Annem (ev hanımı) ile babam (bir holding sahibi) 37 (1973'den bu yana) senelik resmi evliler, biz iki erkek kardeşiz. Ben 34 kardeşim 31 yaşında. İkimizde evliyiz ve hepimiz ailecek aynı evde yaşıyoruz. Evimiz yeterince büyük bir villa.
Babam başka bir kadından iki gayri resmi iki çocuk yaptı. Oturduğumuz evin alt katındaki çalışma odasında da başka bir kadınla daha yaşıyordu ama;
Babam anneme Kasım 2008'de boşanma davası açtı ve eve gelen tebligatı annemin haberi olmadan alarak almış gibi gösterip gıyabında boşamak istesede biz bunu postacıdan öğrenip hemen müdahale ettik ve davaya dahil olduk.. Bu arada bunu öğrenen babam müşterek yaşadığımız evde durmaksızın tacizlerde bulunmaya annemin üzerine yürümeye eşyalarına zararlar vermeye başladı. Kaldıki bunlar bir ilk değildir senelerdir hep aynı şeylerdir. Bir akşam yine annemin üzerine yürüdü ve onu darp etti, ve ölümle tehtitler savurmaya başladı. Biz hemen 155 i arayarak polisi eve çağırdık. İfadelerimiz alındı, anneme darp raporu aldık. Birkaç gün sonra babama mahkemeden eve giremez, rahatsız edemez üzerine ait silahların mahkemeye teslim edilmesi gibi birçok şeyi kapsayan bir tedbir kararı alındı. Bunun üstüne sinirlenen babam ertesi sabah tam biz garajdan çıkarken yine eve girdi ve evi kırdı döktü, kardeşimin üzerine yürüdü ve onu darp etti, annemin üzerine yürüdü bizim araya girmemizle ve tekrar 155'i aramamızla yine karakolluk olduk ve ifadelariz alındı evde tespitler yapıldı. Kardeşimede darp raporu aldık. Bunun üzerine eve giremeyen babam amcama, akrabalara ve yakın dostlarına annemi arattırıp tehditlerde bulundu. Hatta annemin kardeşlerinin evinin önlerine giderek bağırıp çağırmalar ve şöyle yapın böyle yapın diyerek emirler vermeye kalkıştı. Dahada acısı annemin kardeşlerine annenizi ve babanızı mezarımdan çıkarttırıcam diye çok çirkin ve ölüye bile saygısı olmayan bir yaklaşımla tehditlerde bulundu. annemim annesi ile babasını kendisine ait bir mezarda yatırmıştık zamanında. Bu olaylar devam ederken kardeşim askerliğini biraz uzatmak istedi amacı bu olayların durulmasını beklemek ve annemi yanlız bırakmamaktı. Bunu bir fırsat bilen babam kardeşimi ihbar ederek askere gitmesini sağladı.
Oturduğumuz ev 1994 de inşaatına başlanmış olup tapusu babama ait iken 20-12-2000 tarihinde yanında çalışan elektirik teknisyeni 1975 doğumlu birinin üstüne şirket kurarak iki günde yani 22-12-2000 tarihinde tapuyu o şirkete şatışını yapmış. Bunu biz sonradan öğrendik. Ve bunu fırsat bilen babam yine onun parti organizasyonlarını yapan bir şahsın üzerine kira kontratı yaptırıp bir hafta sonra evin sahibiyim diyen şahıs, kiracısıyım diyen şahıs, bir avukat, amcam, 15-20 adam ve polislerin eşliğinde kapımızı çaldılar. Ben annemle bu şahısların eve girmesini saatler süren bir bağırış çağırış adeta hayat mücadelesi tadında anca durdurabildik ve hep beraber karakola gittik. Bunun üzerine ikinci kez mahkemeye başvurarak içeriğinde evin anneme tahsisi evin sahibiyim diyen şahsın bizi rahatsız etmemesi amcamın rahatsız etmemesi ve babamın yine ilk tedbir kararında yazıldığı üzere eve girmemesi gibi kapsamlı bir karar daha aldık. Babam yine boş durmadı ve bir senet düzenleyerek kiracısıyım diyen şahsa 30bin dolar borçlu gösterdi kendini ve eve icra tebligatı geldi babamın adına. Henüz gelen giden olmadı çünkü tebligatlar henüz icraya ulaşmamıştır. Ama geleceklerdir eminim.
Trajik komik bir roman gibi; bencil, egoist, ne dersem o olur diyen bir babaya 37 sene zulm görmüş bir dediğini iki etmemiş, onun her dediğini yapmış annem artık daha fazla dayanamadı ve hukuk savaşına başladı. Biz iki kardeşde daima onun yanındayız.
Şimdi sizlerin yorumlarını bekliyorum.. Bu ev ne olur?
Annem (ev hanımı) ile babam (bir holding sahibi) 37 (1973'den bu yana) senelik resmi evliler, biz iki erkek kardeşiz. Ben 34 kardeşim 31 yaşında. İkimizde evliyiz ve hepimiz ailecek aynı evde yaşıyoruz. Evimiz yeterince büyük bir villa.
Babam başka bir kadından iki gayri resmi iki çocuk yaptı. Oturduğumuz evin alt katındaki çalışma odasında da başka bir kadınla daha yaşıyordu ama;
Babam anneme Kasım 2008'de boşanma davası açtı ve eve gelen tebligatı annemin haberi olmadan alarak almış gibi gösterip gıyabında boşamak istesede biz bunu postacıdan öğrenip hemen müdahale ettik ve davaya dahil olduk.. Bu arada bunu öğrenen babam müşterek yaşadığımız evde durmaksızın tacizlerde bulunmaya annemin üzerine yürümeye eşyalarına zararlar vermeye başladı. Kaldıki bunlar bir ilk değildir senelerdir hep aynı şeylerdir. Bir akşam yine annemin üzerine yürüdü ve onu darp etti, ve ölümle tehtitler savurmaya başladı. Biz hemen 155 i arayarak polisi eve çağırdık. İfadelerimiz alındı, anneme darp raporu aldık. Birkaç gün sonra babama mahkemeden eve giremez, rahatsız edemez üzerine ait silahların mahkemeye teslim edilmesi gibi birçok şeyi kapsayan bir tedbir kararı alındı. Bunun üstüne sinirlenen babam ertesi sabah tam biz garajdan çıkarken yine eve girdi ve evi kırdı döktü, kardeşimin üzerine yürüdü ve onu darp etti, annemin üzerine yürüdü bizim araya girmemizle ve tekrar 155'i aramamızla yine karakolluk olduk ve ifadelariz alındı evde tespitler yapıldı. Kardeşimede darp raporu aldık. Bunun üzerine eve giremeyen babam amcama, akrabalara ve yakın dostlarına annemi arattırıp tehditlerde bulundu. Hatta annemin kardeşlerinin evinin önlerine giderek bağırıp çağırmalar ve şöyle yapın böyle yapın diyerek emirler vermeye kalkıştı. Dahada acısı annemin kardeşlerine annenizi ve babanızı mezarımdan çıkarttırıcam diye çok çirkin ve ölüye bile saygısı olmayan bir yaklaşımla tehditlerde bulundu. annemim annesi ile babasını kendisine ait bir mezarda yatırmıştık zamanında. Bu olaylar devam ederken kardeşim askerliğini biraz uzatmak istedi amacı bu olayların durulmasını beklemek ve annemi yanlız bırakmamaktı. Bunu bir fırsat bilen babam kardeşimi ihbar ederek askere gitmesini sağladı.
Oturduğumuz ev 1994 de inşaatına başlanmış olup tapusu babama ait iken 20-12-2000 tarihinde yanında çalışan elektirik teknisyeni 1975 doğumlu birinin üstüne şirket kurarak iki günde yani 22-12-2000 tarihinde tapuyu o şirkete şatışını yapmış. Bunu biz sonradan öğrendik. Ve bunu fırsat bilen babam yine onun parti organizasyonlarını yapan bir şahsın üzerine kira kontratı yaptırıp bir hafta sonra evin sahibiyim diyen şahıs, kiracısıyım diyen şahıs, bir avukat, amcam, 15-20 adam ve polislerin eşliğinde kapımızı çaldılar. Ben annemle bu şahısların eve girmesini saatler süren bir bağırış çağırış adeta hayat mücadelesi tadında anca durdurabildik ve hep beraber karakola gittik. Bunun üzerine ikinci kez mahkemeye başvurarak içeriğinde evin anneme tahsisi evin sahibiyim diyen şahsın bizi rahatsız etmemesi amcamın rahatsız etmemesi ve babamın yine ilk tedbir kararında yazıldığı üzere eve girmemesi gibi kapsamlı bir karar daha aldık. Babam yine boş durmadı ve bir senet düzenleyerek kiracısıyım diyen şahsa 30bin dolar borçlu gösterdi kendini ve eve icra tebligatı geldi babamın adına. Henüz gelen giden olmadı çünkü tebligatlar henüz icraya ulaşmamıştır. Ama geleceklerdir eminim.
Trajik komik bir roman gibi; bencil, egoist, ne dersem o olur diyen bir babaya 37 sene zulm görmüş bir dediğini iki etmemiş, onun her dediğini yapmış annem artık daha fazla dayanamadı ve hukuk savaşına başladı. Biz iki kardeşde daima onun yanındayız.
Şimdi sizlerin yorumlarını bekliyorum.. Bu ev ne olur?
Bütün derdiniz ev mi ? Şaşırdım..
Konu Abdullah Yaman tarafından (10-07-2009 Saat 16:56:14 ) de değiştirilmiştir.
"BİR ÜLKEDE NAMUS ERBABI OLANLAR DA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA, O ÜLKE İÇİN KURTULUŞ UMUDU YOKTUR" İsmet İNÖNÜ NE ZULÜM, NE MERHAMET...SADECE ADALET...
Tabikide şu an için ev, çünkü annemin emeği ve hakkı var o evde öyle hiçbişey olmamış gibi sokağa atılacak değil heralde??
Siz olsanız ne yapardınız?? Güzel bir fikriniz var ise buyrun söyleyin?? Zevkle dinlerim sizi...
Evi 3.şahıstan alabilmeniz mümkün değil ama anneniz boşanma davasında katkı payını talep etsin derim. Bayağı bir zaman geçmiş kabul edilirmi emin değilim.
Tapu iptal davası açsak, mal kaçırmaya soksak??
Bu işlemin tamamen paravan olduğu ap açık ortada..
Evi alan kişi nasıl aldı? nerden buldu o parayı?? Şirketin sermayesi nekadardı, evin fiyatı nekadardı?? Şirket kuruldu iki gün içinde ev alındı... gibi bir çok ispat yöntemi düşünüyoruz...
Tapu iptal davası açsak, mal kaçırmaya soksak??
Bu işlemin tamamen paravan olduğu ap açık ortada..
Evi alan kişi nasıl aldı? nerden buldu o parayı?? Şirketin sermayesi nekadardı, evin fiyatı nekadardı?? Şirket kuruldu iki gün içinde ev alındı... gibi bir çok ispat yöntemi düşünüyoruz...
İspat yöntemleri değil deliller konuşur hukukta. Hukukun ana kuralı.. Hukuk maddi delillere göre iş yapmak zorundadır . Aksi takdirde varlığının nedeni tartışılır hale gelir. Yöntemlerinizi hukuksal anlamda hayata geçiremediğiniz yani ispat edemediğiniz sürece bir yere varamazsınız. Üstelik o sorularınızın (Evi alan kişi nasıl aldı? nerden buldu o parayı? Şirketin sermayesi nekadardı, evin fiyatı nekadardı?? Şirket kuruldu iki gün içinde ev alındı) sorulacağı yer Aile mahkemesi değildir. Dilerseniz önce sorularınızın yanıtlarını bir başka mahkemede (ilgili ahkemede) arayın. İddialarınızı o mahkemede ispat edin. O mahkemenin vereceği kararı aile mahkemesindeki dosyanıza delil olarak koyun.
Sanırım ve umarım bir avukatınız vardır size yol yordam gösterip olabilecekleri anlatıyordur.
Geçmiş olsun..
"BİR ÜLKEDE NAMUS ERBABI OLANLAR DA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA, O ÜLKE İÇİN KURTULUŞ UMUDU YOKTUR" İsmet İNÖNÜ NE ZULÜM, NE MERHAMET...SADECE ADALET...
Eklediğim kararı incelemeniz öneriyorum.
Anneniz evliliği boyunca hiç çalışmamış bir ev kadını ise katkı payını nasıl isteyecek? Üstelik ev 2002'den önce başkası adına tapulanmış. Aile konutu şerhide konulamaz.
Diğer kadınla alt katta uzun süre yaşamasına da ses çıkarmamış.
Belki pek fena muamele ve onur kırıcı davranışlar sebep gösterilerek şiddetli geçimsizlikten dava açıp maddi manevi tazminat ve nafaka alabilir.
Ev içinde ayrı bir dava açarak babanızın ticari gelirleri için bilirkişi isteyerek birşeyler yapılabilir diye düşünüyorum. Ama yıllar sürecek uzun bir süreç. İşiniz çok zor.
Kolay gelsin.
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2008/2-432
Karar: 2008/444
Karar Tarihi: 18.06.2008
ÖZET: Somut olayda; taşınmaz ve araç, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Bu mallar, yeni rejime kocanın <kişisel malı> olarak girmiştir. Edinilmiş mal değildir. Çalışmayan, herhangi bir geliri ve kazancı bulunmayan davacı kadının bu malların edinilmesine herhangi bir katkısı kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, davacı; katkı payı karşılığı veya değer artış payı nedeniyle davalıdan alacak talebinde bulunamaz.
(4721 S. K. m. 170, 186, 189, 220, 225, 227, 229, 230, 236, 239) (743 S. K. m. 152, 153)
Dava: Taraflar arasındaki <boşanma ve katılma alacağı> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.Aile Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tazminat talebinin reddine dair verilen 5.10.2004 gün 2003/253 E., 2004/1356 K. sayılı karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25.5.2005 gün 5977-8233 K. sayılı ilamı ile boşanma yönünden onanmış tazminat yönünden bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dair verilen 6.3.2007 gün ve 2005/876 E., 2007/221 K. sayılı kararın incelenmesi Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 4.6.2007 gün ve 8774-9394 sayılı ilamı ile;
(...Taraflar 27.04.1989'da evlenmişler, boşanma davası 18.04.2003 tarihinde açılmış boşanma yönünde oluşan hüküm 06.07.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Keçiören'deki ev 11.04.1995'te, otomobil ise 19.08.1997 tarihinde alınmıştır.
Dinlenen tanıklar, davalı kadının 2000 yılında hediyelik eşya yapıp sattığını zaman zaman da temizliğe gittiğini ifade etmişlerdir. Davacının davalıya ait evin ve otomobilin edinilmesine katkıda bulunduğuna ilişkin bir beyan ve delil bulunmamaktadır. Kadının, ev kadını olarak, evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olması, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi anlamında katkı sayılamaz. O halde, isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş
Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Birleşen davalar, boşanma ve katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Davacı-K.Davalı Fatma Ataş vekili, tarafların boşanmalarına, nafakaya, manevi tazminata, ev ve arabanın alımına yapılan katkı nedeniyle maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkeme, tarafların boşanmalarına, çocukların velayetinin babalarına verilmesine, Fatma Ataş'ın tüm taleplerinin reddine karar vermiş, Fatma Ataş'ın temyizi üzerine Özel Daire boşanma, nafaka ve manevi tazminata ilişkin hükmü onamış ancak tazminat istemi araç ve eve katkıya ilişkin olup bu istek boşanmanın eki olmadığından nisbi harç tamamlanmadan yargılamaya devam olunamayacağı nedeniyle hükmü bozmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucu mahkemece katkı alacağına ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş, Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş'ın temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçe ile bozulmuş, Yerel Mahkeme kararında direnmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık kadının ev kadını olarak, evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olmasının Türk Medeni Kanununun 227. maddesi anlamında katkı sayılıp sayılmayacağı noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi yürürlükte iken, taraflar; evlenme mukavelesiyle kanunda muayyen diğer usullerden birini, kabul etmediklerine göre, aralarında yasal rejim olan mal ayrılığı geçerlidir. (TKM. m.170) Taşınmaz ve araç, taraflar arasında bu rejim geçerli iken edinilmiştir.
Mal ayrılığında; eşlerden her biri, kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir. (TKM. m.186/1) Eşlerden her birinin mallarının geliri ve kendi kazançları yine kendilerine aittir. (TKM. m.189)
743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi gereğince evin intihabı, karı ve çocukların münasip veçhile iaşesi kocaya aittir. 153 üncü madde gereğince de eve kadın bakar. Başka bir ifade ile, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisine göre; kadının eve bakması ve ev işlerini yapması yasal ödevidir. 743 sayılı yasada, eşlerden birinin edindiği mala, diğer eş katkı yapmış ise, sağladığı bu katkı karşılığını isteyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, Yargıtay kararları ile; katkıyı sağlayan eşin, diğerinden katkısı karşılığı genel hükümlere göre bir tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir. Şayet, eşlerden birinin edindiği mala, diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez. Başka bir ifade ile kadının, ev işlerini yapması ve çocuklara bakmış olması, diğer eşin edindiği mala katkı sayılamaz. Sonuç olarak; 1.1.2002 tarihinden önce, eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, kadın veya kocanın diğerinden katkı payı karşılığı bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka, parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle bir katkısının olması gerekir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 227. maddesinde getirdiği düzenleme ile, bundan önceki yasadaki boşluğu doldurmuştur. Evvelce Yargıtay kararlarıyla doldurulan boşluk, açık hüküm konularak yasal hale getirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 227'nci maddesi gereğince; <eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç yada uygun karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında, bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak, o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler. Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.> Kuşkusuz, sözü edilen hüküm gereği değer artışı nedeniyle alacak talep edebilmek için de, talepte bulunan eşin, diğer eşe ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir katkı sağlamış olması gerekir. Çalışmayan ve herhangi bir kazancı ve geliri bulunmayan kadının, ev işlerinde harcadığı emeği, bu maddeye göre yine katkı sayılmaz ve kadın bu emeğine dayanarak yine değer artışı için alacak talep edemez.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, evi dışında çalışmayan ve herhangi bir geliri ve kazancı bulunmayan kadının, ev işlerinde sarfettiği emeğini, yasal rejim olan <edinilmiş mallara katılma rejiminde> diğer eşin bu mal rejiminin devamı süresince edinilen malları üzerinde, <katılma alacağı> hakkı (TMK. m. 236 ve 239) tanımak suretiyle yasal karşılığa bağlamıştır. Yasanın 236'ncı maddesinde yer alan hüküm gereği; <her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar.> 231 inci madde <artık değerin> ne olduğunu ve nasıl bulunacağını göstermiştir. <Artık değer, eklemeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Değer eksilmesi göz önüne alınmaz.> (m. 231) Katılma alacağının hesabında <eklenecek değerler> yasanın 229'ncu maddesinde, denkleştirmeden elde edilen miktarlar da Yasanın 230'ncu maddesinde gösterilmiştir.
Somut olayda; taşınmaz ve araç, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Bu mallar, yeni rejime (edinilmiş mallara katılma) kocanın <kişisel malı> olarak girmiştir. (TMK. m. 220/2) Edinilmiş mal değildir. Çalışmayan, herhangi bir geliri ve kazancı bulunmayan davacı kadının bu malların edinilmesine herhangi bir katkısı kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, davacı; katkı payı karşılığı veya değer artış payı nedeniyle davalıdan alacak talebinde bulunamaz. Taraflar arasındaki 1.1.2002 tarihinden itibaren başlamış olan edinilmiş mallara katılma rejimi, boşanma davasının açıldığı 18.4.2003 tarihinde sona ermiştir. (TMK. 225/2) Kocanın kişisel mallarının, yeni rejim döneminde geliri varsa (kişisel malların geliri edinilmiş maldır) kadın ancak, bu edinilmiş mal üzerindeki varsa <katılma alacağını> (TMK. m. 236 ve 239) isteyebilecektir. Davacının edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiye edilerek katılma alacağının tahsiline ilişkin bir davası ise bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. O halde usul ve yasaya uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş'ın temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının temyiz edene iadesine, 18.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Allah yardımcınız olsun...Gerçekten çok onur kırıcı hadiseler yaşamışsınız.İlk başta da anneniz için büyük bir travma olsa gerek.Deneyimli bir avukatla detaylı bir şekilde tartışmanız gerekiyor bu mevzuyu.Okurken ben bile irkildim.Umarım herkes hak ettiği hayatı yaşar..
Şu yaşadıklarımız öyle bir güç veriyorki bizlere, hukuksal olarak elimizden ne gelirse yapacağız... Annem de artık öyle eskisi gibi değil daha dirayetli ve güçlü.. Senelerin birikimi dışa vuruyor adeta..
Yılmayacağız, Allah bize yardım edecek ve annem kazanacak, adalet yerini bulacak... Ben buna inanıyorum...
Yorumlarda bulunan ve herkese çok teşekkürler...
Yorumum babaniz hayatta oldugu icin size va abilerine henuz bir miras dusmuyor ama, dedenizin mirasdan mal kacirma icinde olmasi dolayisi ile babaniz...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı...
23-04-2024, 05:24:38 in Borçlar Hukuku