 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/6-7
Karar no: 1999/20
T: 16.02.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Gasp suçundan sanık Erdal B...'nin beraatine ilişkin Amasya Ağır Ceza Mahkemesince 27.11.1997 gün ve 105/168 sayı ile verilen karar, C.Savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen 6.Ceza Dairesince 06.10.1998 gün ve 8410/8731 sayı ile;
"Oluşa, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre sanığın TCK.nun 495/1.maddesine uyan gasp suçunu işlediği sübuta erdiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 08.12.1998 gün ve 178/167 sayı ile;
Sanık çocuklarla arkadaştır, alkolik olması nedeniyle yaşıtlarıyla arkadaşlık yapmamaktadır. Duruşmadaki gözlemlere göre çocuklar üzerinde cebir ve şiddet kullanabilecek yaratılışta değildir. Şaka yaptığını savunmaktadır. Gasp suçunun oluşabilmesi için hırsızlık suçunun unsurları ile cebir, şiddet ve tehditin gerçekleşmesi gerekir. Hırsızlık suçundaki manevi unsur faydalanma kastıdır, alay maksadıyla gerçekleştirilen almada faydalanma kastının yokluğu nedeniyle hırsızlık suçu oluşmaz (Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, 6.CD. 20.02.1987gün ve 310/1742 sayılı kararları). Sanığın mağdura karşı cebir ve şiddet kullandığı iddiasının, sadece başın elle itmekten ibaret olması nedeniyle tartışmalı olduğu, toplanan kanıtların cezalandırılmasına yeter düzeyde bulunmadığı, şüpheden sanığın yararlanacağı, biçimindeki gerekçelerle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının bozma isteyen 27.01.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Gasp suçundan dolayı sanığın beraatine karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun sübutuna ilişkindir.
Esasın incelenmesine geçilmeden önce bir kurul üyesi tarafından, sanığın suç tarihinde cezai ehliyetini tamamen veya kısmen ortadan kaldıracak akıl hastalığı bulunup bulunmadığının ön sorun olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüş olmakla, bu husus Yargıtay Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca "ön sorun" olarak öncelikle ele alınıp değerlendirilmiş,soruşturma evrelerinde sanığın cezai ehliyetini engelleyen hastalığı bulunduğuna dair herhangi bir iddia ileri sürülmemiş olması, mahkemece de bu hususa ilişkin bir gözlemin duruşma tutanaklarına yansıtılmamış bulunması, kesinleşmiş diğer mahkûmiyet hükümlerinde de sanık hakkında TCY.nın 46 ve 47. maddeleri bakımından uygulama yapılmamış olması karşısında değinilen konuda soruşturmanın genişletilmesine mahal bulunmadığına oyçokluğuyla karar verildikten sonra esasın incelenmesine geçildi.
Şikayetçi Mustafa D... aşamalarda; oğlu Emre'yi ekmek almak için gönderdiğini, bir süre sonra oğlunun ağlayarak eve geldiğini, niçin ağladığını sorduğunda, Erdal isimli şahsın yolda çevirerek bir iki tokat vurmak suretiyle, kendisini korkutup ekmek için verilen 100.000 lirayı aldığını söylediğini, durumu evde misafir olan polis memurlarına anlattığını, onların da çocuğu alarak evden çıktığını, söylemiştir.
Mağdur Emre D... kollukta, ekmek almak için fırına giderken, Belediye Parkında içki içen Erdal B...'nin kendisini çağırdığını, önce gitmek istemediğini, ancak bağırıp küfür etmesi üzerine korkup yanına gittiğini, Erdal'ın elindeki gülü kastederek, kızlara mı götürüyorsun ulan diyerek kafasına vurduğunu,kolundan yakaladığını, cebindeki parayı çıkarmasını söylediğini, vermek istememesi üzerine bağırıp kafa vurarak parasını aldığını, kısa bir süre sonra Selahattin isimli arkadaşının geldiğini, O'na parasının alınıp verilmediğini söylediğini, Erdal'ın kendilerine taş atarak kovaladığını, ağlayarak eve gittiğini,evdekilere durumu anlattığını, evde bulunan polislerin, şahsı yakalayıp karakola götürdüğünü, yapılan üst aramasında kendisinden alınan parayı teşhis ettiğini belirtmiş, C.Savcılığı ve duruşmada benzer şekilde beyanda bulunmuştur.
Sanık kollukta belediye çay bahçesinde oturduğu esnada Emre'nin geldiğini, sigara istediğini, sigara almak için para topladıklarını, Emre'nin 100.000 lirası olduğunu söyleyerek bu parayı verdiğini daha sonra ekmek alacağını söyleyerek parayı istediğini, parayı istediğinde hemen vermediğini, şaka olarak yalvarttığını, sonra parayı verdiğini, şikayet üzerine karakola götürüldüğünü, Emre'yi darp etmediğini, kafasına vurmadığını, parasını zorla almadığını;
C.Savcılığında sigara almak için para topladıklarını, parayı vermeden önce şaka yaptığını, alkollü olduğunu, mağduru darp etmediğini;
Sulh Ceza Mahkemesinde,şaka yapmak maksadıyla mağdurun parasını aldığını;
Duruşmada; arkadaşlarıyla içki içtikleri sırada, Emre'nin yanlarına gelip sigara istediğini, sigara almak için para topladıklarını, Emre'nin 100.000 lira verdiğini, babasından korktuğu için kendisini suçladığını, parayı şaka amacıyla vermediğini, gasp amacının olmadığını savunmuştur.
Tanıklar Kahraman A... ve Serkan Y... kollukta olay günü şikayetçinin evinde misafir olduklarını, şikayetçinin oğlunu ekmek almak için fırına gönderdiğini, oğlu gelmeyince kendisinin ekmek almaya gittiğini, bir müddet sonra Emre'nin ağlayarak geldiğini, sorduklarında, Erdal'ın döverek parasını aldığını ve vermediğini söylediğini, birlikte parka giderek şahsı alıp karakola götürdüklerini, beyan etmişler. Duruşmada Serkan Yaman; sanığa sorduğunda "Emre sigara içiyor ondan parasını aldım"; Kahraman Altınok ise sanık bana parayı almadığını sigara içmesi nedeniyle Emre'ye vurduğunu söyledi, şeklinde beyanda bulunmuşlar, çelişki sorulduğunda ise sanık ile ayrı ayrı konuştuklarını belirtmişlerdir.
Tanık Selahattin Y... kollukta ve C.Savcılığında olayı, mağdur Emre'nin beyanlarına benzer şekilde anlatmış, duruşmada ise yanlarına vardığımda Emre ağlamaklı bir durumda, ekmek alacağı paranın Erdal tarafından alındığını ve verilmediğini söyledi; sanık cebinden 500.000 lira çıkarıp uzattı ancak kime uzattığını bilmiyorum, Emre parasını ısrarla isteyince sanık kafasından itti ancak vurmadı, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yapılan üst aramasında sanığın üzerinde 712.500 lira bulunmuş, mağdurdan alınan 100.000 liranın da bu para içinde olduğu anlaşılmıştır.
Sanık 1967 doğumlu olup, mağdur ise 1983 doğumludur.
Bütün bu bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; mağdur ile arasında 26 yaş fark bulunan sanığın, olay günü cebir ve şiddet kullanmak suretiyle mağdurun 100.000 lirasını aldığı, sanığın mağduru darp ettiğinin kısmi ikrarı, tanık anlatımları ve mağdur beyanı ile doğrulandığı, ayrıca alınan paranın şaka amacıyla alındığı ve sonra verildiği şeklindeki savunmanın yapılan üst aramasında mağdurdan alınan paranın sanığın üzerinden çıktığı nazara alınarak doğru olmadığı, savunmanın aksinin toplanan kanıtlarla ispatlandığı, sigara almak için para topladık bende para kalmamıştı şeklindeki savunmanın da üst arama tutanağı ile çeliştiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanığın yüklenen gasp suçunu işlediği iddia, sanığın hazırlık soruşturmasındaki kısmi ikrarı, mağdur ve tanık anlatımları, üst arama tutanağı ve tüm dosya kapsamıyla sübuta erdiği saptandığına göre yerinde olmayan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri Yerel Mahkeme direnme hükmünün yerinde olduğu, onanmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, yerinde olmayan Yerel Mahkeme direnme hükmünün tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 16.02.1999 günü oyçokluğuyla karar verildi.