 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 2000/8055
K: 2001/721
T: 2.2.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- POSTA TEKELİ HAKKINA TECAVÜZ
Karar Özeti: Değerli kağıtlardan sayılmayan kredi kartı gönderilirken, salt karlın gönderilmesi ile yetinilmeyip yanısıra kullanımına vs. ilişkin gerek bizatihi (kullanım süresi gibi) kart üzerinde, gerekse aynen yazılmış belge şeklinde bilgilerin de gönderide yer aldığı anlaşılmaktadır. Esasen bu durum HUMK.nun 238/11. maddesi anlamında ispatına dahi gerek olmayan bir vakıa olup, güncel ve kişisel haber taşıyan bu gönderilerin, Mektup Postası Yönetmeliğinin 21. maddesine göre mektup niteliğinde olduğu, bu itibarla da bahsi geçen bu gönderileri kabul, taşıma ve dağıtmanın, 5584 sayılı Posta Kanununun 2/A maddesi gereğince, davacı Posta işletmesi Genel Müdürlüğünün tekel hakkı kapsamında kaldığının ve davalının eyleminin, davacının tekel hakkına tecavüz oluşturduğunun kabulü gerekir.
(5584 s. Posta K. m. 2/A-B, 41/2-A-B, 41/f.11) (2709 s. Anayasa m. 48/1)
(1086 s. HUMK. m. 238/II)
[Posta Tuz. -7/6156 s. (27.3.1973 Ta.) m. 3/1, 9, 121/B-b]
(Mektup Postası Genel Yönetmeliği m. 21,106/f.8)
(Değer Konulmuş Mektuplar Yönetmeliği m. 9)
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye 8. Ticaret Mahkemesi)nce verilen 2.5.2000 tarih ve 1999/545 - 2000/412 sayılı Kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 5584 sayılı Posta Kanunu ve ilgili tüzükte açık ve kapalı mektuplarla üzerinde haberleşme amaçlı yazılar bulunan kartların kabul, .taşıma ve dağıtımı işlerinin müvekkilinin tekeline verildiğini, davalının posta dağıtımı yaparak bu hakkı ihlal ettiğini ileri sürerek, davalının haksız müdahalesinin ve muarazasının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sadece bazı bankalarla yaptığı sözleşmeler uyarınca müşterilere kredi kartı dağıtımı yaptığını, dağıtılanın mektup niteliği taşımadığını, Yasanın 41/2-A,B maddesine göre haberleşme gereçleri içine elinde bulunduranın yararlanabileceği değerli kağıt ve maddelerin konulmasının yasak olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davalının sadece bankalarca çıkartılıp müşterilerine gönderilen kredi kartlarını taşıdığı, Posta Kanununun 2 ve ilgili Tüzüğünün 9. maddelerinde mektup postası gönderilerinin niteliği ve çeşitlerinin sayıldığı, haberleşmeye ilişkin hiçbir bilgi veya işaret taşımayan kredi kartlarının Yasanın 41/2. maddesi kapsamında bir değerli kağıt olduğu ve mektup içinde gönderilemeyeceği, Anayasanın 48/1. maddesindeki çalışma özgürlüğü kavramının dar yorumlanmaması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, işletmeye ilişkin 5584 sayılı Posta Kanununun 2. maddesi, davacıya tanınan posta tekeli hakkını düzenlemekte olup, anılan hükmün A ve B bentlerinde açık ve kapalı mektuplar ile üzerlerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartların tekel kapsamında kaldığı ve Posta Tüzüğünün 3/1. maddesinde de bunların kabul, taşıma ve dağıtımının ancak davacı işletme tarafından gerçekleştirilebileceği düzenlenmiş bulunmakta ve yukarıda ifade edilen tekel hakkına ilişkin yasa hükmünün 1 nolu bendinde postaca kabul edilemeyecek olan veya kabulü şarta bağlı bulunan maddelerin tekel dışında olduğu vurgulanmaktadır. Yine aynı Kanunun 41/f. 11 maddesinde de kapalı mektuplardan başka haberleşme maddeleri içine elinde bulunduranın faydalanabileceği, her türlü değerli kağıtların konulması yasak- , lanmış bulunmaktadır. Keza, Posta Tüzüğünün 121/B-b maddesinde mektup postası gönderileriyle değer konulmuş kutular ve değer konulmamış koliler içinde kağıt para veya elinde bulunduranın faydalanabileceği her türlü değerli kağıtların posta ile gönderilmesi yasaklanmış ve 9. maddesinde de mektup postası gönderilerinin açık ve kapalı mektupları, adi ve cevaplı kartları, basılmış kağıtları (gazeteleri, belli zamanlarda çıkar dergileri, kitapları ve diğerlerini), körlere özgü yazıları, ticaret eşyası örneklerini ve küçük paketleri ifade ettiği açıklanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarında dayandıkları bir diğer yasal düzenleme olan Mektup Postası Genel Yönetmeliğinin posta ile gönderilmesi yasak şeyler ve istisnaları başlığını taşıyan 106/f.8. maddesinde, "kağıt para ile senet, çek, tahvil, hisse senedi, tren veya uçak biletleriyle piyango biletleri gibi. elinde bulunduranın yararlanabileceği ve banka gişelerinde kolaylıkla paraya çevrilebilen her türlü değerli kağıtların posta ile gönderilmesi yasaklanmış ise de, aynı madde hükmünde "bunlar ancak değer konulmuş mektuplar içinde kabul edilirler" denilmek suretiyle, değerli kağıtların değer konulmuş, mektuplar içerisinde davacı idarece kabul edileceği belirtilmiş ve böylece yukarıda açıklanan yasak kuralına istisna getirilmiştir. Değer Konulmuş Mektuplar Yönetmeliğinin 9. maddesinde de değer konulmuş mektupların içlerinde güncel ve kişisel haberleşme niteliğinde yazılar taşımadığı takdirde posta tekeli dışında olduğu açıklanmıştır.
Buraya kadar yapılan ve açıklanan yasal saptamalar sonucunda, değerli kağıt niteliğindeki bir belgenin değer konulmuş mektuplar içerisinde olmak kaydıyla davacı tarafından kabul, taşıma ve dağıtımının mümkün olduğu ve yasak kapsamında kalmadığı, ancak değer konulmuş mektupların, içlerinde güncel ve kişisel haberleşme niteliğinde yazılar taşımadığı takdirde posta tekeli dışında, aksi halde ise, tekel kapsamında kaldığı sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla mahkemenin yukarıda varılan sonucu gözetmeden, haberleşme maddeleri içeren elinde bulunduranın faydalanabileceği her türlü değerli kağıtların konulmasının yasak olduğu şeklindeki kabul tarzı isabetli görülmemiştir. Esasen kredi kartı, adına düzenlenene istendiğinde ancak kimlik göstermek suretiyle üye iş yerinden nakit ödeme yapmadan alışveriş imkanı sağlayan veya kartı veren bankanın şubelerindeki ATM'lerinden şifresi de bilinmek kaydıyla nakit kredi sağlayan bir belge niteliğindedir. Kredi kartının bu iki ayrı fonksiyonu gözetildiğinde, kartı her elinde bulunduranın salt kartla yetinerek ondan faydalanmasının mümkün olmayacağı ve bu nedenle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde ifadesini bulan değerli kağıtlardan sayılamayacağı dikkate alınmadan mahkemece, kredi kartının değerli kağıt niteliğinde olduğunun benimsenmesi de doğru bulunmamıştır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere, değerli kağıt olmadığı sonucuna varılan kredi kartının gönderilmesi sırasında salt kartın gönderilmesi ile yetinilmeyip, kartın yanısıra kullanımına vs. ilişkin gerek bizatihi (kullanım süresi gibi) kart üzerinde, gerekse ayrıca yazılmış belge şeklinde bilgilerin de gönderide yer aldığı davacının delilleri arasında-sunduğu tutanak başlıklı belge ve eklerinden anlaşılmaktadır. Esasen, bu durum HUMK.nun 238/11. maddesi anlamında ispatına dahi gerek olmayan bir vakıa olup güncel ve kişisel haber taşıyan bu gönderilerin Mektup Postası Yönetmeliğinin 21. maddesine göre mektup niteliğinde olduğu, bu itibarla da bahsi geçen bu gönderileri kabul, taşıma ve dağıtmanın 5584 sayılı Posta Kanununun 2/A maddesi gereğince davacının tekel hakkı kapsamında kaldığının ve davalının eyleminin davacının tekel hakkına tecavüz oluşturduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 2.2.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.