|
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E. 1998/815
K. 1998/1539
T. 13.4.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- VERGİ KAYDINA DAYALI TAŞINMAZİKTİSABI
- TAŞINMAZA UYGULANABİLİR BELGE
KARAR ÖZETİ: Davacı, zilyetliğe ve emlak vergisi beyannamesine dayanarak çekişmeli taşınmazın adına tescilini istemiştir. Emlak vergisi beyannamesinin 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde öngörülen belgelerden olduğunun kabulüyle, çekişmeli taşınmaza ait olup olmadığı araştırılıp, iktisap koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerekir. Emlak kayıtlarında taşınmazın sınırlarının gösterilmemiş olması, uygulanması ve kapsamının belirlenmesi niteliğini ortadan kaldırmaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 290 parsel sayılı 21400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Ali zilyetliğinde olduğu belirtilerek ve belgesiz kazandığı taşınmazların 100 dönümü doldurduğundan sözedilerek Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen davacı Ali oğlu Mehmet, babasından devren gelen zilyetliğe ve emlak vergi kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde tesbit günü itibariyle davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de davacı taraf 1981 ve ondan önceki tarihe ait emlak vergisi beyannamesine dayanmıştır. Emlak vergisi beyannamesinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen belgelerden olduğunun kabulü gerekir. Bu kayıtlarda taşınmazın sınırlarının gösterilmemiş olması onun uygulanabilir olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Bu durumda davacının babasının ve haleflerinin aynı çalışma alanı içinde edindikleri taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanakları getirtilerek tutunulan emlak vergi kayıtlarının hangi taşınmaza ait olduğunun araştırılıp saptanması, çekişmeli taşınmaza ait olduğunun belirlenmesi durumunda taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen, belgenin var olduğunun dikkate alınması ve iktisap koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, emlak vergi kaydının belge niteliğinde olmadığından söz ederek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 13.4.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.