+ Konuyu Yanıtla
3 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon
21 den 30´e kadar toplam 47 ileti bulundu.
  1. #21
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    Konya
    İletiler
    1.366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    Dağ başını efkâr almış,
    gümüş dere durmaz ağlar,
    gözyaşından kana kesmiş gözlerim,
    ben ağlarım, çayır ağlar, çimen ağlar,
    ağlar, ağlar, cihan ağlar.
    Mızıkalar iniler, ırlam ırlam dövülür,
    altmış üç ilimiz, altmış üç yetim,
    yıllar gelir geçer, kuşlar gelir geçer,
    her geçen seni bizden parça parça götürür,
    Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.

    Diz dövdüm,
    gözlerim şavkı aktı Sakarya'nın suyuna,
    Sakarya'nın suları nâmın söyleşir.
    Hemşehrim Sakarya, öksüz Sakarya.
    Ankara'dan uçan kuşlar,
    Kemal'im der günler günü çağrışır,
    kahrolur bulutlara karışır,
    gök bulut, yaşmak bulut,
    uca dağlar, dev boyunlu morca dağlar
    divan durmuş bekleşir,
    Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.

    Nasıl böyle varıp geldin, hoşgeldin,
    çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin,
    şol yüzünde güneş südü sıcaklık,
    ellerinden öperim, Mustafa Kemal.
    Senin dalın, yaprağın, biz, senin fidanların,
    biz bunları yapmadık,
    sen elbette bilirsin, bilirsin Mustafa Kemal.
    Elsiz, ayaksız bir yeşil yılan,
    yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal.
    Hani bir vakitler Kubilay'ı kestiler,
    çün buyurdun kesenleri astılar,
    sen uyudun asılanlar dirildi,
    Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.

    Karalar kuşanmış, Karadeniz akmam diyor,
    dokunmayın, ağlamaktan bıkmam diyor,
    bu gece kıyamet gecesi, bu vapur Bandırma vapuru,
    yattığı yer nur olsun Mustafa Kemal,
    ben ölümden korkmam diyor,
    korkmam diyen dilleri toz oldu, toprak oldu,
    değirmen döndü dolandı, yıllar oldu,
    bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir,
    o bize öğretmedi kazan kaldırmasını,
    günahı vebali öğretenin boynuna,
    erdirip oldurana ana avrat sövmesini,
    yüreğim kırıldı kanım kurudu,
    var git Karadeniz var git başımdan,
    mızıka çalındı düğün mü sandın,
    bir yol koyup gideni gelir mi sandın,
    Mustafa'm, Mustafa Kemal'im.

    Ankara'nın taşına bak,
    tut ki baktım, uzar gider efkârım,
    çayır ağlar, çimen ağlar, ben ağlarım,
    gözlerimin yaşına bak,
    Ankara Kalesi'nde, Rasattepe'de
    bir akça şahan gezer dolanır,
    yaşın yaşın mezarını aranır,
    şu dünyanın işine bak,
    Mustafa'm, Mustafa Kemal'im...

    Attila İlhan



    Hukuki NET Güncel Haber

    On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım  Siz de... konulu yargıtay kararı ara
    On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım  Siz de... konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #22
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...
    Sayın Commodore1tr daha nice yıllar yazılarınız için buda benden size armağan: Mustafa Kemal Atatürk için bir duble rakı için ve yanında beyaz leblebi olsun. Ve eski bir plak çalarda selanik türküsü. afiyet olsun.(alıntı)

    Özlemle arıyoruz seni ATAM.

  4. #23
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    Her daim saygı , sevgi ve rahmetle anıyoruz

    Büyük bir titizlikle yazmakta olduğu metinlerini severek okuduğum değerli insan - emekli öğretmenlerimizden - Sayın Avni Ballıbaba 'nın bu özel günde bana göndermiş olduğu kıymetli yazısını - huzurunuzda kendilerine sonsuz teşekkürlerimi ileterek - paylaşmak istiyorum:

    " HEPİMİZ AĞLIYORUZ

    Evde, sokaklarda herkesin ağladığını görerek okuluma gidiyorum. 2. sınıftayım.
    Okulda da herkes ağlıyor, ben de onlar ile ağlıyorum. Ağlamayan tek bir kişi yok.
    Yok ta, neden ağlıyoruz dediğimde “ATATÜRK ÖLDÜ “ diyorlar.
    10 Kasım 1938... Ama herkes ile birlikte ben de hıçkıra, hıçkıra ağlıyorum.

    8 yaşındayım. Bir dünyam var ki gerçek dünyanın varlığından habersiz. Ata’mızın büyüklüğünün
    değerini ne anlayabiliyor ne de düşünebiliyorum.
    Yıllarca her 10 Kasım'da yapılan anı törenlerinde Türkiye ağlıyor ve ben de ağlıyorum.

    Annem, babam, öğretmenlerim ATA’ mızı anlatıyorlar.
    Ulusal Egemenlik – İSTİKLAL SAVAŞI ile ölümü esarete yeğleyen, Türk Ulusuna bağımsızlığını ve milli
    bütünlüğü kazandıran, kul olmaktan kurtaran, çok az zamanda çok ve köklü reformlar yapan, ilerici, teşkilatçı,
    asker, çok yönlü devlet adamı, Türklerin ATA’ sı, yalnız Türklere değil, dünyaya örnek, yüzyılların nadiren
    yetiştirdiği üstün zekası, sarı saçlı, deniz rengi gözleri olan bu yüce ve ölümsüz DAHİ’yi anlatıyorlar.

    Öğretmenlerimden bazıları İstiklal Savaşını görmüş ve yaşamış kişilerdi. Bizlere NUTUK’u okumamızı ve
    sorular sormamızı istediler. Atatürk’ün yazdığı o tarihlerde iki cilt olan “NUTUK “ unu 1947 yılında okumaya
    başladım, kafamda da şimşekler çakmaya başladı.
    Ölüm yıl dönümlerinde ATA’ yı anıp ta ağlamanın, ATA’ mı anlayarak, yaşadığım sürece düşünce ve reformlarını yaşatmanın ne demek olduğunu anladım.

    Babam ve diğer büyüklerimin İstiklal Savaşında ne olmuş, ne bitmiş, nasıl meşakkat ve zulüm yaşanmış,
    yokluğu, sefaleti, milletin perişanlığı ve kahramanlığı içeren anlattıklarını hikâye gibi dinlerdim..

    Ama, ATAM' ın Nutuk da anlatımı çoook farklı...
    Geçmişimizi ve İstiklal Savaşımızın nasıl kazanıldığını, o günkü ülkenin ve Türk Milletinin durumunu ve gelecekte
    neler olabileceğini, Tanrı habercisi büyük bir kahin olarak çok iyi anlatıyor.

    Yalnız Türk Ulusuna değil, insanlığa yol gösteren dahiyi anlamak için, NUTUK‘u okumak gerekiyor.
    ATATÜRK, NUTUK’ unda Türk Ulusunun hem geçmişini hem de geleceğini anlatıyor.
    Yıllar geçtikçe, olanları da gördükçe ATA’ mın, olağan üstü değerli yapıtı olan NUTUK da geçmişi bu kadar
    iyi tahlil edebilen, geleceği çoook iyi görebilen, 57 Yıllık kısa ömürde onca zaferi, bunca inkılâbı ve reformu
    sığdırabilen, “İnsan, insanlık için yaşamalıdır “ diyen, DAHİ BİR LİDER olduğu çok daha iyi anlaşılıyor.

    HÜMANİST ATAM,

    Her zaman düşüncelerimin rehberi oldun.
    Bir Cumhuriyet çocuğu olarak duygu ve düşüncelerini, ideallerini yaşamımda uygulamaya çalıştım.
    Kusurlarım için affını dilerim.
    Huzurunda saygıyla eğiliyor, minnet, şükranlarımı sunuyorum.

    Avni Baba"

  5. #24
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    1.468
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Unhappy Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    10 Kasım 2009

    Edebiyete intikalinin 71. yılında Atamızı saygı ve sevgiyle anıyoruz.


    Anıtkabir ,10 kasım 2009,

    İyi Seyirler....











    Not:Resimlerin isinsiz kullanımı,alıntı yapılması yasaktır.

  6. #25
    Kayıt Tarihi
    Apr 2008
    İletiler
    1.468
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Unhappy Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...





    Askerlerimizin Gözünden 2 damla yaş süzülürlen;



    Yazımı "MEHMET ŞİMŞEK" Amcamızın, Şiiriyle bitiriyorum;
    (Yukarıdaki resimde kendisi bulunmaktadır.)

    SEN UFUKTAN BİR GÜNEŞ GİBİ DOĞDUN
    BU VATANI SEN KURTARDIN ATATÜRK

    YILDIRIM HIZIYLA DÜŞMANI KOVDUN
    LAYIKTIR BU ŞEREF SANA ATATÜRK

    MEYDAN SAVAŞINDA SEN BAŞKUMANDAN
    ŞAHLANDI DAMARIMDAKİ ASİL KAN
    ZAFER BİZİM DEDİN YAZILDI FERMAN
    DÜŞMANI DENİZE DÖKTÜN ATATÜRK

    SEN TÜRK MİLLETİNE OLMUŞTUN ÖNDER
    EVRENDE CUMHURİYET OLDU PAYİDAR
    MEHMET,ATAYA VATAN MİNNETTAR
    HER KALPTE YAŞAMAKTASIN ATATÜK

    MEHMET ŞİMŞEK

    Ruhun Şad olsun Atam...

  7. #26
    Kayıt Tarihi
    Dec 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    427
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    Ben

    bu ulusa,

    bu vatana ve şanlı tarihine karşı

    görevini yerine getiren bu BOZKURT için

    asla üzülmem

    HATTA KISKANIRIM ONU...

    Kıskanırım onun YOLDAŞlarını,

    onun sevdiklerini ve

    hatta sevmedikleri TİLKİ ve SIRTLANları...

    Şimdilerde kaybeden sürülerin arasında bir KEÇİ bile değil

    bir KOYUN olmak ne acı...

    Bu sürü sana bir BOZKURTa KURBAN olmak istese ne yazar...

    Ne yazar...

    Siz hiç, intihar değil, KURBAN olmak isteyen KOYUN sürüsü gördünüz mü?

    Ama ben KURBAN olmak isteyen BORKURTLARın olduğunu biliyorum...

    Tıpkı Balkanlarda...

    TIpkı Kafkaslarda...

    Tıpkı Arap çöllerinde...

    TIPKI ÇANAKKALE'de...

    TIPKI DUMLUPINAR'da olduğu gibi...

    Tıpkı MENEMEN'de...

    Tıpkı Kırklareli dağlarında...

    Tıpkı Kayın ağaçları altında...

    Tıpkı SİVAS'ta olduğu gibi...

    TIPKI YÜZLERCESİNİ VERDİĞİMİZ ANADOLUMUN BAĞRINDAKİ TANRI EMANETLERİ GİBİ...

    BOZKURT ÖZGÜRDÜR...

    BOZKURT BAĞIMSIZDIR...

    BOZKURT SEVDİKLERİNE KARŞI KISKANÇ VE HATTA KORUMAK İÇİN SALDIRGANDIR...

    "NEZAKET" NEDİR BİLMEZ BU ANLARDA...

    AMA O

    HEP YAŞAYANDIR...

    HEP YAŞATANDIR...

    YAŞAMASINI BİLENE!


    VESSELAM!

  8. #27
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Atatürk hakkında ilginç ve gerçekçi bir yazı.

    http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...11.2009&ver=62
    Biraz daha zorlansa oportinist diyecek
    Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı Bence "pragmatist" demek daha uygun.
    Tabiiki değerli yöneticilerimizin ''kime dedikleri'' tartışma konusuda yapılabilir. Gerçi Tayfun bey bu yazıyı yazan kişinin zorlamasıyla 'Atatürk'e demeye çalıştığını söylemiş ama çok az söylemiş. Oportünist fırsatçı demek... Pragmatist ise faydacı , zamana göre davranan ...diye yumuşatabiliriz...

    Benim merak ettiğim Taha Akyol'un sıfatı ne ? Biliyorum çoğunuz ayzıyı okumadınız... Bakalım

    ''TARİH 17 Kasım 1918; Mondros Mütarekesi imzalanmış, İstanbul işgal altında... Mustafa Kemal İstanbul’da Minber gazetesine konuşuyor:
    “İngilizlerin Osmanlı milletinin hürriyetine ve devletimizin istiklaline uyumda gösterdikleri hürmet ve insaniyet karşısında yalnız benim değil, bütün Osmanlı milletinin İngilizlerden daha hayırlı bir dost olmayacağı kanaatiyle mütehassis olmaları pek tabiidir.”
    Aynı Mustafa Kemal, 6 Mart 1922’de Meclis’te gizli oturumda askeri durumu izah ederken diyor ki:
    “En alçak düşman İngiltere’dir!”
    Ve 1937 yılı... Atatürk İngiltere ile askeri ittifak yapmak için birkaç yıldır bütün gücüyle uğraşıyor. En çok görüştüğü yabancı diplomat, İngiliz Büyükelçisi Sir Percy Lorain’dir. İşte Lorain’in Londra’ya gönderdiği rapor:
    “Türkiye ile İngiltere arasındaki sevgi, dostluk ve işbirliği bağlarını güçlendirmede en sebatkâr kişi Atatürk’tür!.. Bugün sadece Türk hükümeti değil Türk halkı da Atatürk’ün İngiliz taraftarı siyasetinin bilincine varmıştır!”
    Şimdi soralım, bunlardan hangisi İngiltere’dir?!

    Şartlara göre
    Kasım 1919’da Mustafa Kemal İngilizleri öven açıklama yapmıştır, çünkü İstanbul’da iktidarı ele almaya çalışmaktadır. İşgal altındaki İstanbul’da İngilizlerle çatışarak olmazdı bu.
    Bu tür sözlerle “politika” yapmış, bu sayede tutuklanmaktan kurtulmuş, Anadolu’ya geçme imkânını bulmuştur.
    İyi ki öyle yapmış.
    Kurtuluş Savaşı sürerken Meclis’te İngiltere için “En alçak düşman” demiştir. Ama bu konuşmayı gizli celsede yapmış, açık bir beyanat vermemiştir. Hatta mesela, Sivas Kongresi’nde bildiriye İngiliz karşıtı sözlerin konulmasına karşı çıkmıştır!
    Niçin? Cepheyi genişletmemek, Yunanı olabildiğince tecrit etmek için! Akıllı bir siyasettir bu.
    Ve cumhuriyet dönemi... Hem artık devrimlerin yönü Batılılaşmadır hem Ege ve Doğu Akdeniz’de beliren Faşist İtalyan tehdidine karşı Atatürk İngiltere ve Fransa ile ittifak yapmaya çalışmaktadır; haklı olarak...
    Atatürk’ün 1926’dan itibaren oluşan bu politikası, ancak onun vefatından sonra sonuç verecek, Batı ile ittifak imzasını Ekim 1939’da İnönü atacaktır!

    ‘Okumak’ ama nasıl?
    Atatürk’ün, mesela, imparatorluklar kurduk diye övünen sözleri de vardır, Osmanlıları imparatorluk kurdular diye suçlayan sözleri de... Tarih, dil, din, sosyalizm, kapitalizm, Kürt meselesi, Doğu ve Batı sorunları gibi konulardaki sözlerini de böyle ‘tarih içinde’ okumak, hangi şartlarda söylendiğine ve zaman içinde nasıl bir değişim seyri izlediğine bakmak gerekir.
    Hissiyatımıza denk düşen sözlerini cımbızla seçip sağcı, solcu, Batıcı, Batı karşıtı “Atatürkler” kurgulamak bilimsel metoda aykırı bir dogmatizmdir; daha kötüsü, günümüzün sorunlarına bakışta da bizi dogmatikleştirir.
    “Atatürkçü dış politika” diye sol Kemalistler Türkiye’yi Batı’dan koparıp Abdülnasır’ın yanına, demokrasiden koparıp “sivil asker aydın” diktatörlüğüne sürüklemek istemediler mi?!
    İsmet Paşa’yı bile “Emperyalizme kapıyı o açtı” diye suçlamadılar mı?!
    Atatürk kadar çok farklı devirlerde politika yapan, ona göre de değişik tezler geliştiren lider, tarihte pek azdır. Bu büyük kitabı mutlaka analitik bir gözle okumak lazımdır. “İman tazelemek” için değil, zihnimizi açarak bugünkü çağın şartlarını iyi analiz etmek ve yeni çözümler geliştirme yeteneğini kazanmak için okumalıyız...''

    demiş... daha doğrusu yazmış... Taha Akyol şapkadan tavşan çıkarmaya çalışan sihirbaz gibi... Ama farkında olmadığı ortada ne şapka ne tavşan var... kendiside sihirbaz değil...

  9. #28
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    Şimdi Taha Akyol ve onun gibileri ayrı değerlendirmemiz lazım. Paçavracıların çoğunun çok üstünde... hemde çok.... Ama realizmin gerçekçiliğin çok altında... sanki ''Atatürk iyiydi ama abarmayalım fırsatçıydı ve onları değerlendirecek kadar zeki..'' demeye getiriyor... Gerçi diğer yazılarıda öyle... Burada en çok arkasına sığındığı ise toplumumuza hakim olan ''bilgisizlik'' ''ilgisizlik'' ben sallayayım süsleyeyim olsun diyor... Tıpkı anayasa hakkında yazdığı yazısı gibi... Aslında daha önemlisi ''yerseniz''diyor... Neyi yersek tarihi bilgisizliğimizle ee bakışta da Atatürk övülüyor gibi... Yedin gitti...

    Atatürk ün üç kez İngiltere hakkında ki görüş değişikliğini yazmış... Sadece ortadakine bakalım uzamasın ... Aslında ne demiş gerçek neymiş... sonra tek bir soru...

    ''Kurtuluş Savaşı sürerken mecliste İngiltere için ''En alçak düşman” demiştir. Ama bu konuşmayı gizli celsede yapmış, açık bir beyanat vermemiştir. Hatta mesela, Sivas Kongresi’nde bildiriye İngiliz karşıtı sözlerin konulmasına karşı çıkmıştır!
    Niçin? Cepheyi genişletmemek, Yunanı olabildiğince tecrit etmek için! Akıllı bir siyasettir bu''

    Buyurmuş... Akıllı bir siyaset kandırmacası altında yatan gerçek nedir ? Kurtuluş Savaşını küçümsemek!!! Sadece Yunanla yaptığımızı İngiltere ile karşı karşıya gelmediğimizi zihinlere yazmaya çalışmak... Bak cepheyi geliştirmemek için yapmışmışmışmış... Tabiiki hiç bir şey bilmeden bunu okuduğumuzda aklımızda kalan savaşı Yunanla yaptığımız İngiltere nin karışmadığı anlamı çıkar ...Amaçta bu...

    Sevr in ilk paçavraya dönüştüğü anlaşma Mondros...Bakalım mı?Azıcık...

    İngilizler Çanakkale çevresini ve boğazı kendilerince tarafsız bölge ilan etmişler, istanbul'u işgal altında tutmaktadırlar... Trakyamızda ise Yunanlar... Kaldıki o ana kadar olan savaşların tamamında ele eçen askeri araç mühimmat İngiliz ve Fransız Menşeli... Uçaklar İngiliz... Cephane İngiliz, Arabalar İngiliz, İstihkam Fransız.... Yunan !!! Asker.... Neyse... 2. Türk ordusu Çanakkale ye yürümeye başlayınca durum iyice gerginleşir ve bir telaş başlar... İngizil gizli belgelerinden de açıkça anlaşılacağı gibi ( Ki burada en önemli özellik ''bir kez daha...'' diye başlayan cümlelerdir. Yani İngiliz kabul ediyor Türklerle savaştığını...) İngilterenin bu şartlarda bu savaşı kazanmasının olanaksız olduğu ve süratle ateşkes yapılmasının gerekli olduğu gerçeğidir... Fransa nın araya girmesiyle ortalık geçici olarak durulur ve ne olur ? İngiltere Fransa ve İtalya ortak bir nota ile ateşkes görüşmelerine başlamak ister ( HaniYunanla savaşıyorduk?) Neyse uzatmayayım...

    3 Ekim... Türkiye yi İsmet İnönünün temsil ettiği ekip yerini almıştır... Saat 1500 sularında generaller ayrı ayrı gemilerle gelmiş oldukları Mudanya da toplantı masasındaki yerlerini alırlar...İngiltere’yi General Harington, Fransa’yı General Charpy ve İtalya’yı da General Mombelli temsil etmektedir... Mudanya'nın biraz açığındaki bir şilepte ise Yunan delegesi General Mazarakis ile yardımcısı Albay Sarıyanis vardır... Toplantıya katılmak istemezler Türkiye de umursamaz....

    Şimdi değerli vakitlerinizi almamak için kısaca özetlediğim bilgiler ışığında bir anormallik yok mu? Savaş Türkiye ile Yunanistan arasında ! ( Taha ağa öyle diyor.) Ama ateşkes anlaşmasında Türkiyenin karşısında İngiltere Fransa İtalya var !! İşin komiği anlaşma da oluyor!! Hemde Trakya alınarak!!! Kimden Yunandan!!!

    Peki bu yazının yazarı ve bu yazıyla bizi tanıştıran büyük üstat Abbas beye sormazlar mı?

    '' Biz Kurtuluş Savaşında Yunanla savaştıksa... Ateşkes anlaşmasında başrolde neden İngiltere vardı?''

  10. #29
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    Sayın commodore1tr;

    Konuyu düz bir mantıkla ve kendinize ait acaip bir saptrıma ile öyle bir izah etmeye kalkışmışsınız ki, sanki bizler Kurtuluş Savaşı hakkında bir şey bilmiyoruz, dış dünyadan kimlerin ne şekilde katkısı olduğundan habersiziz.

    Taha Akyol'un yazdıkları doğrudur ve ilk defa yazılan şeyler değildir. Bir çok tarihçi tarafından da yazılan, kabul edilen ve bilinen şeylerdir. Cephede savaşmakla diplomasiyi tamamen birbirine karıştırmış durumdasınız.

    Yunanlıların arkasında İngiliz desteği olduğunu bilmeyen mi var? Bunu inkar eden mi var? Ama Kurtuluş Savaşı sürecinde Mustafa Kemal'in bir İngiltere politikası yok mu? Bu konudaki diplomasiden soyut iddialar ileri sürüyorsunuz. Mustafa Kemal'in nasıl bir Sovyetler politikası varsa, bir de İngiltere politikası vardır. Sovyetlerle de hem yardım sağalamak ve hem de cepheyi genişletmemek için dostluk politikası izlemiş, ama mesclis gizli oturumunda (şimdi gizli oturuma karşı çıkanlar var) Sovyetlerin desteğindeki Türk komünisler hakkında ağır sözler söylemiştir.

    Gerek ateş kes (Mudanya) ve gerekse daha sonraki (Lozan) anlaşmalarında diğer devletlerin de bulunmasının sebebine gelince... Siz de biliyorsunuz ki, Kurtuluş Savaşı Osmanlı'nın gerileme, çökme ve parçalanma sürecinin sonunda olan bir savaştır. Bir imparatorluk dağılmıştır ve bu sürecin sonunda bir çok ülke bu konuya müdahil olmuştur. Hatta son zamanlarda bazan gündeme getirilen bir konu var; "Lozan'ı ABD neden hala imzalamadı" diye.. Lozan Barışı'nın ABD ile ne ilgisi var denilebilir. Ama imparatorluğun tasfiye sürecine bir çok ülke müdahil olmuştur.

    Atatürk'ün yer ve zamana göre, değişen koşullara göre birbirine yüzde yüz zıtmış gibi görünen konuşmaları var. Bunları sizler de biliyor olmalısınız. Bu nedenle de Atatürk'ün konuşmalarını değerlendirirken hangi tarihte hangi koşullarda söylendiğine bakmadan değerlendirmek yanlıştır, sözlerdeki çelişkiyi o zaman izah etmekte zorlanırsınız.

    Bu nedenle de Atatürk'ün ağzından çıkmış her sözü bir dine iman edermiş gibi algılamanın sağlıklı bir algılama olmadığı kanısındayım.

  11. #30
    Kayıt Tarihi
    Dec 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    427
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: On Kasım Atatürk'ün Ölüm Yıldönümü mü? Hadi Canım Siz de...

    “…

    Efendiler, ilk Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nu hazırlayanlara bizzat başkanlık ediyordum. Yapmakta olduğumuz kanunla, şer'î hükümler deyiminin bir ilişkisi olmadığını anlatmak için çok çalıştık. Fakat bu deyime, kendi zanlarınca bambaşka anlam verenleri inandırmak mümkün olmadı.

    İkinci nokta Efendiler, yeni Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nun ikinci maddesinin başında yer alan Türkiye Devleti'nin dini, İslâm dinidir cümlesidir.Bu cümle daha Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'na geçmeden çok önce,İzmit'te, İstanbul ve İzmit basın mensuplarıyla yaptığımız uzun bir görüşme ve sohbet sırasında, karşımdakilerden birinin şu sorusuyla karşılaştım.

    “ Yeni hükûmetin dini olacak mı?”

    İtiraf edeyim ki, böyle bir soru ile karşılaşmayı hiç de istemiyordum. Sebebi, pek kısa olması gereken cevabın, o günkü şartlara göre ağzımdan çıkmasını henüz istemeyişimdir. Çünkü, vatandaşları arasında çeşitli dinlere bağlı unsurlar bulunan ve her dinden olanlar hakkında,adaletli ve tarafsız davranmak, mahkemelerinde vatandaşları ve yabancıları için adaleti eşit ölçülerle uygulamakla yükümlü bulunan bir hükûmet, düşünce ve vicdan hürriyetine saygılı olmak zorundadır. Hükûmetin bu tabiî sıfatının, şüpheli yoruma yol açabilecek vasıflarla sınırlandırılması elbette doğru değildir.

    “Türkiye Devleti'nin resmî dili Türkçe'dir”

    dediğimiz zaman bunu herkes anlar. Hükûmetle olan resmî işlemlerde Türk dilinin geçerli olması gereğini herkes tabiî bulur. Fakat, Türkiye Devleti'nin dini İslâm dinidir cümlesi aynı şekilde mi anlaşılacak ve kabul edilecektir? Bu elbette, açıklanmaya ve yorumlanmaya muhtaçtır.

    Efendiler, karşımdaki gazetecinin sorusuna

    “Hükûmetin dini olamaz!”

    diyemedim. Aksini söyledim.

    “Vardır Efendim, İslam dinidir”

    dedim. Fakat, hemen arkasından İslâm dininde düşünce özgürlüğü vardır cümlesiyle cevabımı açıklamak ve yorumlamak gereğini duydum. Demek istedim ki, devlet, düşünce ve vicdana saygı gös termekle kayıtlı ve yükümlü olur.

    Karşımdaki gazeteci, verdiğim cevabı akla yatkın bulmadı ki, sorusunu şu tarzda tekrarladı :

    “Yani devlet bir dine bağlı kalacak mı?”

    “Kalacak mı, kalmayacak mı bilmem!”

    dedim. Konuyu kapatmak istedim. Fakat, mümkün olmadı. O halde, denildi; herhangi bir konuda inançlarım ve düşüncelerim doğrultusunda bir fikir ortaya atmaktan, hükûmet beni engelleyecek veva cezalandıracaktır. Oysa, herkes kendi vicdanını susturmaya imkân görecek mi? O zaman iki şey düşündüm.

    Bir, yeni Türkiye Devleti'nde her ergin şahıs dinini seçmekte serbest olmayacak mıdır? sorusu.

    Diğeri, Hoca Şükrü Efendi'nin “Bazı yüksek din arkadaşlarımızla birlikte düşündüklerimizi şeriat kitaplarında yer almış belirli ve değişmez İslâmî hükümleri yayınlayarak maalesef yanıltıldığı görülen İslâm kamuoyunu aydınlatmayı boynumuza borç bilip görev saydık girişinden sonra yer alan islâm halifesinin görevi, dinin emirlerini korumak ve kollamakta peygamberin yerini tutmaktır. Dinî hükümler koymakta da yüce Peygamber Efendimiz'in vekilliğini yapmaktır” sözleri.

    Oysa, Hoca'nın sözlerini uygulamaya kalkışmak, millî hâkimiyeti,vicdan hürriyetini kaldırmaya çalışmaktı. Bundan başka, Hoca'nın bilgi dağarcığında, Yezitler zamanında yazdırılmış istibdat rejimine has formüller bulunmuyor muydu?

    O halde, ne anlama geldiği ve ne kastedildiği artık herkesçe iyiden iyiye anlaşılmış bulunan devlet ve hükûmet kavramlarını ve millet meclislerinin görevlerini din ve şeriat kılıklarına bürüyerek kim ve ne için aldatılacaktır?

    Gerçek bundan ibaret olmakla birlikte, o gün İzmit'te basın mensuplarıyla, bu konuda daha fazla görüşmekte yarar yoktu. Cumhuriyetin ilânından sonra da, yeni Teşkilât-ı Esasiye Kanunu yapılırken, lâik devlet deyiminden dinsizlik anlamı çıkarmak eğiliminde olanlara ve bundan yararlanmak isteyenlere fırsat vermemek için, kanunun ikinci maddesini anlamsız kılan bir deyimin sokulmasına göz yumulmuştur.

    Kanunun gerek 2' nci ve gerek 26' ncı maddelerinde fazladan yer alan, yeni Türkiye Devleti'nin ve Cumhuriyet rejimimizin çağdaş karakteriyle bağdaşmayan deyimler, inkılâp ve Cumhuriyet'in ogün için sakıncalı görmediği tavizlerdir.

    Millet, bu fazlalıkları, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'muzda ilk fırsatta kaldırmalıdır!”

    MUSTAFA KEMAL

    NUTUK

    /////

    Sayın Bilgili,

    Bizler Mustafa Kemal’in nerede, ne maksatla ve ne söylediklerini TAHLİL edecek akla sahip insanlarız… Buharivari hadis aktarıcılarına ihtiyacımız yok…

    Tanrı, aklını, yarattığı diğer insanların aklına satan ve bu yolla kendine ŞİRK koşanlardan etmesin ulusumu…

    VESSELAM!

+ Konuyu Yanıtla
3 / 5 Sayfa İlkİlk 12345 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

1997 onkasim anitkabir askerleri

Avni.ballibabanin.son.yazisi

Forum

Benzer Konular :

  1. Bugün 10 Kasım'ı kutlamıyorum, hadi sevinin mert olanlar!
    Evet bugün 10 kasım ve Atatürk'ün ölüm yıldönümünü kutlamıyoruz artık. Hadi mert olanlar iyi yapmışsın, bence de kutlamamalısınız desenize!...
    Yazan: litigation Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 19
    Son İleti: 19-11-2013, 20:06:41
  2. İsmet İnönü'nün Ölüm Yıldönümü
    25 Aralık 1973'te 89 Yaşında Hayatını Kaybeden İsmet İnönü'nün Ölüm Yıldönümü ...
    Yazan: monica Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 4
    Son İleti: 26-12-2010, 10:24:48
  3. 10 Kasım 2007 Atatürk'ün ölüm yıldönümünde hukuki.net üyelerinin Anıtkabiri ziyaret önerisi
    10 Kasım 2007 tarihinde Anıtkabir'de yapılacak olan törende, Atatürk' ümüzün mezarına Hukuki.Net Ankara üyeleri olarak bir karanfil bırakmak istemez...
    Yazan: Adıkutlu Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 3
    Son İleti: 30-10-2007, 17:18:09
  4. 10 Kasım Sonsuz İnadına ATATÜRK
    İzleyin izlettirin asla unutturmayız unutmayın ... Cumhuriyetimize sahip çıkalım.... Yanık ampulle dolaşmak iyi değildir. Unutmayın karanlıkta...
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 28-03-2007, 12:12:21
  5. İstiklâl Marşı Yazarı M. Akif Ersoyun Ölüm Yıldönümü
    İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'u, doğumunun 132. yıl dönümü dolayısıyla rahmetle anıyoruz. www.haberbank.com
    Yazan: segu24 Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 0
    Son İleti: 27-12-2005, 19:55:55

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.