 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/88
Karar no : 1994/113
Tarih : 25.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA :
SUÇ ve KARAR : Mala zarar verme suçundan sanık Sami Öz'ün TCK.nın 516/ilk, 522, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 606.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 8.6.1992 gün 62/515 Sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen,
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 22.6.1993 gün 3464/7467 sayı ile;
"Sanığın mülkiyeti ihtilaflı olan taşınmazda kendi yerine yapıldığını iddia ettiği havuzun yapımını engellemek amacıyla müştekinin oğlu tarafından havuz yeri kazıldığı sırada müştekiye ait kazma, kürek ve su hoktumunu yakma şeklinde eyleminin kendiliğinden hak alma suçunu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışılıp kanuni gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde ızrar suçundan mahkumiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 29.11.1993 gün 715/852 sayı ile;
"Uyuşmazlık, havuzun inşa edilmek istendiği arazi ile ilgilidir. Olayda, eşya üzerinde kuvvet sarfı sözkonusu olmakla beraber bir kısım eşyanın tahribi suretiyle hakkını elde etme olgusu söz konusu değildir. Müştekinin eşyalarının tahribi ile hakkına kavuşmamıştır. Doğrudan, arazi üzerinde fiili bir durum yaratılmadığından kendilininden hak alma suçu oluşmamıştır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca inclenmesi sanık tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istemli 24.3.1994 günlü tebliğnemesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI: Sanığın TCK.nın 516/ilk, 522, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin hüküm, sanığın temyizi üzerine Özel Dairece, "eylemin kendiliğinden hak alma suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmaması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Bozmadan sonra 1.11.1993 günlü oturumda "eylemin bübutu halinde, hakkında TCK.nın 308. maddesinin uygulanması ihtimali nazara alınarak sanıktan ek savunması sorulmuş ve bu suretle bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak suretiyle bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak suretiyle bozmaya uyulmuştur. Bu nedenle hükmün Özel Dairece inclenmesi gerekmektedir.
Öte yandan Yerel Mahkeme, bozmadan sonra delilleri irdelemiş, "havuz yapımında kullanılan kazma, kürek ve su hortumunun tahribi ile şikayetçinin hakkına kavuşamadığını, zor kullanmanın ihtilaflı olan arazi kızgınlıkla eşyaların tahrip edildiğini, eylemin kendiliğinden hak alma suçunu oluşturmayıp zarar verme suçunu oluşturduğunu" belirterek bozma kararında belirtildiği şekilde suç vasfını tartışmış, bozulan kararda yer olmayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı vermiştir.
Bozma kararı doğrultusunda işlem yapılması, ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçelere dayanılarak hüküm kurulması, niteliği itibariyle direnme kararı olmayıp bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Mahkemece, bozma kararı tartışılarak gösterilen yeni ve değişik bu gerekçe Özel Dairece denetlenmemiştir. Özel Dairece, incelenmeyen bu hususun doğrudan donruya ve ilk kez Ceza Genel Kurulu'nda inclenmesi olanaksızdır. Mahkemenin son uygulaması, bu yönüyle de bozmaya eylemli uyma niteliğinde olduğundan, temyiz incelenmesi Özel Dairece yapılmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, bozmaya uyulduğu gibi Yerel Mahkemece verilen son karar niteliği itibariye bozmaya eylemli uyma olduğundan, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye aykırı olarak oybirliğiyle karar verildi.