Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi

	E.	1989/6774
	K.	1990/7483
	T.	22.11.1990 

*  ALACAK DAVASI
*  TAZMİNAT HAKKI
*  İCRANIN ESKİ HALE İADESİ

ÖZET : İlamın bozulması, icra muamelesini olduğu yerde durdurur.

İlam hükmü yerine getirildikten sonra bozulup da aleyhine icra yapılmış olan
 kişinin hiç veya o kadar bocu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse,
 ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade
 olunur.

 Anılan prosedür dairesinde takip alacaklısından geri alınacak meblağ evvelce
 kendisine icra dairesince ödenen meblağdan ibaret olup takip borçlusunun
 takip nedeniyle ödediği paradan bir süre yoksun kalmasından doğan zararın da
 geri alınmasını icra dairesinden istenmesi ve böyle bir talebin icra
 müdürlüğünce yerine getirilmesi mümkün değildir.

Geri alınan meblağın icra dairesinde tahsil edilirken fazlaya dair haklar için
 çekince ileri sürülmemesi nedeniyle tazminat haklarından vazgeçmiş
 addedilmesi de doğru değildir.

(2004 s. İİK. m. 40)  (818 s. BK. m. 113)

Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Altındağ Asliye Birinci Hukuk
 Mahkemesi)nce verilen 3.7.1989 tarih ve 176- 652 sayılı hükmün temyizen
 tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
 içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu bir çeki eline geçiren davalının
 bu çeke dayanarak davacıya karşı icra takibine giriştiğini, davacının itirazı
 üzerine davalının çek tutarının fer'ileriyle birlikte tahsili için davacıya
 karşı dava açtığını, mahkemenin davanın kabulüne dair 29.1.1987 tarihli
 ilamını icraya koyan davalının 17.2.1987 tarihinde davacıdan icra yoluyla
 (1.257.374 TL.) tahsil ettiğini, ancak tahsil kararının Dairemizce 2.2.1988
 tarihli ilamla bozulduğunu ve bidayet mahkemesinin bozmaya uyarak davalının
 davasını 22.11.1988 tarihli kararla reddettiğini, davalının haksız tahsil
 ettiği parayı 6.2.1989 tarihinde icranın iadesi yoluyla geri verdiğini, ancak
 (1.257.374 TL.) nın iki yıl süreyle davalı elinde haksız kalmasından dolayı
 davacının bu paranın faiz gelirinden yoksun kaldığı gibi para değerinin
 düşmesi nedeniyle de zarar gördüğünü ileri sürerek reeskont faizine göre
 belirlenen (1.300.000 TL.) nın tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili; davacının, keşide ettiği çeki davalıya ciro eden şirkete
 husumet yöneltmesi gerektiğini, davacının ödemeye mahkum edildiği ilk hükmü
 temyiz ederken icranın durdurulması talebinde bulunmayıp ödeme yaptığını, bu
 nedenle tazminat isteyemeyeceğini savunmuştur.

Mahkemece, davacının icranın iadesini talep ederken faiz istemediği gibi
 davalı tarafça iade olunan parayı tahsil ederken faiz alacağı hakkını saklı
 da tutmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili; dava dilekçesinde, davalının haksız tahsil edip iki yıl elinde
 tuttuğu (1.257.374 TL.) nın yıllık  52 nispetine göre hesaplanan iki yıllık
 reeskont faizi tutarı (1.300.000) TL.) nın tahsilini istemiş ise de BK.nun
 18. maddesinde belirtilen ve usuli işlemlerin tefsirinde de uygulanması
 gereken yorum kuralına göre davacının asıl maksadının davacının (1.257.374
 TL.) parasına iki yıl müddetle tasarruf edememekten doğan zararının tazmini
 olduğu aşikardır.

Davalı, davacı aleyhine istihsal ettiği ilamı icraya koyarak (1.257.374 TL.)
 yı tahsil etmiş, hükmün bilahare temyizen bozulması ve mahkemenin davalının
 böyle bir alacağı olmadığına ilişkin sonraki kararının kesinleşmesi üzerine
 davacının telebiyle icra dairesi İİK.nun 40/f-II. maddesinde öngörülen
 icranın eski hale iadesi prosedürü dairesinde davalının haksız tahsil ettiği
 (1.257.374 TL.)'yı davalıdan geri alıp davacıya ödemiştir.

İİK.nun 40/f-II. maddesinde düzenlenen icranın iadesi prosedürü bir ilama
 dayanılarak takip borçlusundan alınıp takip alacaklısına ödenen tutarın takip
 dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra
 kurulup kesinleşen bir hükümle saptanması halinde ayrıca hükme hacet
 kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi marifetiyle ve gereğinde cebri
 icra yoluyla geri alınıp takip borçlusuna iadesini temine matuf bir takip
 hukuku yöntemidir. Bu prosedür dairesinde takip alacaklısından geri
 alınabilecek meblağ evvlece kendisine icra dairesince ödenen meblağdan ibaret
 olup takip borçlusunun takip nedeniyle ödediği paradan bir süre yoksun
 kalmasından doğan zararının da geri alınmasını icra dairesinden istemesi ve
 böyle bir talebin icra müdürlüğünce yerine getirilmesi mümkün değildir.

Şu hale göre, davacının icra iadesi için davalıya icra dairesi marifetiyle
 muhtıra gönderilirken ödediği meblağ dışında bu meblağın faizini de istemesi
 yerine getirilmesi hukuken imkansız bir talep oluşturacağından davacıyı böyle
 bir talepte bulunmaması ve geri alınan meblağı icra dairesinden tahsil
 ederken fazlaya dair hakları için çekince ileri sürmemesi nedeniyle BK.nun
 113/f-II maddesi hükmü karşısında tazminat haklarından vazgeçmiş addetmek
 doğru görülemez.

Bu durum karşısında davacının mali ve sosyal vaziyeti değerlendirilerek mahrum
 kaldığı (1.257.374 TL.) yı iki yıl sürede elinde bulundurması halinde ne
 şekilde değerlendirebileceği araştırılmak, daha fazla nemalandırma olanağının
 saptanamaması halinde en azından bankaya tasarruf mevduatı olarak yatıracağı
 benimsenerek o sürede cari mevduat faiz oranları tespit edilerek davacının
 zararı belirlenmek ve sonucuna göre bir hüküm kurulmak icap ederken olayda
 uygulama yeri bulunmayan BK.nun 113/f-II maddesi hükmünden bahisle davanın
 reddi cihetine gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına
 (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde tem-yiz edene
 iadesine, 22.11.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini