 |
T.C.
YARGITAY
3. Ceza Dairesi
E:2006/2126
K: 2006/5994
T: 28.06.2006
- LEHE KANUN UYGULAMASI
- UZLAŞMA
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti : Hakaret suçunun 5237 sayılı Yasa'nın 73/8. maddesine göre uzlaşma kapsamında olduğu dikkate alınıp, uzlaşmanın kovuşturma şartı olduğu gözetilerek somut olayda uzlaştırma işleminin yapılması, bundan sonuç alınamaması halinde yargılamaya devamla karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nın hangisinin sanık lehine hükümler içerdiği karar yerinde denetime olanak verecek şekilde gösterilmelidir. Yine 5252 sayılı Yasa'nın 5/1. maddesine göre tayin edilen para cezasının adli para cezasına dönüştüğü gözetilmelidir.
(5237 s. TCK m. 73)
(5252 s. TCKYK m. 5)
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; gereği görüşülüp düşünüldü:
- Sanık İhsan hakkında tedbir kararına muhalefet suçundan dolayı yapılan yargılamaya, toplanan delillere, gerekçe ve takdire göre verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden (ONANMASINA),
- Sanıklar Celal, Ramazan ve Basri'nin İhsan'a karşı; sanık İlhan'ın ise Ramazan'a karşı basit yaralama eylemleri nedeniyle karar tarihi itibariyle tayin olunan cezanın tür ve miktarına göre hükmün CMUK'nın 305. maddesi uyarınca temyizi kabil olmadığından müdahil sanık vekillerinin temyiz istemlerinin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca istem gibi (REDDİNE),
- Sanık İhsan'ın mağdur sanık Celal'e karşı yaralama ve diğer müdahil sanıklar Ramazan, Celal ve Basri'ye hakaret etmesi eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak;
- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın hangisinin sanık yönünden daha lehe hükümler içerdiği karar yerinde denetime olanak verecek şekilde gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
- Mağdur Celal'in yaralanmasının scapulada ayrıksız kırık niteliğinde olduğunun bildirilmiş olmasına göre 5237 sayılı TCK ve yeni adli tıp kriterlerine göre yeniden rapor alınıp sonucuna göre hukuki durumun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
- Kabul ve uygulamaya göre, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezaların şahsileştirilmesi kuralının amacı suç, ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezanın belirlenmesi yetkisi hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması, suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, ahlaki temayülleri, onun topluma kazandırılması gibi hususların gözönünde tutulmasının yanında, bu konuda gerekçenin varlığı ve var olan gerekçenin dosya içeriğine uygunluğu zorunludur. Akraba olan ve köy yaşam koşulları içerisinde arazi meselesi nedeniyle aralarında anlaşmazlık bulunan şahıslar arasında olay günü meydana gelen karşılıklı kavga sonucu yaralama eylemini gerçekleştiren, geçmişte sabıkası bulunmayan ve köy muhtarı olduğu anlaşılan sanık hakkında gerekçe gösterilmeden, soyut ifadelerle yetinilerek üst sınırdan ceza tayini,
- Akrabası olan müdahil mağdurlarla arazi anlaşmazlığı sebebiyle ihtilafa düşerek olay günü karşılıklı kavga neticesi mağdur Celal'i yaralayan, köy muhtarı olduğu anlaşılan ve geçmişte sabıkası bulunmayan, yanlış adrese yapılan tebligat sebebiyle hakkındaki davadan haberdar olmayan, davadan haberi olduktan sonra duruşmaları takip eden, dosya kapsamından yargılama süresince mahkemeye karşı olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen, kaçma ve suç delillerini karartma şüphesi altında bulunduğuna dair herhangi somut kanıt bulunmayan sanığa hafifletici nedenin uygulanmasına, takdir olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya çevrilmesine ve ertelenmesine gerek olmadığına dair kanaatin somut nedenlere dayanması, ayrıca gerekçenin sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir nitelikte ve yasal olmasının aranması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
- Hakaret suçu 5237 sayılı Yasa'nın 73/8. maddesine göre uzlaşma kapsamında olup, uzlaşmanın kovuşturma şartı olduğu gözetilerek CMK'nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması, uzlaştırma girişiminden sonuç alınamaması halinde yargılamaya devamla sonucuna göre hukuki durumun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
- 5252 sayılı Yasa'nın 5/1. maddesi uyarınca tayin edilen para cezasının adli para cezasına dönüştürüldüğünün gözetilmemesi,
- 5320 sayılı CMK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a 11.05.2005 tarih ve 5347 sayılı Yasa ile eklenen geçici 1. madde gereğince müdahil mağdur Celal'in manevi tazminat talebi ile ilgili olarak olumlu yahut olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZUL M ASINA), 28.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|