Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ 

      SAYI
  Esas    Karar
91/11536 92/1860           
	 	
	Özet:İadeye tabi mal lehtarın mahfuz hissesinden fazla ise fazlalık
 ölüm günündeki para karşığılı olarak iade edilir.
	Muhalefet:Ölüm gününe göre tazminat ödenmesi haklar dengesine uyğun
 düşmez.
	Temyiz eden:Fatma Yalçın ve ark.

	Fatma Yalçın ve ark. ile Emine Özer ve ark. arasındaki tenkis, mirasta
 iade davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece
 verilen hüküm Fatma Yalçın ve ark. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup
 gereği görüşülüp düşünüldü:	
	Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uyun sebeplere
 ve özellikel delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde
 bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan
 hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine
 l8.2.l992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi 

Başkan	  Üye	 Üye	      Üye	    Üye
İ.Yanıkömeroğlu  T.Alp   Ş.D.Kabukçuoğlu   H.Dinç   F.Kıbrıscıklı  
	 (Muhalif)


ll800 İlam
l0700 Peşin	
 ll00 Kalan
	 	MUHALEFET ŞERHİ

	Kanumi miras kurumunun esas temeli ve gayesi, mirascılar arasında
 eşitlik fikrine dayanır. Murisin bilhassa furularını aynı derecede ve
 yakınlıkta sevdiği, onları farklı muameleye tabi tutmak istemediği gözden
 uzak tutulmamalıdır. Şu halde murisin sağlığında mustakbel kanuni
 mirasçılarından bir veya bir başına tasarruflarda bulunmada güttüğü gayenin
 onlara iktisadi İçtimai yönlerden bağımsızlık tanımak, esasen, mevcut böyle
 bir imkanı kuvvetlendirmek olduğu, böylece mirasçılara tereke açılıncaya ve
 taksime kadar muvakkak bir imkan vermek düşüncesinin esas bulunduğu daima göz
 önünde tutulmalıdır. İşte Mk.603 ve müteakip maddelerde düzenlenen iade
 müessesinde bu esaslardan hareket edilmiştir. Şu halde tüm uyğulamada eşitlik
 ilkesine hiç sapma yapmadan riayet edilmelidir. Kanun hükümleri daima bu
 yönde yorumlanmalıdır.
	İade ile mukellef olan mirasçı muheyyendir dilerse aldığı malın aynını
 iade eder, dilerse hissesinden fazla olsa bile kıymetini mahfus ettirir
 (M.K.605).	
	İadede, teberru alınan şeylerin mirasın açıldığı gündeki kıymetleri ve
 daha evvel satılmış olanların satış fiatları esas olur (M.K.607).
	Kanunu tedviminde kullanılan "aynen iade, kıymet ve satış
 fiatları"sözlerinin ihtihnaf ettiği manaların iyi anlaşılması ve ortaya
 konması, enflasyonist baskıların arttığı bu günlerde önem kazanmaktadır. Bu
 sözlerin aynı anlama gelmediği açıkdır. bilhassa "kıymet" sözünü para olarak
 anlamak bir tarafı haksız zenginleştirirken, bir tarafı da dava açmış
 olmaktan pişman eder. "kıymez, değer, bir şey için tesbit edilen karşılık,
 (Meydan Larousse) anlamını taşımaktadır. "İktisat bilminde cevap vermeye
 çalıştığı belli başlı sorulardan biri, nesnelerin değerinin kıymetini)
 nereden geldiği sorunudur. Gerçektende değer kelimesinin anlamı sanıldığı
 kadar çok açık değildir. Bu kavram, bir nesnenin herhangi bir ihtiyacı
 karşılamasını yani faydasını ifade edebilir. Bu nitelik kullanma değeri
 sözüylede belirlenir. Ama genel olarak değer dendiği zaman bir malın, bir
 başka malla mübadele edilebilme imkanı, yani mübadele değeri kastedilir.
 Mübadele değeri para pirimleri ile ölçüldüğü zaman fiat haline gelir" (Meydan
 Larcusse) "Kıymet" sözünü iktisaden verdiği güç" olarak anlamak hem yukarıda
 açıklandığı üzere mirasçılar arasında eşitlik ilkesine (M.K.589) uygun düşer,
 hemde ayın olmanın sağladığı mal varlığında husule gelen artma veya eksilmede
 ayniyet sağlar.
	Mirasta iade isteği taksime kadar her zaman istenebileceği gibi
 taksimden itibaren l0 yıl içinde de istenebilir (Y.2.H.D.ll.11.1969 günlü lü
 2862-5059 sayılı kararı). O halde mirasta iade taksimi tamamlayan bir
 işlemdir. Taksimde mirasçıların mamelekinde meydana gelen değişiklik taksimin
 tamamladığı andaki hal üzerinden olmaktadır. İşte kanun vaz'ı tenkisten
 farklı bir düzçenleme içine girmiş ya aynen iade veya miras hissesine
 mahsuben iade biçiminde iadenin icra edileceği hükme bağlanmıştır. Burada hiç
 bir zaman NAKTEN ÖDEMEDEN SÖZ EDİLMEMİŞTİR. Davalıya tanınan hak bir daha
 tekrar etmek gerekirse aynen iade veya miras hissesine mahsuf ettirmeden
 ibarettir. Taksim esnasında mahsuben iade de iadeye tabi teberrunun kıymeti
 (para olan karşılığı değil) takdir edilir ve iade borçlusu mirasçı BU KIYMET
 MİSBETİ DE bir tereke malını almaktan vaz geçer. Görülüyorki, burada mahsuben
 iade, ayni iade ile birleşmektedir. Şu farkla ki: Aynen iadede teberruun aynı
 terekeye iade edildiği ve yeniden taksime tabi tutulduğu halde mahsuben
 iadede, bizzat teberru edilen şey değil fakat buna MUADİL BİR BAŞKA KIYMETİ
 (MALI)lehtar almamakta, o kıymet (mal) taksim esnasında davacalara
 verilmektedir. Davalının iade ile mükellef olduğu mal'ın kıymeti miras
 hissesinden fazla olduğu zaman bu mahsup işleminin ne suretle yapılacağı
 yönünde kanun da bir hüküm yoktur. Davalı miras payından fazla olan bölüm
 için davacılara bir tazminat öderkende yukarıda açıklanan mirasçılar arasında
 eşitlik prensibini bozmayacak bir çözüm yolu bulunmalıdır. Yukarıda ifade
 edildiği üzere iade, taksimi tamamlayan bir işlemdir. O halde taksimde
 uyğulanan kuralları burada da kıyas yolu ile uyğulamak yanlış olmaz. Taksimi
 mümkün olmayan bir malın paylaşılmasında nasıl mal satılarak satış günündeki
 değerinin karşılığı elde edilen para taksim ediliyorsa ve böylece
 mirasçıların eşit değer elde etmeleri sağlamıyorsa burada da davalı miras
 hissesine mahsup ettirdiği mal sebebiyle mal varlığında hasıl olan ve miras
 payını aşan değeri, davacılara vermelidir. Bu değerinmurisin ölüm günündeki
 para karşılığı olarak kabulü hakkaniyet kuralları ile bağdaşmıyacağı gibi
 davalılara tanınan tercih hakkının (M.K.605) kötüye kullanılmasına (M.K.2)
 yol açar. Şu halde tüm tereke ve iadeye tabi malın ölüm günündeki kıymetine
 göre bulunan davalının miras payı ile dava konusu malın kıymeti arasındaki
 oran belirlenip iadeye tabi malın iade edileceği gündeki para karşılığı
 taraflar arasında söz konusu orana göre aylaştırılarak, davalının ödeyeceği
 tazminat hükme bağlanmalıdır.
	Karar bu açıklamalara aykırıdır. Bozulmalıdır.

	 	Üye
	    Tahir Alp
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini