Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
Esas No: 1998/10667
Karar No: 1998/12819
Tarih: 12.10.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
SUÇUNU SÖYLETMEK İÇİN İŞKENCE YAPMAK
 
ÖZET : Terörle Mücadele Şubesi Görevlileri olan sanıkların mağdurlar hakkında başlattıkları soruşturmada, gözaltı sürecinde sorgulanırlarken suçlarını söyletmek için hakaret, tehdit, göz bağlamak, yüksek valumlü marş dinlemek, çırılçıplak soymak, elektrik akımı vermek, basınçlı su sıkmak, ıslak battaniyeye sarmak, beden gücünün dayanamayacağı sabit hareketlere zorlamak, erkeklerin hayalarını sıkmak, kızlara cinsel taciz, makatlarından cop sokmak, fiziki cebir ve yekdiğerine yapılan işkenceyi seyrettirmek şeklinde sonuç almaya yönelik eylemlerde bulundukları, mağdurların samimi iddiaları ve bu iddiaları doğrulayan doktor raporlarından anlaşılmakla; suçun sübutunu kabul etmek gerekir.
(765 s. TCK. m. 243)
 
 
Suçunu söyletmek için işkence yapmaktan sanıklar Levent Turgut, Engin, Fevzi, Musa, Mehmet, Turgut, Atilla, Ramazan, Halil'in yapılan yargılanmaları sonunda; Beraatlerine dair (Manisa Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 11.3.1998 gün ve 128 esas, 46 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahiller vekilleri ve C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğ name ile 22.9.1998 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
Manisa Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi Görevlileri olan sanıkların bir Yasa dışı pankart asma olayı nedeniyle aralarında 16-17 yaşlarında öğrenci mağdurlarında bulunduğu kişilerin, illegal örgüt üyesi olabilecekleri olasılığından hareketle soruşturmaya geçip kuşkularını yoğunlaştırdıkları, mağdurları bulundukları yerlerden peyder pey toplayıp sorgulamaya aldıkları 26.12.1995 tarihinde başlayan gözaltı sürecinin 51.1996 tarihine kadar sürdüğü, bu süre içinde sanık olarak sorgulanan mağdurlara suçlarını söyletmek için sürekli biçimde maddi ve manevi işkence yapıldığı iddiasının ortaya atıldığı,
Sorgulama sürecinin başlangıcında periyodik rutin şevkler sırasında alınan tabip raporlarında mağdurlarda darp ve cebir arazına ve patolojik bulgulara rastlanmadığı tanıları mevcutsa da, bir parlamenterin konuyla ciddi biçimde ilgilenmesi, mağdur ailelerinin ısrarlı yakınmaları, şikayetlerin yoğunlaşması, yazılı ve görsel basın aracılığı ile kamu oyuna yansıtılması ve evrensel platforma taşması nedenleriyle önce Adli Tabip, sevk üzerine Devlet Hasta hanesi, müdahiller vekillerinin çabaları ile İzmir Tabipler Odası (İTO) tarafından yaptırılan muayene ve tetkiklerden sonra tüm mağdurların fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldıklarının belirlendiği,
 
Yargılama aşamasında serbest kalmaları nedeniyle kendi olanaklarıyla (İTO) ya başvuruları sağlanan mağdurlardan Abdullah, Jale ve Mahir yönünden gözlem ve tıbbı tetkiklere dayalı olarak alınan raporlarda; Maddi ve manevi travmaların kesin bulguları saptanmış, tutukluda kalan diğer mağdurlar için aynı imkan bulunmadığından önceki raporları, beyanları ve anatomik şemalarda işaretlenen kişisel yakınmalarının değerlendirilmesi sonucu düzenlenen (İTO) raporlarından; sorgulama yöntemleri ve oluşun yönlendirdiği verilerde nazara alındığında gerek psikolojik açıdan gerekse fiziki yönden doktrinde ve uygulamada benimsenen işkence nitelemesi boyut ve yoğunluğunda şedit, haysiyet kırıcı, zalimane eylemlere maruz kaldıkları anlaşılmış, bu olaydan sonra bir kısım mağdurların intihara kalkıştığı, bir kısmının tüberküloz hastalığına yakalandığı, bir kısmının da sürekli psikolojik tedaviye muhtaç kaldığı belirlenmiştir.
 
Raporların ve anlatımların ortak karakterlerinden, yoğunluk kazanan davranış biçimlerinin; Hakaret, tehdit, göz bağlamak, yüksek volümlü marş dinletmek, çırılçıplak soymak, elektrik akımı vermek, basınçlı su sıkmak, ıslak battaniyeye sarmak, beden gücünün dayanamayacağı sabit hareketlere zorlamak, erkeklerin hayalarını sıkmak, kızlara cinsel taciz, makatlarından cop sokmak, fiziki cebir ve yek diğerine yapılan işkenceyi seyrettirmek şeklinde sonuç almaya yönelik süreklilik gösteren bezdirici, ızdırap verici nitelik gösterdiği anlaşılmıştır.
 
Anayasamızın 17/3. maddesinde; "Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, kimse insan haysiyeti ile bağdaşmayan bir cezaya ve muameleye tabi tutulamaz" hükmü yer almış, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 5. maddesindeki öğeler "işkence-torture", "zalimane-cruel", "gayrı insani-inhurmain", "haysiyet kırıcı-actes-outrageants" deyimiyle TCK.nun 243 maddesine aynen aktarılmıştır.
 
Ülkemiz, evrensel boyuttaki İnsan Hakları ile ilgili Uluslararası Sözleşmeleri benimsemiş ve İç Hukukumuzun bir parçası olarak yasalaştırmıştır. Anayasamızın 90/son madde ve fıkrasına göre usulünce yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Söz!eşmeler Kanun hükmündedir.
 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki hak ve hürriyetlerin başında, yaşama, işkenceye, gayri insani yahut haysiyet kırıcı ceza ve muamelelere karşı korunma hakkı belirlenmiş, 3. maddesi ile yasaklama getirilmiş, Avrupa Konseyi bünyesinde 1987 yılında imzalanan "işkencenin ve insanlık dışı veya küçültücü ceza ve muamelelerin önlenmesi" sözleşmesinin dibacesinde TCK.nun 243. maddesinde yazılı tanımlamalara aynen yer verilmiştir. Bu sözleşme sadece kural belirlemekle kalmamış (CPT) işkencenin önlenmesi komitesi komisyonu kurarak taraf ülkeleri de uygulamayı fiilen denetime almıştır. Bu komisyon üye ülkelerin, cezaevlerinde ve emniyet birimlerinde inceleme yaparak kamusal açıklama (Public statement) ile kınama yetkisini haizdir. Yine Türkiye'nin taraf olduğu "işkence ve diğer zalimane, gayri insani veya küçültücü muamele ve cezalara karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 1. maddesinde (işkence terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa bu şahsın veya  üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle cezalandırmak amacıyla bilgi veya itiraf elde etmek için veya uygulanan fiziki veya manevi, ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir), tanımına yer verilmiştir.
 
Bu değerlendirmelere göre mağdurların maruz bırakıldıkları hareketlerin işkence niteliğinde olduğunun kabulü kaçınılmazdır.
 
Sanıkların fiili ve hukuki durumlarına gelince;
 
1) Levent'in: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Hüseyin, Özgür, Levent, Emrah, Jale, Münire, Ali, Sema, Ayşemine ve Abdullah'a,
 
2) Turgut'un: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Levent, Emrah, Ali ve Sema'ya
 
3) Ergin'ın: Mağduılar Aşkın, Mahir, Hüseyin, Özgür, Levent, Emrah, Münire, AU. Jale, Sema, Ayşemine'ye,
 
4) Fevzi'nin: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Hüseyin, Özgür, Levent, Emrah, Münire, Ali, Jale, Sema, Ayşemine'ye,
 
5) Musa'nın: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Hüseyin, Özgür, Levent, Emrah, Münire, Jale, Sema, Ayşemine'ye,
 
6) Mehmet'in: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Hüseyin, Özgür, Levent, Emrah, Münire, Ali, Jale, Sema, Ayşemine'ye,
 
7) Turgut'un: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Levent, Emrah, Jale, Sema'ya,
 
8) Atilla'nın: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Özgür, Levent, Emrah, Münire, Ali, Jale, Sema, Ayşemine'ye,
 
9) Ramazan'ın: Mağdurlar Aşkın, Mahir, Hüseyin, Özgür, Emrah, Münire, Ali, Jale, Sema, Ayşemine, Faruk'a,
 
10) Halil'in: timin Amiri olarak sorgulamayı yönlendirip işkence eyleminin tümünün azmettiricisi konumunda olarak tüm mağdurlara karşı,
 
Yapılan işkencelerde aktif rol üstlendikleri, sonucu belirli hareketlerden soyutlanmalarına imkan olamayacağı, aksi takdirde şahadetin ortak karakter gösteren ve raporlarla doğrulanan iddialardaki samimiyetin reddine ve ya-rotanın yok sayılmasına gerekçe bulunmayacağı muhakeme mantığı ve vicdan ölçüleri gereğidir.
 
Belirlenen olgu ve bulgular çerçevesinde sübutun kabulü zorunlu iken,. inandırıcı olmayan ve dosya içeriği ile bağdaşmayan yetersiz gerekçelerle sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
 
Bozmayı gerektirmiş C. Savcısı ve müdahiller vekillerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olmakla hükmün (BOZULMASINA), 12.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini