Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1990/8-57
	K.	1990/107
	T.	9.4.1990

*  ATEŞLİ SİLAHLAR
*  KANUN HÜKMÜNDEKİ KARARNAMELER

ÖZET : 299 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye göre, diğer koşulları taşıyan
 kişiler ellerinden çıkarmış olsalar bile ruhsat almak üzere idareye
 başvurarak gizli silah-larına ruhsat alabilmek olanağına sahip iken, 387
 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye göre bu haktan yararlanabilmek için gizli
 silahın, bu haktan yararlanmak iste-yen kişinin elinde bulunması, bir başka
 deyişle kişinin gizli silahını elinden çıkarmamış olması gerekir.

(299 s. KHK.)  (387 s. KHK.)

6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Muhittin'in aynı
 Yasanın 13/2, TCY.nın 59. maddesi uyarınca dört sene iki ay hapis ve
 yüzyirmibeş bin lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin,
 (Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi)nce 16.10.1989 gün ve 198/267 sayı ile
 verilen hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Sekizinci
 Ceza Dairesi, 29.1.1990 gün, 10988/794 sayı ile;

(Sanığa tayin edilen ağır para cezası altmış iki bin beş yüz liraya indirilmek
 suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek
 onanmasına) karar vermiş,

C. Başsavcılığı ise, 20.2.1990 gün, 16 sayı ile; (Aynı dosyada yargılanan Ali
 adlı kişi, sanık Muhittin'den suça konu ondörtlü tabancayı satın aldığı
 sırada yakalanmıştır.

Yargılama sürerken 6.11.1989 tarihinde 387 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
 yürürlüğe girmiştir.

Anılan Kanun Hükmünde Kararnamede; "...Bu kararnamenin yayımı tarihinden
 başlayarak bir ay içinde mücavir iller dahil Olağünüstü Hal Bölgesi'nde
 ikamet edenlerin müracaatı üzerine, ellerinde bulunan ruhsatsız ateşli
 silahlara, menşelerine bakılmaksızın taşıma veya bulundurma ruhsatı
 verilebilir.

Bu madde hükmünden yararlananlar hakkında belirtilen süre içinde 6136 sayılı
 Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile 765 sayılı
 TCK.nun ilgili hükümleri uygulanmaz" hükmü yer almaktadır.

Sanık, 5.1.1989 tarihinde kendisine ait silahı bireysel olarak satmak istediği
 sırada yakalanmıştır. Bu oluşta uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, Özel Daire
 sanığın silahı satarak elinden çıkardığı için 387 sayılı KHK.den
 yararlanamayacağı görüşündedir.

Halbuki, sanık Olağanüstü Hal Bölgesinde ikamet etmektedir. Suç, kararnamenin
 yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş, hüküm kesinleşmeden KHK. yürürlüğe
 girmiştir. TCY.nın 2. maddesi uyarınca sanığın kararname hükmünden
 yararlanması gerekir. Zira silah adliye emanetine alınmakla, sanık silahtan
 arındırılmıştır.

Aynı silahın bireysel olarak satılması yoluyla bir çok kez el değiştirmesi
 halinde, silahı son olarak elinde bulunduran kişi 387 sayılı KHK.den
 yararlanabilecektir. Silahı daha önce ellerinden çıkaran ve teslim etme
 olanakları bulunmayan kişilerin de yararlanmaları gerekir. Kanun koyucunun
 amacı bölgeyi silahtan arındırmak ve eldeki silahları ruhsata bağlamaktır)
 görüşüyle itiraz etmiştir.

Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre;

Sanık, kendisine ait suça konu silahı 5.1.1989 tarihinde, Ali adlı kişiye
 satmak istediği sırada görevli kolluk güçlerince yakalanmıştır. Bu nedenle
 hakkında açılan kamu davasının yargılanması sürdüğü sırada, 6.11.1989 gün,
 20334 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 387 sayılı KHK. yürürlüğe
 girmiştir.

Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlığın konusunu, kendisine ait
 silahı 387 sayılı KHK.nin yürürlüğe girmesinden önce satmak suretiyle elinden
 çıkaran sanığın, 387 sayılı KHK. hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı
 hususu oluşturmaktadır.

299 sayılı KHK.nin sağladığı olanaktan, Olağanüstü Hal Bölgesi ve civarındaki
 illerde ikamet edenlerden kış koşulları nedeniyle yararlanamayanlara yeni bir
 olanak sağlamak amacıyla 387 sayılı KHK. çıkarılarak 6.11.1989 günü yürürlüğe
 konulmuştur. Anılan her iki KHK.de daha önce çıkarılan ve af niteliği taşıyan
 2305, 2583 ve 3250 sayılı Yasalarla benzer tarafları bulunmamakla birlikte,
 bölgede yaşamakta olan kişilere belirli koşullarda gizli silahına ruhsat
 alabilme olanağı veren bir düzenleme olduğu da kuşkusuzdur.

Ancak, 299 sayılı KHK. ile 387 sayılı KHK. arasında önemli bir fark
 bulunmaktadır. Yasa yapıcı 387 sayılı KHK.nin geçici 1. maddesinde,
 "Olağanüstü Hal Bölge Valisi, bu KHK.nin yayımı tarihinden başlayarak bir ay
 içinde, mücavir iller dahil Olağanüstü Hal Bölgesinde ikamet edenlerin
 müracaatı üzerine ELLERİNDE bulunan ruhsatsız ateşli silahlara menşelerine
 bakılmaksızın taşıma veya bulundurma ruhsatı verebilir.

Bu madde hükmünden yararlananlar hakkında, belirtilen süre içinde 6136 sayılı
 Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile 765 sayılı
 TCK.nun ilgili hükümleri uygulanmaz..." hükmünü koymuş bulunmaktadır.

299 sayılı KHK.'de ise böyle daraltıcı bir hüküm mevcut değildir. 299 sayılı
 KHK.'ye göre diğer koşulları taşıyan kişiler ellerinden çıkarmış olsalar bile
 ruhsat almak üzere idareye başvurarak gizli silahlarına ruhsat alabilmek
 olanağına sahip iken, 387 sayılı KHK.'ye göre bu haktan yararlanabilmek için
 gizli silanın, bu haktan yararlanmak isteyen kişinin elinde bulunması, bir
 başka deyişle kişinin gizli sihahını elinden çıkarmamış olması gerekir.

Bu açıklamalara göre olaya bakıldığında, sanık gizli silahını bireysel satış
 yoluyla elinden çıkarmıştır. Bu itibarla 387 sayılı KHK. hükümlerinden
 yararlanamaz.

Bu itibarla, Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

*  Karşı oy kullanan Kurul Başkanı ve bir kısım Üyeler; 387 sayılı KHK.nin
 yayımı tarihinden itibaren bir ay içinde mücavir iller dahil Olağanüstü Hal
 Bölgesinde ikamet edenlerin ve (bu arada sanığın) ellerinden çıkarmış olsalar
 bile gizli silahları için ruhsat almak üzere başvurabileceklerini ve bunlar
 hakkında da 6136 sayılı Yasa ve TCY.nın ilgili hükümlerinin uygulanmayacağını
 kabul etmenin hak ve nesafet kurallarına ve KHK.'nin ruhuna uygun olacağını
 ileri sürmüşlerdir.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının (REDDİNE),
 9.4.1990 gününde yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini