Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2006/2712
K: 2006/1920
T: 10.05.2006
  • KANUN YARARINA BOZMA

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


İçtihat Özeti: 5237 sayılı TCK.nun 712 ve 5252 sayılı Kanunun 9/1. maddesi gereğince, Türk Ceza Kanunu'nun lehteki hükümlerinin uygulanması bağlanımda takdir hakkı kullanılmak suretiyle kesin hükümlerin zat ve mahiyetini değiştiren kararların, duruşma yapılarak verilmesi gerekir. Duruşma yapılarak veya lehe hükümlerin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın verilen kararlara karşı temyiz yolu açıktır. Temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı, kanun yararına bozma isteminde bulunulabilir.
1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince 15 yıl "? daha yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalar, re'sen temyize tabidir.
Somut olayda, hükümlünün 5237 sayılı TCK.nun 81, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş olup, bu hüküm 1412 sayılı Kanun'un 305. maddesi gereğince re'sen temyize tabi olduğundan kesinleşmemiştir. Bu nedenlerle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi gerekir.
(5237 s. TCK m. 7, 29, 62, 81)
(5252 s. TCKYK m. 9)
(5271 s. CMK m. 309)
(1412 s. CMUK m. 305)
Kasten adam öldürmek suçundan sanık Mehmet'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 448, 51/1, 59/son. maddeleri gereğince 16 yıl 3 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, (Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesi)nin 13.05.2003 tarihli ve 2002/62 esas, 2003/78 sayılı kararının infazı sırasında, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun lehe hükümlerin uygulanması talebi üzerine, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 81, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, aynı Mahkemenin 21.07.2005 tarihli ve 2002/62 esas, 2003/78 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesindeki "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." şeklindeki düzenleme ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 13.10.2005 tarihli ve 2005/10431-12718 sayılı ilamında belirtildiği üzere, sonraki kanunun unsurlarının veya özel hallerinin değişmesi, cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi ya da artırım veya indirim sebeplerinin değerlendirilmesi, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi veya ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılmasının zorunlu olduğu hallerde ise, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekeceği ve bu şekilde verilecek kararların da temyiz kanun yoluna tabi olması karşısında, ek kararın duruşma açılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden evrak üzerinde karar verilmesinde;
Kabule göre de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde belirtilen, belirli haklardan yoksun bırakılmasına ilişkin hükmün sanığın aleyhine olduğu gözetilmemesinde isabet görülmediğinden söz edilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 20.02.2006 tarih ve 6602 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.04.2006 tarih ve 35462 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
I.) Olay:
Hükümlü Mehmet hakkındaki dosya kapsamından, Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 27.04.2004 tarihinde kesinleşen, 13.05.2003 tarih, 2002/62 esas, 2003/78 sayılı kararıyla 765 sayılı TCK'nun 448, 51/1, 59. maddeleri uyarınca 16 yıl 3 ay ağır hapis, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın lehe hükümlerinin uygulanması için 7. maddesi uyarınca kesinleşmiş bu kararın duruşma açılmak suretiyle ele alınarak, aynı Mahkemenin 21.07.2005 tarih ve 62-78 sayılı ek kararıyla 5237 sayılı TCY'nın 81, 29, 62. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
II.) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Kanun yararına bozma istemi, 21.07.2005 tarih ve 62-78 sayılı ek kararın duruşma açılmadan verilmesi ve kabule göre de, 5237 sayılı TCY'nın 53. maddesinin uygulanmasının yerinde olmadığına ilişkindir.
III.) Hukuksal değerlendirme:
1.) Dairemizce de benimsenen Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 27.12.2005 tarih ve 162-173 sayılı kararında, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın 7/2. ve 5252 sayılı Yasanın 5349 sayılı Yasa ile değişik 9/1. maddeleri uyarınca, Türk Ceza Yasasının lehteki hükümlerinin uygulanması bağlamında takdir hakkı kullanılmak suretiyle kesin hükümlerin "zat ve mahiyetini" değiştiren kararların duruşma yapılarak verilmesi gerektiğine, ayrıca, duruşma açılarak veya Türk Ceza Yasasının lehe hükümlerinin derhal uygulanabileceği durumlarda duruşma yapılmaksızın verilen kararlara karşı temyiz yasa yolunun açık bulunduğuna işaret edilmiştir.
2.) 1412 sayılı CMUK'nun 305. maddesinde, 15 yıl ve daha yukarı hürriyeti bağlayıcı cezaların re'sen temyize tabi bulunduğu öngörülmüştür.
3.) 5271 sayılı CMK'nun 309/1. maddesinde, temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı "kanun yararına bozma" isteminde bulunulabileceği öngörülmüştür.
IV.) Sonuç:
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesi sonucunda:
Karara konu suçtan cezaevinde bulunan hükümlü getirtilmemekle birlikte hükümlü vekili ile katılanlar vekillerinin hazır bulunduğu duruşmada, 5237 sayılı TCY'nın 81, 29, 62. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükmün 1421 sayılı CMUK'nun 305/1. maddesi gereğince re'sen temyize tabi olduğu ve kesinleşmediği anlaşıldığından;
1.) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, re'sen temyize tabi olan dolayısıyla kesinleşmemiş bulunan Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 21.07.2005 tarih ve 2002/62 ve 2003/78 sayılı ek kararının, "kanun yararına bozulmasına" isteminin 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca (REDDİNE);
2.) Temyiz incelemesi yapılabilmesi için görüş bildirmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE) 10.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini