ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIN CUMHURİYETİ-GÜNGÖR MENGİ(VATAN)
19 MAYIS 2005



Güneşin her gün yeni sürprizlerle doğduğu bir ülkedir Türkiye. Buna alıştık artık.

Ama bazen hakkın, hukukun, aklın ve sabrın sınırları öylesine zorlanıyor ki, derviş tevekkülü bile yetmiyor.

Örnek mi; işte içişleri Bakanlığı'nın yayınladığı son genelge..

Bir hakime trafik cezası yazılmış. Hakim de polisin kendisine ceza yazma yetkisi olmadığı gerekçesiyle dava açmış ve kazanmış. Kararı Yargıtay da onaylamış.

İçişleri Bakanlığı genelgesi, Adalet ve Savunma bakanlıkları ile Yargıtay'dan alınan görüşler çerçevesinde trafik polislerine şu talimatı veriyor:

"Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay, Yargıtay başkanlan, üyeleri ve savcılan, tetkik hakimleri, raportörleriyle asker ve sivil tüm hakim ve savcılar, milletvekilleri ve diplomatik görevlilere trafik suçu işlediklerinde trafik ceza tutanağı yazılmayacak."

Hani eşitlik vardı?
Demokrasi çekiciliğini özgürlük, adalet ve eşitliğe dayanmasından alır.

Anayasamız da (madde 10) herkesin kanun önünde eşit olduğunu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz, yani ayrıcalık tanınamayacağını söyler.

Ama eski Yunan filozofu Aristo'nun 2300 yıl önce saptadığı bir gerçek bizde hâlâ hükmünü ve egemenliğini sürdürüyor:

"Zayıflar daima adalet ve eşitlik isterler ama bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir."

Bu gerçeğin Aristo'dan 23 asır sonra, AB eşiğine gelmiş Türkiye'de yaşıyor olması acı vericidir. Türkiye eşitliğin yaygınlaştığı bir toplum yaratmak yolunda ilerleyecek yerde, ayrıcalıklardan yararlanan sınıfları genişletmek suretiyle geriye gidiyor.

Şu garipliğe bakın ki yıllardan beri milletvekillerinin adi suçlarda dokunulmazlık hakkı kullanmasının kirlilik yaratan bir ayrıcalık olduğunu öne sürerek karşı çıkan yargı mensupları, şimdi kendileri ile çelişiyorlar.

İşsizlerden utanın
Yargı mensupları bu ayrıcalığı reddetmelidir. İmtiyaz yaratma konusunda siyasetçileri durduramayız aksi halde.

Zaten bu ülkede güçlülerin zayıflara, gizli ilişkilerin hak ve hukuka baş eğdirdiği bir düzen yürüyor; işte Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu' nda profesyonel sporcuların ücretlerinden alınan gelir vergisinde muafiyet uygulanması ile ilgili ayncalığı 2015 yılına kadar uzatan bir öneri kabul edilmiştir.

Bu kararı verenler, ayda 488 milyon lira asgari ücret alanların bile 65 milyon lira gelir vergisi ödediklerini, milyonlarca okumuş gencin o paraya razı olduğu halde iş bulamadığını bilmiyorlar mı?

Biliyorlarsa milyon dolarlık transfer ücretlerini niçin vergiden muaf tuttuklarını bu millete açıklamak zorundadırlar.

Atatürk'ün gençliğe hitabesindeki "gaflet ve dalâlet" pek çok alanda kendini belli ediyor. Ülke gitgide "Altta Kalanın Canı Çıksın Cumhuriyeti" haline geliyor. Dikkat!