Bir yalana inandırmak, onu büyütmekle sağlanıyor.
Hiçkimse muayene etmezken aslı astarı henüz ortaya çıkmadığı ilk dakikalarda, yeterli sayıdaki şom ağızlıya "kriz var" dedirtebilinmişse o yalan büyütülebilinmiştir artık. Bu yalana inandıran merkez, amacı doğrultusunda işini gördükten sonra "geçmiş olsun krizi atlattık" yalanı için gerekli ve yeterli imkanlara ta baştan sahip olma rahatlığını da kazanmıştır üstelik.

Kriz yalanını yutmamak yetmiyor tabi. Keza, o yalanı uyduranın falanca amacına ulaşmasına ve fasılalarla gözettiği hedeflerinin tutmasına yarayışlı olup-biteni boşa çıkaran faaliyetiniz olmuyorsa, siz, o yalanı destekleyen birisinizdir ister istemez. Ve giderek bu pozisyonunuz bile yük haline gelir. Bugünün yalanının değilse de yarınlardan birgünde anons edilecek herhangi yalanın amacına bile isteye memur yazılırsınız.

Ölüm, deprem, sel ve benzer hadiselerin hiç itirazsız kabul edilmesi ve bunlara dair haberlerin ne kadar kolay ve çok büyük kalabalıklara yayılabilmesi gibi krizi de aynıyla kanıksayıp ona kapılıveriyorsak, bu benzerliğin bir hikmeti olmalı.

Nasıl oluyor da ölünüyor, deprem ve sel oluyor; ne kadar çarisizlik içindeyiz de ölüme, depreme, sele -öncesinde ve sonrasında- karşı koyamıyoruz alışkanlığı ve kanıksaması kriz dolayımında da cari ise bunlar bir aynılık taşıyor. Bu aynılığı farkedebilmek için, buradaki hikmeti çıkarsayabilmek için; insanın "yaratıcı ve yaratılmışlık" mefhmunu biliyor olması lazımdır.

Bunu bilmeyenler; o yalanın anons edilişinin öncesini, sonrasını ve kandırıkçıyı da bilemeyeceği için krizi, bir ölüm bir deprem bir sel gibi algılayacaktır ve öyle ağırlayacaktır zaten.

Bilmek irademizi ve yapmak ehliyetimiz mutlak anlamda devrettiğimiz bir selahiyet alanı idiyse "o sözde kriz dairesine giren şeyler"; kim ise selahiyet sahibi işte o işlerin Lord'u olarak bizi ya terbiye ettiği ya talim ettirdiği ya işe koştuğu yeni şartlardır aslında.

Demek ki, rabbini şaşırmışların KRİZİ ve fakat Rabb'ini bilenin ise DÜŞMANI olur. Düşmanına karşı durmak ahlakına sahip kişilerin, kriz yalanını yutmamakla yani kriz diye birşey yoktur demekle kalmayacağını biliyoruz. Ve tabi rabbini şaşırmışlardan değilseniz "kimdir bu karşı koyucular ve kimdir bu kandırıkçılar ve kimdir düşman" diye sormazsınız... ve tabi "karşı koymak hükmündeki işin" ne olduğunu da hemen keşfedebileceksinizdir.

Saygılarımla,

Tahsin Yılmaz