+ Konuyu Yanıtla
1 den 4´e kadar toplam 4 ileti bulundu.
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    İstanbul, Turkey.
    İletiler
    3.628
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı

    Aşağıdaki açıklamada göreceğiniz üzere, Denizli Açık Ceza Evinde yatmakta olan mahkum annelerin bebekleri ve kendileri için birtakım ihtiyaçlar var. Bunları en kısa zamanda toparlayıp, 1 Eylül’de kargo ile kendilerine ulaştırmak istiyorum.
    Bir katkınız olabilirse doğrudan cezaevine veyahut bana ulaştırır mısınız?
    Teşekkürler,
    Av.Esin Kılıç Şehirlioğlu

    "şu an cezaevinde annesinin yanında kalan 0-3 yaş arası 8, 3-6 yaş 14 toplam 22 çocuğumuz var ve sayıları her geçen gün artıyor. Bebek arabası, bebek bezi, temizlik malzemeleri, iç çamaşırı, ayakkabı, terlik, oyuncak ve eğitim materyallerine gereksinimleri var. 280 kadın hükümlümüzün çoğunun maddi durumu kötü. Onlar içinde kıyafet, ayakkabı, terlik, şampuan,diş macunu ve fırçası, deterjan vb. ayrıca kurum kütüphanesi için de bolca kitaba ihtiyaç duyuyoruz.Malzeme sayısı önemli değil bir tane de olsa kullanılıyor. Elinizde bulunan malzemeleri aşağıdaki adrese kargo ile göndermeniz yeterli." Psk.Elif Efe
    Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu
    Bozkurt / Denizli



    Hukuki NET Güncel Haber

    Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı konulu yargıtay kararı ara
    Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jun 2009
    Nerede
    Kocaeli
    İletiler
    8.997
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı

    Annesinin işlediği bir suç yüzünden bir bebeği cezaevine koymak ne kötü bir paradoks...
    Cezaevine koymazsan annesinden ayrılmış olur ki bu cezaevinde olmaktan çok daha büyük bir işkence bebek için...
    Kadını hapse koymasak desek; adalete ne cevap vereceğiz?
    En iyi çözüm annesiyle cezaevinde durması görünüşe göre. Ama günahı ne o bebenin? Hani şuç şahsi idi? Hani suçsuz ceza olmazdı?

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    İstanbul, Turkey.
    İletiler
    3.628
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı

    Cezaevinde büyüyen çocuklar geri dönmek istiyor
    http://www.t24.com.tr/content/newsde...=140916&cat=34

    'Koğuş Bahçesi'nde dram yüklü yaşam. Hüküm giyen anne kucağında hapiste büyüyen çocukların yaşamı belgesele çekildi, ortaya düşündürücü bir tablo çıktı. Araştırmalara göre, Türkiye'deki 120 bin mahkumdan 2 bin 500'ü kadın. Birçoğu ekonomik yetersizlik nedeniyle cezasını çocuğuyla çekiyor. Kasım 2010 verilerine göre bu durumda 479 çocuk var. Cezaevinde doğan ya da 6 yaşına kadar anne yanında büyüyen çocuklar, süre dolunca parmaklıklar dışındaki hayattan korkuyor. Kimi cezaevinden gitmek istemiyor, kimi geri dönmek için suç işlemeyi bile göz alıyor.

    Belgeselde de bu miniklerin durumu masaya yatırıldı. Akşam gazetesinde Melis Apaydın'ın haberine göre; Denizli Bozkurt Kadın Kapalı Cezaevi, Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi, İstanbul Üsküdar Paşa Kapısı Kapalı Kadın Cezaevi örnekleri irdelendi. Belgeselde 'Bu çocuklar için toplum ne yapmalı' sorusuna, cezaevi müdürleri, infaz koruma memurları, cezaevi psikologları, sosyologlar ve mahkum anneler cevap verdi. Yönetmen Funda Tan Arman, 'Bakış açımızı bilimsel bir düzleme taşıdığı için ajitasyondan uzak, çözüm önerilerinde bulunan bir film yapabildik. Filmi ilk kez Denizli Bozkurt Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki mahkumlarla beraber izledik' diyor. Belgeselde uzmanlar bu çocukların karşılaştıkları durumu anlatıyor.


    YA ANNE YA ÖZGÜRLÜK: Filmde bu çocuklar için 'en doğru' tartışılıyor. Anne yanında her türlü ihtiyaçtan yoksun bir yaşam mı? Anneden uzak ihtiyaçlarının karşılandığı bir hayat mı? Çünkü onlar için özgürlük annesizlik, anneyle olmak hapis demek.


    ÇİMENİ BATTANİYE SANIYORLAR: Uzmanlara göre, çocuklar, dışarı ilk çıkışta topu, çimeni, erkekleri, insanları, araçları görünce ürküyor. İlk kez gördüğü çimeni battaniye sanan, elektrik süpürgesi ve çamaşır makinesinden korkanlar var.


    SUÇA İTEN ERKEK: Kadınların çoğu ya tecavüze uğramış, ya eşinden dayak yemiş ya da suça itilmiş. Mahkum kadınların hikayelerinde hep bir erkeğin parmak izi var. İstatistiklere göre kadınlar zorda kalınca suç işliyor. Önemli oranda kadın hamileyken tutuklanıyor ve cezaevinde doğum yapıyor. Çocuklar ise her koşulda ceza çeken taraf. Çocukların haksız mahkumiyeti ise Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin, 'her tür işlemde çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiği' ilkesine ters düşüyor.


    Yürümekte zorlanıyorlar

    Bazı cezaevlerinde 3-6 yaş arasındaki çocuklara kreş imkanı sağlanıyor. Onlar eğitim alabiliyor, oyuncak ve diğer çocuklarla oynayabiliyor. Ama küçükler günü koğuşta geçirmek zorunda. Emekleme çağında, anne kucağından başka alan olmadığı için fiziksel gelişimi tamamlanmıyor. Emekleyemeden büyüdükleri için 3 yaşında yürümekte bile zorlanıyorlar.


    OYUNCAK YASAK: Çoğu cezaevinde koğuşa oyuncak sokmak yasak. Çocuklar ancak tahta oyuncaklarla oynayabiliyor. Kimi minikler lazımlıkla bile tanışamıyor. Cezaevi yönetimleri bu ihtiyaçları kendi olanaklarıyla sağlamaya çalışıyor.


    CİNSEL KİMLİK BUNALIMI: Cezaevindeki erkek çocuklar hemcinslerinden uzak. Kadınlar arasında yaşayan çocuklar, onları taklit etmeye başlıyor. Erkek çocukları, ağda, makyaj gibi eylemlere eğilim gösterebiliyor. Uzmanlara göre bu, cinselliğin keşfedildiği bu dönemde cinsel kimlik bunalımı yaşamalarına neden oluyor. Mahkum anneler de endişeli.


    ŞARTLAR İYİLEŞSİN: Uzmanlar şu görüşte: Bu çocukları anneden ayırmak mümkün değil. Bu yüzden cezaevlerinde bu çocukların mahkum gibi değil diğer çocuklar gibi yaşaması sağlanmalı.


    Bakışlarını unutamıyorum

    Yönetmen Arman cezaevlerinde yaşadıklarını unutamadığını söylüyor: Çocuklar sevgiye aç. Kucağınızdan inmek istemiyorlar, sevmeniz için uğraşıyorlar. Çekimler sonrası cezaevinden ayrılırken Rabia adında bir çocuk yanımıza yaklaştı, nereye gittiğimizi sordu. Çekimlerde çok neşeliydi. Gideceğimiz zaman ise durgunlaştı. 'Tekrar geleceğiz' diye söz verdiğimiz anki bakışlarını unutamıyorum.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    Nerede
    ANTALYA
    İletiler
    220
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı

    Uçurtmasız ve babasız çocuklar

    Gökyüzüne açılır bütün pencereler, yıldızları erir karanlık denizlerin, kül olur heves, yağmurlar ve fesleğenler maviye yakın durur, bulutlara benzer tütün, efkârvahşi atlara benzer döver içimizdeki mahpus damlarını, ağustos böcekleri susar akşam olur, sesler ‘sus’ olur, gece siyah bir perde olur buruşuk birer kravat hayatın boynunda… Günün ilk ışıkları karanlıktan geçmiş nefti bir maviyle duruyor dışarıda. İçerde arya, bir Rus ezgisi Elif Gökalp söylüyor. Arabada arkada oturuyoruz muhabir arkadaşım Işıl Kaya ile önde Genel Yayın Yönetmeni Sonerhan Önal, yanında dergimizin yazarı Avukat Çiller Nazife Koşar. Sol yanımdaki dağlarda turuncu bir renk, altında hafif sis, eteklerine inmiş dağların, Aydın elleri… Denizli’ye doğru ilerliyoruz… Denizli’nin Bozkurt İlçesi’ne gidiyoruz. Dersimiz uçurtmasız ve babasız çocukların yazılmamış öyküleri… Ya da okunmamış…
    Cezaya omuz veren çocuklar

    Cezaevinin kapısında duruyoruz, aralık kalmış kapılara benzemiyor bu demir yığınları ama cezaevine de çok benzediği yok… Kafamızı kaldırıyoruz yukarda “T.C. Adalet Bakanlığı Denizli Bozkurt Açık Ceza İnfaz Kurumu” yazıyor. Yazının bittiği yerde masmavi gökyüzü başlıyor. Derin bir nefes çekiyorum ciğerlerime, içerdeki hava yetmeyebilir… Ziyaretçi kaydından sonra müdür hanımın odasına geçiyoruz. İkramda bulunmak için zile basan bayan müdürün karşısında bir beyefendi… Esas duruşa yakın bir şekilde duruverdi. Her gün erkek şiddetine maruz kalan ve bunu hayatlarıyla ödeyen kadınların ülkesinde bu fotoğrafı bir merhem gibi basıyorum Gülhayat’tan, Meryem Yılmaz’dan Gamze Gezeroğlu’ndan kalan yaralarımıza… Acı bir kahve istiyorum. Güleryüzlü bey çıktıktan hemen sonra, içeriye ikinci müdür hanım giriyor ardından okul öncesi eğitim öğretmeni… Hepsi oldukça dostane davranıyor yüzlerinde güven veren bir ifade ve samimi tebessüm. Tanışma sahnesinin ardından asıl konuya giriyoruz.

    Genel Yayın Yönetmenimiz Sonerhan Önal “Bu çocuklar…” diyor. Kapılar birden bire tel örgüsüz, duvarsız, parklara açılıyor. Patlak küçük bir topun peşinden koşuyorlar, düşenlerden biri koşmaya devam ediyor, geçiyor ötekilerini, peşinden diğer çocuklar hep beraber koşuyorlar, nefes nefese koşuyorlar, saçları uzamış ve rüzgarda savrulan Erdem’in tişörtünden ellerinden tutunamaya çalışıyorlar… Birer kelebek oluyorlar… Burada mutlu olduklarını ifade ediyor müdür hanım… Ama bir eksikleri varmış.
    “Rol modelleri eksik”

    Suç işleyip hüküm giymiş annelerin 0-6 yaş arasındaki çocuklarının onlarla beraber cezaevlerinde büyümelerinin ilerde hangi olumsuzluklara yol açacağını elbetteki psikologlar ve sosyologlar anlatabilir. Ancak psikologların ve sosyologların araştırmalarına veri sağlayacak olan en iyi materyallerden biri olacak bizim yazmaya çalıştığımız çocukların bu yaşadıkları, öyküleri. ‘Esastan’ve ‘Usulden’… olan durumu yasayı ve yönetmeliği tartışsınlar ama biz Erdem’in neden kıvırcık, uzunca saçlarını kesmek istemediğini, ismini yazmak istemediğimiz bir erkek çocuğun neden etek giymek istediğini anlatmak istiyoruz...
    Yarınlara eksik büyüyorlar
    Yaklaşık 275 kadının bulunduğu bu duvarların içinde etek giyen, makyaj yapan kadınlara bakan bazı erkek çocukların da bu davranışı sergilemek istediğini konuşuyoruz. Kapalı cezaevine geri dönen bir kadının çocuğundan söz ediyorlar. Etek giymek istiyormuş. İdare rol eksikliğinin bunlara neden olduğunu söylüyor. Yarınlara eksik büyüyen çocuklar, her sabah 2000 yıl yenik başlayacaklar belki de…”, “Çocukken kapı zillerine basar kaçardık” cümlelerine anlam vermeye çalışırlar. Soramazlar, anlayamazlar, onca yaştan sonra kapıların zillerine basılamayacağı anlarlar. Gecikmiş hayatlarla yar olunmuyor… Çocuk gelişimci psikologlar, anneleriyle büyüyen çocukların entelektüel ve cinsel kimlik gelişimleri açısından doğru bir yer olmadığını vurguluyorlar. Bu çocuklar, cezaevlerinde anneleriyle büyüyorlar. Bir zorunluluk yok, devlet koruma altına alabilir ya da dışarıda birinci derecede akrabalarına bırakılabilirler. 0-3 yaş arası 13, 3-6 yaş arası ise 10 çocuk, toplam 23 çocuk bulunuyor. Türkiye genelinde ise 495 çocuk… Sadece yarı açık değil kapalı cezaevlerinde de var… Hayatın bu kuytu yerinde kelimeleri, renkleri, hüzünlü yüzleri, kapanan kapı seslerini çok uzaklara bakan annelerinin gözlerinin nerede başlayıp nerede bittiğine tanık olarak büyüyen çocuklar.
    Babalarından korkan çocuklar
    Ziyarete gelen babalarından korkuyormuş çocuklar… Korku ile erken tanışan çocukların sevinci geç olur, hüznü kederle bilenmiş, bilendikçe sonuna doğru ilerleyen bıçaklar gibi. Kucağında büyüdükleri annelerinin bir gün katil ya da… olduğunu öğrendiklerinde “ağu” (zehir) emerek büyüdüklerini anlayacak ve yaşlanmış olacaklar belki de…
    Eksik bir şey var bu mutlulukta
    İdareden çıkıyoruz… Çocukların bulunduğu yere doğru ilerliyoruz hep beraber… Müdür hanıma yakın duruyorum istemedikleri fotoğrafları çekmemek ve herhangi bir olumsuzluğa neden olmamak için. Çekmem gereken yerlerde ikaz etmelerini istiyoruz. Kreşe gidiyoruz… Öğrenci yurdu olarak düşünülmüş bir bina, Antik Yunan filozoflarının konuşulduğu ya da Sartre’nin varoluşçuluğunu tartışan öğrenciler yerine bugün çoğu ‘Kader Mahkûmu” kadınlar, hayatlarının geri kalan kısmı için konuşuyorlar muhtemelen. Kreşe girişte, çocuklar gelenlere pek alışık değil gibi görünüyorlar. Öğretmenleri ve müdürlerle beraber içeri giriyoruz. Köşede olanları gizlenerek izleyen, çemberin dışında görüntüsü veren Halil dikkatimizi çekiyor. Genel Yayın Yönetmenimiz Sonerhan Önal, biraz ürkek ve biraz da hırpalanmış bakışlı çocuğun ellerinden tutarak, oyuncakların olduğu alana çekiyor. Sonra omzuna alıyor Halil’i… Ardından sıraya giriyor çocuklar… Halil’in sevinçten, bizim ise hüzünden gözlerimiz doluyor… Gülümseyerek yaşaran gözlerin bakışları namlu gibi… Sonra resim çizmeyi büyük bir tutkuyla isteyen Doğukan’ı alıyor omuzlarına, sonra Rana, Ayberk, Hilal… Sonra bütün dünyası çizgi film olan Erdem! Erdem’in hikâyesini dergimizin köşe yazarı Avukat Çiler Nazife Koşar anlatıyor… . Size onun minik yüreğinde küçük bir dünyanın, onunla nasıl büyüdüğünü anlatacak ayrıca. Söz verdim… Çok mutlu olduklarına bizzat tanık oluyoruz. Mutsuz annelerin göğsünde büyüyen çocukların mutluluğunda eksik bir şeyler var. Hikâyenin sonunda boynuna çocukların kollarının birer kement gibi geçtiği muhabir arkadaşım Işıl’ın boynundan anlayacaksınız… Çocukların çok mutlu oldukları, öğretmenleri ve personelin şefkatten, gösterdikleri ilgiden okunan duygudan görüyoruz. Her yerinden okunabilen bir mutluluk, her yerinden su almaya müsait hayatlar gibi, açık denizler gibi patladığında…
    “Cezaya omuz veren çocuklar”
    Kreşten ayrılıp konuşmak üzere buluşacağımız hükümlü kadınların bulunduğu salona doğru yürüyoruz, müdürler ve gardiyanlarla beraber… Merhabalaşma ve nerden, neden geldiğimiz söylenmiş olsa da kısaca kendimizi tanıttıktan sonra, öncelikle neler yaşadıkları ve çocukları ile yaşadıkları hayatı anlamak üzere sorular sorduk. Bir anne sorularımızdan birine cevap verirken önceden haber vermediği için, kelimeler içimizden paletler şeklinde geçti… Tazyikli suda lavaboya düşen bir bardak gibi paramparça… Cam kırıklarıyla oturdu içimize… Etimize geçti yavaş yavaş… Kana karıştı, büyük dolaşıma, kalbim menziline girerken yutkunduk hep beraber… “Ben oğlumla akşamları oynamak istiyorum. Hoplayıp zıplamak istiyorum ancak koğuşta insanları rahatsız etmiş oluyoruz. Ya da genelde diğer çocuklar uyuyor oluyorlar” diyor. Ardından başka bir kadın, kapalı cezaevindeyken aldığı sosyal yardım desteğinden kesilmiş olmasından üzüntü duyuyor. Yarı açık ceza infaz kurumlarında gereken ihtiyaçlar karşılandığından, her ay aldıkları 100-150 TL arasında değişen yardımı artık alamıyorlarmış. Dertlerini düzgün ifadelerle, uygun ses tonları ve birbirinin sözünü kesmeden dile getiriyorlar. İçlerinden bir kadın kelimelere daha güzel yer açıyor… Zaman zaman çocukların ağlamaları ve gülme sesleri bölüyor konuşmaları. Çocuklar için sinema ya da tiyatral gösteriler istendiğinde müdür hanım olumlu bakarak olabileceğine dair ifadelerle yanıt verdi. Daha sonra müdür hanım, kadınların daha rahat konuşmaları için olsa gerek bir iki gardiyan arkadaşını bırakarak bitince odasında yeniden görüşmek üzere ayrıldı. Konuşulanlar konuşuldu, notlar tutuldu, beyaz sayfaların üzerinden geçerken kalem, sayfaları ve hayatları anlaşılır kılıyordu, kaleme alttan baktım, “….ben öyle bilirim ki yaşamak berrak bir gökte/ çocuklar aşkına savaşmaktır” diyordu. Geri çekilirken bir kadın, “Çocuklarımız ile mutluyuz, bizim için büyük dayanak” diyor. Müdür hanım da altı çizilesi bir yargıda bulunmuştu. “Cezaya omuz veriyorlar” demişti. Minicik elleri ve omuzlarıyla nasıl bir acıya ve hayata sufle verdiklerini bilemeden annelerine payanda çocuklar. Babalarından korkan, hayatları çoktan kundaklanmış annelerin göğsünde yaşamayı sığınak edinmiş çocuklar…
    Yanlış mekân yanlış insan
    Bir başka cümle daha kullanmıştı müdür hanım, güler yüzüyle kahvesini yudumladıktan sonra, “Bakıyorum da burada çok iyi insanlar var. Dışarıda da aynı şekilde bakıyorum, çok kötü insanlar var. Bazen kendi kendime buradaki bu iyi insanların, ne işi var burada diye düşünüyorum. Sormadan geçemiyorum…” İyilik ve kötülük, mekân değiştirirken kahramanlarını çıkmaz sokaklarda unuttuğu bu hayatı belki de Cemal Süreyya “Öyle bir yere geldik ki hiçbir sokağın adı yok” şeklinde anlatıyor.
    Cezaevinde doğan “Melekler”
    Cezaevinin bahçesinden idareye doğru yürürken annesinin rüyasında gördüğü çiçeklerle doğuran, gözleri yosun yeşili Melek, annesinin kucağında yanımızdan gelip geçiyorlar. Genel yayın yönetmenimiz “Bu kareyi çek, çok güzel bir çocuk” dediğinde ters ışıkta duran Melek’i annesinden izin alarak, annesinin kucağında annesinin yüzünün görünmeyeceği şekilde çekmeye çalıştık. Fotoğraf makinesinden korkan Melek ile çok kısa bir süre sonra bir başarıyı kutlar gibi ele ele “çak”ıştılar. Bu oyunu çok sevmiş olmalı ki defalarca aynı hareketi Sonerhan Önal ile yaptı. Her defasında kahkaha atarak mutlu olduğuna dair fotoğraflar verdi. Bursa’daki cezaevinde doğmuş… Şimdi Denizli /Bozkurt Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda, henüz on dört aylık… Halı dokurken ilmekleri sıkıştırmakta kullanılan küçük ip yumağı: Melek. Bu şekilde yazıyor Türk Dil Kurumu… Annesi de onunla hayata bağlandığını söylemişti. Bir tesadüfün çocuklara benzediği, gönül gözüyle okunan ortak bir alfabe gibiydi “Meleklere” dair hissedilenler.
    Fotoğraf çektiğim için pek soru sormaya fırsatım olmadı ancak bir soru sorabildim. Çıkınca ilk yapmak istedikleri “şeyler”in neler olduğunu sordum. Hep beraber daha önce anlaşmış gibi ya da bu soruya hazırlıklı gibi kapılarını kapatmayacaklarını söylediler, hırsızlara rağmen, bir de gece yürümek istiyorlarmış. Yürürken yaşayamadıkları hayattan öç almak için…
    Çocukların kollarına kıldan ince boynumuz
    “Gitmek”le yaralanan çocuklarmış meğer kreşte oynadığımız bu çocuklar. Dışardan gelen biri(leri) kalkıp gidince onlar, duvarın içeriden yükselen yerlerinde boyunları uzamayan, sesleri ulaşmayan çocuklarmış… Kimsenin kalmadığı, gelenlerin biran önce terk ettiği, arkasından uzun uzun bakılan bir yolmuş bu çocuklar. Yolların ya uçurumlarla ya da yüksek duvarlarla kesildiği imkânsızlıklarmış bu çocuklar. Sonerhan Önal’ın boynuna asılıyor Esma “Gitmeyin” diyor. Ayaklarına sarılıyor… “Sana yalan söylemem. Söyleyemem. Gitmeliyim ama söz geleceğim” diyor Genel Yayın Yönetmenimiz… Hemen ardından Işıl’ın boynuna “N’olursunuz gitmeyin. Kalın” diyor. Bize alıştılar demekti. Üçü birden boynuna sarılıyor, düşmemek için direniyor Işıl. Boynuna çocukların kolları birer kement gibi geçmiş. Ne kadar sıkı sarılırsa o kadar başarılı olacak, gitmemize böylece engel olacak. Çocukların kolları yavaş yavaş gevşedi sonra, büyükler gitmek zorunda olduğumuzu anlattılar. “Anlamak” bilincin acıyan bir yeriydi, “anlamanın” insanı güçlü kıldığı bir yer değildi burası, kolları birer kesik dal gibi düştü çocukların… Sesleri salonun boşluğunda duvarları yokladı, kelimeler kelebek ölüleri gibi duvar diplerinde kaldı… İçimizde bir “yer” kaldı…

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18592110.asp

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

cezaevi icinyardim nerden kabul edilir

anneler cocuklarina cezaevinde bakmali mi

mahkum eslerine hangi kurumlar yardim ediyo kasim 2014

mahkum annelerinin cocuklariyla yasamasi

mahkum anneler

cezaevindeki bayan kadinlar cocuklarina nasil bakiyor

mahkum annelerin nelerden yararlanabilir

Asp mahkum cocuklara yardim ve sartlari

mahkum annesine yardim

Forum

Benzer Konular :

  1. Toplantı çağrısı için çoğunluk şartmıdır?
    20 daireli bina'da yönetim fatura göstermiyor.Gelir giderler hakkında açıklama yapmıyor.Toplantı istememe rağmen toplantı yapmıyor.Yönetim yasal...
    Yazan: saygıner Forum: Kat Mülkiyeti Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 25-04-2017, 07:13:03
  2. Mahkum anneler ve bebekleri için yardım çağrısı
    Aşağıdaki mailde göreceğiniz üzere, Denizli Açık Ceza Evinde yatmakta olan mahkum annelerin bebekleri ve kendileri için birtakım ihtiyaçlar var....
    Yazan: Av.Esin Kılıç Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 17-08-2011, 15:10:24
  3. Yeni Mevzuat: Kat Malikleri Kurulu Kararının İptali Talebi - Olağanüstü Toplantı Çağrısı - Kat Malikinin Kiracısına Yapılan Toplantı Çağrısı
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : İlgili veri linki - Konu: Kat Malikleri...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 01-11-2010, 20:54:19
  4. Ayıplı Ürün için Açılan Dava ve Sonrasında Karar ve Temyiz için Yardım Edebilir misiniz?
    Hukuki açıdan yardımına ihtiyacım var daha doğrusu açıklamana. Öncelikle konuyu anlatayım sonrasında sorumu sorayım. Üniversiteye başladığım...
    Yazan: ElusivE Forum: Tüketici Hakları
    Yanıt: 4
    Son İleti: 07-06-2010, 08:34:03
  5. Savcılık çağrısı ve yardım talebi
    Değerli Hukuki.net sakinleri, Bilişim hizmetleri ve telekomünikasyon üzerine çalışan bir Limited şirketiz. Dün polis aracılığıyla savcılık kaleme...
    Yazan: Mavinehir Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 25-08-2006, 13:26:26

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.