 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2001/5564
K: 2001/3890
T: 25.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* GENEL KADASTRO İLE OLUŞAN TAPU KAYDININ İPTALİ DAVASI
* 10 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE RESEN DİKKATE ALINIR
* DAVANIN SÜREDEN REDDİ
ÖZET: Hazine tarafından açılan dava sonucu 3. kişiler yönünden hak düşürücü sürenin işlemesine engel oluşturmaz. O halde; davacının genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali davasında: tutanakların kesinleştiği tarih ile tapu iptal ve tescil davasının açıldığı tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğrudur.
(3402 s. Kadastro K. m. 12/3)
Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 14 ada 285, 286 parsel sayılı 2523 ve 5013 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Hazine adına tesbit edilmiş ve komisyon kararları ile Hazine adına tescil kararı verilmiştir. Sonradan bu parsellerin tevhidi sonucu dava konusu 14 ada 360 parsel sayılı 7536 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz oluşturulmuştur. 248 parsel sayılı ve 39.039 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise tapu kaydı uygulanarak Hazine adına tespit edilmiş, komisyon kararları ile Hazine adına tescil edilmiştir. Sonradan bu parselin ifrazı neticesinde dava konusu 14 ada 318 parsel sayılı 10011.12 metrekare yüzölçümüdeki taşınmaz oluşmuştur. Hazine komisyon kararına karşı 248 parselin yüzölçümünün eksik tespit edildiği iddiası ile Kadastro mahkemesine açtığı itiraz davası sonunda mahkemenin 1992/1-1993/615 sayılı ilamı ile dava konusu ve Hazine adına tespit edilen tüm taşınmazların tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, ilam 29.12.1993 tarihinde kesinleşerek nizalı parsel ana parselleri hükmen Hazine adına tescil edilmiştir. Davacılar vekili iskanen oluşan tapu kaydına dayanarak adlarına kadastroca tespit edilen 287 parselin miktarının eksik tespit edildiği, eksik kısmın nizalı parseller içinde kaldığı iddiasına dayanarak kadastro sonucu davalı Hazine adına oluşan tapu kaydının iptal ve tescil isteği ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince tutanakların kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra öngörülen süre hak düşürücü süre olup resen dikkate alınması gerekir. Davaya konu olan ve tevhid ve ifrazdan önceki 248, 285 ve 286 sayılı parseller Hazine adına tespit edilmiştir. Bu tespitlere karşı üçüncü kişiler tarafından askı ilan süresi içinde itiraz olunmamış, davacı Hazine kendi adına tespit edilen 248 sayılı parselin miktarının az olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Bu durumda Hazinenin kendi adına tespit edilen 285 ve 286 parsellere yönelik dava açtığı kabul edilemez. Tapulama Komisyonunun yanlış kabul ve değerlendirmesi de sonuca etkili olmaz. Bu nedenle 285 ve 286 sayılı parsellerin tutanaklarının askıdan indirildiği tarihte kesinleştiğinin kabulü gerekir. Öte yandan, Hazine 248 sayılı parselin miktarının az olduğunu ileri sürerek dava açtığına göre bu davanın Hazine adına tespit edilmeyen komşu parsellere yönelik bir dava olduğunun kabulü gerekir. Hazine tarafından 248 sayılı parsel olarak belirlenen bölüme yönelik bir dava bulunmamaktadır. Bu itibarla 248 sayılı parselin kadastroda belirlenen geometrik durumu ile miktarına ilişkin tespitin tutanağın askıdan indirildiği tarihte kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Bir başka anlatımla, Hazine tarafından açılan dava sonucu üçüncü kişiler yönünden hak düşürücü sürenin işlemesine engel oluşturmaz. Tutanakların kesinleştiği tarih ile tapu iptal ve tescil davasının açıldığı tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), 25.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.