 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1993/208
Karar No: 1993/352
Tarih: 27.12.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan sanık Ağit'in TCK.nun 193/2, 81. maddeleri uyarınca 2 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Hazro Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 22.1.1992 gün ve 63/1 sayılı hükmün sanık ve Üst C. Savcısı tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen 4. Ceza Dairesi, 7.10.1992 gün ve 5595/5988 sayı ile;
"Yolla bağlantılı olan ve kaldırım niteliğinde bulunan kapı önündeki iki basamaklı herkese açık yerin konutun eklentisi sayılamayacağı ve eve giriş kapısını zorlayan sanığın eyleminin konut dokunulmazlığını bozmaya eksik kalkışma olacağı düşünülmeden, salt bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması" isabetsizliğinden, oyçokluğuyla ve "Oluşa, keşifteki bilirkişi raporuna ve mahkemenin gösterdiği gerekçeye göre sanığın, müştekinin rızasına aykırı şekilde ve gayrimeşru amaçla konutun kapısını uzun süre zorladığı, sahanlık konut eklentisi niteliğinde bulunduğundan hükmün onanması gerektiği" karşı oyu ile ve oyçokluğuyla kararı bozmuş,
Yerel mahkeme, 23.10.1992 gün ve 64/69 sayı ile;
"Sanık, olay gecesi şikayetçinin kaldığı konutun önünde bulunan ve betondan yapılmış sabit nitelikte olan, binaya giriş çıkış için kullanılan sahanlığa çıkarak kapıyı bir süre açmaya çalışmıştır. Bu yerin, herhangi bir yolla bağlantısı bulunmadığı gibi, kaldırım mahiyetinde de değildir. Burası, herkesin kullanımına açık ve her isteyenin yararlanabileceği bir yer olarak kabul edilemez. Sanığın, üzerine çıktığı merdiven ve sahanlık, konutun eklentisi olup, konut dokunulmazlığını bozma suçu tamamlanmıştır" gerekçesiyle, önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi Üst C. Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 17.7.1993 gün ve 4/1477 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanığın, geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan TCK.nın 193/2, 81/1. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; suçun tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkindir.
Konut dokunulmazlığını bozma suçunun, genel suç kastı ile işlenmesi yeterli olup yasa koyucu tarafından özel suç kastı aranmamış, failin saikine yer verilmemiştir. Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen ya da rızasıyla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut veya eklentinin bulunması suçun unsurlarından birisi ve adeta suçun önkoşuludur. Bu nedenle, öncelikle konut ve eklenti kavramları üzerinde durulmalıdır.
Konut (mesken); kişilerin, devamlı veya geçici olarak yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerlerdedir. Eklenti (müştemilat) ise; konut veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek, konuta bağlı veya pek yakın yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, samanlık, kömürlük, odunluk, balkon, bahçe, taraça gibi yerler eklentidir.
Bir yerin eklenti sayılabilmesi için bu yeri kullanan ve tasarruf edenlerin başkalarının izinsiz girmelerini istemediklerine ilişkin iradelerini açık veya örtülü biçimde açıklamaları (izhar etmeleri) gerekir. Eklenti veya konut sahipleri bu yerlerin kendilerine ait olduğunu, izinsiz girilmesinden rahatsızlık duyacaklarını dış dünyaya yansıtmalıdırlar. Bir yerin eklenti olup olmadığını, mağdurların dış dünyaya çeşitli biçimlerde yansıyan iradeleri belirleyecektir. Buranın mağdura ait olduğunun, tahsis edildiğinin bazı maddi engellerde belirtilmesi yeterlidir. Avlu veya bahçenin etrafında mutlak surette duvar olması, bahçe veya apartman kapısının devamlı kapalı ve kilitli bulunması şart değildir. Dış alemden ayırıcı ve mağdura özgülenmişliği belirten, aşılmasına rıza ve müsaade olmadığını gösterme amacı taşıyan taşlık, basamak, çit, sahanlık, duvar, tel örgü, toprağı kazıma, hark (hendek) açma, yazı yazma, çiçeklik yapma, sınıra çit yerini tutacak biçimde yanyana ağaç dikme, zemini betonlama veya taş, karo, tahta parçaları ile kaplama, her çeşit im (işaret), simge ve belirtinin, olay yeri koşullarına, kültürel ve yöresel özellikler ile o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu gelenek ve göreneklere göre eklentiyi ayırıcı ve belirleyici olup olmadığı mahkemece tesbit ve takdir edilmeli, olaysal olarak değerlendirilmelidir. Bahçe etrafına çekilen duvar veya tel örgü izinsiz girişi önleyecek bir engel olduğu gibi, kapı önüne oturmak için yapılan seki, eve giriş veya çatıya çıkış için yapılan merdiven, sınırı belirlemek için avlunun etrafına dikilen çiçekler veya çekilen ip, asılan "girilmez" yazısı bu yerin konut sahibine ait olduğunu ve izinsiz girmeye razı olunmadığını, dış dünyadan ayrıldığını gösteren belirtilerdir.
Öte yandan, konut dokunulmazlığını bozma suçu, kişi hürriyeti aleyhine işlenen suçlardandır. Bu suçun temel vasfı, kişi özgürlüğüne karşı işlenmiş olmasıdır. Korunan; mülkiyet, zilyetlik vs. tasarruf hakkı olmayıp, burada oturma nedeniyle kişi özgürlüğüdür. Yasa koyucu, konutla birlikte, konutu korumada zaruri bulunan eklentiyi de ayrıca korumuş, eklentiye girenin de cezalandırılması gerektiğini kabul etmiştir. Bir yerin eklenti olup olmadığını saptarken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da, o yere girilmekle kişi huzur ve güvenliğinin bozulup bozulmayacağının tesbitidir. Girilmesi veya girildikten sonra çıkılmaması konutta oturanların huzur ve sükununu bozmuşsa o yer eklenti olarak kabul edilmelidir.
Eklentiye girilmekle, kişi huzur ve güvenliğinin, özgürlüğünün bozulup bozulmadığı, girenin amacı, davranışı, giriş nedeni ve olayın akışı içinde ihlal ettiği hukuki yarar ve korunması gereken çıkar nazara alınarak saptanmalıdır. Yasa koyucu suçun oluşumunda "saike" yer vermemiş, suçun belirli bir güdü ile işlenmesini aramamış ise de, suç; eklenti veya konuta, sahibinin rızası dışında girilmekle oluşacağından "rıza" üzerinde de ayrıca durulmalıdır. Eklentiye girmenin gizli veya hile ile olması, konut sahibinin rızası olmadığını göstermekte ve alenen girme halinde men edileceğinin delilini teşkil etmektedir. Rızanın varlığı veya yokluğu tesbit edilirken, sanığın amacı, davranışları, giriş nedeni, yerel ve olaysal koşullar, gelenekler nazara alınmalıdır. Mağdurun rızası, buraya girenin amacı ile yakından ilgili olup, kötü niyetle girilmeye müsaade etmeyeceği tabiidir. Sütçünün süt, gazetecinin gazete, postacının mektup bırakmak için eklentiye girmesinde örtülü rıza mevcuttur. Zira, bu şahıslar iyiniyetli olup, yasa dışı bir gaye ile buraya girmemişlerdir. Fakat aynı yere ırza geçmek, söz atmak, tasaddide veya sarkıntılıkta bulunmak, röntgencilik yapmak için girilmede rızanın varlığı kabul edilemez. Çünkü; eklenti sahibinin huzuru, güvenliği bozulmuş, kişisel özgürlüğü ihlal edilmiştir. Açıklandığı üzere "saik", suç unsuru olmayıp suçun oluşmasında doğrudan doğruya etkili değilse de, mağdurun rızasının tesbitinde rol oynamaktadır.
Bu itibarla, eklentiye girmede, burayı kullanma ve tasarruf etme hakkına sahip olanların rızalarının tesbiti zımnında, sanığın davranışları değerlendirilmeli, giriş amacı araştırılmalı, olaysal olarak değerlendirme yapılmalıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun duraksamasız uygulamaları da bu doğrultudadır. 12.3.1973 gün, 28/215 sayılı kararda; "bir çatı altında bulunan bölümlerin, konutun eklentisi" olduğu, 27.1.1969 gün, 542/31; 11.3.1991 gün, 25/67; 27.12.1993 gün, 169/354 sayılı kararlarda ise; "apartman giriş kapısından sonra gelen koridorlar, daire giriş kapılarının önleri, apartman sahanlıkları eklenti olarak kabul edilmiş, yasal olmayan bir amaçla buralara girildiğinde konut dokunulmazlığını bozma suçunun oluştuğu ve suçun tamamlandığı" kabul edilmiştir.
Ceza Genel Kurulu'nun 21.4.1986 gün, 541/236 sayılı kararında; "etrafı çitle çevrili avluya girip şikayetçinin ahırı önünde yapılan kavgada, girilen avlunun konutun eklentisi"; 6.2.1989 gün, 556/38 sayılı kararda ise; "kapıları kilitli olmayan avlu içinden otonun alınmasının, eklentiden yapılan hırsızlık" olduğu belirtilmiştir.
Cinsel taciz ve saldırı amacıyla, giriş kapısının önünde bulunan ve merdivenle çıkılan sahanlığa gelerek pencere ve kapıya vuran, kapının açılmasını isteyen sanıkların eylemlerinin, bu yerin eklentisi olması nedeniyle konut dokunulmazlığını bozmak suçunu oluşturacağı, Ceza Genel Kurulu'nun 6.5.1991 gün, 102/135; 21.6.1993 gün, 155/184; 27.12.1993 gün, 210/353 sayılı kararlarıyla açıklığa kavuşturulmuştur.
Açıklanan yargısal ve bilimsel görüşlerin ışığı altında; etrafı duvarla çevrili olmasa bile, evin giriş kapısı önünde bulunan, eve giriş ve çıkışı sağlayan, sabit ve özel olarak yapılmış, eve bitişik sahanlığın eklenti olduğunun kabulü gerekir. Merdiven veya sahanlığın girişinde zil ya da tokmak bulunmaması, kapı konmaması, bu yerin konutla ilgisi olmadığı, isteyen herkesin yararlanabileceği, tasarruf edebileceği, herkese açık yerlerden olduğu anlamına gelmeyecektir. Merdiven, sahanlık ve benzerleri yapılmakla bu yerin özel yaşama ayrılmış, dışarıya kapanmış bir yer olduğu habersiz ve rızasız girilmesine izin verilmeyeceği belirtilmiş ve böylece dış dünyadan ayrılmıştır. Konut ve merdiven sahanlığı birbirinden ayrılmaz birer parça ve sahanlıklar konutun eklentileridir.
Maddi olayda sanık; olay gecesi şikayetçinin oturduğu lojmana gelmiş ve giriş kapısı önünde bulunan iki basamakla çıkılan sahanlığa girmiş, kapıyı çalarak "sana aşık oldum, seni seviyorum, kapıyı aç içeri gireyim" demiştir. Gitmesi istendiğinde kapıyı zorlamış, tehditde bulunmuş, pencereyi örten naylonu yırtmış, köy korucularının sesleri işitip havaya ateş etmeleri üzerine kaçmıştır. Şikayetçinin oturduğu konut okul lojmanı olup, etrafı duvarla çevrilmemiştir. Duvar yaptırılması, çit çekilmesi, bahçe girişine kapı konularak devamlı kilitli tutulması mağdurdan istenemez. Olayın geçtiği konut, yolla bağlantılı olmadığı gibi kapı önünde bulunan konuta girişi çıkışı sağlayan sahanlık da, kaldırım niteliğinde değildir. İsteyen herkesin buradan yararlanması olanaksızdır. Konuta bitişik olarak yapılan, merdivenle çıkılan ve giriş kapısı önünde bulunan beton sahanlık, umuma açık bir yer olmayıp özel olarak yapılmış ve dış alemden ayrılmış, girilmesi izne bağlanmış bir yerdir. Bu kısmı dış dünyadan ayırma iradesi, merdiven yapılmak, beton dökülmek suretiyle açıklanmıştır. Konutun eklentisi olan bu yere, yasa dışı amaçla girilmek, kapıyı açmaya zorlamak suretiyle şikayetçinin huzur ve güvenliği bozulmuş, özel yaşantı özgürlüğü ve erinci (barış içinde olması) ihlal edilmiştir. Şikayetçinin; buraya sanığın yasadışı amaçla ve kişisel özgürlüğüne tecavüz etmek üzere girmesine rıza gösterdiği de kabul edilemeyeceği cihetle, eklentiye bu şekilde girilmekle konut dokunulmazlığını bozma suçu oluşmuş ve tamamlanmıştır.
Bu itibarla, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan, Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün (ONANMASINA), tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, 27.12.1993 günü oyçokluğuyla karar verildi.