Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1990/11862
K: 1991/40
T: 21.01.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  DAVA : Davacı, 10.4.1980 - 21.10.1987 tarihleri arasındaki sürekli işgöremezlik gelirinin toptan ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
  Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
  Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Gülsevin Erkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
  KARAR : Davada, 10.4.1980 tarihinde emekli olan davacı sigortalının, 20.7.1987 günlü dilekçe ile meslek hastalığı iddiasında bulunması üzerine, sevk edildiği Ankara Meslek Hastalıkları Hastahanesince düzenlenen 22.10.1987 tarihli sağlık raporuna göre, meslekte kazanma gücünü % 56 oranında kaybettiğinin anlaşılması sonucunda, rapor tarihi itibariyle Kurumca sürekli işgöremezlik ödeneğinin bağlandığı, oysa kendisinin emekli olmadan işyerinde çalışmakta iken dahi meslek hastalığına yakalandığından, emekli olduğu 10.4.1980 tarihinden itibaren sürekli işgöremezlik gelirinin ödenmesi gerektiğinin tesbitine karar verilmesi istenmiştir.
  Davacının, 22.10.1987 tarihinde meslekte kazanma gücünü % 56 oranında kaybettiği, hastalığının meslek hastalığı olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, meslek hastalığının emekliye ayrıldığı 10.4.1980 tarihinden beri mevcut olup olmadığı ve 10.4.1980 - 21.10.1987 tarihleri arasındaki sürekli işgöremezlik gelirinin toptan ödenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı, işyeri çalışma şartlarının elverişsizliği yüzünden meslek hastalığına tutulduğunu, işyerinde çalışıtığı sırada kulaklarından rahatsızlandığını, bu yüzden müteaddit defa hastahanede muayene ve tedavisinin yapıldığını, kendisine hastahanece kulaklık için işitme protezi dahi verildiğini, durumdan işyeri idarecilerinin dahi haberdar olduğunu, sigortalı dosyasının incelenmesinden de olayın aydınlanabileceğini iddia etmiştir.
  506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 109 ncu maddesi gereğince, sürekli işgöremezlik, malullük ve erken yaşlanma hallerinin saptanması bakımından, Kurumun sağlık tesisleri sağlık kurallarından rapor alınması gerekirsede, alınacak rapora dayanılarak Kurum tarafından verilen karara itiraz edildiği takdirde durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır. Anılan maddede öngörülen prosedüre uyulmaksızın dava açılamayacağına dair herhangi bir yasal engel mevcut değildir. Öte yandan, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararına karşı itiraz edilmesi halinde ise, bu itirazın 28.6.1976 tarih ve 6/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mahkemece yöntemince incelenmesi gerekeceği ortadadır. Öbür yandan meslek hastalığının meydana çıkması, tesbit edildiği andan çok öncelere ait olabileceği de kuşkusuzdur. Bu nedenle, meslek hastalığını tesbit eden rapor tarihinin, meydana çıkma tarihi olarak kabulü isabetsizdir. Soruşturmanın tıbben derinleştirilip meslek hastalığının yukarıda belirlenen ilke ışığında gerçekten ne zaman oluştuğunun saptanması gerekir.
  Mahkemece yapılacak iş, davacının bu konudaki delillerinin nelerden ibaret olduğunun sorularak, varsa delillerinin toplanması, tanıkların dinlenmesi, dosyadaki vizite kağıtlar gözönünde tutularak hastahane veya sağlık tesislerinden konulmuş teşhis ve düzenlenmiş raporlar varsa, celbedilmek suretiyle tüm delillere göre davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının hangi tarihte % 10'un üzerinde oluştuğu, hangi tarihlerde bu oranın artıp, son olarak bu oranın % 56 olarak oluştuğunu Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan sormak, şayet davacı tarafından yüksek Sağlık Kurulunun raporuna itiraz edildiği takdirde meseleyi bir kerede Adli Tıp Meclisine götürmek ve varılacak sonuç uyarınca karar vermekten ibarettir.
  Açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın, noksan inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı düşüncelerle davanın reddedilmiş olması, usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
  O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
 
  SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.01.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini