 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/564
Karar No : 1997/3279
Tarih : 5.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesince verilen 16 . 10 . 1996 tarih ve 347-447 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı ve muk davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 4.4.1997 gününde davacı avukatı Togay Ü... ile davalı avukatı B.Cahit M... gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1978 yılından bu yana süt mamullerinin üretimini yaptığını "Yorsan" sözcüğünü 10.4.1985 tarihinde tescil ettirdiğini, davalının "Yorsan" ismini "Yorsan"
olarak kullanıp kendisi ile haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek haksız rekabetin menini ve "Yorsan" sözcüğünün kaldırılmasını talep .ve dava etmiştir. Bu dosya ile birleştirilen
dosya ile davacı Özyorsan Yoğurt ve Gıda San.ve Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin 18.12.1975 tarihinde tescil ettirdiği "Yorsan" ticaret ünvanı . ile emtialarında marka olarak kullanmaya
başladığını, kardeşlerden oluşan ortakların şahsi firmalarına Ltd. şirkete dönüştürerek bu ünvan ve markayı kullanmaya devam ettiklerini davalı şirketin daha sonra kurulduğunu ve kendilerine ait "Yorsan" ve "Özyorsan" ünvanıyla iltibas "yarattığını ileri sürerek haksız rekabetin meni markanın iptali ile maddi durumun ortadan kaldırılmasını ve 500.000.000 lira manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Yorsan Gıda A.Ş. davanın reddini savunarak karşı dava ile haksız rekabetin menini, 1.00.000.000 lira manevi tazminatın tahsilin talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda; davalının Ticaret ünvanındaki "Yorsan" sözcüğünün davacı ünvanındaki "Yorsan" ibaresi ile iltibas yaratabileceğinin beyan edildiği, davalı kendisinin "Nevzat K...-Yorsan-Yoğurt ve Gıda San" ünvanlı şahıs firmasının devamı olduğunu savunmuş ise de, anılan şahıs firmasının 31.12.1990 tarihinde ticareti terk ettiğinin Ticaret Sicil Memurluğu yazısından anlaşıldığı, davalının kendilerinin bu şahıs firmasının devam! biçiminde olduğuna dair kasıt ibraz etmediği, davalı "özyorsan Özyoğurt ... Ltd. Şti." 2.1.1991 tarihinde tescil edildiği, davacının ise 10.4.1985 tarininde "Yorsan" markasını tescil ettirdiği, bu durumda "Yorsan" sözcüğünün iltibas yarattığı ve haksız rekabetin oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, dava tarihi itibariyle paranın satın alma gücü dikkate alındığında, davacının mali gelecek endişesinden duyduğu acı ve üzüntü gözönünde bulundurularak 1.000.000.000 lira manevi tazminat takdir edildiği gerekçesiyle, davacının her iki davasının kabulü ile haksız rekabetin menine ve l.000.000.000 lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalının açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı yan 10.1.1996 tarihli dava dilekçesiyle, "Yorsan" sözcüğünü ticaret unvanı olarak 1975 tarihinde tescil ettirip kullanmaya başladığını ve davacı şirketin daha sonra "Yorsan" markasını kullanarak kendilerine haksız rekabette bulunduğunu bu nedenle markanın iptali isteminde bulunmuşise de; davacıya ait "Yorsan" markasının 10.4.1985 yılında tescil edilmiş olup, davalının 551 sayılı Markalar Kanunu'nun 15. .maddesinde öngörülen 3 yıllık hak düşürücü süre içerisinde marka iptal davası açmamış bulunmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bend dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak, TTK.nün 58. maddesi yollaması ile BK.nun 49 . maddesinde düzenlenen manevi tazminatın amacı, kişisel hakları haleldar olan kişinin manevi yönden tatmin edilmesini sağlamaktır. Fakat bu amaç sağlanırken hükmedilecek miktarın tazminat isteyen tarafın aşırı zenginleşmesi buna karşılık tazminat mahkum olan tarafın ekonomik yönden mahvı sonucunu doğuracak şekilde değil, aksine eylemin özel niteliği, kişisel hakları ihlal olunan kişi üzerinde yarattığı etki, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönüne alınarak menfaatlerin denkleştirilmesi amacını gerçekleştirecek şekilde belirlenmesi gerekir.
Somut olay yönünden bakıldığında; mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile olayın cereyan şekli dikkate alınarak daha ılımlı bir miktara hükmolunmak gerekirken, 1.000.000.000 lira manevi tazminata hükmedilmesi fahiş bulunmuş ve
bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA. takdir edilen 9.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan tahsil edilerek, davalı yana verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 5.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.