 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
15. HUKUK DAİRESİ
Esas 1996 Karar
3158 3503
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Antalya Asliye 3. Hukuk Hakimliği
Tarihi :22.1.1996
Numarası :1995/293-1996/4
Davacı :Faik Mancar Vek.Av.Yahya Cebeci
Davalılar :1-Fevzi Çeltikçi, 2-Tülin Tolun
Müdahil Davacılar:3-Mehmet Reha Tolun Vekili Av.M.Şefik Günay
Davalı :4-Ali Zor Vek.Av.Kadriye Karatlı,Av.Hüseyin Serim
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı
vekili ile davalı vekilleri ve müdahiller vekili taraflarından istenmiş ve
temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki
kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı arsa sahibi vekili; müvekkili ile davalı arasındaki kat
karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı yüklenicinin temerrüdü nedeniyle
ileriye etkili olarak feshine, inşaatın müvekkili tarafından tamamlanması
için "ifaya izin" verilmesine, kira, munzam zarar ve ayıplı işler bedelinin
tahsiline ve davalının müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep
etmiştir.
Davalı yüklenici vekili ise, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; sözleşmenin ileriye etkili olarak feshine, kira tazminatı ve
ayıplı işler bedelinin tahsiline hükmetmiş, fazlaya ve diğer kalemlere
ilişkin istemlerin de reddine karar vermiştir.
Kararı, taraf vekilleri ile müdahiller vekili temyiz etmiştir.
1-HUMK.'nun 53 ila 58. maddelerinde düzenlenmiş olan müdahillik, fer'i
nitelikte müdahilliktir. Hakkı, bir davanın sonucuna bağlı olan üçüncü kişi,
harçlarla ilgili (1) sayılı Tarifeye göre başvurma harcını yatırdıktan sonra,
iki taraftan birinin yanında yer almak üzere davaya müdahale edebilir. Bu
konudaki yazılı istem, taraflara tebliğ edildikten ve tarafların düşünceleri
alındıktan sonra olumlu-olumsuz bir karara bağlanır.
Somut olayda; harçlandırılmış bir dilekçe ve dolayısıyla geçerli bir
talep olmadığı halde, ara kararı ile harcın yatırılması için dilekçe
sahipleri muhatap kabul edilerek, kesin süre tanınması, üstelik müdahillik
sıfatını kazanmışlarcasına mahkeme ilamının başına isimlerinin yazılması
doğru bulunmamış ve usule ilişkin bu yanlışlık, bozma nedeni yapılmıştır.
2-Davada, dayanılan maddi vakıaların bildirilmesi taraflara, hukuki
nitelendirme ise hakime aittir (HUMK. m. 76). Çelişen dava kalemlerinin
varlığı halinde, iki tarafın kullandıkları tabirlere ve isimlere itibar
edilmeyerek, onların gerçek arzularının araştırılıp bulunması hakimin
görevidir (BK. m. 18).
Somut olayda; yüklenicinin, 70 oranındayken inşaatı terk ettiği, arsa
sahibi ve daire satın alanların gayretleriyle bu oranın 84'e yükseltildiği
hususları mahkemenin kabulündedir. 70 oranı, 25.1.1984 gün 3-1 sayılı
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmasına ve dolayısıyla,
sözleşmenin ileriye etkili (ex nunc) feshine engeldir. Bu orana göre, ancak,
geriye etkili (ex tunc) bir fesih söz konusu olabilir. Geriye etkili fesih
(dönme) halinde ise davacı arsa sahibi, BK.'nun 108. maddesi uyarınca menfi
zararını (negative interesse) ve verdiğini geri isteyebilir. İfaya izin ve
müsbet zarar (positive interesse) kapsamına giren kalemleri talep edemez.
Davacı arsa sahibinin, davada hem fesih, hem de ifaya izin (BK. m. 97/I) ve
müsbet zarar kalemlerini istemesi bir çelişki gibi görünüyorsa da, ileriye
etkili fesih ve ifaya izin sözcüklerinin birlikte kullanılmasıyla, asıl
kasdedilenin sözleşmenin feshi değil, inşaatın tamamlanması olduğu ve davanın
bu şekilde yorumlanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin,
maddi olayın tavsifinde ve yorumunda yanılgıya düşerek, feshe karar vermesi
doğru olmamış ve hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
3-Davada, inşaatın davacı arsa sahibi tarafından tamamlatılmasına
müsaade edilmesi istenilmiştir. Bu talep, tavsifi hakime ait olan olayda,
BK.'nun 97. maddesindeki "nama ifa" demektir. Asıl kasdedilen de budur. Bu
itibarla, mahkemece, tamamlanmayı bekleyen işler keşfen tek tek saptanmak ve
de hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle, bu işlerin masrafı davalı
yükleniciye ait olmak üzere, davacı arsa sahibi tarafından yapılmasına izin
verilmesi gerekirken, bu istek kaleminin gerekçesiz olarak reddi ve ayıplı
işler bedeline hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Öte yandan, sözleşmenin 8. maddesinde kira tazminatının hiçbir
şekilde 6 ayı geçemeyeceği taraflarca kararlaştırıldığı halde, bu maddenin de
gözden kaçırılarak, fazla kira bedeline hükmedilmesi ayrıca bozma nedenidir.
5-Müdahillerin temyizine gelince: Tülin Tolun ve Mehmet Reha Tolun'un
fer'i müdahil sıfatını kazanamadıkları bir yana, temyiz dilekçelerini de
Harçlar Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca harçlandırmadıklarından, temyiz
dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın 1, 2, 3 ve 4. bendlerde gösterilen
nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, ve 5. bend uyarınca müdahillerin
dilekçelerinin reddine, istek halinde temyiz peşin harçlarının taraflara geri
verilmesine, 19.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Yücel Akman Ali M.Çiftçi İ.Karataş Y.E.Selimoğlu R.Yalçın
|