Başlığı okuyunca, Olur mu böyle şey. İşverenler, zaten gereğinden fazla ilgili kurumlara ve kişilere ücret, prim, ikramiye, sigorta primi, işsizlik sigortası primi, ihbar ve kıdem tazminatı gibi ödemeleri yapıyor, Devlete kıdem tazminatı ödemesi de nereden çıktı diyebilirsiniz.

Ancak 1475 sayılı İş Kanunu'ndaki bir düzenlemeye göre işverenlerin devlete kıdem tazminatı ödemesi gerekiyor. Bilindiği üzere kıdem tazminatı çalışanlar yönünden özel bir öneme sahiptir. Kıdem tazminatına hak kazanılmasını işçilerin iş sözleşmesinin kendileri veya işverenleri tarafından feshedilmesi durumu ile kanunda belirtilen özel sebepler belirlemektedir.

Kıdem tazminatı hakkı
İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesinin koşulları 1475 sayılı kanunun 14. maddesine göre işçinin işyerinde en az bir yıl kıdemi olması durumunda aşağıdaki koşullardan birinin varlığı işçinin kıdem tazminatına hak kazanmasını sağlar. Buna göre iş sözleşmesi;

1. İşveren tarafından 4857 sayılı kanunun 25'inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
2. İşçi tarafından 4857 sayılı kanunun 24'üncü maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. 506 sayılı kanunun 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı kanunun geçici 81'inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
feshedilmesi,
6. Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi,
7. İşçinin ölümü,
sebebiyle son bulması hallerinde kıdem tazminatına işçi hak kazanır.
Ölen işçinin kıdem tazminatının ödenmesi
1475 sayılı kanunun 14. maddesine göre işçinin ölümü halinde yasa hükümlerine göre doğan kıdem tazminatı tutarı işçinin kanuni mirasçılarına ödenir.
22.11.2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 495 ve devamı maddelerinde kanuni mirasçıların kimler olduğu belirtilmiştir. Buna göre miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre miras bırakana mirasçı olur. Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar.

İşverenlerin kıdem tazminatı
Yukarıda belirtilen mirasçılar kanuni mirasçılardır. Bu mirasçıların dışında devlet de kanuni mirasçıdır. Ölen işçi miras bırakmaksızın ölmüş ise kıdem tazminatı devlete geçer. Bu durumda olan işçilerin kıdem tazminatının işverenler tarafından devlete ödenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle devlet, miras bırakmadan ölen işçinin hak etmiş olduğu kıdem tazminatının işverenden alacaklısı durumundadır.

http://www.milliyet.com.tr/isverenle...49/default.htm