 |
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8692
Karar No : 1998/1350
Tarih : 26.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6183/m.21
3065/m.55
2004/m.268
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili borçluya ait mahcuzların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin davalı hazineye ayrıldığını, müvekkilinin ihtiyati hacizinden sonra kamu alacağı için haciz konulması halinde, satış bedelinin İİK.`nun 268. maddesi uyarınca garameten paylaştırılacağını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, "ihtiyati haczin kamu alacağı için konulan hacze iştirak edemeyeceğini, 6183 Sayılı Yasanın 21. maddesine göre Vergi Dairesi`ne öncelik tanınmasının yerinde olduğunu" belirterek "şikayetin reddini" istemiştir.
Mercii Hakimliği`nce iddia, savunma ve toplanan delillere göre "Vergi alacağının 6.026.000 TL`lık kısmının 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu`nun 55. maddesi kapsamınca rüçhanlı olduğu, bakiye vergi alacağı gelir vergisi ve gecikme cezalarından kaynaklandığından önceliği bulunmadığı, davacının ihtiyati haczinden sonra kamu alacağı için haciz konulması halinde, İİK.`nun 268. maddesi uyarınca satış bedelinin garameten paylaştırılacağı" gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş, karar davalı hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Satışa ve bedeli paylaşıma konu menkul mallar, davacının alacaklı olduğu 1996/1252 sayılı takip dosyasından 28.8.1996 tarihinde ihtiyaten haczedildikten sonra, aynı mahcuz üzerine 29.8.1996 tarihinde Vergi Dairesi tarafından haciz konulmuştur. Mercii Hakimliği`nce bu durumda "satış bedelinin İİK.`nun 268. maddesi uyarınca garameten paylaştırılacağı" gerekçesiyle "sıra cetvelinin iptaline" karar verilmiştir.
Kararda hukuki dayanak olarak gösterilen İİK.`nun 268. maddesi hükmü şöyledir; "ihtiyaten haczedilen mallar, haciz yolu ile takip hükümlerine göre icrai hacze inkılap etmezden evvel, bir diğer alacaklı tarafından haczedilirse ( burada kasdedilen kesin hacizdir ) ihtiyati haciz sahibi bu hacze kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder."
Hükümde öngörülen ihtiyati haczin iştirak edebileceği kesin haciz, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre konulan kesin hacizdir. Diğer bir anlatımla İİK.`nun 268. maddesi, 6183 Sayılı Kanuna göre kamu alacağı için konulan hacze ilişkin bir ibare taşımadığından, kamu alacakları dışında kalan diğer alacakların İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre uyguladıkları kesin hacizler için hüküm ifade eder.
Diğer taraftan, kamu alacaklarında hacze iştirak 6183 Sayılı Kanunun 21/1. maddesinde düzenlenmiştir. Hükümden, kamu alacağının iştirak edebileceği haczin, ihtiyati olduğuna dair bir anlam çıkmamaktadır. Olayda kamu alacağının iştiraki söz konusu olduğundan, iştirak için bir malın öncelikle kamu idareleri dışında bir alacaklı tarafından haczedilmiş ( kesin haciz ) olması gerekir. Açıklanan bu nedenlerle, ihtiyaten haczedilen mallar, icrai hacze dönüşmezden önce kamu alacağından dolayı haczedildiği takdirde, ihtiyati haciz kamu alacağından dolayı konulan hacze iştirak edemez. Mercii Hakimliği`nce bu yönler gözetilerek, "şikayetin reddine" karar verilmesi gerekirken yazılıgerekçeyle kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 26.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.