+ Konuyu Yanıtla
1 den 3´e kadar toplam 3 ileti bulundu.

Konu: Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki

Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki

    Yargıdaki ‘Kemalist dikta’ya karşıydılar. ‘Kemalizm’ gitti ‘dikta’ mı kaldı?

    Yargı mensupları arasındaki 'Evet'çiler Adalet Bakanlığı bürokratlarının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği adaylığına tepkili. Birçok kesim gibi 'Evet'çi yargı mensupları da 12 Eylül'deki referandumla kabul edilen değişikliklerden sonra HSYK'daki seçim sürecinde ortaya adayların çıkacağını, her adayın kendi propagandasını özgürce yapacağını ve seçme hakkı olan hâkim ve savcıların da yine özgür iradeleriyle kurulun yeni üyelerini belirleyeceğini düşünüyordu. Ancak YSK'nın adaylara propagandayı yasaklaması ve seçim sürecinde Adalet Bakanlığı'nın bazı bürokratlarının da aday olacağına yönelik haberlerin çıkmaya başlaması, yargı mensuplarının 'Eski usul çalışma yöntemleri devam mı ediyor?' endişesini duymasına neden oldu.

    Konuyu Taraf Gazetesi Yazarı Alper Görmüş, HSYK seçimleri ve ‘muhafazakâr demokrat’lar başlıklı yazısıyla gündeme taşıdı. Görmüş'ün yazısındaki en dikkat çekici bölüm ise Demokrat Yargı Derneği'nin toplantılarından birinde bir üyenin yaşananlara isyan ettiği şu cümlelerdi: “Demokrat yargının derdi mevcut HSYK’nın ‘Kemalist dikta’ olmasıydı. Ama vurgumuz ‘Kemalizm’e değil, ‘dikta’ya idi. Fakat sizin derdiniz ‘Kemalizm’miş, diktayla sorununuz yokmuş!..”

    İşte Alper Görmüş'ün tartışma yaratacak yazısı:

    12 Mart’ı ve 12 Eylül’ü (1980) alkışlayan Türkiye’nin muhafazakârlarının 28 Şubat’tan (1997) itibaren içine girdikleri büyük dönüşüm, Türkiye’deki demokratik gelişmenin dayanak noktalarından biri oldu.

    Kabaca “sivil siyaset üzerindeki askerî vesayete karşı çıkma” diye özetleyebileceğimiz bu hayati önemdeki dönüşüm, “muhafazakârlık”la “demokratik gelişme”yi yan yana görünce kırmızı görmüş boğaya dönen kimi seküler ve hatta sol çevrelerce ne yazık ki küçümsendi.

    Fakat bu yazının konusu, kafasındaki kurguya uymuyor diye “olgu”yu reddederek “Türkiye muhafazakârlığı” dersinden sınıfta kalan seküler ve sol çevreler değil; bu yazının konusu, demokrasiyi “sivil siyaset üzerindeki askerî vesayetin kaldırılması”ndan ibaret sayan “muhafazakâr demokrat”lar...

    Bizde “sivil” denince yaygın olarak “asker olmayan” anlaşılıyor, oysa “devlet dışı” anlaşılmalı... Kavramları yerli yerinde kullanacaksak, Genelkurmay Başkanlığı’nı “asker”, Dışişleri Bakanlığı’nı “sivil” olarak görmememiz gerekir; ikisi de “devlet alanı”nın içinde, “sivil alan”ın dışındadır.

    Aynı yanılgı “askerî yargı”nın dışında kalan yargı alanını “sivil yargı” (doğrusu “adli yargı”) olarak adlandırmamızda da ortaya çıkar. Daha önce de yazmıştım, kavramları yerli yerinde kullanan bir ülkenin hukukçularına “Türkiye’deki sivil yargı”dan söz edecek olsanız, muhtemelen size şöyle bir tepki vereceklerdir: “Nasıl yani, sizde vatandaşların kurduğu ve başka vatandaşları yargıladığı mahkemeler mi var?”

    Buraya kadar söylediklerime ilişkin, “Haklısın da, bunlar sadece muhafazakârların derdi değil ki, çok daha genel bir sakatlıktan söz ediyorsun” diyenler olabilir.

    Doğru; orduyu “asker”, devleti “sivil” sayanlar her kesimde var ve onlar –artık iktidarda kimin “sivil devlet”i varsa- o devletin uygulamalarını “demokrasi” saymakla malûl...

    O zaman şöyle diyeyim: Bugün size, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimleri temelinde, muhafazakâr hâkim-savcıların ve muhafazakâr medyanın kendi “sivil devlet”lerinin bürokratik-otoriter tercihlerine nasıl boyun eğdiklerinin hikâyesini anlatacağım.


    Bürokratların adaylığı ve vaatler
    12 eylüldeki referandumda başka değişikliklerin yanında HSYK Kanunu’ndaki değişiklikler de onaylandı, şimdi sıra kurulun yeni üyelerinin seçiminde... Pazar günü (17 ekim) seçim yapılacak, yeni üyeler belirlenecek.

    Referandum propaganda sürecindeki havadan dolayı ben zannetmiştim ki (muhtemelen siz de öyle düşünmüştünüz), ortaya adaylar çıkacak, her aday kendi propagandasını özgürce yapacak ve seçme hakkı olan hâkim ve savcılar da yine özgür iradeleriyle kurulun yeni üyelerini belirleyecek.

    Bu beklentiye ilk darbeyi, adaylara propaganda yasağı getirerek Yüksek Seçim Kurulu (YSK) vurdu. İkinci darbe ise hükümetten ve Adalet Bakanlığı’ndan geldi. Hikâyemiz de zaten bu ikinci darbe üzerine...

    Biliyorsunuz, seçim sürecinin bir aşamasında Adalet Bakanlığı’nın bazı bürokratlarının da aday olacağı haberleri çıkmaya başladı. Onların aday olmalarında yasal bir engel yoktu, fakat neticede yaptıkları iş itibariyle devletin memuruydular. Buna bir de referandum sürecinde hükümetin HSYK’nın yeni yapısının “çoğulcu ve demokratik esaslar” üzerinde kurulacağı yönündeki vaadini ekleyin... Böyle bakınca anlarsınız ki, bu adaylıklar hiç de “çoğulcu ve demokratik” değildir.

    Dahası da var: Ben meseleyi bazı bürokratların bireysel inisiyatiflerinden ibaret sanıyordum, meğer değilmiş. Meğer bu basbayağı organize bir hareketmiş ve işin “koç”luğunu da Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur yürütmekteymiş.

    Konuyla ilgili olarak, çok güvendiğim bir kurumun, seçime kendi adaylarıyla katılacak olan Demokrasi ve Özgürlük İçin Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Demokrat-Yargı) Derneği’nin bilgisine başvurdum. Onların gözlemlerinden ve yorumlarından derlediğim bir demetle, meseleyi sizin de dikkatinize sunuyorum:


    “YARSAV’cılar bile daha kısıtsız”
    Adalet Bakanlığı, HSYK seçimlerinde, Başbakan Erdoğan’ın referandum sürecinde sık sık tekrarladığı “kürsü yargıçlarının kurula gireceği” vaadini açık pozisyonda bırakan ilginç bir yol izliyor.

    Hükümet, seçim sürecini Adalet Bakanlığı’na, o da müsteşar yardımcısı İbrahim Okur’a bırakmış durumda. Demokrat Yargı Derneği, “üç bakanlık bürokratından ve zihniyet olarak öyle olanlardan bir liste oluşturan” Okur’un, “geçmişe ait usullerle” çalıştığı kanaatinde:

    “Bir defa kendilerine bağlı başsavcılık, komisyon başkanları, müfettişler ve bakanlıktaki tetkik hâkimleri eliyle süreci bir resmiyet içinde örgütlemeye koyuldular. Kendilerine yakın tabana seslenen adaylar ya manevi baskıyla (aday olma, bir bölen olursun, vebali var), ya çeşitli vaatlerle (seni başsavcı yapacağız, reis yapacağız, lojman alacağız vs. vs.) ya da üstü kapalı ‘tehdit’lerle adaylıktan vazgeçirilmeye çalışılıyor. Referandumda ‘evet’ diyenlerin bu ‘evet’inin dindar muhafazakâr tabanın kendi hayatlarındaki demokratik sonuçlarını ertelemek için ellerinden geleni yapıyorlar.”

    Derneğin eşbaşkanı Dr. Organ Gazi Ertekin, bu durumu, Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) adaylarının (ki toplam aday sayısının aşağı yukarı yarısını oluşturuyorlar) çok daha kısıtsız bir süreçten geçmeleriyle karşılaştırıyor ve sonucu hüzün verici bulduğunu belirtiyor:

    “Referandumda ‘hayır’ diyen hâkim ve savcılar, yasadaki değişikliğin kendilerine tanıdığı aday olma hakkını tereddütsüz kullandılar. Buna karşılık referandumda ‘evet’ diyenler, bunun sağladığı sonucu kendi yaşamlarına aktarma becerisini gösteremediler.”

    Gerçekten de hüzün verici bir çelişki... Fakat ben bu noktada vurguyu “kendilerine yakın taban”a baskı yapan Adalet Bakanlığı bürokrasisinden ziyade, bizzat o “taban”a yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Belli ki onlar da teşneymiş bu baskıya; ne de olsa baskı kendi “sivil devlet”lerinden geliyor...

    Bizzat Demokrat Yargı Derneği’nin içinde yer alan ve “evet” için referandum sürecinde canla başla çalışan “muhafazakâr-demokrat” hâkim ve yargıçların bu baskıyı baskı gibi görmediklerini ve gönülden desteklediklerini biliyoruz. Derneğin toplantılarından birinde bir üyenin şu surette isyan ettiğini de biliyoruz:


    “Demokrat yargının derdi mevcut HSYK’nın ‘Kemalist dikta’ olmasıydı. Ama vurgumuz ‘Kemalizm’e değil, ‘dikta’ya idi. Fakat sizin derdiniz ‘Kemalizm’miş, diktayla sorununuz yokmuş!..”

    GK kursiyerliğinden HSYK koç’luğuna...
    Adalet Bakanlığı’nın, dolayısıyla da hükümetin bütün ipleri kendisine emanet ettiği müsteşar yardımcısı İbrahim Okur’un durumu da dikkate değer... İkisi iddia, biri olgu olmak üzere üç noktanın altı çiziliyor...

    Birinci iddia: İbrahim Okur’un Yargıtay’da tetkik hâkimi olan ve Ergenekon’la bağı tesbit edilen bir yargıçla sıkı ilişkisi var...

    İkinci iddia: Müsteşar yardımcısı olmasında, Ankara İl Jandarma Komutanlığı devreye girdi ve yardımcı oldu...

    Olgu: İbrahim Okur’un Yüksek Seçim Kurulu’nun internet sitesine koyduğu CV’de, Genelkurmay Başkanlığı’nda altı ay süreyle kurs gördüğü bilgisi yer alıyor.

    Bu son nokta, demokrat yargı çevrelerinde çok yadırganıyor. “Hadi Genelkurmay’da kurs gördü, bir hukuk adamı bunu bir övünç vesilesi olarak CV’sine koyar mı” diye soruluyor. 28 Şubat döneminde Genelkurmay’da birkaç saat brifing alan yargı mensuplarını tefe koyanların, altı aylık kursta hiçbir sorun görmemeleri gerçekten de tuhaf.

    Okur’la ilgili şu not da ilginç: “Bu şahıs tam 15 yıldır bürokrat! Lütfen bu 15 yıldaki hükümetleri, bakanları.. ülkedeki siyasal-toplumsal süreçleri bir düşünün. Okur hep orada kalmış, kalabilmiş. Hele de 28 Şubat sürecinde yargıda tam anlamıyla bir ‘cadı avı’ varken...”

    Bitirirken: Demokrat Yargı Derneği çevreleri, “evet”çi medyanın ve köşe yazarlarının HSYK seçimlerindeki garabete “soğuk” durmalarını üzüntüyle; “hayır”cı medyanın ve köşe yazarlarının soğukluğunu da şaşkınlıkla karşılıyorlar. “Acaba” diye soruyorlar bu ikinci grup için, “İbrahim Okur’un inisiyatifinin, sonunda hayırlı bir netice vereceğine dair bir duyum aldılar da, o nedenle mi itiraz etmiyorlar?”

    Bilmiyorum ama, durum gerçekten de garip...



    Hukuki NET Güncel Haber

    Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki konulu yargıtay kararı ara
    Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Oct 2003
    Nerede
    Hatay, Türkiye.
    İletiler
    3.380
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki

    'Bakanlık bazı adayları çekilmesi için tehdit etti'
    Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin'den HSYK seçimi bombaları...

    Kemal Göktaş
    --------------------------------------------------------------------------------

    Anayasa referandumunda evet için çalışan derneklerden Demokrat Yargı’nın Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin, HSYK seçimi nedeniyle Adalet Bakanlığı’na ağır suçlamalar yöneltti. Cemaatler ve hükümet yanlısı avukatların hakim ve savcıları etkilemeye çalıştığını ileri süren Ertekin “Yaklaşık 2 bin kişi sahada bakanlık için çalıyor” dedi.

    Anayasa değişikliği doğrultusunda hakim ve savcılar bugün HSYK üyeliği seçimi için sandık başına giderken referandumda “Evet” yönünde kampanya yürüten Demokrat Yargı Derneği’nden sürpriz bir çıkış geldi. Referanduma kadar AKP’nin yargı politikalarına büyük ölçüde destek veren Demokrat Yargı Derneği’nin Eşbaşkanı ve Beypazarı hakimi Orhangazi Ertekin, Adalet Bakanlığı’nın kendi bürokratlarının da içinde olduğu listeyi seçtirmek için 2 bin kişiyle sahada çalışma yürüttüğünü ve hakim savcılar üzerinde baskı kurduğunu söyledi. Ertekin, bakanlığın listesinin seçimi 10-0 kazanma ihtimali olduğunu belirterek “Bu onların pirus zaferi olacak. Kazandıkları gün kaybedecekler” dedi. Ertekin, bakanlığın bazı adayları çekilmeleri için tehdit ettiği, bazı hakim ve savcılara ise çeşitli vaatlerde bulunduğunu iddia etti. Ertekin, seçim sürecinde yaşananlara ilişkin iddialarını VATAN’a şöyle açıkladı:
    DEĞİŞİKLİĞİN RUHUNA AYKIRI: Adalet Bakanlığı bürokratlarının adaylığı meselesini yargı bağımsızlığı açısından yargı geleceği açısından problem yapan bizdik. Bunu bildiri yayınlayarak da duyurduk. YARSAV’ın da bizi destekleceğini umuyorduk ama YARSAV hazırladığı listeyle Adalet Bakanlığı’na muhalefetin unsurlarını terk etti. Çünkü kendisi de bürokrat aday gösterdi. Bakanlık ile YARSAV benzer uslupla seçim sürecini örgütlediler. Her ikisi de liste dayattılar. Bürokratların bu süreçte Anayasa değişikliğinin ruhu gereği aday olmamaları gerekir. Türkiye sınırları dışına çıkarsanız bürokratların hakim sayılmasını açıklayamazsınız. Hem hakim hem bürokrat olması ancak Türkiye’de olur. Hakim-savcıyı, hakim-savcı yapan mahkeme kürsüsüdür. Türkiye’de bürokratlar hakim olarak sayılıyor hukuken. Ama siyaseten hakimlerle bürokratlar arasında mesafe olduğu fark edilmiyor.

    BAKANLIĞIN ÖNÜ AÇILDI: HSYK süreci Adalet Bakanlığı’nın kendi hiyerarşisinin iş gördüğü kulis yaptığı bir ortam oluşturdu. Bir yandan YSK propaganda yasağı koydu, bu yasak etki gösterdi ve adaylar suskunlaştı. Buna karşılık bu yasak bakanlık listesine hiçbir etki göstermedi. Çünkü bakanlık listesi kulislerle iş görüyordu. Geleneksel olarak makine gibi çalışan bürokrasinin çok işine geldi bu yasak. Onlar işlerini komisyonlarla, başsavcılarla yürüttüler. Yukardan aldıkları her kararı aşağı doğru ilettiler.

    TEHDİT, TEKLİF VE VAATLER: Şu anda bini yargı içinden toplam 2 bin kişi etrafa yayılmış durumdalar. Komisyon başkanları, başsavcılar, tetkik hakimler, müfettişler bakanlık bürokratlarının adaylığı için çalışıyor. Buna cemaatler, hükümet yanlısı avukatlar da eklenmeli. Şu an sahada tabandaki her tür eğilimi yönetmeye çalışıyorlar. Bunlar muhafazakar tabandakilerin aday olmalarını engellediler. ‘Vebal altında kalırsınız, bölen olmayın, YARSAV gelecek’ diye korkutuyorlar. Bunun yanı sıra kimilerini de ‘Seni başsavcı, komisyon başkanı yaparız, lojman veririz, tayinini yaparız’ diyerek etkiliyorlar. Üstü kapalı tehditler ileri sürüyorlar.

    BOĞMAYA ÇALIŞIYOR: 12 Eylül’deki halkoylamasına kadar sivilleşme, demokratikleşme diyen adamlar şimdi bürokratları eliyle bu sivilleşme ve demokratikleşme adımlarını boğmaya çalışıyorlar. Ve bu yaklaşık 2 aydır devam ediyor. Ne yazık ki bu kamuoyuna duyurulmadı, basında da yer almadı.

    DİKTAYA KARŞI DEĞİLLER: Bursa’daki üyelerimiz bakanlık bürokratlarının adaylığını destekledikleri için ayrıldı. Bir yönetim kurulu üyemiz onlar ayrılmadan önce yaptığımız bir toplantıda “Bizim derdiniz diktaydı. O yüzden Anayasa değişikliğine ‘Evet’ dedik. Kimin diktası olduğu önemli değil. Ama siz ‘Kemalist dikta’ derken diktaya değil, Kemalizm’e karşı mücadele ediyormuşsunuz” dedi. O yönetim kurulu üyemiz bunu dedikten sonra bunlar ayrılıp gittiler.

    RAPOR YAZACAĞIM: Bu sürece etki eden tek bir cemaat yok. Cemaatler var. Ben kiminle ne görüşme yaptıysam hepsini yazacağım raporda belirteceğim. Bu süreçte YARSAV’la ve hatta HSYK adayı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur’la bile görüştüm. Planlarını, projelerini biliyorum.

    “YÜZLERCE KİŞİNİN KATILDIĞI YEMEKLER DÜZENLENİYOR”

    Demokrat Yargı Genel Sekreteri Kemal Şahin de Bakanlığın gayri resmi listesinin adliyede herkesin elinde olduğunu belirterek “Bugün birçok yerde yargı camiası şunu biliyor ki, Adana, Mersin, Antalya, Bursa,gibi şehirlerde yüzlerce hakim savcının katıldığı yemekler düzenleniyor. Bunu çoğunlukla komisyon başkanları ve başsavcılar düzenliyor. Bu yemekler bakanlık bürokratlarını desteklemek için yapılıyor” dedi. Şahin, Anayasa’daki propaganda yasağını genişleten YSK’nın büyük vebal altında olduğunu da belirterek “Bakanlık serbestçe propaganda yapıyor ama diğer adaylar konuşamıyor” diye konuştu. Şahin, Bakanlığın tavrı karşısında Anayasa’da evet dedikleri için pişman olmadıklarını da açıkladı.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yargıdaki 'Evet'çileri üzen çelişki



    16.10.2010 21:29
    'Bakanlık bazı adayları çekilmesi için tehdit etti'
    Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin'den HSYK seçimi bombaları...

    Anayasa referandumunda evet için çalışan derneklerden Demokrat Yargı’nın Eşbaşkanı Orhangazi Ertekin, HSYK seçimi nedeniyle Adalet Bakanlığı’na ağır suçlamalar yöneltti. Cemaatler ve hükümet yanlısı avukatların hakim ve savcıları etkilemeye çalıştığını ileri süren Ertekin “Yaklaşık 2 bin kişi sahada bakanlık için çalıyor” dedi.
    KAYNAK:http://haber.gazetevatan.com/bakanli...35101/1/Manset

    * * *
    Kanunların tek koruyucusu oy çokluğuyla seçilmiş hükümetlerse hukukun sonu gelmiş demektir.
    Herbert Hoover

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Evet Bir Cahillik Yaptım.
    merhabalar Ben 25 yaşında ve sabıkası temiz biri olarak başımdan geçen olayı siz bilgili kişilere anlatmak ve sonucunu öğrenmek istiyorum. Bir...
    Yazan: RamsesJX Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 03-06-2014, 13:47:46
  2. Evet mi, hayır mı?
    Evet mi, hayır mı? Pew Research Center tarafından yayınlanan bir araştırma sonucu, ‘evlilik kurumu tarih mi oluyor?’ tartışması başlattı. ...
    Yazan: gercekmuhabir Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 20-12-2011, 23:11:35
  3. Yargıdaki dramatik tutumun Aylin Duruoğlu örneğinde incelenmesi
    Değerli hukuki-net izleyicileri, Bu sitede yıllardır yazıyorum, yazıyorsunuz. Kuvvetler ayrılığı prensibi, hukukun üstünlüğü, demokrasi, hukuk...
    Yazan: hukuk ve adalet Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 5
    Son İleti: 25-02-2010, 12:54:01
  4. Yargıdaki hantallık hak aramaktan vazgeçirdi
    Kars Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6'şar yıl 8'er yıl hapis cezasına çarptırılan Ayhan Azgün ve Taner Azgün, temyiz taleplerini 'hapis cezamız bitiyor,...
    Yazan: elvancetinkaya Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 13-03-2007, 09:16:14

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.