 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/3550
Karar No : 1998/3902
Tarih : 26.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İSTİHKAK VE TASARRUFUN İPTALİ DAVASI
İŞYERİ DEVİR SOZLEŞMESİ
MUVAZAA
3. KİŞİNİN SORUMLULUĞU
ÖZET : Borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkiyi ve borcu bilen 3. kişinin, borcun doğumundan sonra borçlu ile gerçekleştirdiği devir sözleşmesinin, alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik, muvazaaya dayandığının kabulü gerekir.İşyerini devralan ve iyiniyetli olmadığı saptanan 3.kişi alacaklının haklarını etkilediği oranda sorumludur.
(2004 s. IlK. m. 44, 96, 97, 277)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlık takip hukukuna göre 3. kişi tarafından açılan istihkak (IlK. 96 vd.) ve alacaklının karşılık tasarrufun iptali davasına (ilK. 97/17 277 vd.) ilişkindir.
Menkul haczi 17.12.1996 tarihinde borçluya ait kuaför işyerinde yapılmıştır. Davacı 3. kişinin bu işyerine 6.12.1996 tarihli (devir senedi) başlıklı sözleşme ile borçludan devraldığı çekişmesizdir. Nevarki alacaklı ile borçlu arasındaki ilişkiyi ve borcu bilen davacının borcun doğumundan sonra borçlu ile gerçekleştirdiği devir sözleşmesi alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik bulunması nedeniyle istihkak iddiasının muvazaaya dayandığı dosyadaki bilgi ve belgelerden ve özellikle tanık anlatımlarından açıkça anlaşılmaktadır.
Öte yandan İlK. 44. maddesi hükmüne göre ticareti terk eden kişi bu maddede açıklanan işlemleri yerine getirmediği takdirde alacaklısına karşı sorumlu olduğu gibi işyerinin devralan ve iyiniyetli bulunmayan 3. kişinin de alacaklının haklarını etkilediği oranında sorumluluğunun bulunduğu gözardı edilerek istihkak davasının reddi ve karşı davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde davalı-karşı davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.5.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.