Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi

	E.	1990/19646
	K.	1990/17152
	T.	11.12.1990

*  TESBİT VE TESÇİL DAVASI 
*  ZİLYETLİK

ÖZET : Taşınmazın bulunduğu yörede tapulama yapılırken; taşınmaz, orman olarak
 veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir taşınmaz olarak tapulama
 dışı bırakılmış ise, bu yere ait tapu kaydı Kadastro Kanununa göre işleme
 tabi kayıt niteliğini kaybetmiş sayılır. Artık böyle bir kayıt, zilyetliği
 doğrulayan yada zilyetlikle tamamlandığı takdirde hüküm ifade edebilen bir
 belge durumunu alır. Ancak, bu yörede tapulama yapılmamış ise; tapu kaydı
 Medeni Kanunun tapu siciline mahsus hükümlerine göre geçerli kayıt
 sayılacağından, böyle bir yer için tapu kaydına dayanılarak tesçil davası
 açılamaz.

(743 s. MK. m. 639)

Müslim ile Orman Genel Müdürlüğü, Hazine, Günboğazı Köyü muhtarlığı, Hüseyin
 ve müşterekleri aralarındaki tesbit ve tescil davasının reddine dair, (Pertek
 Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 15.5.1990 gün ve 89/71 sayılı hükmün
 duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde
 istenilmiş ise de; hüküm tarihine nazaran uyuşmazlığa konu teşkil eden
 taşınmazın değeri 1.000.000 lirayı aşmadığından duruşma talebinin kıymet
 yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek;
 dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Tapu sicil müdürlüğünün 9.11.1988 günlü ve 982 sayılı yazısına ek olarak
 gönderilen tutanakta, taşınmazın bulunduğu Günboğazı Köyü'nde bütün
 gayrimenkullerin klasik metodla tahdit ve tesbitlerinin yapılmış olduğu
 belirtilmiş ve az önce sözü edilen yazıda ise davacının dayandığı 137
 numaralı tapu kaydının herhangi bir parsele revizyon görmemiş olduğu
 açıklanmıştır. Bu durumda taşınmazın bulunduğu köyde tapulama yapılmış ise
 de, bu taşınmazın tapulamada ne suretle belirlendiği bildirilmemiştir.
 Taşınmaz orman olarak veya devletin hüküm veya tasarrufu altında bulunan bir
 taşınmaz olarak tapulama dışı bırakılmış ise, bu yere ait paftanın getirtilip
 tapulamaca yapılan işlemin mahiyetinin tesbit edilmesi gerekmetedir. Şayet bu
 yörede tapulama yapılmış ve taşınmaz tapulama dışı bırakılmış ise, bu yere
 ait tapu kaydı Kadastro Kanununa göre işleme tabi kayıt niteliğini kay-betmiş
 sayılır. Artık böyle bir kayıt zilyetliği doğrulayan ya da zilyetlikle
 tamamlandığı takdirde hüküm ifade edebilen bir belge durumunu alır. Böyle bir
 yer için MK.nun 639. maddesine dayanılarak tescil davası açılabilir ve tapu
 kaydı zilyetliği isbata yarayan bir belge sayılabilir. Ancak, bu yörede
 tapulama yapılmamış ise, tapu kaydı MK.nun tapu siciline mahsus hükümlerine
 göre geçerli kayıt sayılacağından böyle bir yer için tapu kaydına dayanılarak
 tescil davası açılamaz. Başka söyleyişle böyle bir yer esasen tapulu
 sayılacağından ikinci kez tapuya bağlanması düşünülemez. Bu durumda MK.nun
 618. maddesine dayanılarak men'i müdahale veya istihkak davası açılabilir.
 Mahkemece bu yönler üzerinde yeteri kadar durulmamıştır. Ayrıca mahkemece
 taşınmazın niteliği hakkında yapılan inceleme de hüküm vermeye yeterli
 bulunmamaktadır. Her ne kadar ormancı bilirkişi; (A) ile gösterilen kısmın
 orman olduğunu, (B) ile gösterilen kısmın ise orman sayılmayan yerlerden
 olduğunu bildirmiş ise de, verilen mütalaa yeterli bulunmamaktadır. Öncelikle
 nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi yapılıp yapılmadığı kesin
 biçimde anlaşılmamaktadır. Bu yönün bilirkişiden çok Orman İdaresinden
 sorulup tesbit edilmesi gerekir. Şayet bu yerde orman tahdidi yapılmış ise
 tahdit haritasının ve gerekiyorsa tutanaklarının getirtilip bu yere
 uygulanması, taşınmazın daha önce yapılıp kesinleşen orman tahdit haritasının
 kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Nizalı taşınmaz tümüyle
 orman tahdit haritasının kapsamında kalıyor ise, uyuşmazlığın buna göre
 çözümlenmesi gerekir. Başka anlatımla nizalı yer atrık orman sayılır, buraya
 ait tapu kaydı veya benzeri belgelerle hukuki niteliklerini yitirmiş
 sayılırlar. Ancak, bu yörede orman tahdidi yapılmamış ise, uyuşmazlığın
 çözümü değişik tarzda olacaktır. Yalnız amenajman planıyla değil 1/25000
 ölçekli memleket haritasının da getirtilip nizalı yere uygulanması ve nizalı
 yerin bu haritanın kapsamında kalıp kalmadığının, bundan sonra da nizalı
 yerin niteliği üzerinde ve 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği sırada orman
 olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekir. Bilirkişi mütalaasını tahdit
 yapılmamış olması esnasına göre düzenlemiş bulunmaktadır. Orman Kadastro
 Yönetmeliğinin 3. maddesinde ağaçcık tarif edilmiştir. Bilirkişinin
 tamamlanması bu tarife uygun bulunmakta ise de, bu taşınmazın (A) kısmı
 üzerindeki ağaç ve ağaçcıkların hangi tür ağaç olduğu açıklanmamıştır.
 Özellikle meşenin cinsi üzerinde durulmamıştır. Taşınmaz palamut meşesi ise
 4785 sayılı Kanunun 2. maddesinin (b) bendine göre sahipli olması halinde
 Devletleştirilmiş sayılmaz. Başka de-yimle bu tür yerler orman olmakla
 birlikte 4785 sayılı Kanunun anılan bu maddesine göre Devletleştirilmiş
 sayılmaz. Ayrıca Orman Kanununun 1. maddesinin (h) bendinde sahipli palamut
 meşeliklerinin orman sayılamayacağı hükme bağlanmıştır. Ormanı tanımlarken
 bir hususa özen gösterilmesi gerekir. Orman uyuşmazlığının çıktığı tarihte
 yürürlükte bulunan hükümlerin nazari itibara alınması gerekir. Şüphesiz
 olayımızda sahiplik belgesi olan tapu kaydına dayanıldığına göre 13.7.1945
 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınması
 gerekecektir. Bu hükümlerden az önce söz edilmiştir. Bunun dışında davanın
 açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmünün
 nazara alınması icabeder. 1. maddenin 1. fıkrasında, uyuşmazlığın çıktığı
 tarihteki orman tarifi yapılmış 1. maddenin 2. fıkrasında ve diğer
 bentlerinde ise yine uyuşmazlığın hasıl olduğu tarihte yürürlükte bulunan bu
 hükümlere göre orman sayılmayan yerler tarif edilmiştir. Dava 1988 yılında
 açılmıştır. O tarihte 6831 sayılı Kanunun 3373 sayılı Kanunla değişik 1/F ve
 (G) bentleri yürürlükte bulunmaktadır. 1/F bendinde sahipli olan orman
 içerisindeki yerlerden sözedilmiştir. (G) bendinde ise ormana bitişik
 yerlerden sözedilmiş bulunmaktadır. Her iki bentte de tapu kaydı gibi bir
 sahiplik belgesine ihtiyaç vardır. Şüphesiz nizalı yer 4785 sayılı Kanuna
 göre devletleştirilmiş hükmünde ise tapu kaydı değerini yitirmiş
 sayılacağından dava tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre bu tapu kaydı
 sahiplik belgesi sayılamayacaktır. Ancak 4785 sayılı Kanuna göre bu tapu
 kaydı hükmünü yitirmemiş ise o takdirde az önce anılan bu hükümlerin
 gözönünde tutulması gerekir. 1/F ve (G) bentlerinde önemli olan yön
 sınırların sabit olup olmadığının belirlenmesi ve bitişiklik unsurunun olayda
 mevcut olup olmadığının araştırılmasıdır. Bitişiklik unsuru yine yönetmelikte
 açıklanmıştır. Ayırıcı sınırların sabit olması gerekir. Bilirkişi bu yönleri
 de açıklamamıştır. O itibarla (A) ile gösterilen kısma ilişkin bilirkişi
 mütalaası yeterli bulunmamaktadır. (B) kısmına gelince: Bu bölgede tapulama
 yapılmış ve nizalı taşınmaz tümüyle tapulama dışı bırakılmış ise tapu kaydı
 sadece bir belge niteliğini taşıyacağından (B) kısmının devletin hüküm ve
 tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığının gerektiği şekilde
 incelenmesi gerekir. Daha kesin ifade ile, tapu kaydı işleme tabi kayıt
 niteliğini kaybedeceğinden bu durumda taşınmazın niteliğinin ziraatcı bir
 bilirkişiye incelettirilmesi ve ondan mütalaa alınması gerekir. 31.10.1989
 tarihli raporun nizalı yerlere ait olmadığı davacı tarafından ileri sürülmüş
 ise de, bu yön bir belge ile açıklanmamıştır. Mahkemece; bu yön üzerinde de
 durulması, nizalı yerlere ait olup olmadığının araştırılması, keza her iki
 parça orman olmadığı takdirde ne suretle tasarruf edildiğinin bilirkişi ve
 tanıklardan sorulması, ayrıca MK.nun 639. maddesindeki ilan ve diğer
 koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Temyiz itirazları açıklanan
 nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 5000 lira
 peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.1990 tarihinde
 oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • E-satış u yap a girdim. satışa çıkacak ve satışda olan ilanlara tıklayatrak sayfasına girdim buradaki izlemeye al butonu gördüm ve bastım fakat i 
  • 26.04.2024 21:39
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini