Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
 Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ

ESAS          KARAR
1996/10132    1996/10441

	 	Y A R G I T A Y   İ L A M I

Mahkemesi  : Silifke Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi     : 21.8.1996
Nosu       : 1996/496-526
Davacı     : Fatma Ünlü Vek.Av. Mehmet Güler
Davalı     : Karayolları Gen.Müd.Vek.Av. Nazmi Tiryaki

	Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve
 masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen
 kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

	 	Y A R G I T A Y   K A R A R I

	Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
 bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
	Bozma ilamına uyulmuş ise de, gereği bilirkişi kurullarınca tam olarak
 yerine getirilmemiştir.
	Yargıtay uygulamalarına göre, somut emsal alınan taşınmaz imar
 düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel; dava konusu taşınmazın ise bu
 nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması
 sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden İmar Kanununun
 18. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen düzenleme ortaklık payına tekabül
 edecek oranda indirim yapılması gerekmektedir. Dava konusu taşınmaz imar
 düzenlemesine tabi tutulmadığına göre, yüzölçümü, imar planındaki konumu ve
 imarına etkili diğer unsurlar dikkate alınarak, olduğu gibi kamulaştırılmayıp
 imar düzenlemesine tabi tutulsa idi, İmar Kanununun 18. maddesinde sözü
 edilen yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami, karakol
 ve dispanser gibi genel hizmetlere düzenleme ortaklık payı olarak ayrılması
 gereken yerin miktarı veya oranının Belediye İmar Müdürlüğünden sorulmakla
 beraber, ilgili Yönetmelik hükümleri de dikkate alınarak belirlenmesi ve bu
 belirlemeye göre, yukarıda açıklandığı üzere karşılaştırma sonucu taşınmazın
 bulunan değerinden indirim yapılması gerektiği dikkate alınmalıdır.
	Mahkemece bunun yerine, imar parseli olan somut emsalin düzenleme
 sebebiyle uğradığı zayiat oranının hesaplanarak, dava konusu taşınmazın
 yüzölçümünden bu oranda indirim yapılması suretiyle düzenlenen bilirkişi
 raporlarına itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yapılacak
 indirimin miktarı ve oranı dava konusu taşınmazın niteliğine göre belirlenir.
 Emsalin uğradığı imar zayiatı onun değerini ilgilendirir, dava konusu
 taşınmazın değil.
	Gerçekten, değerlendirme, dava konusu taşınmaza ait olduğuna göre,
 değerlendirmenin, bu taşınmazın nitelikleri dikkate alınarak yapılması
 gerekir. Emsalin, imar parseli haline gelirken uğradığı imar zayiatı
 oranının, bu nitelikte olmayan dava konusu taşınmaza uygulanması, yanıltıcı
 ve adil olmayan sonuçlara yol açar. İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca imar
 düzenlemesine konu olan taşınmazın yüzölçümünden düşülen alan, bu taşınmazın
 imar parseli haline gelmesi nedeni ile kazandığı değer artışına karşılık
 olup, bu alanın miktarı ve oranı, taşınmazın niteliklerine göre 35'ten çok
 olmamak üzere belirlenir. Böylece imar parseli haline gelmeden önce emsal
 taşınmazdan, örneğin 20 oranında indirim yapılmış iken dava konusu
 taşınmazda (imar düzenlemesine konu edilse idi) 15 oranında indirim
 yapılması gerekebilecektir. Bu oranlar tersine de olabilir.
	Örneğin, konumu ve diğer nitelikleri itibariyle imar düzenlemesi
 yapılırken yasanın öngördüğü azami oran olan 35 oranında imar düzenleme
 ortaklık payı ayrılmış bir imar parseli emsal alındığında, dava konusu
 taşınmazın konumu, yüzölçümü ve diğer nitelikleri itibariyle imar
 düzenlemesine konu olsa idi sadece 20 düzenleme ortaklık payı düşülecek ise,
 35'i düşmek, davacı taşınmaz malikine; oranların tersine çevrilmesi halinde
 de davalı idareye haksızlık olacaktır. En adil ve sağlıklı sonuca, dava
 konusu taşınmaz değerlendirildiğine göre, onun uğruyacağı imar zayiatını
 belirleyip uygulamakla varılabileceği açıktır. Öteden beri yerleşmiş uygulama
 da bu yolda olup, davalı yararına usulen kesinleşmiş, hükmüne uyulan bozma da
 bu yöndedir. Bu uygulamadan amaç, kadastro parseli (brüt) olan dava konusu
 taşınmazı, imar parseli (net) olan emsal taşınmazla bu yönden aynı niteliğe
 getirmek olduğuna göre, yapılacak indirimin dava konusu parsele göre ve ona
 ilişkin olarak hesaplanması doğaldır.
	İmar planında yer alan dava konusu taşınmazın düzenlemeye tabi
 kılınması halinde uğrayacağı imar zayiatının (düzenleme ortaklık payı) ne
 şekilde hesaplanacağı, 3194 sayılı İmar Kanununa göre çıkarılmış bulunan
 "İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle
 İlgili Esaslar Hakkında" Yönetmelikte ayrıntılı biçimde hükme bağlanmış olup,
 taşınmazdan ne miktarda ve oranda düzenleme ortaklık payı ayrılacağı
 matematiksel bir kesinlikle hesaplanabilmektedir. 
	Bu nedenlerle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imar parseli
 olan emsalin 8 oranında zayiata uğradığı için dava konusu taşınmazdan da bu
 oranda indirim yapılmasının bir mantıki ve hukuki dayanağı yoktur. Bu oran
 dava konusu taşınmaza göre belirlenecektir. Yapılacak indirim, yukarıda sözü
 edilen araştırma sonucunda 8'den az veya çok olabilecektir.
	Değişik adalarda veya değişik konumlarda olan değişik nitelikte ve
 yüzölçümde bulunan taşınmazlardan aynı oranda düzenleme ortaklık payı
 düşülmesi, bu konudaki yönetmeliğe aykırı olduğu gibi, dava konusu taşınmazın
 niteliklerinin önemli bir bölümünün dikkate alınmayarak onların yerine
 değerlendirmeye konu edilmeyen taşınmazın (emsal) niteliklerinin alınması
 suretiyle yanlış değerlendirilmeye gidilmesine yol açar.
	Bu konuda dikkate alınması gereken bir husus da, (olayımızdaki durumun
 aksine) dava konusu taşınmazın imar parseli, emsalin ise kadastro parseli
 olması halidir. Bu gibi hallerde imar parseli olan dava konusu taşınmazın
 uğradığı imar zayiat oranı değerlendirilmekte ise de, bu zayiat oranı, dava
 konusu taşınmaza aittir. Onun için dikkate alınması doğrudur. Kendisi imar
 parseli olan dava konusu taşınmaza bu hale gelirken fiilen uygulanmış imar
 zayiatı, karşılaştırma sonucu bulunan değerine ilave edilmektedir.  Ancak,
 görülen davada bu husus (dava konusu taşınmaz imar parseli, emsalin kadastro
 parseli) varit olmadığından bu uygulamaya yer yoktur. O nedenle karşı oyda,
 bu konudaki Daire kararına yapılan yollama da varit değildir.
	Bu durumda hükmüne uyulan bozma ilamında açıklanıp, Hukuk Genel
 Kurulunda ve Dairede istikrar bulmuş uygulama gereği mahkemece yapılacak iş,
 Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak, dava konusu taşınmazın imar
 planında yer aldığı bölge, yüzölçümü ve diğer nitelikleri itibariyle İmar
 Kanununun 18. maddesi uyarınca imar düzenlemesine konu edilmesi halinde bu
 maddenin 2. fıkrası uyarınca düzenleme ortaklık payının hangi oranda olacağı
 saptanıp, bilirkişi raporlarında belirlenen m2 değerlerinden (1.550.000 ve
 1.800.000 TL./m2) veya kamulaştırılan alandan (1996 m2) ek raporlardaki 8
 yerine, bu oranda indirim yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar vermek
 olmalıdır.
	Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
 şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
 olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
 temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.1996 gününde
 oyçokluğuyla karar verildi.

  Başkan         Üye         Üye        Üye       Muh.Üye
Sait Rezaki  S.Erçoklu   V.Canbilen   M.Tutar   A.Nazlıoğlu

	 	KARŞI OY YAZISI:

	İmar Yasasının 18. Maddesinin 2. fıkrasına göre, imar düzenlemesine
 tabi tutulan arazi ve arsaların yüzölçümlerinden 35'i geçmemek koşuluyla,
 yeteri kadar alan, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları
 karşılığında, düzenleme ortaklık payı olarak düşülebilir. Parasal herhangi
 bir karşılık alınmadan terkedilen düzenleme ortaklık payı, 18. madde hükmüne
 göre, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, park, çocuk
 bahçesi, yeşil saha gibi hizmetlere tahsis edilir. Bu hizmetlerin taşınmazda
 meydana getireceği değer artışları, terk edilen bölümün gerçek karşılığıdır.
 Yasa koyucu, kalan bölümde düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan yerin
 bedeli kadar bir artışın gerçekleşeceğini varsaymıştır. Bir örnek vermek
 gerekirse, bir arsanın 20 düzenleme ortaklık payı ayrıldıktan sonra kalan
 kısmı 125.000 TL./m2'den satılmışsa, gerçekte bu bedele düzenleme ortaklık
 payının neden olduğu 20 değer artışı da dahildir ve düzenleme görmemesi
 halindeki değeri, 125.000 TL.'nın 20 eksiği olan 100.000 TL.'dir. Bir başka
 anlatımla, 1.25 m2'lik bir alandan 20 düzenleme ortaklık payı düşülmesi
 sonucu 1 m2'lik bir alan oluşturulduğuna göre 125.000 TL., düzenleme görmeden
 önceki 1.25 m2'lik bir alanın bedelidir. (m2 100.000 TL.)
	Emsalin gerçek değerinin bu yöntemle belirlenmesi ilke olarak
 benimsendikten sonra, düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan yüzdenin,
 emsalin m2 değerinden (veya alanından) düşülerek dava konusu taşınmaz gibi
 düzenleme görmemiş haldeki fiyatı belirlenip, aynı niteliğe irca edilmiş
 taşınmazlar arasında karşılaştırma yapılması yada düzenleme görme unsuru
 dikkate alınmaksızın emsalle dava konusu taşınmazın yapılacak  karşılaştırma
 sonucu bulunacak değerinden (veya alanından) emsalde fiilen uygulanan oranda
 düzenleme ortaklık payı karşılığı bir miktarın indirilmesi sonucu
 değiştirmeyecektir.
	Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin g bendi, kamulaştırılan arsa
 bedellerinin emsal satışlara göre belirleneceğini öngörmektedir. Şu halde
 emsal taşınmazın gerçek değerinin bilinmesi gerekir. Emsal taşınmazın gerçek
 değerinin belirlenmesi ve sağlıklı bir karşılaştırma yapılabilmesi ise, ancak
 emsalden fiilen terkedilen düzenleme ortaklık payının, aynı oranda hesaba
 katılmasıyla mümkündür. Emsalden fiili olarak ayrılan ve oranı belinen miktar
 yerine, dava konusu taşınmazdan düşülmesi muhtemel muhayyel bir düzenleme
 ortaklık payına itibar edilmesi; gerçekçi olmayacağı gibi, emsalden 35
 düzenleme ortaklık payı düşülmüşken, kamulaştırılan arsadan 10 düşülmesi
 yada emsalden 10 düzenleme ortaklık payı düşülmüşken, dava konusu arsadan
 35 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmesi gibi adil olmayan sonuçlar
 doğurabilecektir.
	Nitekim, Daire uygulamalarında, dava konusu taşınmazın düzenleme
 görmüş, emsalin düzenleme görmemiş olması durumunda, genelleştirilmesi
 gereken bu yöntem uygulanmakta, dava konusu taşınmazın düzenleme nedeni ile
 uğradığı zayiat oranında bir artış, emsal bedele yansıtılmaktadır. (10.9.1996
 günlü 1994/6383-7150 sayılı karar)
	Sonuç olarak, düzenleme ortaklık payı nedeniyle emsalde fiilen
 gerçekleştirilen zayiat oranında bir miktarın, kamulaştırılan taşınmaz
 alanından (ya da fiyatından) indirilmesi yolundaki bir uygulama, yasaya
 uygun, adil ve gerçekçi olacaktır.
	Kararın belirtilen gerekçelerle onanması gerektiği kanısıyla sayın
 çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

	 	 	        Üye
	 	 	 Alpaslan Nazlıoğlu
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini