Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
 Y A R G I T A Y 
18. HUKUK DAİRESİ

ESAS         KARAR
1997/12640   1998/694

	 	Y A R G I T A Y   İ L A M I

Mahkemesi  : Ceyhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi     : 17.11.1997
Nosu       : 1997/308-401
Davacı     : Hüseyin Seçer vs. Vek. Av. Şemsettin Keser 
Davalı     : Maliye Hazinesi Vek. Av. Cumali Küpeli

	Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve
 masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen
 kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması
 davalı hazine vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi
 ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan
 günde temyiz eden davalı hazine vekili Av. Aynur Sökmen ile aleyhine temyiz
 olunan davacılar vekili Av. Adil Özdoğan geldi. Gelen vekillerin sözlü
 açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik
 hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

	 	Y A R G I T A Y   K A R A R I

	Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de tam olarak yerine getirilmemiş,
 bozmadan sonra yapılan tahkikat sonunda taşınmazların arsa niteliğinde
 olmadıkları belirlendiği halde bilirkişi kurullarının yanlış
 değerlendirmeleri esas alınarak hüküm kurulmuştur.
	Dosya içeriğine göre dava konusu taşınmazların da içinde yeraldığı
 İskenderun Körfezi'nde Sarımazı ve diğer köy sınırları içerisindeki 4.3.1985
 tarih ve 85/9100 sayılı kararname ekindeki krokide belirtilen arazinin,
 Bakanlar Kurulu'nun 18.12.1986 gün, 86/11316 sayılı kararı ile 3218 sayılı
 kanuna göre serbest bölge olarak kamulaştırılması uygun görülmüştür.
	Sözü edilen kararname kapsamındaki arazi içinde yer alan dava konusu
 taşınmazların 2.5.1996 tarihinde takdiri yapılmış, Takdir Komisyonu raporunda
 bu taşınmazlar tapu kayıtlarına uygun, tarla olarak değerlendirilmişlerdir.
 Bozmadan önce dosyaya konulan ve hükmüne uyulan bozma ilamıyla taşınmazın
 arsa değerlendirmesine yeterli görülmeyen Sarımazı Belediye Başkanlığının
 20.2.1997 günlü yazısında, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde
 belediyenin mücavir sahasında kalan plajın mevcut olduğu, buralara deniz
 mevsiminde otobüs hizmeti verildiği belirtilmiş, başkaca belediye
 hizmetlerinden söz edilmemiştir. Bozmadan sonra, bozma gereği, keyfiyetin
 belediyeden sorulması üzerine dosyaya gönderilen 16.10.1997 tarihli Sarımazı
 Köyü Belediye Başkanlığı yazısında taşınmazların belediye hudutları içinde,
 belediye mücavir alan içerisinde, imar sahasında oldukları belirtildikten
 sonra 15.12.1991 tarihinde imar paftalarının ve haritalarının onaylandığı
 bildirilmiş, yine belediyeye ait plaj yerine işaret edilerek plaj mevsiminde
 periodik taşıma hizmetinin götürüldüğü, plajın çöpünün toplandığı,
 kanalizasyonun ve aydınlatmasının mevcut olmadığı, yeraltı su potansiyelinin
 zengin olup, istendiğinde çıkarılabileceği belirtilmiş, başkaca altyapı ve
 belediye hizmetlerinin varlığından sözedilmemiştir. Dava konusu taşınmazların
 içinde yeraldığı alanın Bakanlar Kurulu kararıyla Serbest Bölge kapsamına
 alınmış olduğu dikkate alınarak yazıda sözü edilen paftaların İmar Kanununun
 öngördüğü imar planları (nazım plan, uygulama planı) niteliğinde olmayıp,
 esasen bu yerlerde planlama ve parselasyon hizmetlerinin de yapılmadığı ve
 harita ötesinde herhangi bir planlamanın da sözkonusu olmadığı yazı
 içeriğinden anlaşılmaktadır.
       Hükmüne uyulan bozma ilamında da değinilmiş olduğu üzere,
 kamulaştırmanın gerçekleşmesi için mevzuat gereği taşınmazlara imar planının
 düzenlenmiş olması ve genel olarak taşınmazın nazım imar planları kapsamında
 bulunması, tek başına, taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesine yeterli
 değildir. Uygulama imar planı (1/10000 ölçekli) içinde yer almayan, nazım
 imar planı ya da belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan
 taşınmazların (ki böyle bir planın olmadığı da anlaşılmaktadır) arsa
 sayılabilmesi için, Yargıtay'ca da kısmen benimsenen Bakanlar Kurulu'nun
 28.2.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca belediye ve altyapı
 hizmetlerinden (hükmüne uyulan bozma ilamında sayılan, taşınmazı imar
 mevzuatına göre iskana müsait kılacak niteliklerde) yararlanan ve ayrıca
 meskun olan yerler arasında bulunmaları gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun
 23.10.1994 gün ve 1994/18-441- 1994/766 sayılı kararı da bu yöndedir. Dava
 konusu taşınmazlar, yukarıda belirtilen niteliklere sahip bulunmadıkları,
 bozma gereği yapılan tahkikat (belediye başkanlığı yazısı vs.) ile
 anlaşılmasına rağmen, bilirkişilerin dayanağı olmayan beyanlarına göre arsa
 niteliğinde kabulleri ile bu suretle değerlendirme yapan raporlarına göre
 hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
	Bu hususlar dikkate alınarak, dava konusu taşınmazların arazi olarak
 kabulü ile çevrede ekilmesi mutad olan ürünler münavebeye alınmak (bu
 ürünlere ilişkin dekar başına verim, üretim gideri ve kilogram toptan satış
 fiatları ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek) ve uygun kapitalizasyon faizi
 uygulanmak suretiyle değerlendirme yapılmak üzere Kamulaştırma Kanununun 15.
 maddesinin 4 ve 5. fıkraları uyarınca yeniden bilirkişi kurulları
 oluşturulmalı ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
	Yukarıdaki bozma nedenine göre hükmüne uyulan bozma ilamının "kabule
 göre" sevkedilen 2 numaralı bozması ile ilgili bir değerlendirme yapılmasına
 gerek görülmemiştir.
	Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
 şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
 olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
 Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen
 6.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
 3.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  Başkan         Üye           Üye          Üye         Üye
Sait Rezaki   V.Canbilen   A.Nazlıoğlu   İ.N.Erdal   M.E.Germeç
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini