Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2005/14311
K: 2006/1616
T: 14.02.2006
  • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
  • ÖNCESİ ORMAN OLAN YERLER

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


İçtihat Özeti: 6831 sayılı Yasanın değişik 2. maddesi gereği 31.12.1981 tarihinden önce nitelik yitiren yerlerin tümünün Devlet tarafından değerlendirilip kullanılması zorunludur. 2924 sayılı Yasanın 311. maddesine göre, orman sınırı dışına çıkarılan yerler bu Kanun hükümleri uygulanmak kaydıyla Orman Bakanlığı emrine geçer. Anayasa Mahkemesinin kararıyla da yalnızca orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirileceği belirtilmiş olduğundan imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılmasına olanak yoktur. Orman dışına çıkarılan yerleri Anayasa ve yasalar Devlete ait diğer hali yerlerden farklı düşünmüştür. Hangi yasa döneminde olursa olsun orman rejimi dışına çıkartılan yerler tapuda kayıtlı olsun olmasın zilyetlikle kazanılamaz.
(6831 s. OK. m. 2, 11)
(3402 s. Kadastro K. m. 17/1, 18/2)
(2924 s. OKDHK m. 11)
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında Yeşilyurt Köyü 103 ada 69 ve 72, 108 ada 31, 110 ada 16 ve 24, 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazların öncesi orman olup, nitelik kaybı nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığından tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, 110 ada 24 parsel hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine ve tespit gibi Hazine adına, 103 ada 69 ve 72, 108 ada 31, 110 ada 16, 111 ada 3 parseller hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekilmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 16.02.1983 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile 15.04.2004 tarihinde ilanı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, çekişmeli parsellerin orman sınırı dışına çıkarılma işleminin kesinleştiği, 1983 yılından tespit gününe kadar kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı adına tescile karar verilmişse de, yörede 5 nolu orman kadastro komisyonu tarafından 1983 yılında yapılan 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde çalışmalarının 16.02.1983 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 79 nolu orman kadastro komisyonu tarafından 2004 yılında aplikasyon ve 2/B madde çalışmalarının yapıldığı anlaşılmaktadır. 1983 yılında yapılan bu işlemlere ait harita ve tutanakların tamamı dosyaya getirtilmemişse de, taşınmazların ilk kez 1983 yılında yapılıp kesinleşen 2. madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldıkları ve 2004 yılında yapılan çalışmada da durumlarında bir değişiklik yapılmadığı, Orman İşletme Müdürlüğünün 07.09.2005 tarih ve 1160 sayılı yazıları, kadastro tespit tutanakları ve uzman bilirkişi uygulamalarından anlaşıldığı gibi, bu konularda taraflar arasında da uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yine, 1983 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi ve 2. madde uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin 2924 sayılı Yasanın 3/1. maddesi gereğince tapuya tescil edilip edilmediği mahkemece araştırılmamışsa da, kesinleşen orman kadastrosunun ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin işlemin kesinleşmesiyle Hazine adına tescil edilmesi yasa gereği olduğundan, yasanın açık hükmüne karşın ilgili memurların şu ya da bu nedenlerle görevlerini savsaklayarak tapuya tescilini sağlamamış olmaları sonuca etkili değildir. Kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde sahasında kalan çekişmeli taşınmazların tapulu olduklarının kabulü gerekir. Tapulu taşınmazların da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olamayacağı taşınmaz hukukunun temel ilkelerindendir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkarılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılıp kazanılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
1- Gerek 1961 Anayasasının 1255 sayılı Yasa ile değişik 131. maddesinde ve gerekse 1982 Anayasasının 169 ve 170. maddeleri hükümlerine göre, orman rejimi dışına çıkarmanın amacı, bu yerlerin devlet eliyle ihya edildikten sonra orman içindeki köyler halkının, kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilerek halkın yararlanmasına tahsis etmektir.
1982 Anayasası Toprak Mülkiyeti başlıklı Madde 44:
"Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Yasa bu amaçla değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz".
Orman Köylüsünün Korunması başlıklı Madde 170:
"Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliği sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir."
Görüldüğü gibi, 20.06.1973 tarihli 1744 sayılı Yasadan dokuz yıl sonra 09.11.1982 tarihinde yürürlüğe giren 1982 Anayasasının 44 ve 170. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde,
  1. Yurt topraklarının verimli olarak işletilmesi,
  2. Erozyonla kaybedilmesinin önlenmesi,
  3. Topraksız çiftçiye toprak sağlanması,
  4. 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi,
  5. Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek orman köylüsü halkının yararlanmasına tahsis edilmesi, konularında hükümler getirmiştir.
  1. Anayasanın 170. maddesinde 1744 sayılı ve 2896 ve 3302 sayılı Yasalarda orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin nasıl değerlendirileceği konularında hiçbir ayrıcalık bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, 1744 sayılı Yasa uygulaması ile ormandan çıkartılan yerler de içinde olmak üzere, 31.12.1981 tarihinden önce nitelik yitiren yerlerin tümünün, Anayasanın 170. maddesi kapsamında Devlet tarafından değerlendirilip kullanılması zorunludur. 1982 Anayasasının yürürlüğe konulduğu tarihte sadece 1744 sayılı Yasa uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartılan yerler bulunmaktaydı. Anayasamızda başka cins toprakların hangi amaçla ve nasıl kullanılacağı konularında bir hüküm bulunmadığı halde, orman ve orman rejimi dışına çıkartılan toprakların hangi amaçla ve nasıl kullanılacağı konularında Anayasanın 169 ve 170. maddelerinde özel hükümler getirilmiştir. Bu durum, ormanların korunması bakımından yasa koyucunun, orman ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlere özel önem verildiğini göstermektedir. Anayasaya göre ayrıcalığı bulunan bu tür yerler ister Anayasanın yürürlüğünden önce 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi, isterse Anayasanın yürürlüğünden sonraki yasaların uygulanması sonucu orman rejimi dışına çıkartılsın Anayasa karşısındaki konumları aynıdır ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamaz.
  2. 1982 Anayasasının yürürlüğünden sonra orman rejimi dışına çıkarılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetlik yoluyla toprak kazanımına ilişkin ilk yasa! düzenleme 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesidir. Bu maddenin 1, 2 ve 3. fıkrasındaki orman rejimi dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetliğe ve tapuya dayalı olarak toprak kazanımına ilişkin hükümleri Çatalca Kadastro Mahkemesinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün, 1987/31-13 sayılı ve yine aynı maddenin 3. fıkrasındaki orman sınırı dışına çıkartılan alanlarda iskan suretiyle verilen yerlerin kayıt sahiplerine verilmesine ilişkin hükümleri Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin başvurusu üzerine, Anayasanın 44, 169 ve 170. maddelerine aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesinin 14.03.1989 gün, 1988/35-13 sayılı ve yine aynı maddenin 3. fıkrasındaki "orman sınırları içerisinde kalan" tümcesi Anayasa Mahkemesinin 13.06.1989 gün ve 1989/7-25 sayılı kararı ile Anayasanın 44, 169 ve 170. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararlarında hiç bir ayrım yapılmadığından o tarihe kadar orman rejimi dışına çıkmış ve çıkartılacak tapulu, tapusuz ve iskan suretiyle verilen yerleri kapsar, çünkü yüksek mahkeme kararında 1744, 2896 ve 3302 sayılı Yasalar döneminde çıkartılan yerlerde hiç bir ayrıcalık getirmeden yasa hükmünü iptal etmiştir. Bu nedenle, hangi yasa döneminde olursa olsun orman rejimi dışına çıkartılan yerler imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz. 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmeyen orman dışına çıkarılan alanlarda toprak tevzi yoluyla verilen yerlerde bu kayıtlara değer verileceğine ilişkin hükümlerin tümü 22.02.2005 gün 5304 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu durumda, yasalarımızda orman rejimi dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde, nasıl oluşursa oluşsun eski tapu kayıtlarına; iskan kayıtlarına ya da iskan kaydı sonucu oluşturulan tapu kaydına, toprak tevzi yoluyla oluşturulan tapu kayıtlarına ve zilyetliğe dayanılarak toprak kazanılmasına ilişkin hiç bir hüküm bulunmamaktadır. 100 yıl önce tapuya kayıt edilmiş bir yerin ya da Devletin kendi iradesiyle iskan ya da toprak tevzi yoluyla kişilere verip onların adına tapuya tescil ettirdiği yerin orman rejimi dışına çıkartılması halinde kişilere verilmesi mümkün olmayan bir taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılması düşünülemez.
4- Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki 17.10.1983 gün ve 2924 sayılı Yasanın, kapsam başlığını taşıyan 2. maddesi; 6831 sayılı Orman Yasasının 2. maddesi uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından orman sınırları dışına çıkarılan alanları kapsayacağını öngörmüştür.
Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrası şu şekildedir "Orman kadastro komisyonlarınca orman sınırı dışına çıkarılan yerler Orman Bakanlığının talebi üzerine Hazine adına tescil edilir. Bu yerler bu kanun hükümleri uygulanmak kaydıyla Orman Bakanlığı emrine geçer"
3402 sayılı Yasanın 17/1. maddesi "Kamu hizmetine tahsis edilen arazide" imar-ihyayı yasaklamıştır. Orman rejimi dışına çıkartılan arazi 2924 sayılı Yasanın 3. maddesi gereğince Anayasanın 160-170. maddelerinde yazılı kamu hizmetinin yapılması için yasanın açık hükmü gereğince Orman Bakanlığının emrine geçtiğinden 3402 sayılı Yasanın 17/1. maddesindeki ifade ile kamu hizmetine tahsis edilmiş sayılır ve imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz.
5- Yukarıda sözü edilen 2924 sayılı Yasanın 11. maddesindeki bu yerlerin yapılacak kadastro sırasında "kullanan kişilerin adları kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir" tümcesi Anayasa Mahkemesinin 30.03.1993 gün 1992/48-14 sayılı karan ile "...Orman rejimi dişına çıkartılan yerlerin yalnızca orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirilmesi olanaklıdır... orman köylüsü olup olmadığına bakılmaksızın bu yerlerin kullanan kişilere satışının yapılmasını sağlayan bu düzenleme Anayasanın 170. maddesine aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle "...kullanan kişilerin adları kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir..." ibaresinin iptali gerekir" gerekçesiyle sözü edilen tümcenin oybirliği ile iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi bu kararında da, hangi yasa döneminde çıkarsa çıksın hiçbir ayırım yapmadan orman rejimi dışına çıkan yerlerin nasıl değerlendireceğini Anayasayı yorumlayarak göstermiştir. Özel yasa ile Orman Bakanlığının emrine geçeceği ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla yalnızca orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirileceği bildirilen taşınmazların imar-ihya ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği i!e kazanılmasına olanak yoktur.
6-29.06.2001 gün ve 4706 sayılı Yasanın 3. maddesi ile "6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkartılan alanlarda 2924 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmayacağı ve Bakanlığın istemi üzerine gerekli kadastro işlemi yapıldıktan sonra 3194 sayılı İmar Yasası ve uygulama yöntemlerindeki kısıtlamalara tabi olmadan ifraz ve tevhit işlemleri yapılarak kullanıcılarına doğrudan satılabileceği" hükümleri getirilmişse de, yine bu maddede Anayasa Mahkemesinin 23.01.2002 gün 2001/382-21 sayılı kararı ile "...Anayasanın emredici kuralı nedeniyle ... orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin kullanıcılarına veya başkalarına, hatta orman içi köyler halkına satılmasını veya bu amaçla devredilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılması olanaklı değildir... bu nedenle, Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin satışı ve bu amaçla devri olanağını getiren dava konusu kural Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırıdır" gerekçesiyle iptal edilmiştir.
7-6831 sayılı Orman Yasasının 11. maddesinin 4 ve 5. fıkraları 05.11.2003 gün 4999 sayılı Yasa ile şu şekilde değiştirilmiştir.
"Kadastrosu yapılıp kesinleşen Devlete ait ormanlar, tapu sicil müdürlüklerince hiçbir harç, vergi ve resim alınmaksızın orman vasfı ile 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarılan yerler halihazır vasfı ile kaydında belirtme yapılarak Hazine adına tapuya tescil olunur.
Bu Kanunun;
  1. 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi,
  2. 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendi,
Uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerler, talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilir. Tahsisi yapılan bu yerler Hazine adına tapuya orman vasfıyla tescil edilir."
Görüldüğü gibi, hangi yasa döneminde orman rejimi dışına çıkartılırsa çıkartılsın yasa koyucu, Devletin bu taşınmazlarda hiç bir zaman elini çekmediğini, başka bir deyişle tasarruf hakkından vazgeçmediğini kabul ederek orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin fiilen orman ya da orman yetiştirmeye uygun olduğunun tespit edilmesi halinde, her zaman Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilmesini ve orman niteliği ile Hazine adına yeniden tescil edilmesi konusunda yeni hükümler getirmiştir.
Bilindiği gibi; orman rejimi dışına çıkartılan yerler engebeli, erozyona uygun yerlerdir. İnsanların tahribiyle bir süre orman niteliğini kaybetse bile, o yerde fiili baskının kalkması ve el çekilmesiyle eski halini almakta, yani yeniden orman haline dönüşmektedir. Uygulamada ve 20. Hukuk Dairesinde temyiz incelemesi yapılan birçok dava dosyalarında görülmektedir ki, bazı yerler aslında nitelik kayıp etmediği halde, şu ya da bu nedenle, orman rejimi dışına çıkartılmakta, itiraz ve dava konusu edilmeden bu yerler hakkında yapılan orman rejimi dışına çıkartma işlemi kesinleşmektedir. İşte bunları düşünen yasa koyucu 05.11.2003 gün ve 4999 sayılı Yasa ile yukarıda yazılı hükümleri getirmiş, hiçbir ayırım yapmadan 1744, 2896, 3302 sayılı Yasalar uyarınca orman rejimi dışına çıkartılan, ancak fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerlerin, yeniden Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilerek Hazine adına tapuya orman niteliği ile tescil edileceği hükümlerini yürürlüğe koymuştur.
8- 1744 sayılı Yasada sadece Devlet ormanlarında 2. madde uygulaması yapılacağı hükümleri var iken, 2896 ve 3302 sayıl: Yasalarda Devlet ormanları ile birlikte özel ormanlar ile hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda da nitelik kaybı nedeniyle 2. madde uygulaması yapılabileceği hükümleri getirilmiş ve orman sınırı dışına çıkartılan bu yerler devlete ait ise, Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müessesine ait ise, bu müesseseler adına, özel orman ise, sahipleri adına çıkartılacağı ve kim adına çıkartılmışsa aynı şekilde o kişi ya da kurum adına tapuya tescil edilmesi öngörülmüştür.
Anayasa ve yasalarımıza göre; Devlet ormanlarının mülkiyeti Hazineye aittir. Bu nedenledir ki; bunun doğal sonucu olarak Devlet ormanlarının nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde mülkiyeti yine Hazineye ait olacak ve Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılacaktır. 2896 sayılı Yasa ite yürürlükten kaldırılan 20.06.1373 gün ve 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi şu şekildedir.
Madde 2-15.10.1961 gününden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden;
  1. Su ve toprak rejimine zarar vermeyen, orman bütünlüğünü bozmayan, tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antepfıstığı) gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan yerler ile otlak, kışlak ve yaylak haline gelmiş yerler,
  2. Şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları,
Orman sınırları dışına çıkartılır.
Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığınca veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yer sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder.
Yeniden yapılacak orman kadastrosunda da bu madde hükümleri uygulanır.
Bu madde hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, yasanın 2. maddesinin 2. fıkrası gereğince orman sınırlarında yapılacak düzeltme sonucu orman rejimi dışına çıkartılan tapulu arazilerin mülkiyetinin tekrar tapu sahiplerine intikal etmesi için şu koşulların birlikte oluşması gerekir.
A- 15.10.1961 tarihinden önce bilim ve fen bakımından nitelik kaybı nedeniyle Yasanın 2. maddesi hükümlerine göre orman rejimi dışına ve Orman Bakanlığınca veya vaki müracaatlar üzerine orman sınırlarının düzeltilmesi sonucu orman sınırı dışına çıkartılma işlemi kesinleşmiş olmalıdır.
B- Orman sınırlarının düzeltilmesi sonucu orman rejimi dışına çıkartılan arazinin, ilk defa orman sınırları içine alınması hiç bir itiraz ve davaya konu olmadan kesinleşmiş olmalıdır. Başka bir anlatımla, ilk orman kadastrosu yapılırken tapulu arazi orman sınırı içine alınmış ve orman olmadığı iddiasıyla yapılan itiraz ve dava ret edilerek orman sınırı içinde bırakılmışsa, bu yer tapulu bir arazi de olsa 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre orman rejimi dışına çıkartılması halinde mülkiyeti tekrar hak sahiplerine intikal etmeyecektir.
C- Orman sınırının düzeltilmesi sonucu orman sınırı dışında bırakılan arazinin orman sınırları içine alınması tarihinden önce tapuya kayıtlı olmalı ve bu tapu kaydı 4785 sayılı Yasa karşısında geçerli bulunmalı ve Devletleştirme bedeli ödenmemiş olmalı ve bu tapu kaydı yüzölçümüyle o taşınmazı kapsamalıdır.
Yukarıda yazılı tüm koşulları bir arada taşımayan arazinin orman sınırı içinde iken, mülkiyeti Hazineye ait olduğu gibi, 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkartıldıktan sonra da yine mülkiyeti Hazineye ait olmaya devam edecektir. Yani Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılacaktır.
2896 ve 3302 sayılı Yasaların uygulaması sonucu, öncesi tapulu ya da tapusuz arazilerin Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılacağı açıkça yazılı olduğu halde, 1744 sayılı Yasada öncesi tapusuz olan araziler ile sınırlaması itirazlı olarak kesinleşen tapulu arazilerin Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılacağının yasada açıkça yazılı olmaması, bu yerin Hazine adına çıkartılmış olmadığı şeklindeki bir yorum tarzı yasanın ruhuna ve lafzına uygun olamaz. Uygulamada da orman kadastro komisyonlarının 1744 sayılı Yasanın 2. ve 2896 ve 3302 sayılı Yasaların 2/B maddesi gereğince düzenlenen uygulama tutanaklarında orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin tümünün Hazine adına çıkartıldığı açıkça yazılmaktadır.
31.07.1993 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Orman Köylülerinin Kalkındırılmalarının Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik"in 25. maddesinin (g) bendinde de hiç bir ayırım yapılmadan 1744, 2896 ve 3302 sayılı Yasaların uygulanması sonucu orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin Hazine adına çıkartıldığı hükmü vardır. 2896 ve 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre orman rejimi dışına çıkartılan Devlet Ormanın öncesi kişilere ait tapulu yer bile olsa 1744 sayılı Yasanın aksine Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmaktadır. 1744 sayılı Yasa iie 2836-3302 sayılı Yasalar arasındaki fark sadece tapulu araziler bakımındandır.
9- Tapulu Devlet Ormanın bir bölümünün 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. ya da 2896 ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer yine Hazinenin tapulu taşınmazı olmaya devam eder. Bu konu, 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı gerekçesinin 19. paragrafında aynen şu cümlelerle ifade edilmiştir. (Maki komisyonlarının görevi orman sayılmayan makilik alanları belirlemekten ibarettir. Orman sayılmayan makiliklerin tespiti yeni orman tanımına göre tapu sicilinde düzeltme yapılması niteliğindedir. Bu düzeltme sonucu "orman niteliği ile Hazine adına tescil" edilen taşınmaz orman sayılmayan makilik alan olarak tespit edilmekle, "özel mülk olarak Hazine adına tapuya tescil" edilecek, taşınmazın sadece tapudaki niteliği değişecektir. Böylece tespit işlemi ile Hazine adına tapulu olan TAŞINMAZ TAPUSUZ HALE DÖNÜŞMEYECEKTİR.)
Görüldüğü gibi, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeki makilik alanın ya da orman rejimi dışına çıkartılan yerin ormandan ayrılması o yeri tapusuz hale getirmeyip, sadece niteliğini değiştirdiğinden makilik cinsi ile ya da orman rejimi dışına çıkartılan yer niteliğiyle tapulu olma halini sürdüreceğinden, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. ve 2896 -3302 sayılı Yasalar ile değişik 2/B maddesi gereğince nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerler orman niteliği değişmiş olarak Hazine adına tapulu olmaya devam edeceğinden, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olamayacaktır. Çünkü makiye ayrılmakla ya da orman rejimi dışına çıkarmakla, o yere ait orman tapu kaydının iptal edileceği ya da iptal edilmiş sayılacağı konusunda yasalarda hiç bir hüküm bulunmamaktadır.
10- Kesinleşen orman kadastrosu sonucu orman olduğu saptanan arazi, Yasanın emredici hükmüne rağmen, görevli memurların ihmali ya da başka herhangi bir nedenle tapuya tescil edilmemiş olsa bile; orman kadastrosunun kesinleşmesi ile taşınmaz kamu malı olur ve orman niteliğiyle mülkiyet hakkı Hazineye geçer. Kesinleşen orman kadastrosunun sonradan tapuya tescil edilmesi mülkiyet hakkının doğumu için gerekli değildir. Orman kadastrosunun kesinleşmesiyle kamu malı nitelikli mülkiyet hakkı doğmuştur.
Tescil işlemi, kurucu değil açıklayıcı nitelikte olduğundan durum yine değişmez, o yer tapulu sayılır.
11- 3402 sayılı Yasanın 17/1. maddesi gereğince "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen arazi" imar ihya ve zilyetlikle kazanılabilir.
Yine, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/2. maddesi aynen "orta malları, hizmet malları, ormanlar devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile Kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" şeklindedir.
Yasalarımızda, hangi malların yasalar uyarınca Hazineye kalacağı birer birer sayılmamıştır. Yorum ve içtihatlar özellikle HGK.nun 05.09.1984 gün ve 1982/8-97/514 sayılı kararında yasalar uyarınca devlete kalan taşınmazların neler olabileceği açıklandıktan sonra, Medeni Yasanın 501 (E.448) maddesi gereğince mirasçı bırakmadan ölen kişilerin taşınmazlarının da, bu madde gereği Hazineye kalacağından zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir. Sözü edilen kararda, devletin özel mülkiyetinde sayılabilecek taşınmazların çoğunlukla Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, ancak sahipsiz oldukları için Hazineye ait bulunan veya özel yasalar hükümleri uyarınca devlete kalmış olduğu halde, tescilleri yapılmamış taşınmazların bulunduğu, bu tür yerlerin devlete geçişinin yasa hükmünün gereği olduğu, yasa koyucunun bu fıkrayı yürürlüğe koymasındaki amacın, Hazineye ait taşınmazlara Hazinenin sahip çıkmasını sağlamak ve Hazine elinde rezerv toprak bulundurmak olduğu açıklanmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 13.02.2002 gün ve 2002/16-48-91 sayılı kararı ile de nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin 3402 sayılı Yasanın 18/2. maddesinde belirtilen "yasalar uyarınca Devlete kalan taşınmaz" olduğu kabul edilmiştir.
2924 sayılı Yasanın 3. maddesindeki "Bu yerler bu yasanın hükümleri uygulanmak kaydıyla Orman Bakanlığı emrine geçer." hükmü gereğince, bu öze! yasa uyarınca orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazlar Anayasanın 170. maddesindeki kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla Orman Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır. Bu nedenle, 3402 sayılı Yasanın 17/1 ve 18/2. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz.
O halde, hangi yasa döneminde olursa olsun nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkarılan taşınmazlar Yasa gereği Hazine adına çıkartılmış ve 2924 sayılı Yasa gereği kamu hizmetinin yerine getirilmesi için Orman Bakanlığına tahsis edilmiş olduğundan, Hukuk Genel Kurulunun 13.02.2002 gün, 2002/16-48-91 sayılı kararında kabul edildiği gibi, orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin de 3402 sayılı Yasanın 18/2. maddesi anlamında özel yasası uyarınca Hazineye kalan yerlerden olduğu ve dolayısıyla tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
12- Diğer taraftan, dava konusu taşınmaz, orman rejimi dışına çıkartma işleminin kesinleştiği 16.08.1983 gününe kadar yasalar karşısında toprağıyla birlikte ormandır. O güne kadar sürdürülen zilyetlik varsa, 6831 sayılı Yasanın 91. ve 93. maddeleri gereğince suç oluşturacağından bu tür zilyetlik kişi yararına hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.
Sonuç olarak; somut olaya hangi yönden bakılırsa bakılsın, Anayasa ve yasalar orman rejimi dışına çıkartılan yerleri diğer tarım alanına dönüştürülecek Devlete ait hali yerlerden farklı olarak düşünmüş ve bu konuda Anayasada ve yasalarda farklı yasal düzenlemeler getirmiştir. Her ne kadar, kesinleşen orman kadastrosunun 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi tapuya tescil edilip edilmediği, yine orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın 2924 sayılı Yasanın 3/1. maddesi gereğince tapuya tescil edilip edilmediği mahkemece araştırılmamışsa da, 1983 yılında orman kadastrosu kesinleşmekle, dava konusu taşınmaz ve etrafı 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiş olması gerekir. 16.02.1983 tarihinde ilan edilip kesinleşen işlemle 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi hükmü uyarınca Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmıştır. Halen tapuda kayıtlı olma halini sürdürmektedir. Tapuda kayıtlı bir yer zilyetlikle kazanılamayacağı gibi, bir an için aksi düşünülse bile Anayasanın 170. maddesi ve yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararları ve 2924 sayılı Yasanın 2, 3 ve 3402 sayılı Yasanın 17/1 ve 18/2. maddeleri gereğince zilyetlik yoluyla kazanılamaz.
Anayasa Mahkemesinin, orman rejimi dışına çıkartılan yerlere ait çok eski tarihli tapu kayıtlarına ve Devletin yüksek iradesi ile 50-60 yıl önce iskan yoluyla verdiği tapu kayıtlarına ve bu yerlerdeki zilyetliğe, değer verilmesine ilişkin 3402 sayılı Yasanın 45. maddesindeki ilgili hükümleri, keza, orman rejimi dışına çıkartılan alanlarda 2924 sayılı Yasa hükümleri uygulanmayarak bu yerlerin Devlet tarafından orman köylüsü olup olmadığına bakılmaksızın satışına olanak tanıyan 4706 sayılı Yasanın 3. maddesini Anayasaya aykırı bularak, bu konudaki yasal düzenlemeleri iptal ettiği, Devletin 4753 sayılı Yasa hükümlerine göre bedelini alarak 40-50 yıl önce toprak tevzi yoluyla topraksız çiftçilere dağıtılarak tapusunu verdiği yerlerin orman rejimi dışına çıkartılması halinde, bu tapu kayıtlarına değer verilmesini öngören 3402 sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesindeki hükmü 22.02.2005 gün 5304 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, hangi yasa döneminde olursa olsun orman rejimi dışına çıkartılan yerler tapuda kayıtlı olsun olmasın zilyetlikle kazanılmaz.
O halde; davanın reddine ve dava konusu parsellerin orman rejimi dışına çıkartılan yer olduğu kütüğün beyanlar hanesine yazılarak Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.02.2006 günü oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini