 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/9-33
Karar no: 1999/38
T: 16.03.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Yasadışı örgütün propagandasını yapmak suçundan sanık Ferhat Y...'in, suç niteliğinin değiştiği kabul edilerek, yasadışı örgüte yardım ve hareketlerini kolaylaştırmak suçundan TCY.nın 169, 59 ve 3713 sayılı Yasanın 5.maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay ağır hapis ve feri ceza ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 2 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 04/03/1998 gün ve 206/16 sayı ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 20/05/1998 gün ve 1639/1581 sayı ile;
"Sanığın yazdığı kabul edilen yazılardan bazılarının Türkçe olmadıkları ve hangi anlama geldikleri anlaşılamadığı gözetilerek, bilirkişi aracılığı ile
anlamlarının belirlenmesinden sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece bozmaya uyularak gereği yerine getirilmiş ve 13/07/1998 gün ve 80/90 sayı ile bozmadan önceki gibi karar verilmiştir. Bu kararın da sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen 9. Ceza Dairesince 12/11/1998 gün ve 2904/3036 sayı ile;
"Sanığın yazdığı kabul edilen yazıların, örgüt propagandasını yapma suçunu oluşturup 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesiyle uygulama yapılması gerekirken,yazılı düşüncelerle TCK.nun 169.maddesi uyarınca hüküm kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 16/12/1998 gün ve 151/155 sayı ile, "Madde metninden ve 3713 sayılı Yasanın 1.maddesine yapılan atıftan anlaşılacağı üzere, 7.maddenin 1. fıkrasında baskı, cebir, şiddet, yıldırma, korkutma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden birini kullanan silahsız örgütlerle ilgili düzenleme yapılmış, 2.fıkrada ise yukarıda açıklanan silahsız örgütün propagandasını yapmak ve bu örgüte yardım etmek suçu müeyyide altına alınmış olup, TCY.nın 168. maddesi anlamında silahlı çete ve bu çete mensuplarına yardım, çetenin propagandasını yapmak suçuna ceza getiren TCY.nın 169. maddesi 3713 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamı dışında bırakılmıştır.
Sanık Ferhat Y...'in propagandasını yaptığı PKK adlı çete 3713 sayılı Yasanın 7. maddesinde tarif olunan silahsız terör örgütü konumunda olmayıp, TCY.nın 168. maddesi anlamında silahlı çete konumunda bulunduğundan, sanık hakkında 3713 sayılı Yasanın 7/2. maddesinin uygulanmasına olanak olmayıp hal ve sıfatını bilerek silahlı çetenin propagandasını yapmak,yardım etmek hareketlerini cezalandıran TCY.nın 169.maddesi ile uygulama yapmanın kanunen zorunlu olduğu, uygulamanın bu yönde istikrar kazandığı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine,dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 22/02/1999 günlü tebliğnamesi ile 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın sübutu kabul edilen eylemlerinin hangi suç niteliğine uyduğunun belirlenmesine ilişkindir.
Olayda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşabilmek için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemeleri ele alıp irdelemek gerekmektedir.
12/04/1991 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasanının 1. maddesinde "terör" kavramının tanımı yapılmış, 2.maddesinde terör suçlusu gösterilmiş, 3.maddesinde terör suçlarının ve 4.maddesinde ise terör amacı ile işlenen suçların neler olduğu açıklanmıştır. Ayrıca Yasanın 23.maddesi ile TCY.nın 141, 142 ve 163. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
3713 sayılı Yasanın "Terör Örgütleri" başlığını taşıyan 7. maddesinin 1. fıkrası, "3 ve 4. maddelerle Türk Ceza Kanununun 168, 169, 171, 313, 314 ve 315. maddeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunun 1. maddesinin kapsamına giren örgütleri her ne nam altında olursa olsun kuranlar veya bunların faaliyetlerini düzenleyenler veya yönetenler..." cezalandırılırlar.
2. fıkrası ise, "Yukarıdaki fıkra uyarınca meydana getirilen örgüt mensuplarına yardım edenlere ve örgütle ilgili propaganda yapanlara fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca ...." cezası hükmolunur hükümlerini taşımaktadır.
Görüldüğü gibi 7. maddenin 1. fıkrasında, TCY.nın 168, 169 ve sayılan diğer bazı maddeleri saklı kalmak kaydıyla, terör örgütü kuranların faaliyetlerini düzenleyenlerin-yönetenlerin ve katılanların cezalandırılacağı öngörülmüş, 2.fıkrasında ise 1. fıkrada değinilen örgüt mensuplarına yardım ve bu örgütle ilgili propaganda yapılması yasaklanmış ve cezai yaptırımı gösterilmiştir. Bu maddenin uygulanma alanının belirlenmesi için 3713 sayılı Yasanın gerekçesi ve yargısal kararları incelemekte de yarar vardır.
3713 sayılı Yasanın genel gerekçesinde, "...Ceza Kanunun 141, 142 ve 163.maddeleri, mevcut şekilleriyle düşünceyi ifade hürriyeti ile düşüncelerin örgütlenebilmesi hürriyetini kısıtlayıcı mahiyet iktisap etmişlerdir. Bu sebeplerle hem Devletin maddi düzenini korumak ve hem de düşünceyi ifade ve örgütlenme hürriyetini sağlamak ve böylece bu iki hukuki menfaati dengeli ve çağdaş demokratik hukuk düzenine uygun hale getirmek için bu maddeleri yürürlükten kaldırarak, bunların yerine yeni bir hüküm getirmek zorunluğu ortaya çıkmıştır." denmektedir.
3713 sayılı Yasanın 7.maddesinin de aralarında yer aldığı bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesince 31/03/1992 gün ve 18/20 sayı ile verilen kararda ise, "... Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik örgütleşme ve propaganda eylemlerini ceza yaptırımına bağlayan Türk Ceza Yasanının 141/4 ve 142/3.maddeleri yürürlükten kaldırılmış, bunların yerine incelenme konusu Yasanın 7 ve 8. maddeleri getirilmiştir...", "...7.madde, 1.maddeyle birlikte yeni bir suç oluşturmaktadır.
Bu düzenlemeyle, Türk Ceza Yasasının 141. ve 163. maddelerinin yürürlükten kaldırılmasından sonra teröre yönelik örgütlenmeler önlenmek istenmiştir. Türk Ceza Yasasının 141/8. maddesinde sözü edilen "cemiyet" oluşması için maddenin öngördüğü ögelerin varlığı aranmakta idi. İnceleme konusu 7. maddede "bu kanunun 1.maddesinin kapsamına giren örgütleri" kuranlar denilerek 1. maddedeki koşulların gerçekleşmesi durumunda suç oluşabileceği kabul edilmiştir.
Devlet, hangi amaca yönelik olursa olsun, her türlü suç örgütüyle mücadele etmek ve bunun için gerekli önlemleri almak zorundadır. Nitekim, bu tür örgütlenmeleri ağır cezai yaptırımlara bağlayan kurallar ceza yasasında esasen mevcuttur. 168, 169, 171, 313 ve 314. maddeler buna örnek gösterilebilir." görüşlerine yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi, 3713 sayılı Yasa ile getirilen bir kısım düzenlemelerin,Yasanın 23. maddesiyle kaldırılmış olan TCY.nın 141, 142 ve 163. maddelerinin yerine getirildiği açıkça anlaşılmaktadır. O halde, TCY.nın yürürlükten kaldırılan 141 ve 163. maddelerinde, bu maddelerde öngörülen amaçla oluşturulmuş ancak, "silahlı çete" haline gelmemiş cemiyet ve örgütleri kurmak, katılmak ve propagandasının yapılması yasaklanmış olduğu dikkate alındığında,3713 sayılı Yasanın 7.maddesinde belirtilen örgütlerin de aynı niteliği taşıması yani, "silahlı çete" haline gelmemiş olmalarının aranması gerekmektedir. Kaldı ki maddede, TCY.nın 168 ve 169. maddelerinin saklı tutulması da bu hususu açıkça ortaya koymaktadır.
Öte yandan, TCY.nın 2. kitabının, "Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler" başlığını taşıyan 1.babında yer alan 125.maddesinde, ülke bütünlüğünü bozmaya matuf eylemler, 146. maddesinde Anayasayı zorla değiştirmeye yönelik eylemler yaptırıma bağlanmış olup, 168.maddesinde ise 125 ve 146. maddelerde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete kurulması, bu çetelerde görev alınması veya katılınması cezalandırılmıştır. TCY.nın 169. maddesinde de silahlı çeteye yardım konusu düzenlenmiş olup;
"64 ve 65. maddelerde beyan olunan hal haricinde her kim, böyle bir cemiyete ve çeteye hal ve sıfatlarını bilerek barınacak yer gösterir veya yardım eder yahut erzak veya esliha ve cephane veya elbise tedarik eder veya her ne suretle olursa olsun hareketlerini teshil ederse... cezalandırılır." hükmü getirilmiştir.
Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, TCY.nın 64 ve 65. maddelerinde öngörülen iştirak hali dışında, silahlı çeteye hal ve sıfatını bilerek, seçimlik olarak sayılmış özel yardım halleri öngörülmüştür.Bu seçimlik hareketler :
a- Barınacak yer göstermek,
b- Yardım etmek,
c- Erzak veya esliha ve cephane veya elbise sağlamak,
d- Her ne suretle olursa olsun hareketlerini kolaylaştırmaktır.
Bu seçimlik hareketlerden özellikle sonuncusuna göre, yardım herhangi bir şekilde yapılmış olabilir.Önemli olan silahlı çetenin faaliyetlerine yardım edilmesi, onun varlığını ve faaliyetlerini sürdürmesini kolaylaştırmaktır.
Propaganda kavramına gelince, belli bir görüşün toplum içinde yayılmasını, fikir ve kanaatlerin kökleşmesini sağlamak için, bu amacın gerçekleşmesine yönelik olarak her türlü maddi ve manevi araca başvurarak telkin, teşvik ve etkide bulunmak olarak tanımlamak mümkündür. Bu tanımdan da görüleceği gibi, silahlı çetenin çeşitli yöntemlerle ve süreklilik gösterir biçimde propagandasını yapmak,onun varlığını ve eylemlerini kolaylaştırmaktır.
O halde, "silahlı çete" haline gelmemiş terör örgütlerinin yardım ve propagandasını yapmak eylemi 3713 sayılı Yasanın 7/2.maddesinde öngörülen suça, "silahlı çete" niteliğindeki örgütün propagandasını yapmak suretiyle hareketlerini kolaylaştırmak eylemi ise TCY.nın 169. maddesinde öngörülen suça uymaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu somut olay incelendiğinde;
Olay günü sanık, çeşitli cadde ve sokaklarda yer alan binaların bahçe duvarlarına sprey boya ile "Biji Gele Kürdistan", "Biji Asiti", "Yaşasın Gerilla"
ve benzeri sloganlar yazmıştır. Sanık kolluktaki ifadesinde yazıları çeşitli yerlere yazdığını, bunu yasadışı PKK Örgütünün sesini duyurmak ve propagandası için yaptığını söylemiş,C.Savcılığı ve Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunda ise Kollukta verdiği ifadenin doğru olduğunu belirtmiştir. Gerek sanık tarafından yazılan sloganların niteliği, gerekse sanığın yukarda değinilen savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar sanığın örgütle bir bağlantısı olduğu belirlenememişse de, eylemin PKK Örgütüne yönelik olarak gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Yasadışı PKK Örgütünün ülke bütünlüğünü bozmak amacıyla eylemler yapan "silahlı çete" niteliğinde bir örgüt olduğu açıktır. Bu itibarla sanığın, bu örgütün propagandasını yapmak suretiyle hareketlerini kolaylaştırmak eylemi TCY.nın 169.maddesinde öngörülen suçu oluşturmaktadır. O halde Yerel Mahkeme direnme hükmü yerinde olduğundan, onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyeleri, "Özel Dairenin bozma kararı yerinde olduğundan, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği" görüşüyle,
Kurul Üyelerinden N.Mutiş ise, "TCY.nın 169. maddesinden açılmış bir dava bulunmadığından, direnme hükmünün değişik gerekçe ile bozulması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 16/03/1999 günü tebliğnamedeki isteme aykırı olarak oyçokluğu ile karar verildi.