Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1997/4-27
K. 1997/60
T. 25.3.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
GÖREVLİ MEMURA HAKARET
GÖREVLİ MEMURU TEHDİT
 
KARAR ÖZETİ : Bir şikayeti tahkik etmek için evlerine gelen mağdur köy muhtarına küfredip, "seni öldüreceğim" diyerek tehditte bulunan sanık hakkında, TCK.nun 269. maddesinde öngörülen (cebir, şiddet ve tehditin) bir arada bulunması koşulu olmadığından, TCK.nun 266/1.maddesi uyarınca tayin edilen cezanın 269.madde ile artırılması yasaya uygundur.
(765 s. TCK. m. 266, 269)
 
Görevli memura hakaret suçundan sanık Bayram'ın, TCY.nın 266/1, 269 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 600.000 lira ağır para cezası ilecezalandırılmasına ilişkin, (Eflani Asliye Ceza Mahkemesi)'nce 24.10.1995gün ve 20/38 sayı ile verilen kararın, C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce, 03.10.1996 gün ve 5743/7296 sayı ile;
 
(TCY. nın 269. maddesinde öngörülen üç öğenin birlikte gerçekleşmediği gözetilmeden, TCY.nın 266/1, 191/1, 273. maddelerinin uygulanması yerine, yazılı madde ile arttırım yapılması) isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
 
Bu karar da, Yerel ve Üst C. Savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 15.01.1997 gün ve 4/125845 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle; Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
İncelenen dosyaya göre;
 
Babasının bir kadına küfür etmesi ile ilgili şikayeti tahkik etmek için evlerine gelen mağdur köy muhtarına sanığın; "her seferinde bize geliyorsun, şikayet edenin de senin de..." biçiminde küfredip, "bu köyde ya sen fazlasın, ya da ben, seni öldüreceğim" demek suretiyle hakaret ve taaruzda bulunduğu olayda, sanık hakkında TCY.nın 269. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığı Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığı oluşturmaktadır.
 
TCY.nın 266, 267 ve 268. maddelerindeki suçların yasal artırıcı nedeni olan 269. maddede; "taarruz ve hakaretlerin cebir ve şiddet ve tehdit ile icra olunması halinde" cezanın artırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm kaynak Yasanın 195. maddesinden alınmıştır. Kaynak Yasanın 195. maddesinde cebir, şiddet, tehdit sözcükleri arasında "veya" ile bağlantı yapılmıştır.
 
TCY.nın 269. maddesinde cebir, şiddet, tehdit "ve" ile birleştirilmiş ise de, buradaki "ve" bağlantılarını "veya" anlamında kabul etmek gerekir. Üçünün bir arada bulunması gerektiği aranmamalıdır. Esasen, TCY.nın 266, 267, 268. maddelerine ortak ağırlaştırıcı neden olan 269. madde uygulandığında, basit olan bu suçlar bileşik suçlar haline dönüşmektedirler. 269. maddede gösterilen maddi veya manevi cebir, boyutları itibarı ile maddede öngörülen yoğunluğu aşmadıkça ayrıca ceza tayin edilmez. Aynı durumu yağma suçunda da görmekteyiz.
 
Tekrar belirtmek gerekirse, TCY.nın 269. maddesinde öngörülen maddi (cebir, şiddet) ve manevi (tehdit) cebirin bir arada bulunması gerekmemektedir. Şiddet veya tehdit fiillerinden sadece birinin gerçekleşmesi 269. madde uygulamasında yeterli sayılmalıdır. Çünkü, bir bağlaç olan "ve" sözcüğü, çoğu zaman "veya" anlamını da vermektedir. TCY.nda bunun örnekleri vardır. TCY.nın 449. maddesinde; "Adam öldürmek fiili;
 
1- Karı, koca, kardeş, babalık, analık, evlatlık, üvey ana, üvey baba, üvey evlat, kayınbaba, kaynana, damat ve gelinler hakkında işlenirse" denilmek suretiyle "ve" sözcüğü ya da belirtilen kavramlar arasında "ve" anlamını veren (,) virgül kullanılmış ise de buradaki "ve" sözcükleri ile virgül işaretlerini veya olarak anlamak gerekeceği kuşkusuzdur. Uygulama da bu yöndedir.
 
Nitekim TCY., maddi ve manevi cebirin bir suçun unsuru veya ortak ağırlatıcı sebebi olarak öngördüğünde, daima cebir ve şiddet veya tehdit ayrımını yapmıştır (TCY.nın 186, 201, 254, 256, 258, 429. maddelerinde bu hali görmekteyiz).
 
Aksi görüşün kabulü halinde, yani cebir ve şiddet ve tehdidin bir arada bulunmaları aranırsa, 269 ncu madde uygulanamaz hale gelir ki, yasa koyucunun böyle bir sonucu istediği düşünülemez. Bu itibarla, maddedeki "ve" sözcüğünü "veya" olarak kabul etmek gerekir.
 
Bu itibarla, manevi cebine (tehdit), memur olan mağdura karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında, TCY.nın 266/1. maddesi uyarınca tayin edilen cezanın, 269. madde ile artırılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanmasına karar verilmelidir.
 
Karşı oy kullanan Kurul Üyeleri; TCY.nın 269. maddesinin uygulanabilmesi için cebir, şiddet ve tehdidin üçü bir arada yapılmak suretiyle hakaret ve taaruzda bulunulması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
 
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, üst ve Yerel C. Savcılarının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi yerinde görülmediğinden reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının (ONANMASINA), 25.03.1997 günü yasal oyçokluğu ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini