 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
96/1-80 96/224
3.4.1996
Özet:2981 sayılı kanun uyarınca tahsis belgesi verilemeyecek yerler
için verilmiş tapu tahsis belgeleri yok hükmündedir. İdari Yargıda
tartışılmasına gerek yoktur.
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve kal davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; Sarıyer Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın
kabulüne ve durdurulmasına dair verilen 1.7.1993 gün ve 1938/1145B 1998/319.
sayılı kararla incelenmesi davacı ve davalılardan Orhan Terzioğlu vekili
tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 12.7.1994 gün ve
14668-9913 sayılı ilamiyle (... dosya içeriğine ve toplanan delillere göre
davalıların tüm, davacının ise öteki temyiz itirazları yerinde değildir.
Reddine ancak 2981 sayılı yasanın 14. maddesinde tahsis belgesi verilemeyecek
olanlar sayılmış... "Milli Savunma Bakanlığına tahsis edilmiş yada tahsis
edilmese bile anılan Bakanlık tarafından el konulmuş taşınmazlar..." için
kişilere tapu tahsis belgesi verilemeyeceği öngörülmüştür. Bu durumla
davalının Orhan Terzioğlu ve Nuri Yılmaz'a verilen belgeler söz konusu
buyurucu nitelikteki yasa hükmü karşısında geçersizdir. O halde davalılar
Nuri ve Orhan yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, 3290
sayılı yasanın 13. maddesinden söz edilerek davanın durdurulması biçiminde
hüküm kurulması doğru değildir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri
çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık dava dışı hazineye
ait tapulu taşınmazın bir kısmının önceden akaryakıt boru hattı geçirilmesi
nedeniyle milli savunma bakanlığına tahsis edilmiş olmasına karşın buraya
inşa edilen gecekondulara verilmiş tapu tahsis belgelerinin idari yoldan
iptal edilip ortadan kadırılmadıkça eldeki davanın adli yargı yerinde görülüp
görülmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
İdare Hukuku öğretisinde ifade edileceği üzere bir tasarrufun maddi
veya hukuki yapıcı unsurlarının yokluğu bu tasarrufun da yok (hükümsüz)
sayılması sonucunu doğurur. Yokluk halinde idare mahkemesinin görev alanına
giren ve onun tetkik edeceği bir durum söz konusu olamaz kural olarak bir
hukuki tasarruf ortaya çıkmış ve etkisini de göstermiş ise bunun
unsurlarındaki sakatlığı mutlak butlanı tesbit edecek ve mueyyidesini de
uygulayacak olan yargı yeri idari yargı yeridir.
Hemen belirtmelidirki idare hukuku yönünden yokluk ile butlan arasında
esaslı mahiyet ve hüküm farkları olmakla beraber ne gibi sakatlıkların yokluk
ve ne gibi sakatlıkların butlan sonucunu doğuracağını tayin etmek her zaman
kolay olmaz ve bu değişmez bir ölçü (kiriter) de bulunamaz. Nitekim, bazı
butlan hallerinin çok ağır noksanlar, derin ve esaslı tarzdaki sakatlıklardan
ötürü yokluğa yakın olduğu ifade edilmektedir.
Bilindiği üzere imar ve gecekondu mevzuatına uygulanacak bazı işlemler
hakkındaki 2981 sayılı kanunun 14. maddesinde bu kanun hükümlerinden
yararlanamayacak olan yapılardan sözedilmiş ve b bendinde de (... milli
savunma bakanlığına tahsisli olan veya tahsizsiz olan milli savunma
bakanlığınca kullanılmakta bulunan arsa ve araziler üzerinde inşa edilen
yapılarına bir yıl içinde askeri makamlardan muhafazası için izin alınmayan
yapılar..) hükmüne de yer verilmiştir. Yukarıda değinilen kanun hükümlerinden
yararlanacak yapılara verilen tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi de
değildir.
Somut olaya konu gecekondu niteliğindeki binaların 178 ada 52 parsel
sayısı ile dava dışı hazine adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın milli
savunma bakanlığına tahsis edilmiş ve tahsisin emniyet ve bütünlüğünü
tehlikeli ölçüde etkileyebilecek olayların önlenmesi ileriye dönük gerekli
tedbirlerin alınması için 1091 sayılı MHK. ile davacı P.O.A.Ş. genel
müdürlüğünün denetimine verilmiş arazi kesimine akaryakıt boru hattına isabet
ettikleri uzman bilirkişilerce kesin olarak saptanmış durumdadır. Hal böyle
olunca esasen milli savunma bakanlığına yapılan tahsisten sonra yasanın açık
hükmüne rağmen önceden tahsis yapılan bakanlıktan izin alınmadan verilen tapu
tahsis belgesi yapıcı hukuki unsurlardan yoksun ve yokluk hükümsüzlük ifade
eden bir belge olarak değerlendirilmelidir. O itibarla Hukuk Genel Kurulunca
da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden
dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz
peşin harcının geri verilmesine 3.4.1996 gününde oyçokluğuyla ile karar
verildi.
1.B.B.Vekili 17.H.D.Baş. 21.H.D.Baş. 18.H.D.Baş. 2.H.D.Baş.
Teoman Pamir H.H.Karadoğan O.Yalçınkaya S.Rezaki Tahir Alp
Karşı Oy Yazısı
Mahkemelerin kuruluşu, görev yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri
kanunla düzenlenir (Anayasa md. 142.). 2577 sayılı kanunun 2. maddesinde
idare dava türleri açıklanmış ve bu işlerin Danıştay bölge idare mahkemeleri
idari mahkemeler ve vergi mahkemelerinde çözümleneceği 1. maddede hükme
bağlanmıştır.
2981 sayılı kanun uyarınca düzenlenen tahsis belgesinin idari bir
işlem olduğu yönünde yüce genel kurulu ittifak hasıl olmuştur. Bu belgelerin
iptali davalarının idari yargı yerinde görüleceği konusu da tartışmasızdır.
Sayın çoğunluk 2981 sayılı kanunun 3. maddesi kapsamında bulunan yerlerdeki
yapıların bu kanuna uyulması dışında olduğu halde, oluşturulan tahsis
belgesinin yokluğa yakın bir butlan sebebi ile malul olması karşısında işin
bir kerre de idari yargıda irdelenmesini gereksiz bulmuştur.
Söz konusu tasarrufun yokluk içinde olmadığı da tartışmalar sırasında
ifade edilmiş, Çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmiştir. O sebeple
yokluk içinde olan idari tasarruflar iptal edilmediği veya geri alınmadığı
halde adli yargıda dikkate alınması gerekip gerekmediği konusu tartışma
dışındadırlar.
Butlan halini kademelendirmek yokluğa yakın butlanla malül idari
işleri adli yargıda yok farz etmek mümkün değildir. Kaldıki davalıya verilen
tahsis belgesinin 2981 sayılı kanunun 3. maddesinde gösterilen yerlere
ilişkin olup olmadığı da merciince tartışılmadan bu belgeyi batıl kabul etmek
de mümkün değildir. Kanun İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Askeri Yasak
Bölgeleri ve güvenlik bölgelerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait hareket
eğitim ve savunma amaçlı yapılarda bu kanun hükümleri uygulanmaz" hükmünü
taşınmaktadır. Söz konusu sahaya daha önce petrol taşıma amaçlı boru
döşendiği ve bir kanun hükmünde kararname ile Türkiye Petrolleri anonim
şirketine devredildiği anlaşılmaktadır. Bu davanın yukarıda açıklanan
nitelikte olup olmadığı, idarenin kanunda açıkça yer alan bir yasaklamaya
uymayarak davalıya tahsis belgesi verdiği konusu tartışmaya açıktır. Bu yönü
milli adli yargıda tartışmak 2577 sayılı kanunla anayasanın 42. maddesine
uygun belirlenen yetki görev ayrımına uygun düşmez. Yüce Yargıtay Hukuk Genel
Kuruluna yetki ve görev açılmıştır.
Yerel mahkemenin direnme kararı doğrudur.
Başkan Üye Üye Üye
Tahir Alp Erbay Taylan Hakkı Dinç Gültekin Nazlıoğlu
|