Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no: 1999/1-258
Karar no: 1999/256
T: 2.11.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
765/m.51/1, 440/1
 
DAVA VE KARAR : Resmi nikahlı eşini öldürme suçundan sanık Mustafa Ç...'nün TCY.nın 449/1, 51/1, 59. maddeleri uyarınca 20 yıl ağır hapis cezası ve fer'i ceza ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince 16.9.1998 gün ve 127158 sayı ile verilen kararın, hükmün kendiliğinden temyize tabi olması ve sanık vekili, katılanlar vekili ve Yerel C. Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen,
Yargıtay 1. Ceza Dairesince 9.3.1999 gün ve 4301/715 sayı ile;
“Hazırlık soruşturmasında olay anında ne yaptığını dahi bilmediğini ifade eden sanığa karşı maktülden gelen ve tahrik olarak kabulünü mümkün kılan haksız davranış bulunmadığı, bu hususun müşterek kızları Tuğçe'nin beyanı ile de sabit olduğu halde TCK.nun 51/1. maddesi uygulanması ile indirim yapılarak eksik ceza tayini” isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 27.5.1999 gün ve 121/119 sayı ile; “Sanık, başından sonuna kadar savunmasını olayın dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu meydana geldiği noktası üzerinde yapmıştır. Sanık vekili de aynı savunmayı sürdürmüştür. Şu hale göre sanıktan başka bir açıklama beklemek olası değildir. Başka bir anlatımla maktülenin kendisine karşı olumsuz davranışını dile getirmekten özenle kaçınmıştır. Bu savunmanın doğal bir sonucudur.
Olayın kesinlikle bir nedeni vardır. Olayı sanığın alkol almasına bağlamak, olayın akışı ile bağdaşabilir bir durum değildir. İlk kez polis karşısına çıkan, psikolojik yönden çökmüş ve ilkokul 5. sınıf öğrencisi olan tanık Tuğçe Ç..., karakoldaki koşullar da gözönünde bulundurulduğunda 31.12.1996 günlü ifadesinde, polisin yönelttiği sorulara cevaben sanık babasını suçlamasına karşın maktüle annesi ile babası olan sanığın yüksek sesle tartışmaya girdiklerini açık bir biçimde vurgulamış ancak, tartışmanın nedeni hakkında yukarıda belirtilen etki ile açıklamada bulunmamıştır. Aynı tanık daha sonraki ifadelerinde sanığın savunmasına uygun biçimde anlatımda bulunmuş ve polisteki ifadesinin doğru olmadığını söyleyerek olayın bir kaza sonucu olduğunu dile getirmiş ve yine kışkırtma hususunda herhangi bir açıklama getirmemiştir. Çünkü savunma salt olarak tedbirsizlik ve dikkatsizlik üzerine yapılmıştır.
Özel Daire maktül ile sanığın müşterek kızları Tuğçe Ç...'nün polise vermiş olduğu ifadeyi esas almıştır. Ancak, sanık ile tanık Tuğçe'nin anlatımlarının daha sonraki evrede değiştiğini gözardı etmiştir. Bir de mahkemenin Yargılama sırasında ısrarla üzerinde durduğu ve gözlenen durumu da gözetmeyerek, mahkemenin olayın akışına uygun olarak değerlendirdiği kabul şeklini de benimsememiştir.
Yukarıda da değinildiği gibi olayın mutlak bir nedeni mevcuttur. Bu neden bazı sebeplerle açıklanamaz durumdadır. Sanık ve yine ifadesine itibar edilen küçük Tuğçe'nin olayı bir tedbirsizlik biçiminde anlatmaları karşısında, asıl nedeni bir tarafa itmişlerdir. İşte bu gibi durumlarda da yargılamayı yapan mahkeme olayın oluş ve biçimine gözeterek yasal takdiri indirim sebeplerini uygulamaktadır.
Kaldı ki, bir aile faciasının sergilendiği bu olayda sanık yararına yasal indirim uygulanmasında da sayılmayacak kadar fayda vardır. Yüksek Daire sanığın olay anında ne yaptığını bilmediğini vurgulamıştır. Ne yaptığını bilmeyen sanığın maktüle tarafından tahrik edilmesi sonucu ancak aktif duruma geçeceği de gözden kaçırılmamalıdır. Konuşamayacak ve davranışlarını kontrol edemeyecek durumda olan sanığın, kendisini uyarıcı ve hatta tahkir edici bir söz karşısında içinde bulunmuş olduğu durumdan bir an kurtulup saldırgan duruma geçmesi olayın akışına ve insan doğasına uygun düşmektedir. Bu nedenle olayda sanık yararına hafif kışkırtma olduğu vicdani kanısına varılmıştır.” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da kendiliğinden temyize tabi olması ve sanık vekilleri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın “bozma” istekli 29.9.1999 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI:
CYUY. da, Ceza Genel Kurulunda incelemenin duruşmalı yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından sanık vekilinin duruşmalı inceleme isteminin CYUY.nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra, dosya üzerinde yapılan incelemede;
Sanık Mustafa Çelensü ile maktüle Fatma Çelensü'nün resmen evli oldukları, sanığın olay günü önceden satmış olduğu kahvehaneye giderek arkadaşları ile buluşup birlikte içki içtikleri, daha sonra evine dönüp, yemek yediği ve para alarak yeniden arkadaşlarının yanına gitmek için dışarıya çıktığında taksi, durağında bulunan şoförlerle tartıştığı ve darp edildiği, bu olay sonrasında önceden birlikte içki içtiği arkadaşlarının evine gittiği ve bir süre daha içki içtikten sonra arkadaşları tarafından sarhoş bir halde saat 03.00 sıralarında evine getirildiği, sarhoşluğunun etkisiyle maktüle eşiyle tartışmaya başladığı, seslerinin bitişik odada bulunan müşterek çocukları ve komşular tarafından duyulacak derecede yükseldiği, sanığın önce etkili eylemde bulunduğu maktüleyi av tüfeği ile yakın mesafeden bir el ateş etmek ve göğüs bölgesinden vurmak suretiyle öldürdüğü tüm dosya içeriği ile sabittir. Belirlenen bu oluş ve sübutta Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın karısını öldürmekten cezalandırıldığı yukarıda açıklanan somut olayda, hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
Haksız tahrik, failin haksız bir eylemin doğurduğu öfke ve elemin etkisi altında hareket ederek suç işlemesidir. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Tahriki oluşturan bir eylem olmalı,
b- Bu eylem haksız bulunmalı,
c- Fail, öfke ve şiddetli elemin etkisi altında bulunmalı,
d- Failin işlediği suç, bu ruhi durumun tepkisi olmalıdır.
Bu açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Olaydan sonra sanığın Adli Tabiplikçe yapılan muayenesinde ( 3.10 ) promil alkollü olduğu tespit edilmiştir. Sanık, kollukta müdafii huzurunda verdiği ifadede, aldığı alkolün etkisiyle olayı hatırlamadığını, C. Savcılığı ve Sulh Hakimliğindeki sorgusunda da kolluktaki ifadesinin doğru olduğunu, maktüle eşi ile arasında ne gibi bir olay geçtiğini ve onu neden öldürdüğünü, maktülenin kendisine yönelik tahrik edici bir hareketi olup olmadığını hatırlamadığını söylemiş, ancak son soruşturma aşamasında bu ifadelerin baskı altında alınmış olduğunu, olayın evden tüfeği alıp kavga ettiği taksi şoförlerinin yanına gitmek istediğinde maktülenin tüfeği tutup kendisini engellemesi ve aralarındaki çekiştirme sırasında patlaması sonucunda taksirle meydana geldiğini belirtmiştir.
Olayın en yakın tanığı olan sanık ile maktülenin müşterek çocukları, on yaşındaki Tuğçe kolluktaki ifadesinde; daha önceleri de alkollü eve geldiğinde kardeşi ve kendisi ile annesini döven sanık babasının olay gecesi de alkollü olarak eve gelip maktüle annesi ile yüksek sesle tartıştığını, maktüleye küfrettiğini ve öldüreceğini söylediğini duyduğunu, bilahare silahın patladığını ve sanığın oda kapısını açarak “gitti anne, onu ben öldürdüm, yandım anam” diye bağırdığını söylemiş ancak, son soruşturma aşamasında bu ifadesini değiştirerek olayın sanık ile maktülenin tüfeği aralarında çekiştirdikleri sırada meydana geldiğini belirtmiştir.
Görüldüğü gibi, olayda maktüleden kaynaklanan ve sanığa yönelen herhangi bir haksız eylem bulunmamaktadır. Adli Tabiplik raporuyla da belirlendiği şekilde ileri derecede alkol almış olan sanık, sarhoşluğunun etkisiyle maktüle ile tartışmış, otopsi raporu ve Adli Tıp Kurumu raporları ile sabit olduğu üzere öldürmeden önce maktüleye etkili eylemde bulunmuş, kendi kusurlu hareketleri ile olaya neden olmuş bulunduğundan sanık lehine tahrik hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Kaldı ki, sanığın evvelce alkol alışkanlığı bulunduğu, bırakma çabalarına karşın olay günü fazla miktarda içki içtiğinin tanık kardeşi tarafından'da görüldüğü, bu durumda eve getirilip kendisine darpta bulunanlarla hesaplaşmak için bir silahla evden ayrılmak isteyen sanığın maktüle eşi tarafından engellemeye çalışmasının yerinde bir davranış biçimini oluşturup tahrik teşkil edeceğinden sözetmeye olanak yoktur. Bu nedenlerden dolayı Yerel Mahkemenin, maktüle ile sanık arasında tartışma meydana gelmiş olması, olayın saptanamayan bir nedeni bulunması, sanığın ancak maktülenin tahrik edici bir hareketi ile saldırgan duruma geçeceğinin düşünülmesi biçimindeki değerlendirmeleri isabetsiz ve varsayımlara dayalı bir kabul olduğundan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi Z. Aslan, “Yerel Mahkemece gösterilen gerekçeye göre isabetli olan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.” Görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, tebliğnamedeki isteme uygun olarak oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini