 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/8-53
K. 1991/79
T. 18.3.1991
* NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK
* GEREKÇE
* TUTANAK YAZICISI
ÖZET : a) Direnme hükmünün gerekçeden yoksun bulunduğu,
b) 12.10.1990 günlü duruşma tutanağında tutanak yazıcısının adının
yazılmadığı,
c) İcra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında gerçekleşmiş en az bir
aylık cari nafaka alacağı bulunmadığından, yüklenen suçun oluşmadığı
anlaşılmakla, direnme hükmünün tüm bu sebeplerle bozulmasına karar
verilmelidir.
(2004 s. İİK. m. 344)
Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık Mustafa'nın, İİY.nın 344. maddesi
uyarınca bir ay hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (İstanbul
Birinci İcra Tetkik Mercii Hakimliği)nce 22.2.1990 gün ve 1138-535 sayı ile
verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinden, dosyayı inceleyen
Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi'nce, 15.5.1990 gün ve 3734-4471 sayı ile;
(1- İcra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında, işlemiş en az bir aylık
cari nafaka borcu bulunmadığından dolayı İİY.nın 344. maddesinde yazılı suçun
oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Kabule göre, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, takdire dayanılmadan ve
gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini)
isabetsizliğinden bozulmuş,
Yerel Mahkeme ise, 12.10.1990 gün ve 2044-2860 sayı ile; (2) numaralı bozmaya
uyarak, uymama nedenlerini göstermeden, basılı (matbu) önceki kararı
tekrarlamak suretiyle direnme kararı vermiştir.
Bu hüküm de sanık müdafii tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya C.
Başsavcılığı'nın "bozma* istekli 20.2.1991 gün ve 6457 sayılı
tebliğnamesiyle, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Birikmiş nafaka borcuna ilişkin olarak, İstanbul Onüçüncü İcra Müdürlüğü'nün
1989/2990 sayılı dosyası ile sanık hakkında 14.3.1989 tarihinde icra takibine
başlandığı, 21.3.1989 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği, nafaka borcunun
ödenmemesi nedeniyle 7.4.1989 tarihinde şikayette bulunulduğu, icra emrinin
tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcu
bulunmadığı, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, açıklanan bu oluşa göre
İİY.nın 344. maddesindeki suçun oluşup oluşmadığı hususundadır.
Esasa yönelik bu uyuşmazlığa bakmadan önce, direnme kararının gerekçeden
yoksun, basılı (matbu) bir karar niteliğinde bulunduğu görülmektedir. Şöyle
ki;
Yerel Mahkeme, Özel Daire bozma kararına karşı hangi nedenlerle uymadığını
belirtmeden ve direnme gerekçelerini göstermeden basılı (matbu) önceki kararı
tekrarlayarak suçun oluştuğu kabulüyle önceki hükümde direnmiştir.
Mahkeme kararlarını Anayasanın 141 ve CYUY.nın 32. maddesi uyarınca gerekçeli
olması zorunludur.
"Gerekçe" hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun
açıklamasıdır. Gerekçenin, dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde
değerlendirildiğini gösterir biçimde geçerli, yeterli ve yasal olması
aranmalıdır. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar
verilmesi yasa yapıcının amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da
keyfiliğe yol açar. Keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, denetim
yapılmasına kolaylık sağlamak için hükmün gerekçeli olması gerekir.
Buna karşılık, Yerel Mahkeme, gerekçesiz olarak, basılı (matbu) kararla
direnme kararı vermiştir. Bu husus usul hukukuna aykırıdır.
12.10.1990 günlü duruşma tutanağında tutanak yazıcısının adının yazılmamış
olduğu da görülmektedir.
CYUY.nın 265/2. maddesinde; "Hakimlerin, C. Savcısının, zabıt katibinin ve
varsa tercümanın adının" duruşma tutanağına yazılacağı hüküm altına alınmış
olup, bu husus buyurucu bir usul kuralıdır. Bu kurala aykırı olarak
12.10.1990 günlü duruşma tutanağına, tutanak yazıcısının adının yazılmaması
da usule aykırıdır.
Öte yandan İİY.nın 344. maddesinde düzenlenen nafaka borcunu ödememek suçunun
oluşabilmesi için;
a- İcra emrinin tebliği (21.3.1989) ile şikayet (7.4.1989) tarihi arasında
işlenmiş en az bir aylık cari nafaka borcu bulunması,
b- Sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış
bir davanın bulunmaması, ........gerekir.
İcra emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak
hükmünde bulunduğundan, bu nitelikteki nafaka alacağının ödenmemesi halinde
suçun oluştuğu kabul edilemez.
Uyuşmazlık konusu olayda, sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya
azaltılması hususunda açılmış bir dava bulunmamakta ise de, icra emrinin
tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş enaz bir aylık cari nafaka borcu
doğmadığından, icra emrinin tebliği tarihinden önceki dönemde birikmiş nafaka
borcu da adi alacak hükmünde bulunduğundan sanığın üzerine yüklenen nafaka
borcunu ödememek suçu oluşmamıştır.
Bu itibarla;
a- Direnme hükmünün gerekçeden yoksun buluduğu,
b- 12.10.1990 günlü duruşma tutanağında, tutanak yazıcısının adının
yazılmadığı,
c- İcra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında gerçekleşmiş en az bir
aylık cari nafaka alacağı bulunmadığından, yüklenen suçun oluşmadığı,
Anlaşıldığından, direnme hükmünün tüm bu sebeplerle bozulmasına karar
verilmelidir.
S o n u ç : Sanık müdafinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce
açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, direnme hükmünün bu sebeplerle
(BOZULMASINA), 18.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|