nursel yöndem |
Hepimizin çok kısa süre kalacağı, adeta misafirhane gibi kullandığımız bu dünyada birisi çıksın da bana lütfen hırs, nefret, kin, kıskançlık, doyumsuzluk gibi duyguların nasıl oluyor da bu kadar hakim ve yaygın olduğunu söylesin. Biraz aklı fikri olan, düşünmeye açık olan herkes bu duyguların kaynağının ne olduğunu belki görebilir fakat nasıl yaygınlaştığı üzerinde düşünmek araştırma yapmak gerek.
Benim anlayamadığım kendisini bu dünyaya çivilemiş sanan, mezarın altına gireceği gerçeğini gözardı eden, gözlerini hırs kaplamış bu tip insanların diğerlerini nasıl oluyor da etkisi altına alabildiğidir.
İyinin kötü ile mücadelesi hep vardı hep de olacak. Ama artık inanmak üzere olduğum şey daha farklı... Hiç de hoş değil ama, artık iyinin, güzelin yanında olduğunu söyleyenlere, samimiyetlerini ortaya koymadıkça inanmıyorum.
Artık şüpheyle bakıyorum çünkü, iyinin yanında olmak icraat gerektirir, zorluğu, sıkıntıyı göze almayı gerektirir, fedakarlık, cesaret gerektirir.
Bunların hiçbirini tecrübe etmeyip ardından da iyinin savunucusuyum, iyinin yanındayım demek hiç de inandırıcı gelmiyor. Bana göre bu kişilerin safları belli. Etliye sütlüye karışmayıp sonra da konuşmak kolay iş. Bir yandan bana ne, neme lazım, işime gücüme bakıyım diyen bir yandan da tabi tabi iyinin yanında olmak lazım diyen adam safını da belli edendir. Değer yargısı, inancı olmayan, kaypak, basit ve şahsiyetsizdir. İnanın ki bu kişileri iyilerin yanında sayabilmek mümkün değildir.
Give Justice A Hand |