 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E : 2001/10693
K : 2001/11206
T : 28.12.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* TAPU KAYITLARININ TEDAVÜL GÖRÜP GÖRMEMESİNİN TESPİTİ
* NISIF HİSSE
Karar özeti: Davalının dayandığı tapu kaydı yan hisseye (nısıf hisseye) ait olduğu halde diğer nısıf hisse için tapu kaydı oluşturulmamıştır. Başka bir değişle; tapuda kayıtlı 1/2 pay malikin ölüm tarihi araştırılmadığı gibi tapu kaydının tedavül gördüğü 1946 yılına kadar taşınmaza kimin zilyet olduğu, zilyedliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş biçimi de araştırılmalıdır. O halde; davaya konu nısıf (1/2) hisseye ait tapu kaydı iktisap sütunları ile birlikle getirilmeli, mahallinde keşif yapılarak nısıf payın dağılım ve intikal şekli doğru olarak belirlenmeli, tapu kaydının hukuki geçerliliğini koruması halinde pay oranlarında kayıl malikleri adına; aksi taktirde nısıf payın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-C ve 14. maddesindeki iktisap şartlan nazara alınarak zilyetler adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-C, 14)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 432 ve 433 parsel sayılı 2693 ve 1837 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Nisan 1946 tarih, 24 ve 2.8.1966 tarih, 10 nolu tapu kayıtları nedeniyle 1/2 payı Fatma Leman, 1/2 payı Mehmet adına tespit edilmiştir. Davacılar, 7.7.1964, 1.1.1965 ve 5.1.1968 günlü satın alma senetleri ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli parsellerin davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu çekişmeli parsellerin kadastro tutanağında işaret edilen tapu kayıtları kapsamında kaldığı mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Bu nedenle sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının tesisine ilişkin T.Sani 310 tarih 33 numaralı kayıt nısıf hisseye ilişkindir. Diğer nısıf hisse için tapu kaydı oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Taşınmazlara davacılar zilyet olduklarına göre kayıt oluşturulmayan yarı pay yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen iktisap şartlarının davacı taraf yararına oluştuğunun kabulü gerekir. Tapuda kayıtlı 1/2 pay maliki olan Alemdaroğlu Hacı Mehmet Bini Süleyman'ın ölüm tarihi araştırılmamış, tapu kaydının tedavül gördüğü 1946 yılına kadar taşınmaza kimin zilyet olduğu, zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş biçimi gereği gibi araştırılmamış, zilyet olan kişiler yararına 3402 sayılı Kanun'un 13/B-C maddesinde öngörüler şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilmemiştir. Öte yandan, T.Sani 1310 Tarih 64 numaralı tapu kaydı tedavülleriyle birlikte getirtilmiş ise de, kayıtlarda iktisap sütunu yazılı olmadığından nısıf payın intikal şekli tam olarak anlaşılmaktadır. Bu nedenle sözü edilen tapu kaydı iktisap sütunları da yazılı olduğu halde yeniden getirtilmeli, nısıf payın dağılım ve intikal şekli doğru olarak belirlenmeli, tapu kaydının hukuki geçerliliğini koruduğunun saptanması halinde pay oranları dikkate alınarak kayıt malikleri, aksi halde diğer nısıf payın da zilyetler adına tesciline karar verilmelidir. Temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün (BOZULMASINA) 28.12.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.