Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

	E.	1990/2-560
	K.	1990/622
	T.	5.12.1990 

*  MİRASÇILIK BELGESİ
    (Deliller)

ÖZET : Miras bırakanından evvelce hasımsız olarak mirasçılık belgesi almış
 bulunan davacının, mirasçılık hakkının belirlenmesinin hatalı yapıldığı
 iddiasına dayanarak, aynı mahkemede bu belgesini iptali ile yerine, gerçeğe
 uygun bir şekilde ve hasım göstererek yeni bir mirasçılık belgesinin
 verilmesi için dava açma hakkına sahiptir.

(743 s. MK. m. 439 vd.)  (1086 s. HUMK. m. 236)

Taraflar arasındaki "verasetin iptali ve yeniden veraset belgesi verilmesi"
 davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Trabzon Sulh Hukuk
 Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 12.9.1989 gün ve 263-777 sayılı
 kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine,
 Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 26.3.1990 gün ve 11705-3273 sayılı
 ilamıyle; (...Davacı tarafından evvelce hasımsız olarak açılan ve sonuçlanan
 davada verilen hüküm kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesin hüküm haline
 gelmiştir. Bu durumda davacının miras paylarının yanlış dağıtıldığına
 dayanarak iptal davası açması kesin hüküm ve kazanılmış hak kavramlarına
 aykırı düşeceğinden isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde
 hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya
 yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki
 kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalı Hazine vekili.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde tem-yiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
 görüşüldü.

Mirasçıların, mirasçılık sıfatlarının belirtilmesi istemi ile hasımsız olarak
 açacakları dava nedeniyle verilen mirasçılık belgesi kararı, bir nizasız kaza
 (çekişmesiz yargı) kararı niteliğindedir. Bu hususta, hukuk öğretisinde ve
 yargısal kararlarda tam bir görüş birliği mevcuttur.

Nizasız kaza kararları, şekli bakımından kesinleşmiş olsalar bile maddi hukuk
 açısından kesin hüküm teşkil etmezler. Bu nedenledir ki, kanuni bir gerçek
 olarak kabulleri mümkün değildir.

Daha sonra, bu kararların gerçeği aykırı ve yanlış olduğunun anlaşılması
 durumunda, kararı veren mahkemece değiştirilebilecekleri gibi, nihayet tesbit
 edici nitelikte oldukları cihetle nizalı kaza (çekişmeli yargı) mahkemelerini
 bağlayıcı güçleri de yoktur (Prof. Dr. İ. Sungurbey, Medeni Hukuk Sorunları,
 1984 Basım, 5. Cilt, Sahife: 421-423).

Aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu belirtilmek suretiyle verilen
 mirasçılık belgesi klasik anlamda bir ilamda değildir. İlam kavramı, yalnız
 çekişmeli yargıya ait bir terim olup, çekişmesiz yargıya yabancıdır. Her
 zaman aksi, iddia ve isbat edilebilir. Yapılan işlemi tam bir dava olarak
 nitelemek de yerinde olmaz. Nizasız kaza yolu ile alınan kararlar, hiç bir
 zaman maddi anlamda kesin karar niteliğini taşımaz. (Prof. B. Kuru, Hukuk
 Muhakemeleri Usulü, Cilt: 2, sahife: 2167 ve Nizasız Kaza, sahife 180 vd.).

Mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkin olarak mahkemelerce yürütülen
 işlemler sonucu verilen karar tesbit edici nitelikte çekişmesiz yargı kararı
 olduğundan anılan kararın verilmesine ilişkin isteklerde asıl olan ihtilafın
 yokluğudur. Kararın bu niteliği gereğide olayda HUMK.nun 236. maddesinin
 uygulama yeri mevcut değildir.

O itibarla, miras bırakanından, evvelce hasımsız olarak mirasçılık belgesi
 almış bulunan davacının, mirasçılık hakkının belirlenmesinin hatalı yapıldığı
 iddiasına dayanarak, aynı mahkemede, bu belgenin iptali ile yerine, gerçeği
 uygun bir şekilde ve hasım göstermek suretiyle yeni bir mirasçılık belgesinin
 verilmesi için dava açma hakkının bulunduğu kuşkusuzdur.

O halde, yerel mahkemece, mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle işin
 esasına girilerek karar verilmesi yerindedir.

Ne varki, davanın kabulüne dair kurulan yerel mahkeme kararına yönelik temyiz
 itirazları incelenmediğinden, bunun için dosya Özel Dairesine
 gönderilmelidir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenle, yerel mahkemenin direnme kararı doğru
 olup, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın
 İkinci Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 5.12.1990 gününde oyçokluğuyla karar
 verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

*  Dava biçiminde alınmayan veraseti gösteren belge çekişmesiz yargı alanına
 girer. Bu yargı (jucisdictionnon contentinse) kamu düzeniyle ilgili
 durumlarda bireysel çıkarları korumaya çalışır; mahkemelere verilmesinin
 nedeni de özel hukuk sorunlarından oluşudur. Genelde, istekçiye taraf
 denilmediği gibi dava yeteneği de aranmaz. Vasi tayininde olduğu gibi, kural
 olarak yeni gerekler karşısında yeni bir karar da alınabilir. Dahası, "kesin
 hüküm" durumu söz konusu değildir. Ne varki, mahkeme ilgilileri dinlemek,
 gereğinde onları yazılı ya da sözlü bildirime çağırmak; belli bir kanıya
 ulaşabilmek için delillerin gösterilmesini emretmek ve onları toplamak
 durumundadır.

Çekişmesiz yargıya başvuran kişi, mirasçılık konusunda bir ikrarda bulunmuştur
 (enazından kararı temyiz etmiyeceğini açıklayarak belge içeriğini
 benimsemiştir). HUMK.nun 236. maddesi uyarınca; "ikrar...mukir olan taraf
 aleyhine delil teşkil eder. Maddi bir hatadan neşet ettiği sabit olmadıkça
 ikrardan rücuu olunamaz" yargı görevi ile ikrara değer verildiği durumlarda
 kural olarak kişi yanılgısı değil yargı yanılgısı var sayılır. O nedenle
 kıyas yoluyla yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin olayda bulunup
 bulunmadığı üzerinde durularak veraset belgesinin değiştirilmesi isteği
 gözetilmelidir.

Şu durum karşısında Yüksek Özel Daire bozmasının, belirtilen açıdan ve sonucu
 bakımından doğru bulunduğu düşüncesindeyiz.

F. ILDIZ


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • tüvtürke karşı tüketici hakem kararı 
  • 07.05.2025 18:40
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini