 |
T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi
E : 2001/5572
K : 2001/6235
T : 19.06.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Apartman yöneticisi olan davacının 27.12.1999 tarihli dava dilekçesinde, binanın alt katının tamamını kapsayan ve iki bağımsız bölümün birleştirilerek kullanıldığı davalılara ait işyerinin aidatının aksatılması ve eksik ödenmesi nedeniyle haklarında yapılan icra takibine davalıların itirazca bulunduğunu belirterek haksız yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir.
Davalılar vekili 24.1.2000 tarihli dilekçesinde, l ve 2 nolu bağımsız bölümler için yapılan icra takibine konu aidat borcunun yönetim planı hükümleri çerçevesinde eksiksiz ödendiğini, müvekkillerinin borcunun kalmadığını savunmuş ve davanın reddiyle haksız icra takibi nedeniyle %40 icra inkar tazminatının davacıdan alınmasını istemiştir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 20.maddesi hükmüne 'göre, kat maliklerinin aralarında başka bir anlaşma olmadıkça kapıcı ücreti vb. giderler için toplanacak avansa eşit olarak, yakıt ve diğer gider bakımından da arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler. Davaya konu apartmanın dosya içinde mevcut yönetim planının 39.maddesinde de yasanın bu hükmü doğrultusunda kat maliklerinin yakıt giderlerine arsa payları oranında katılacakları öngörülmüştür.
Yakıt giderleri bakımından kat maliklerinin sorumluluklarını belirleyen yasa ve yönetim planının yukarıda açıklanan hükümlerinden farklı bir ilkenin uygulanmasına, bütün kat maliklerinin katılımıyla karar verilmesi mümkün olup, böyle bir kararın mevcudiyeti halinde yakıt giderlerinin bu karara göre belirlenip tahsil edilmesi gerekir.
Somut olayda, davalıların birleştirerek kullandıkları işyeri nitelikli (2) bağımsız bölümle birlikte (8) bağımsız bölümden oluşan kat mülkiyeti kurulu, anagayrimenkuldeki kat malikleri kurulunun 26.10.1993 günlü toplantısında davalıların birleştirerek kullandıkları işyerindeki kalorifer petek sayısının çok fazla olması nedeniyle ve fazla yakıt tüketildiği gerekçesiyle bu iki dükkan için diğer bağımsız bölümlerin 8 katı oranında yakıt gideri alınmasına bütün kat maliklerinin katıldığı toplantıda oybirliği ile karar verilmiştir. Yönetim planının bu hususa ilişkin hükmünü değiştirir nitelikteki bu karara göre, uygulama sürerken 5.1.1995 günlü kat malikleri kurulu kararında da, davalıların l ve 2 nolu bağımsız bölümlerinin yakıt giderleri sorumluluğuna daha da açıklık getirilerek l ve 2 numaralı bağımsız bölümlerinin yakıt giderlerinin 8 pay, diğerleri de 6 pay olmak üzere .toplam 14 pay üzerinden yakıt gideri tahsil edilmesi kararlaştırılmıştır.. Daha sonraki yıllarda yapılan toplantılarda da yakıt konusu ele alınmış davalı işyerinin ısınmasının merkezi sistemden ayrılması, yolunda da bir karar verilmiş, ancak uygulamaya geçilemediğinden önceki kararlara göre yakıt gideri tahsilatı sürdürülmüştür. Son olarak 2.11.1998 tarihinde yapılan ve davalıların da katıldığı kat malikleri kurulu toplantısında da, davalı dükkanlarının münferit ısıtmaya dönüştürülmesi kararından vazgeçilmesine ve önceki gibi uygulamanın devamına karar verilmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere kat maliklerinin söz konusu kararları yönetim planının ilgili hükümlerini askıya alır nitelikte olduğu gibi, bu kararlara, yürürlükte kaldığı sürece Kat Mülkiyeti Kanununun 32.maddesi hükmü uyarınca bütün kat malikleriyle bunların külli ve cüzi halefleri uymakla yükümlüdür.
Açıklanan nedenlerle davalıların yakıt ve diğer aidat giderleri yönünden ödenmemiş borçlarının bulunup bulunmadığının, halen yürürlükte olan ve yukarıda belirtilen kat malikleri kurulu çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken yönetim planı doğrultusunda hesap yapılıp davalıların borçlu bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine ve ayrıca davacının kötü niyetli olduğu kanıtlanmadan icra inkar tazminatına mahkum edilmesi doğru görülmemiştir.
3u itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.