmek, Maliye Bakanlığına ise uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemek yetkisi verilmiştir. İndirim konusu
harcamaların Türkiye'de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik
edilmesi ve bu belgelerin işverene verilmesi şarttır. 2978 sayılı Yasanın 3946 sayılı Yasayla değişik 1. maddesindeki yetkisini kullanan
Bakanlar Kurulu, 1.4.1994 gün ve 94/5372 sayılı kararla 1.5.1994 tarihinden geçerli olmak üzere ticari, zirai (küçük çiftçi muaflığından
yararlananlar dahil) ve mesleki kazançları üzerinden gelir vergisine tâbi olan yükümlülerle, seyyar milli piyango bayileri yanında ücret geliri
elde edenleri de kapsam dışına çıkararak vergi iadesini bunlar dışında kalan emekli, dul ve yetim aylığı alanlarla benzerlerine hasretmiştir.
Buna göre ücretliler aylık vergi iadesinden son olarak 1994 yılı Nisan ayında yararlanmışlardır. 1.5.1994 tarihinden itibaren aylık vergi
iadesi esası sona ermiş ve yerini yıllık özel indirim esası almıştır. Yıllık özel indirim    esası, vergi iadesinde olduğu gibi belli bir takım
harcamaların aylık toplamına belli oranlar uygulanmak suretiyle hesaplanacak tutarların vergi iadesi adı altında ücretlilere ödenmesi değil,
belli harcamaların yıllık toplamının matrahın  %35'ini aşmamak koşuluyla sadece üçte birinin, yıllık ücret matrahından gider olarak
indirilmesini ve böylece ücretlilerin gelir vergisi yükünü azaltılmasını öngören bir sistemdir.
Maliye Bakanlığı da, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesiyle tanınan düzenleme yetkisine dayanarak, özel gider indirimine
ilişkin uygulama usul ve esaslarını, 18.5.1994 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 176 Ser'i Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile
belirlemiştir. Tebliğde, "Özel Gider İndiriminden Yararlanacak Ücretliler", "Özel Gider İndirimine Konu Teşkil Eden Harcamalar," "Özel
Gider İndirimi için Aranan Şartlar ve Harcamaların Belgelendirilmesi", "Özel Gider İndiriminin Uygulama Şekli", "Özel Gider İndirimine
İlişkin Diğer Hususlar" ve "Cezai Müeyyideler" düzenlenmiştir.
176 Ser'i  Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin (f) bendi 1. fıkrası, "İşverenler yanlarında çalıştırdıkları ücretlilerin, ücretlerinden tevkif
ettikleri vergilerin doğru olarak beyan edilip ödenmesinden sorumludur"; 6. fıkrası, "şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında
gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek
de vergi ziyanı hükmündedir."; 7. fıkrası ise, "Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya
tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez" hükümlerini taşımaktadır.
Ayrıca, 8.12.1994 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 178 Ser'i Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile personelin dolduracağı  özel gider
indirimine ait bildirimde,  özel gider indirimine konu belgelerin dökümünün yapıldığı çizelgede, işverence doldurulacak özel gider
indirimine ait bordroda değişiklik yapılmıştır.
Takip eden yıllarda da, Gelir Vergisi Yasasının 63/5. maddesinde düzenlenen, "Ücretleri gerçek usulde vergilendirilen hizmet erbabı için
uygulanan özel gider indiriminin" uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar 176, 178, 182, 190 ve 218 Ser'i Nolu Gelir Vergisi Genel
Tebliğleri ile açıklığa kavuşturulmuştur.
Bu itibarla 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 63. maddesinde öngörülen "Özel Gider İndirimi", ücretlilerin gelir vergisi itibariyle vergi
matrahlarının belirlenmesi amacıyla yapılmış bir düzenleme olup, birtakım harcamaların toplamı üzerinden belli bir oranda vergi iadesini
öngören 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkındaki Yasa hükümlerinden farklı bulunmaktadır.
Somut olayda bir fabrikada çalışan sanık tarafından ibraz edilen suça konu fatura, Siracettin Baltaş, Bakkaliye, Eski Ev Eşyaları Alım ve
Satımı" firmasına ait 13.11.1997 gün ve 1387 sayılı 75.000.000 lira temel gıda, 75.000.000 lira muhtelif gıda olmak üzere toplam
150.000.000 liralık gıda satımına ilişkindir. 27.11.1998 günlü tutanak, 29.12.1998 tarihli  Vergi İnceleme Raporu ile 30.12.1998 günlü
Vergi Suçu Raporunda; sahte  ve içeriği itibariyle yanıltıcı olan bu belgenin özel gider indiriminde kullanıldığı ve faturanın sahte ve yanıltıcı
belge olduğunun İzmir Vergi Denetmeni Şükrü Budak tarafından tespit edildiği, bu konuda 1.7.1998 gün ve 29/89-32 sayılı Vergi
ekniği Raporunun mevcut bulunduğu, ayrıca işverenin 60.000.000 lira kaçakçılık cezasına muhatap olduğu belirtilmiş, sanığa ait gelir
vergisi özel indirimine göre düzenlenmiş  bordro örneği de eklenmiştir.
Sanık aşamalarda, faturada yazılı yerden alışveriş yaptığını, sahte olduğunu bilmediğini, suça konu faturanın gerçek mal alımına
dayandığını savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde yeterince durulmamıştır.
Bu nedenlerle, suça konu faturanın 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkındaki Yasa hükümleri gereğince "vergi iadesinde" kullanılmayıp farklı
bir kurum olan ve 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasının 63. maddesinde düzenlenen "Özel Vergi İndiriminde" kullanıldığı anlaşıldığından;
ergi inceleme raporu ile vergi suçu raporunda değinilen ve Vergi Denetmeni Şükrü Budak tarafından düzenlendiği belirtilen "Vergi Tekniği
Raporu" ile ekleri getirtilerek incelenmeli, gerektiğinde bu raporda açıklanan ve suça konu faturanın sahte olduğunu gösteren bilgi ve
belgeler toplanmalı,  suç kastı üzerinde de durularak sonucuna göre sanığın hukuki durumu tayin ve tespit edilmelidir. Suçun sübutu
halinde ise eylemin vergi kaçakçılığı suçunu mu, yoksa Ceza Yasasının 345. maddesinde yer alan özel belgede sahtecilik suçunu mu
oluşturacağı değerlendirilmelidir.
Yerel Mahkeme direnme hükmü, bu itibarla usul ve yasaya aykırı olup bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere
Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 2.5.2000 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini