|
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
90/333 90/5900
ÖZET : Çağrılan evde ana veya önceki evlilikten olma reşit çocuk varsa
manevi bağımsızlık temin edilmemiştir.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan
hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine
peşin alınan harçın mahsubuna oybirliğiyle 11.6.1990 tarihinde karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu T.Alp Ş.D.Kabukçuoğlu A.N.Tuncer H.Dinç
(M) (M)
MUHALEFET ŞERHİ
1- Davalının davet edildiği yer köydedir. Adresi herkes tarafından
bilinir. Kararda adresin gösterilmemesi ihtarı geçersiz kılmaz.
2- Evlilik birliğinde evin seçemi karı ve çocukların münasip şekilde
iaşesi kocaya ait görevdir. (M.K. l52) Karı koca yekdiğerine karşı bu
birliğin saadetini birlikte temin ve çocukların iaşe ve terbiyesine beraberce
özen göstermeyi üstlenmişlerdir. Karı koca biribirine MÜZAHRETLE mükelleftir.
(M.K.l5l) Şu halde eşlerden birine mevcut kanuni veya ahlaki yüklere karşı
diğer eşin kayıtsız kalması, omuz silkmesi düşünülemez. Eğer bir yük varsa
birlikte omuzlamak, bir takım fedakarlık veya feragat gerekiyorsa birlikte
katlanmak hem kanuni hemde ahlaki bir görev olmaktadır. Gayet doğaldırki bu
muavenet ve müzaharet borcu hiç bir zaman eşin hayatını zindan edecek,
birlikteliği çekilmez hale getirecek nitelikte olamaz. Şu halde eşlerden
birinin ailenin diğer fertlerine karşı yükümlülükleri bu ölçüde diğer eş
bakımından da yükümlülük oluşturur. Eşlerden birinin mutlak muavenet ve
müzaharet borcu ile borçlu olduğu kişileri bu ölçüler içinde aile
fertlerindenkabul etmemek hem hukuki, hemde bizim sosyal ve ahleki yapımıza
uygun düşmez. Toplumun ortak yarar ve mutluluğunu sağlamak ve ahlaki yapımıza
uygun düşmez. Toplumun ortak yarar ve mutluluğunu sağlamak amacıyla konulmuş
ve müeyyidelendirilmiş sosyal hayat kuralları olarak tarif edilebilen hukuku,
sosyal hayatın ahlaki kuralları ile çatışıcı biçimde yorumlamak suyu dağlara
doğru akıtmaktan farksız bir uğraşı olur. Başka eşden veya evlilik dışı
ilişkiden olan çocukları, evlatlıkları muavenete muhtaç durumdaki ana ve
babayı ve hatta yine muavenete muhtaç kardeşleri aile kapsamı dışında evin
manevi bağımsızlığına yabancı kişiler olarak kabule elverişli hiç bir hüküm
Medeni Kanunumuzda yoktur. Bu sebeplerle aile birliğini temelinden sarsacak
davranışlar içinde olduğu ispatlanmadıkça, eşin davet edildiği evde, çağıran
eşin annesinin de birlikte bulunduğundan ve manevi bağımsızlığının
olmadığından söz edilemez. Bu yönde hiç bir delil toplanmadan davanın reddi
doğru değildir. Karar bozulmalıdır.
ÜYE ÜYE
Tahir Alp A.Naci Tuncer
|