+ Konuyu Yanıtla
1 den 6´e kadar toplam 6 ileti bulundu.

Konu: Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında

Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jan 2012
    Nerede
    ankara
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Thumbs up Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında

    1998 yılında alınmış bir karara istinaden yüz kızartıcı suçtan karara göre 8 ay ceza aldı ve para cezasına çevrilen ve ertelenen bir kaydı var ve başka bir cezası kararı yok.5 yıl geçmesiyle sabıka kaydı sildirildi ancak arşiv kaydı Anayasanın 76. Maddesi gereği kişinin ölümü veya 80 yıl geçmesinden sonra arşiv kaydı silinebilir, Maddesine göre saklanmaktaydı. Bu madde anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve 21.01.2012 de yürürlüğe girecek . yani 10 gün var bu karara göre adli sicil arşiv kaydı oluşanlar 1990 sicil kanunu ve 2005 de çıkan sicil kanuna göre arşiv kaydı kalkacak mı yoksa kalkması için davamı açılacak yada hiç kalkmaması için bazı kanunların önümü açıldı, yada başka bir yerde alınan kararlarla bu düzenleme aynen devamı edecek konuya hakim hukukçu arkadaşlardan bilgi arz ederiz. Bu konuyla ilgili buna benzer durumla ilgili birçok kimse var umarım yardımcı oluruz konuda iptali geçen gerekçeli karar resmi gazete linki ekte koyuyorum.

    http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/04/20110414-35.htm

    AYNEN AKTARIYORUM

    T.C.
    ADALET BAKANLIĞI
    EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    YARGI MEVZUATI BÜLTENİ

    Bültenin Kapsadığı Tarihler
    14 - 18 Nisan 2011 Yayımlandığı Tarih
    19 Nisan 2011 Sayı
    480


    Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
    Esas Sayısı : 2008/44
    Karar Sayısı : 2011/21
    Karar Günü : 20.1.2011
    İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:
    1- Ankara 9. İdare Mahkemesi (Esas Sayısı: 2008/44)
    2- Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi (Esas Sayısı: 2010/109)
    İTİRAZLARIN KONUSU: 25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun;
    1- 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin,
    2- 10. maddesinin,
    3- 12. maddesinin,
    4- Geçici 2. maddesinin,
    Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
    I- OLAY
    Arşive alınan mahkumiyet kararlarının arşiv kayıtlarından çıkartılması istemiyle açılan davalarda, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler, iptalleri için başvurmuşlardır.
    II- İTİRAZLARIN GEREKÇESİ
    A- Ankara 9. İdare Mahkemesinin Başvuru Kararının Gerekçe Bölümü Şöyledir:
    “01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinin l/a bendinde “adli sicildeki bilgiler cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınır” aynı maddenin 3. bendinin son cümlesinde “Adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” ve yine aynı Kanunun 12. maddesinin 1. bendinde ise, “Arşiv bilgileri ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir” hükümleri yer almıştır.
    Hukuk, devleti bütün faaliyetlerinde hukukun genel ilkeleri ile bağlayıcılığı ve üstünlüğü olan Anayasa hükümlerine uygun hareket etmek zorundadır.
    T.C Anayasasının 5. maddesinde, kişilerin ve toplumun, refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlandıran ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, yine Anayasanın 2. maddesinde sosyal hukuk devleti niteliği vurgulanan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.
    Öte yandan, Anayasanın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. maddesinde, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmü yer almıştır.
    T.C Anayasasının 11. maddesinde de, “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
    Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, 1988 yılındaki evrakta sahtekarlık suçundan dolayı 19.07.1991 tarih ve E: 1991/49, K:1991/81 sayılı Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 1 ay müddetle hapis cezasına çarptırıldığı, Türk Ceza Kanununun 59. maddesi uyarınca cezası 1/6 oranında indirildiği ve neticeden 10.000 TL Ağır Para Cezası ile tecziyesine karar verildiği, davacının 26.03.2003 tarihli dilekçesi üzerine Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince 26.03.2003 tarih ve E:2003/56 kararı ile adli sicil kaydının silinmesine karar verildiği, adli sicil kaydı silinen davacının arşiv kaydına alındığı, bu arşiv kaydının silinmesi istemiyle yaptığı başvurunun 26.01.2007 tarih ve 1712 sayılı Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü işlemi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
    Olayda, davacının 1988 yılında işlediği suçtan dolayı 10.000 TL Ağır Para Cezası ile cezalandırıldığı, 26.03.2003 tarih ve E:2003/56 sayılı Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla Adli Sicil kaydının silindiği ve adli sicil kaydının silinmesi ile işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasının sağlanıp tekrar topluma kazandırılması amaçlanmış olduğuna göre, aynı amacın arşiv kaydına alınmasına ilişkin 5352 sayılı Yasa hükümleri için de gözetilmesi gerekecektir.
    Her ne kadar Adli Sicil Kanununda arşiv bilgilerinin kişinin kendisi veya vekaletnamede belirtilmiş olmak koşuluyla vekili, Cumhuriyet başsavcılıkları, hakim veya mahkemeler ve yetkili seçim kurulları tarafından istenebileceği belirtilmiş ise de, Adli Sicil Kayıtlarında sicil kayıtları silinen kişilerin arşiv kayıtlarının olduğu, arşiv sicil kayıtlarının hangi koşullarla silindiği 5352 sayılı Yasanın 12. maddesinde açıkça düzenlendiği ve bu arşiv kaydının da ya ilgilinin ölümü ya da kaydın girildiği tarihten itibaren 80 yılın geçmesiyle silineceği göz önüne alındığında, topluma kazandırma amacının gerçekleştirilemeyeceği açıktır.
    Bu durumda, adli sicil kaydı silinen kişilerin Adli sicil bilgilerinin arşiv kaydına alınmasını ve 80 yıl boyunca arşiv kaydında tutulmasının, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve insan haklarına saygılı, sosyal hukuk devleti ilkesini ihlal ettiği anlaşıldığından, 01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinin l/a bendinde “adli sicildeki bilgiler; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınır” aynı maddenin 3. bendinin son cümlesinde “Adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” Aynı Kanunun 12. maddesinin 1. bendinde ise, “Arşiv bilgileri ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir” hükümlerinin, Anayasanın 2., 5., 10. ve 11. maddelerine aykırılık oluşturmaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, 0l.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinin l/a bendinde “adli sicildeki bilgiler; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınır” aynı maddenin 3. bendinin son cümlesinde “Adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” aynı Kanunun 12. maddesinin 1. bendinde ise, “Arşiv bilgileri ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydının girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir” hükümlerinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, dosyada bulunan belgelerin onaylı birer örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine, kararın taraflara tebliğine, 14.12.2.007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
    B- Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin Başvuru Kararının Gerekçe Bölümü Şöyledir:
    “İncelenen evrak kapsamına göre talep eden H.A.’nın silinmesini istediği arşiv kaydı 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun geçici 2. maddesi ile Mülga 3682 sayılı Adli Sicil Kanununun 8. maddesindeki şartların oluşması halinde madde metinlerinde “Affa uğramış olsalar bile” ibaresi bulunan başta Anayasanın 76. maddesi ile bazı özel kanunlarda (2839sayılı Milletvekili Seçim Kanunun 11. maddesi, 657 s. K.nun 48. maddesi, 6136. s. K.7 .md.vb. gibi) sayılan suç ve cezalar hakkında 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 10. maddesine istinaden istenildiğinde verilmek üzere arşiv kaydına alınmasına, aynı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesine ilişkin olup 1993 yılında Özel Belgede Sahtecilik suçundan erteli ceza alan ve aynı zamanda doktor olan talep edenin adli sicil kaydını 11/07/2000 tarihinde İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesine müracaatı ile sildirmesine karşın talep dosyasında ayrıntılı geçtiği üzere özetle, sonradan doktor olması ve yeniden suç işlememesine karşın memuriyetinde tıpda uzmanlık sınavında ve hayatının her aşamasında karşısına çıkarak kendisine mağdur ettiği ve bu durumun onurunu ve vicdanını uzun yıllar rencide eden ve her an hatırladıkça sanki o andaymışçasına pişmanlık ve üzüntü yaşadığından bahisle arşiv kaydının silinmesini istediği anlaşılan olayda her ne kadar mahkememizin 08/07/2010 tarih ve 2010/121 değişik iş sayılı kararı ile talebi kabul edilmiş ve arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, 12.08.2010 tarih 2379 sayılı Adlı Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün yazısı üzerine Cumhuriyet Savcılığının talebi uyarınca kararımızın kaldırılması talep edilmiş ise de,
    Kararın kaldırılmasına mesnet yapılan 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun geçici 2.maddesi ile arşiv kaydına ilişkin 10. ve silinmesine ilişkin 12. maddelerinin;
    a- Anayasamızın 5. maddesindeki Devletin Temel Amaç ve Görevleri içinde sayılan kişilerin sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak surette sınırlamaların giderilmesi ilkesine, talep edenin doktor olması, toplumda bir konumu olması, 1993 yılında işlemiş olduğu bir suçun erteleme şartlarını karşılamasına, bir daha hiç bir suç işlememesine ve adli sicil kaydının silinmesine karşın arşiv kaydında sürekli görünmesi nedeniyle tayin, terfi, tıpta uzmanlık sınavı ve benzeri resmi işlemler nedeni ile sürekli yüz kızartıcı mahiyette karşısına çıkması nedeni ile aykırı olması,
    b- Anayasamızın 10/1. maddesindeki herkesin kanun önünde ayrım gözetilmeksizin eşitliği ilkesi ile 10/5. fıkrasındaki Devlet Organları ve İdare Makamlarının bütün işlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olmaları ilkesine, (a) fıkrasında yazılı resmi işlemler için müracaat etmesinde ve yükselmesinde sürekli karşısına getirilmesi nedeni ile eşit şartlarda hayat yarışına katılmasına engel teşkil etmesi,
    c- Anayasamızın 11/2. fıkrasındaki kanunların Anayasaya aykırı olamayacağı ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,
    d- Anayasamızın 12/1. fıkrasındaki herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olması ilkesine, (a) ve (b)fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,
    e- Anayasamızın 17/1. fıkrasındaki herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olması ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,
    f- Anayasamızın 20/3. fıkrasındaki herkesin kendisi ile ilgili verilerin silinmesini talep etme ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,
    g- Anayasamızın 40/1. fıkrasındaki Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyeti ihlal eden herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahip olma ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması nedenleri ile aykırılık teşkil ettiği,
    Kaldı ki 2709 sayılı 1982 Anayasasının 76. maddesi lafzi ve ga-i yorumunda adli sicil kaydının silinmesi koşulları oluşmayan ilgili süreleri suç işleme tarihinden itibaren henüz dolmayan kişilerin işledikleri bir kısım suçlara yönelik affa uğramış olsalar bile millet vekili seçilemeyeceklerine yönelik olup, ömür boyu arşiv kaydında bulunduğundan bahisle ilk defa suç işledikten sonra kalan ömürlerinde suç işlemeyerek topluma yeniden uyum sağlayan ve kazandırılan insanları kapsamamaktadır. Aksini düşünmek bir insanın bir defa 76. maddeye giren suçlardan birini işledikten sonra, ömür boyu milletvekili seçilememe, 657 sayılı Yasa gereği memur olamama ve benzeri kısıtlamaları gündeme getirebileceğinden, ayrıca ilk defa suç işledikten sonra yeniden suç işleyen insanla arasındaki ayrımı ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir ve bu durumda yeniden suç işleyen insanla arasında hiç bir ayrım kalmadığını gören bir kısım insanlar madem farkımız yok yeniden suç işleyebilirim diye düşünebilecektir.
    Profesör Doktor Faruk EREM’in “Bir Ceza Avukatının Anıları” isimli kitabının ön sözünde de belirttiği üzere “Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar” sözünden de anlaşılacağı üzere neticede herkes insan olup bir defa suç işledi diye, adli sicil kaydından çıkarılması koşulları oluşmasına karşın, arşiv kaydında ömür boyu sabıkalı görülmesini sağlamak Anayasanın yukarıda belirtilen ilgili maddelerine aykırılık teşkil edebilecek, insanlık onurunu zedeleyebilecek mahiyette görülmüş olduğundan 2709 sayılı 1982 Anayasasının 152/1. fıkrası gereği Anayasa Mahkemesine müracaat ve vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekmiştir.”
    III- YASA METİNLERİ
    A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
    1- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen bent ve cümleyi de içeren 9. maddesi şöyledir:
    “Adlî sicil bilgilerinin silinmesi
    Madde 9- (1) Adlî sicildeki bilgiler;
    a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,
    b) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,
    c) Ceza zamanaşımının dolması,
    d) Genel af,
    Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.
    (2) Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.
    (3) Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.”
    2- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen 10. maddesi şöyledir:
    “Arşiv bilgilerinin istenmesi
    Madde 10- (1) Arşiv bilgileri;
    a) Kullanılış amacı belirtilmek suretiyle, kişinin kendisi veya vekâletnamede açıkça belirtilmiş olmak koşuluyla vekili,
    b) Bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemeler,
    c) Yetkili seçim kurulları,
    d) Özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları,
    Tarafından istenebilir.
    (2) Kanunda açıkça belirtilmediği takdirde, kişi hakkında alınacak bir karar veya yapılacak bir işlemle ilgili olarak, bir yakınının adlî sicil ve arşiv kayıtları istenemez ve bu bilgiler, kişiyi herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamaz.
    (3) Onsekiz yaşından küçüklerle ilgili adlî sicil ve arşiv kayıtları; ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemelerce istenebilir.”
    3- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen 12. maddesi şöyledir:
    “Adlî sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi
    Madde 12- (1) Arşiv bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir.
    (2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
    (3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.”
    4- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen Geçici 2. maddesi şöyledir:
    “Geçici Madde 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır. Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.
    (2) Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vâki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir.”
    B- Dayanılan Anayasa Kuralları
    Başvuru kararlarında, Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine dayanılmıştır.
    IV- İLK İNCELEME
    A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılmalarıyla E. 2008/44 sayılı dosyada 21.5.2008 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
    B- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN ve Celal Mümtaz AKINCI’nın katılmalarıyla E. 2010/109 sayılı dosyada 8.12.2010 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında ise öncelikle davada uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.
    Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa’ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
    İtiraz yoluna başvuran Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5352 sayılı Kanun’un 10., 12. ve Geçici 2. maddelerinin iptalini istemektedir.
    Kanun’un 10. maddesinde, arşiv bilgilerinin kimler tarafından ve hangi gerekçelerle istenebileceğine, arşiv bilgilerinin kişiyi herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamayacağına; 12. maddesinde, adli sicil ve arşiv kayıtlarının hangi hallerde silinebileceğine; Geçici 2. maddesinde ise 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş, ancak 3682 sayılı Kanun’a göre süre yönünden silinme koşulları oluşmayan kayıtlar hakkında ne tür bir işlem yapılacağına ilişkin hükümler yer almaktadır.
    Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada talepte bulunan, hakkında mevcut olan arşiv kaydının silinmesini istemektedir. Bu durumda, arşiv bilgilerinin kimler ve hangi gerekçelerle istenebileceği hususlarını düzenleyen, bir başka ifadeyle arşiv kayıtlarının silinmesine ilişkin hükümler içermeyen 5352 sayılı Kanun’un 10. maddesinin davada uygulanacak kural niteliğinde bulunmadığı açıktır.
    Bu nedenle, 5352 sayılı Kanun’un 10. maddesinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu maddeye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
    V- BİRLEŞTİRME KARARI
    25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun 12. ve Geçici 2. maddesinin, iptallerine karar verilmesi istemiyle yapılan itiraz başvurusuna ilişkin 2010/109 esas sayılı dosyanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2008/44 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2008/44 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 20.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.
    VI- ESASIN İNCELENMESİ
    Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin raporlar, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    A- Uygulanacak Kural Sorunu
    İtiraz yoluna başvuran Ankara 9. İdare Mahkemesince, 5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ve (3) numaralı fıkrasının son cümlesi ile 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının iptali istenmektedir.
    5352 sayılı Kanun’un iptali istenen 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, adli sicile kaydedilen bilgilerin, cezanın ve güvenlik tedbirinin infazının tamamlanmasından sonra; (3) numaralı fıkrasının son cümlesinde ise adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümlerin, adli sicil kaydına alınmaksızın doğrudan arşiv kaydına alınacağı hükmü yer almaktadır.
    5352 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca arşiv kaydına alma işlemi, ancak 1.6.2005 tarihinden sonra işlenmiş ve karara bağlanmış suçlara ilişkin mahkumiyet kararları hakkında uygulanabilecektir. Bir başka ifadeyle, 5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptali istenen kurallarında öngörülen arşive alınma işlemi, 1.6.2005 tarihinden önce işlenmiş suçlardan dolayı verilen mahkumiyet kararları için uygulanamayacaktır.
    Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada, davacının silinmesini istediği arşiv kaydına ilişkin mahkumiyet kararı, 5352 sayılı Kanun’un iptali istenen kuralları uyarınca değil, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5352 sayılı Kanun’dan önce yürürlükte bulunan 3682 sayılı Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrası gereğince arşiv kaydına alınmıştır. Bu durumda, 5352 sayılı Kanun’dan önce yürürlükte bulunan 3682 sayılı Kanun uyarınca arşiv kaydına alınan bir kayıt hakkında, 5352 sayılı Yasa’nın 9. maddesinin iptali istenen kuralları davada uygulanacak kural niteliğinde bulunmamaktadır.
    Bu nedenle 5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bent ve cümleye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
    B- Sınırlama Sorunu
    Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Kanun’un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
    İtiraz yoluna başvuran Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesinin tümünün iptalini istemektedir.
    5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesinde, Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlara ilişkin tüm kayıtlar ile Anayasa’nın 76. maddesi ve özel kanunlarda belirtilen mahkumiyet kararlarının adli sicilden silinmesi ve arşiv kaydına alınmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle Geçici 2. maddede 5352 sayılı Kanun’dan önce işlenmiş suçlara ilişkin tüm kayıtlar için bir düzenleme söz konusudur. Oysa, başvuran Mahkeme “özel belgede sahtecilik suçu”na ilişkin arşiv kaydının silinememesinin Anayasa’ya aykırılığını ileri sürmektedir. Söz konusu suç Anayasa’nın 76. maddesi ile diğer özel kanunlarda belirtilen suçlar kapsamına girmektedir. Bu nedenle, 5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesine ilişkin esas incelemenin, maddenin (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ile (2) numaralı fıkrasının “…Anayasa’nın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkumiyetler dışındaki kayıtlar için…” bölümüyle sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
    C- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
    1- 5352 sayılı Kanun’un 12. Maddesinin İncelenmesi
    Başvuru kararlarında, kişinin geçmişte işlediği bir suçun üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın bunun sosyal ve mesleki yaşamında sürekli bir engel olarak karşısına çıkarılmasının sosyal hukuk devleti, eşitlik, adalet, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi ilkelerine, cezalandırmanın suçluları yeniden topluma kazandırması amacına, kişinin kendisiyle ilgili verilerin silinmesini talep etme hakkına, Anayasa’yla tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvuru imkanının sağlanmasını isteme hakkına aykırı olduğu belirtilerek, iptali istenen kuralın Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddeleriyle bağdaşmadığı ileri sürülmüştür.
    a) Maddenin (1) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
    5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, aynı Kanun’un 4. maddesi uyarınca adli sicile kaydedilen bilgilerin hangi hallerde arşiv kaydına alınacağı belirtilmiştir. İtiraz konusu fıkrada ise aynı Kanun’un 9. maddesi gereğince arşive alınan kayıtların ilgilinin ölümü üzerine veya her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yıl geçtikten sonra silineceği hükmü yer almaktadır.
    Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Yasaların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasakoyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.
    Anayasa’nın 5. maddesinde, “İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlama” Devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmış; 17. maddesinin birinci fıkrasında ise herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
    İtiraz konusu kuralla, 5352 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan istisnalar dışında, Türk mahkemeleri tarafından vatandaş veya yabancı hakkında verilmiş ve adli sicile kaydedilmiş tüm mahkumiyet hükümlerinin infaz edilmesinden sonra arşiv kayıtlarında ilgilinin ölümüne kadar veya kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi öngörülmektedir.
    5352 sayılı Kanun’un gerekçesinde de belirtildiği üzere, Türk Ceza adalet sisteminde öngörülen tekerrür, erteleme, temel cezanın belirlenmesi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi kurumların hayata geçirilebilmesi, bir kişinin işlediği suçun ya da aldığı cezanın milletvekili seçilmesini engelleyen Anayasa’nın 76. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilenlerden olup olmadığının saptanabilmesi ve mahkumiyete bağlı hak yoksunluğu öngören bazı özel yasalardaki hükümler nedeniyle mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının kayıt altına alınmasında yasal ve anayasal bir takım gereklilikler bulunmaktadır. Ancak söz konusu gerekliliklerin, itiraz konusu kuralda öngörüldüğü üzere arşiv kayıtlarının kişinin ölümüne kadar ya da seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi noktasında geçerli olmadığı açıktır.
    Mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının arşiv kaydına alınmasının gerekçesini oluşturan durumlar, bazı istisnalar dışında, kişi hakkında ömür boyu hak yoksunluğu getirmemektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ömür boyu hak yoksunluğu durumuna yer verilmemiş, hak yoksunluğu belli bir süreyle sınırlandırılmıştır. 5237 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen bir mahkumiyet nedeniyle hak yoksunluğu, kural olarak, cezanın infazıyla sona ererken; Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunlukları ise 5352 sayılı Kanun’un 13/A maddesi gereğince ilk mahkumiyet kararının infaz edilmesinden itibaren belli sürenin geçmesiyle birlikte yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla sona erdirilebilmektedir. Bir başka ifadeyle, arşiv kaydına alınmanın gerekçesini oluşturan kurumlar ilk mahkumiyet kararından belli bir süre geçtikten sonra kişi hakkında aleyhe bir sonuç doğurmadığı halde, söz konusu kayıtların kişinin ölümüne kadar veya kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yıl süreyle arşivde muhafaza edilmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, tüm suçlara ilişkin arşiv kayıtlarının bu kadar uzun süre muhafaza edilmesi, suç ve cezaların nitelikleri veya ağırlıkları dikkate alınmadan tüm suçlar için geçerli tek bir sürenin belirlenmesi, bu sürenin arşiv kaydına alınmayı gerekli kılan amaçla orantılı ve makul olmaması nedeniyle Kural, adil ve hakkaniyete uygun bir düzenleme niteliğinde değildir.
    Diğer taraftan, kişinin belli bir tarihte aldığı herhangi bir mahkumiyet kararına ilişkin kaydın kişinin ölümüne kadar ya da seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi, Anayasa’nın 5. ve 17. maddelerinde belirtilen kişinin maddi ve manevi varlığının geliştirilmesi ilkesi ve cezaların ıslah edici olma amacı ile bağdaşmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine aykırıdır. Kuralın iptali gerekir.
    Kural, Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine dayanılarak iptal edildiğinden, ayrıca Anayasa’nın 10., 11., 12., 20. ve 40. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
    b) Maddenin (2) ve (3) Numaralı Fıkralarının İncelenmesi
    5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin ikinci fıkrasında, fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtlarının, talep aranmaksızın; üçüncü fıkrasında ise kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydının tamamen silineceği hükmü yer almaktadır.
    İlgili hakkında verilen mahkumiyet kararına dayanak olan eylemin sonradan yapılan yasal değişiklikle suç olmaktan çıkarılması, kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat ya da ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi hallerinde, arşive alınan kaydın arşive alınmasını gerektiren hukuksal etki ve değerinin ortadan kalkması nedeniyle arşivden silinmesinin, Anayasa’nın 2. maddesinde öngörülen hukuk Devleti ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenle, itiraz konusu kurallar Anayasa’nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
    Kuralların, Anayasa’nın 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
    2- 5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. Maddesinin İncelenmesi
    Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin başvuru kararında, Kanun’un 12. maddesi için belirttiği gerekçelerle itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
    2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Anayasa’ya aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasa’ya aykırılık incelemesi yapabileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden de inceleme yapılmıştır.
    İtiraz konusu kuralda, 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş ancak yürürlükten kaldırılan 3682 sayılı Kanun’a göre süre yönünden silinme koşulları oluşmayan kayıtlar hakkında ne tür bir işlem yapılacağına ilişkin kurallar yer almaktadır. Buna göre, Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanunlarda yer alan hükümler saklı kalmak koşuluyla, 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlar için önceki Yasa’da öngörülen silinme sürelerini dolduran kayıtlar adli sicil kayıtlarından silinecek; süre yönünden silinme koşulunu doldurmayanlar ise arşive alınacak ve önceki Kanun’da belirtilen silinme sürelerini tamamladıktan sonra arşiv kayıtları da silinecektir. İtiraz konusu kural, 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlara ilişkin mahkumiyet kararlarının adli sicil ve arşivden silinmesini mümkün hale getirirken, Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanunlarda yer alan bazı suçlara ilişkin mahkumiyet kayıtlarını kapsam dışında tutmuştur.
    5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerle, itiraz konusu Geçici 2. maddenin (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümü Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
    Kural, Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine dayanılarak iptal edildiğinden, ayrıca Anayasa’nın 10., 11., 12., 20. ve 40. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
    VII- İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
    Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez” denilmekte, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanarak, beşinci fıkrasında Anayasa Mahkemesi’nin, iptal halinde meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlâl edici mahiyette görürse yukarıdaki fıkra hükmünü uygulayacağı belirtilmektedir.
    5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile Geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümünün, iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE, 20.1.2011 gününde karar verilmiştir.
    VIII- SONUÇ
    A- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme’nin çalışıp çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme’nin çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI’nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
    B- 25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun:
    1- 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bent ve cümleye ilişkin başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
    2- Geçici 2. maddesine ilişkin esas incelemenin, maddenin, (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümü ile sınırlı olarak yapılmasına,
    C- 5352 sayılı Kanun’un;
    1- 12. maddesinin,
    a- (1) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
    b- (2) ve (3) numaralı fıkralarının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
    2- Geçici 2. maddesinin, (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
    D- 5352 sayılı Kanun’un;
    1- 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,
    2- Geçici 2. maddesinin, (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümünün,
    iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
    OYBİRLİĞİYLE,
    20.1.2011 gününde karar verildi.


    Başkan
    Haşim KILIÇ Başkanvekili
    Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye
    Fulya KANTARCIOĞLU


    Üye
    Ahmet AKYALÇIN Üye
    Mehmet ERTEN Üye
    Fettah OTO


    Üye
    Serdar ÖZGÜLDÜR Üye
    Serruh KALELİ Üye
    Zehra Ayla PERKTAŞ


    Üye
    Recep KÖMÜRCÜ Üye
    Alparslan ALTAN Üye
    Burhan ÜSTÜN


    Üye
    Nuri NECİPOĞLU Üye
    Hicabi DURSUN Üye
    Celal Mümtaz AKINCI

    KARARLA İLGİLİ MADDELER

    MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
    haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve
    sosyal bir hukuk Devletidir.
    MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
    bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
    sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette
    sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için
    gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır
    MADDE 17- Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
    Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası
    olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
    Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye
    tâbi tutulamaz.
    (Değişik: 7/5/2004-5170/3 md.) Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi,
    bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya
    olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz
    verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
    MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
    ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
    (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama
    geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik
    ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
    (Ek fıkra: 12/9/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile
    malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
    Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
    Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
    etmek zorundadırlar. (*)

    XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
    MADDE 11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş
    ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
    Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

    Anayasanın 76.maddesi
    Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.
    En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.

    Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında konulu yargıtay kararı ara
    Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jan 2012
    Nerede
    ankara
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hk.


  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jan 2012
    Nerede
    ankara
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hk.

    konuya ilgi duyan hukukçu kimse yok sanırım

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    Nerede
    ankara
    İletiler
    79
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında

    Bence çok önemli bir konu. Anayasa mahkemesinin bu kararını bir hukukçumuz açıkca yorumlasa ve hangi suçlardan hüküm giyip arşiv kaydı bulunanların bu arşiv kayıtlarını sildirebileceğini anlatırsa bir çok soru cevaplanmış olur, çünkü bu konu çok sık sorulmakta

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jan 2012
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında

    Adli arşiv kayıtlarının yasal durumunun açıklanmasını hukukçularımızdan rica ediyoruz.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Dec 2011
    Nerede
    elazığ
    İletiler
    2
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yeni adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi hakkında

    Merhabalar ben 1 yıl 2 ay ceza almıştım bu ceza HÜKMÜN AÇIKLANMASININ SONRAYA BIRAKILMASINA çevrildi.5 yıllık denetim süresine tabi tutuldum.girdiğim polislik sınavında güvenlik soruşturmasından elendim.bu yeni yasa ne kadar beni kapsıyor bu konuda bilgisi olan arkadaşlar cevaplarsa sevinirim.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

arşiv kaydının silinmesi

adli arşiv kaydı nasıl silinir

adli sicil arşiv kaydı sildirme dilekçe örneği

adli sicil kaydı yüz kızartıcı suçlarda ne zaman silinecek

Adli sicil kaydı nasıl oluşur

sicil silinmesi yasasi 2012 de cikan

adli sicil arşiv kayıtlarının silinmesi

http:www.hukuki.netshowthread.php93760-Yeni-adli-sicil-ve-arsiv-kaydi-silinmesi-hakkinda

yaslilar heyetinten adli sicil kayti silinirmiadli arşivin silinmesiadli sicil kaydının silinmesi süreleriarşiv kaydı sildirme dilekçesizamana bagli sabika kaydinin silinmesiyeniadli sicil arsiv kaydı nasıl silinirarşiv kaydının silinmesi 2012adli sicil arşiv kaydının silinmesisicil affında adli suçlardaadli sicil silinme sureleri2015 adli sicil silmesabika kaydi hangi suclari kapsarhirsizliktan adli sicil arsivi otomatik silinirmiadli sicil kaydının arşive alınmasıadli arşiv kaydının silinmesiarsiv kaydi silinirmiadli sicil arşiv kaydı silme
Forum

Benzer Konular :

  1. Adli sicil ve arşiv kaydı silinmesi
    Merhaba, toplamda 5 ay olan HAGB kararımın 03.12.2019 itibari ile bitmesinden dolayı, başvuru yaptığım devlet memurluğuna engel teşkil etmemesi için...
    Yazan: İstatistik Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 03-12-2019, 22:18:09
  2. Adli Sicil Kaydı ve Adli Sicil Arşiv Kaydı Silinmesi Hakkında
    Merhaba, 06.2012 yılında karara bağlanmış "Yurda Kaçak Yollarla Ürün getirmek ve satışa sunmak" konulu 5 ay hapis cezası aldım ve hapis cezam 1...
    Yazan: asiveyesil2017 Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 26-11-2017, 21:02:35
  3. Adli Sicil Kaydı ve Arşiv Kaydı Silinmesi
    Merhabalar, Öncelikle bu sitenin ücretsiz avukatlık danışmanlık sitesi olmadığını bildiğimi belirtmek isterim ve halkın bitmek tükenmek bilmeyen...
    Yazan: Gezgin12 Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 20
    Son İleti: 06-11-2016, 22:28:12
  4. Yeni Adli sicil ve arşiv kaydı hakkında
    ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2008/44 Karar Sayısı : 2011/21 Karar Günü : 20.1.2011 R.G. Tarih-Sayı : 14.04.2011-27905
    Yazan: denizcemgil Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 01-06-2012, 11:55:09
  5. Adli Sicil Arşiv Kaydı silinmesi
    Merhaba, ben 2002 yılında işlediğim hırsızlık suçundan dolayı 2003 yılında açılan kamu davası sonucunda 2 ay 6 günlük süreye karşılık gelecek...
    Yazan: mistral Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 04-07-2010, 22:07:13

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.