Herkese selamlar.

Sorumu sormadan önce konu hakkında biraz kısa bilgi vermem gerekiyor.
Eczanelerin kamu ve SGK mensuplarının reçetelerini karşılamaları için her yıl Türk Eczacıları Birliği (TEB) ve SGK arasında imzalanan bir protokole dayanan sözleşmeyi imzalamaları gerekmektedir. Bu protokolün geçen yıl (Temmuz 2007) hazırlanan versiyonunda diyaliz, kan ürünü ve hastanelerde yatan hasta reçetelerinin bölge eczacı odalarınca düzenlenecek bir sırayla üye eczanelere eşit bir şekilde dağıtılması ve dağıtıma ait listenin herkesin görebileceği bir şekilde eczacı odasının web sayfasında yayınlanması öngörülmüştür. Bu yüzden de bu tip reçeteler yazıldığı zaman ilgili eczacı odası ya da eczacı odasının yetkilendirildiği bürolara giderek buralardan dağıtımı yapılır.

İlimizde (hangi il olduğu çok önemli değil) yakın zamana kadar Eczacı Odası Başkanı olarak görev yapan ve geçenlerde başka bir görev alarak başkanlıktan ayrılan kişinin, dağıtılmak üzere eczacı odasına gelen bu reçetelerin bir kısmını kendi eczanesine yönlendirdiğini ve bu işlemi kayıtlara geçirmediğini öğrenmiş bulunuyoruz. Aylık olarak her eczaneye 7-8 bin ytl'lik reçete dağıtımı yapılırken başkanın eczanesine her ay 100 bin ytl'nin üzerinde dağıtımı yapılması gereken gruptan reçetenin usulsüz olarak gönderildiği ve her ay kayıtlara diğer eczaneler gibi 7-8 bin ytl'lik reçete aldığı şeklinde giriş yapıldığı da ortaya çıktı. Hatta söylentiler ayyuka çıktıktan sonra yerel gazetelere, "sırası gelen eczacılar reçeteleri karşılamak istemediği için hastaların mağdur olmaması adına 15-20 reçete fazladan karşıladığı" yönünde asılsız bir açıklama yaptı. Açıklama asılsızdır çünkü bu reçeteleri sırası gelen kişi karşılayamaz veya karşılamak istemezse sırada bir sonraki kişiye sorulur, reçete başkanın eczanesine gönderilmez. Ayrıca fazladan karşılanan reçete sayısının 15-20 değil 150-200 civarında olduğunu; uygulamanın başladığı Temmuz ayıyla Başkan'ın görevden ayrıldığı Ocak ayı arasındaki 6 aylık süreçte 500 bin YTL değerinde reçetenin fazladan Başkan'ın eczanesine gittiğini tahmin ediyoruz.

Bu konunun Türk Eczacılar Birliği (TEB) tarafından disiplin incelemesini gerektirdiği çok açık, fakat bu kişi şu anda TEB yönetiminde görev aldığı için bu disiplin incelemesinin ne kadar sağlıklı yürüyeceği oldukça şüpheli.

Bu bilgiler ışığında öğrenmek istediğim şudur: Oda başkanlığı yapan bir kişinin görevini kullanarak yukarıda belirtttiğim türden meslektaşlarına haksızlık eden ve kendi eczanesine fazladan kazanç sağlayan eylemi sadece disiplin yönünden mi soruşturulur? Meslek Birliğinin (TEB) incelemeyi tarafsız bir şekilde yapmasının güvencesi ne olabilir? Ve en önemlisi, bu eylemin TCK'da yeri var mıdır? Bir grup eczacı olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmayı düşünüyoruz ama doğru ve gerekli olup olmadığı konusunda birazcık tereddütlüyüz. Bu konuda değerli fikirleriniz ve önerilerinizden çok faydalanacağımız konusunda emin olabilirsiniz.
Hukuki Net ailesine en içten selamlarımla!