Apartmanın ikinci katında oturan Mehmet efendinin canı kebap çeker. Balkona çıkar, sağa sola bakar, etrafta kimselerin olmadığını görünce de managlı koyar balkona, doldurur kömürleri ve ateşler.. Öylesine bir duman çıkarki, komşuları rahatsız ettiğini düşünen Mehmet efendi utanır ve derhal balkondan içeriye kaçar. Biraz bekler, ses sada yok.. Etrafı gözleyerek balkona tekrar çıkar, mangalı biraz karıştırır, bu kez daha fazla duman çıkar.. Fakat etraftan yine ses sada, en küçük bir tepki gösteren yok.

Kömürler iyice akkor olmuş, komşular bol bol duman altında kalmıştır. Suskunluğu gören Mehmet efendi getirir pirzola tepsisini, başlar cazır da cuzur etleri mangalda çevirmeye.. Öylesine bir koku sararki ortalığı, Mehmet efendi tedirginlikle tekrar içeri girer, biraz bekler, etraftan yine hiç bir tepki yok. Çıkar dışarı, devam eder mangal keyfine..

Mehmet efendinin eşi Emine hanım, hemen bir kaç apartman ötede oturan oğlunu ve gelinini de davet eder mangal safasına, karşı apartmanda oturan kızını ve damadını da.. Torun torba toplanırlar evde.. Balkonda mangal keyfi bütün hızıyla sürer.. Etlere et eklenir, patlıcanlar, biberler, domatesler, soğanlar geçer mangalın üzerinden.. Bütün apartman kül duman içinde kalır, lakin en küçük bir tepki gösteren olmaz..

Mehmet efendi cünbür cemaat mangal keyfini tamamlar..
Ertesi hafta tekrarlanır mangal keyfi... Ve halen de devam eder bu tekrarlar.. Alt kattakiler ve üst kattakiler kullanamaz halde balkonları.. Her taraf kül duma, is pas içinde..
Oh be.. Dünya varmış.. Ne de güzel oluyor mangal keyfi..

Oh olsun, oh olsun işte tepkisiz kalıp duman altında kalanlara..
Oh olsun bunca tepkisizlere...

(Av.Güner Kutluk'tan...)