Akdevrim/Şiirler

[akdevrim]

elleri kan gözleri kan,
kalemi kan,sözleri kan,
hadi düş peşime dedi,
görüyorum izleri kan...

canım çok acıyor anne,
canım çok acıyor anne...

değilim çocuk parkında,
kimse değil ki farkında,
umutsuz yaşama derler,
güneş doğar mı yakında...

canım çok acıyor anne,
canım çok acıyor anne....

- - - Updated - - -

sorma niye yazdığımı?
yüreğimi ezdiğimi?
bu hayatan bezdiğimi?
anlatamam anlamazsın..
özlemimi, sonlamazsın!...

karlar yağmış,yaz bilmişim,
dolu gitmiş boş gelmişim,
kim demişki hoş gelmişim?
anlatamam anlamazsın...
özlemimi sonlamazsın...

akdevrim.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

- - - Updated - - -

söz mü işler taş kalbine...
kurşun sıksam bana döner...
ellerim boşlukta yine...
güneşim yıldızım söner...
dünyam döner başım döner...

akdevrim.istanbul.Atatürk hava limanı.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

- - - Updated - - -

bir kadındır fırat diçle çağlayan....
bir kadındır hayalime ağlayan...
bir kadındır yüreğimi dağlayan...
bir kadındır yakar beni boş yere,
bir kadındır ezmiş beni kaç kere...

hangisisin davran göster rengini,
işte buldum diyor musun dengini...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

[akdevrim]

ateş alev yanıyorum gördün mü?
gündüzler geceye karıştı yoksun,
aklına gelipde bir gün sordun mu?
melekle şeytanlar yarıştı yoksun...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlükdür....

- - - Updated - - -

site adminine teşekkür,ederim.yazdığım platformu özgürleştirdiği için..

akdevrim.21.Aralık.2016.istanbul.

[akdevrim]

ne yazarsam yazayım,
bir kendim duyuyorum,
cehennem ateşine
ruhumu koyuyorum...

sen kim bilir nerdesin?
kulaklar sağır kesin...
zehir gibi her besin,
zamanı boyuyorum...

bilmediğin bir yerde,
ben hala uyuyorum!...


akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

[akdevrim]

elim kalemi tutmuşdur,
tetik çekmez bundan sonra,
kötülüğü unutmuşdur,
kanı dökmez bundan sonra.

yanıma gel yada gelme,
yazdıklarımı bil bilme,
yüzüme gül yada gülme,
çaksam yakmaz bundan sonra.

gel şu efkarımı dağıt,
dostum kalem,defter kağıt,,
ömrümce yaksamda ağıt,
bir şey solmaz bundan sonra,

yazarım ben çizerim ben,,
sağda solda gezerim ben,
bu hayattan bezerim ben,
ne değişir bundan sonra.

akdevrim.istanbul.

[akdevrim]

Gülerken ağlarim,ağlarken güler,
bu gönül dünyamda bir kuzu meler,
gece derininde uykumu böler,
geceler,gündüzler zordayim dedim,
bir seni bekledim burdayim dedim...

Ne geldiğin var,ne düşündüğün,
hep yaptiklarinla istersen öğün,
sanki sabir taşi catladi göğün,
geceler gündüzler zordayim dedim,
bir seni bekledim burdayim dedim...


Akdevrim.istanbul.

[akdevrim]

geçtiğin nehirleri kurutmuş yüce Tanrı,
hayalimin ötesi sana yurt olsun dedim,
her gecen gün güç katmış sendeki güçe Tanrı,
irkildim korkdum senden,karşında sendeledim!...

neredesin kadınım sözcükleri duymazsın,
yaşamın karesinde beni birey saymazsın,
duygularımı benim teraziye koymazsın,
adeta kuzu gibi arkasından meledim!...

vicdan mahkemesinde sevgim yargıda şimdi,
kırbaclar iner kalkar ruhum sorguda şimdi...

AKDEVRİM.istanbul.
________
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ........

[akdevrim]

seneler uçma gitti,
ihtiyarladım kadın.
belleğin dehlizinde,
silinmez oldu adın.
başkası tarafından,
bilinmez oldu adın....

yazdığım kalem bile,
varlığını anlamaz,
senin için buluttan,
yere damla damlamaz...

günahın büyük kadın,
elin koynunda kalsın,
tabuttan cehenneme,
seni şeytanlar alsın.

buz tutan kutup gibi,
yaktığın mektup gibi,
sende yanasın dedim,
mezarından ansızın,
dirildi kalkdı Nedim,

bir evin catısından,
düşerek veda dedim...
dirilirken şu anda,
en büyük Hüda dedim...

atlamışsın catıdan,
güneşler henüz doğmaz,
bilmelisin batıdan...

gecenin bu saati,
ne yazarsın akdevrim.
sayki yalnız başına,
bir mezarsın akdevrim...



akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

- - - Updated - - -

değil mi kalem benim?
ne istersem yazarım.
sanma ıp ıssız yerde,
kimsesiz bir mezarım.

sen ki hainsin dedim...
yürekde kinsin dedim,
bıraktığım yıldızdan
yerlere insin dedim...

güçün yeterse kadın,
gündüzün gecelerden,
daha beterse kadın.

benim yandığım gibi,
ruhun ateşde yansın,
görünmeyen renklere,
hayallerin boyansın.

adımı bilme dedim,
ağlarken gülme dedim,
bulunduğum muhite
yanılıp gelme dedim...

akdevrim.istanbul.
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

[akdevrim]

.....hancı.....

soruyorum hancı yanıt versene,
kaç tane yolcunun kalbine girdin?
her gelip geceni tek tek görsene,
hiç onların derdi oldu mu derdin?...

alıpda akceyi yastık yaparsın,
bazı yolculardan bir huy kaparsın,
gurbetcinin dünyasından koparsın,
bütün hünerini yerlere serdin...

bir yolcu ağladı inledi gece,
ölürse parayı alamam dedin,
dudağında düğümlendi her hece,
ölüsünü burdan salamam dedin!...

bir başka gece de bir başka yolcu,
para pul yok dedi batmışım gardaş!...
ne sağcı olmuşum ne de bir solcu,
kalbimi çıkarıp atmışım gardaş!...

seslendin her gelip gecene bir gün,
acıdan acıyı icene bir gün,
sılasından kacıp göcene bir gün...
gün gelir düşerim bende demedin...

babana kalmayan kocaman mekan,
sana hiç kalır mı çıkarsın zekan?
hancı bir araya gelmezmiş yakan,
bu dünyadan başka bir şey görmedin!...

gün kayar yıldızlar geceye dolar,
parlamış bir ata tutulmaz yular,
çicekler bahcede,saksıda solar,
candan dostun yokdu,işte vermedin...

başının üstünde bir maşattaşı,
hancı bekler seni en son arzuyla,
hiç kimsenin olmaz bir arkadaşı,
alınmaz satılmaz bir şey parayla...

ayağını ona göre ayarla,
parasını alma birinin zorla,
günahın çekilmez beş altı tırla,
hancı bir camiye neden girmedin?...

ölümün nefesi ensende şimdi,
hızlı bir hayatın ansızın dindi,
hancının selası okundu dendi,
görmem senin için akan göz yaşı...

akdevrim dersini çıkar şimdiden,
geriye dönmedi baksana giden,
nefeslerin donar bir gün aniden,
hancının halini neden görmedin?...

akdevrim
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ......

[akdevrim]

gecen dakıkalarım,
şimdi neredesiniz?

akdevrim.istanbul.

- - - Updated - - -

gecen dakıkalarım,
şimdi neredesiniz?

akdevrim.istanbul.

[akdevrim]

Yusuf Uğurlu
BİLİYOR MUSUNUZ?

“1923' te Türkiye'de;
Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
Traktör sıfırdı, karasaban’dı.
5 bin köyde sığır vebası vardı.
Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.
İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu,
Bebek ölüm oranı yüzde 48’di, yani her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
Memlekette sadece 337 doktor vardı.
Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8’i Türk’tü.
Diş hekimi, sıfırdı.
Dört hemşire vardı.
40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
Ortalama ömür 40’tı.
Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bin. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu.
Kiremit bile ithaldi. Adı; Marsilya kiremidiydi.
Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
Toplam sermayenin sadece yüzde 15’i Türk’tü.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri…
Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta vardı.
Otomobil sayısı bin 490’dı.
Sadece dört şehirde özel otomobil vardı.
Veremle boğuşan halk, ahırda yatarken…
Bugün bazılarının yere göğe sığdıramadığı Abdülhamid’in 16 tane eşi vardı: Nazikeda, Safinaz, Dilpesent, Peyveste, Nazlıyar, Bidar, Mezide, Emsalinur Hanım... 16 tane… Yaş itibariyle, tamamı çocuktu.
Abdülmecid’in 22 eşi vardı. Ahali ineğine verecek saman bulamazken, o sarayında iki futbol takımı kadar kadınla yatıyordu.
Kadın, insan değildi.
Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.
Arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.
Kimisi alaturka saat’i kullanıyor, güneşin battığı anı 12:00 kabul ediyordu.
Kimisi zevali saat’i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12:00 kabul ediyordu.
Kimisi güneş batarken grubi saat’i esas alıyordu,
Kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat’i esas alıyordu.
“Saat kaç birader?” diye sorduğunda, her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.,
Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi Rumi takvim kullanıyordu. Kimisinin Şubat’ı kimisinin Aralık’ına denk geliyordu. Herkes aynı zaman dilimindeydi, ama farklı aylarda yaşıyordu!
Dirhem, okka, çeki vardı. Arşın, kulaç, fersah vardı. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz… Ölçülerimiz ortaçağ’dı.
Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
Toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi. Ülke bilim’den çoook uzaktı.
600 sene boyunca Türkçenin ırzına geçilmiş, Osmanlıca denilmişti. Arapça, Farsça, Fransızca, İtalyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti. Karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan Arapçayla Türkçe yazmaya çalışıyorlardı.
“Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik” deniyor ya…
İbrahim Müteferrika’dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? Sadece 417’ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteteferrika da devşirmeydi, Macar’dı.
Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, 5 milyar adet satılmıştı.
Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: “İstanbul’da bir yılda yazılanlar, Paris’te bir günde yazılanlardan azdır!”
Ve neymiş efendim, mezar taşı okuyacakmış…
Sen önce iki tane kitap oku da, dünyadan haberin olsun biraz

alıntı
------------------
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda malûp olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür ....