ZEUGMADA iMKANSIZ BİR AŞK
PARTENOPE VE METİOX

Alev kızılı bukleli saçları omuzlarından aşağı süzülüyordu başında altından bir taç vardı.İnce bilekleri altın halhallarla süslenmişti parmaklarının üzerinde birkaç adım attı … Onun yürüyüp geçtiği yerlerden bembeyaz ve kıpkızıl çiçekler püskürüyor; yer ve gök onun parlaklığıyla ışıyordu Yardımcısına döndü.
-Haydi Parthenope sana verdiğim bitki yağlarıyla tenimi yağlamanı istiyorum.
Ardından uzandı
Parthenope yağdan avucuna biraz akıtıp onu yağlamaya başladı
Bembeyaz ipek gibi bir teni vardı .O şüphesiz Tanrıçaların en güzeli Afrodit’ti
Babası Gök tanrısı Uranos gecenin karanlığında toprağın üzerinde keyifle uyumakta iken sarılma anında Kronos tarafından hayaları koparıldı. Kesilmiş erkeklik organı uzun süre denizin dalgalarında yüzdü: hayalarındaki tohumlarla Deniz’in köpüklerinden güzeller güzeli bir kız çocuk dünyaya geldi. Ve ona Grekçe “köpük” anlamına gelen “afr”dan türeme, Afrodit adını verdiler Köpüklerin çocuğu Afrodit”in yanına, elindeki yay ve oklarla Arzu Tanrısı Eros geldi. Daha sonra gelen Dört Mevsim tanrıçaları, Afrodit’i giydirip kuşattılar; bazı tanrıçalar da takılar takıp alladılar pulladılar…Sonra ellerinden tutup hep birlikte onu Kıbrıs’ta karaya çıkardılar. Oradan da Olimpos’taki tanrılar sarayına doğru uğurladılar.. Olimpos’taki saraya vardığında da, toplantı halindeki tanrılar, Afrodit’i karşılarında görünce hemen ayağa kalktılar. Tanrı ve tanrıçalar, o ana dek hiç görmedikleri böylesi bir güzellik karşısında şaşkına dönmüşlerdi
Afrodit aşk tanrıçasıydı .İnsanların birbirlerine sevgi ile yaklaşması için üzerlerine aşk iksirini damlatırdı
Parthenope kendini bildi bileli onun yanındaydı onu yağlar.saçlarını tarar elbiselerini giydirirdi.
Yağlanma sırası bacaklarına geldiğinde Afrodit ona doğru döndü.Sen de çok hoş bir genç kız oldun Parthenope evlenme vaktin geldi dedi.
Utançtan yüzü kıpkırmızı olan Partenope başını önüne eğdi.Lütfen böyle konuşmayın efendim.Ben evlenemem biliyorsunuz Yıllarca evvel etmiş olduğum bekaret yeminim var.
Ahh Partenope bırak bu çocukça şeyleri Mozaik ustası gence nasıl baktığını görmediğimi mi sanıyorsun ?
Partenope’nin yüzü biraz daha kızardı.Evet villanın duvarlarına mozaik işlemesi yapan Metiokhos’a aşık olmuştu, ama evvelce etmiş olduğu bekaret yeminini O’nun uğruna bozmayı da içine sindiremiyordu.Üstelik Parthenope nin varlığından bile habersiz görünüyordu.
O, çalışırken partenopenin hayranlıkla onu izlediğini hiç fark etmiyordu bile
Sadece su ve yiyecek gibi bir ihtiyacı olduğunda ona sesleniyor sonra işinin başına dönüyordu.Parthenope onun için çalıştığı villardan birinin hizmetçisiydi o kadar
-Evet Metiox’u ümitsizce sevdiğim doğrudur bu benim için imkansız bir şey ama biliyorsunuz ki benim annem,babam….
Afrodit. Sözünü kesti.
…..Tamam Parthenope hatırlatmana gerek yok biliyorsun ki Eros annen ve babanın yüreğine sevgi tohumlarını benim isteğimle ekmişti.Evet kabul ediyorum bu bir hataydı Bazen tanrılarda hata yapabilir değil mi? Kutsal şarabı çokça içmiştim anne ve babanın birlikteliği o anda bana iyi bir fikir gibi gözükmüştü.
İsteseydiniz Mutlu olmalarına izin verirdiniz efendim.
Hayır Partenope anlamıyorsun İstesemde veremezdim.Baban çok iyi bir savaşçıydı onun resmi bir aile kurması çocuk sahibi olması yasaklanmıştı.Aşık olan bir savaşçı hiçbir zaman görevini tam olarak yerine getiremez korkusuz olamaz bunu diğer tanrılara kabul ettirmem mümkün değildi..
Uyarılarımı dinleselerdi şu anda ikiside yaşıyor olacaktı ama baban anneni ve seni bırakmak istemedi.o anneni çok sevmişti.
Bunları daha önce de konuşmuşlardı Fakat her seferinde de hissettiği acı daha da artıyordu.
Annesi ve babası Hayatlarına son vererek aşklarını ebedileştirmeyi tercih etmişlerdi.Son defa hiç ayrılmamak üzere el ele tutuşmuş kendilerini Nehrin sularına bırakmışlardı.
Partenope çok üzülüyordu İnsanın kendi kendine hayatına son vermesi çok büyük günahtı kendisi bekaret yemini ederek annesi ve babasının ruhlarının affedilmesini sağlamak istiyordu ve bundan hiçbir aşk uğruna vaz geçemezdi bunu anne ve babasına borçlu olduğunu düşünüyordu
Partenope yanaklarından süzülen bir damla yaşı usulca sildi.Başını dikleştirdi Hayır efendim kararım kesindir evlenmek istemiyorum.
Afrodit çok hiddetlenmiş görünüyordu
-Annenin ve babanın ölümü yüzünden .bana kızgın olduğunu biliyorum seni kollarıma aldığımda küçücük bir bebektin.senden hiç bir şey gizlemedim.Korudum.Büyüttüm.bu yaşa getirdim yaptığım hatanın bedelini ödedim.
Şimdi de sen emirlerime karşı gelmeyeceksin.Eros gidip Metiox’un seni sevmesi için ona aşk iksiri verecek.
Partenope Afroditin giyinmesine yardım ederken Afrodit başıyla Eros’a işaret etti.
Eros pelerininin eteklerini savura savura odadan çıktı
Partenope çok çaresiz olduğunu biliyordu yapabileceği pek bir şey yoktu Eros iksiri Metiox’a hemen verecek olursa metiox’un bu gece yanına geleceğini biliyordu Uzun zamandır Afrodit’in yanındaydı Ve buna benzer olayları çokça görmüştü.İşin en kötü tarafı Metiox’un ona gelmesini kendi de çok istiyordu
Kendi kendine ama böyle değil ,iksirle değil,Metiox beni kendi isteğiyle sevmeliydi.Bunu kabul edemem diye mırıldandı
İşini bitirince odasına çekildi.Aklına hiç bir çare gelmiyordu. tutkusundan dolayı kendini suçlu buluyordu.. Uzun sapsarı samur saçlarının örgüsünü çözdü saçlarından bir tutam avucuna aldı kokladı mis gibi bahar çiçekleri kokuyordu Kokulu çiçeklerle banyo yapmayı Tanrıça Afrodit ten öğrenmişti.Ani bir kararlılıkla elindeki saç tutamını dibinden kesti İçinden Dünyalar güzeli afroditin çirkin hizmetçisi diye düşündü bu ona güç verdi ve saçlarının tümünü dibinden kesti.Bu haliyle hiçbir iksir ‘in kimseyi kendisine aşık ettiremeyeceğini düşünüyordu.
Zaman geçmek bilmiyordu.Belki Afrodit yalvarmalarına dayanamamış ve Eros’un Metiox’a iksir vermesinden vaz geçmişti. Yoksa bu saate kadar Metiox’un gelmiş olması gerekirdi.
İçi sıkıldı bahçeye çıkmaya karar verdi
Hava iyice kararmıştı bulutsuz bir geceydi yıldızlar pırıl pırıl parlıyorlar sanki diğer günlerden bu gün daha fazlaydılar.Ay bir tepsi gibiydi.Başka zaman olsa bu görüntüden çok hoşlanırdı ama bu gece içinin sıkıntısı dağılmıyordu işte.
Ağaçların arasında dolaşmaya başladı.Tam o sırada arkasında kuru bir dalın çıtırtısını duydu irkilerek döndü
Ve o anda Metiox’la göz göze geldi.
Umutları boşa çıkmıştı Metiox gelmişti demek.
Eli bir anda saçlarına gitti.sonra onların artık orada olmadıklarını hatırladı kimbilir ne kadar çirkin görünüyordu.Yüzü kızardı.
-Seninle konuşmak istiyorum Partenope
-Konuşmamıza gerek yok Metiox neden buraya geldiğini biliyorum.
-Hayır bildiğini sanmıyorum
-Beni sevdiğini ve evlenmek istediği söyleyeceksin değil mi.sen yorulma ben peşinen söyleyeyim.
İs-te-mi-yo-rum
-Ama neden bu kadar kesin konuşuyorsun daha bir şey söylemedim ki
-Tanrılar aşkına Metiox şu halime bir baksana yeni yetme bir oğlan çocuğu gibiyim beni bu halimle kim sevebilir ki.Daha düne kadar varlığımdan bile haberdar değildin.Bunları yapan Afrodit görmüyor musun.?
Metiox aptallaşmış gibi görünüyordu
-Evet saçların yok ama önemli değil yine uzar.Seni seviyorum Partenope Lütfen evlen benimle.
Partenope o anda söyleyeceği hiçbir şeyin anlaşılmayacağını anladı.Arkasını döndü koşar adımlarla villadan içeri girdi.
Gün ışımaya başladığında Partenope hala odasında ağlıyordu.Yapabileceği hiç bir şey yoktu ve o hiç istemesede yeminine sadık kalmak zorundaydı.
Kalktı hazırlanmaya başladı Kararını vermişti ve gün ışımadan yola koyulmalıydı Campania’ya Dionysos’un yanına gidecekti.
***************

Dionysos...çapkın Tanrı zeus ile insan irkindan bir Kadının cocuguydu ve bu yüzden yarı tanrıydı..
Zeusun Karısı Hera nin kiskancligi yuzunden lanetlenmisti
Dionysos şarap tanrısıydı ilk şarabı onun yaptığı söyleniyordu ayni zamanda homoseksuellik tanrisiydı...zeus ile yani babasi ile bile yattigi soyleniyordu.
.yumusak ve tuysuz hafif kasli vucudu ve bukleli uzun saclari ile kiz gibi cirkin bir görüntüsü vardı. Annesi semele’nin Zeus'un gerçek yüzünü görüp onun ışığıyla yanması üzerine annesinin rahminden henüz doğma zamanı gelmeden fırlamış ve Zeus onu alarak doğacağı zamana kadar kadar kalçasında büyütmüş, zamanı gelince de çıkararak peri kızlarına teslim etmişti.

************

Dionysos’un kahkahası Sinir bozucuydu.
Kalk dedi Partenopeye
Demek Afroditten kaçıp bana sığınmak İstiyorsun Biliyorsun ki O bir tanrı oysa benim sadece Babam bir tanrı sende duymuşsundur annem bir insandı
onun Güçleri yanında benimkilerinin zayıf kalacağını biliyorsun
Partenope dizlerinin üzerine çökmüş başı önünde Dionysos’a bakmadan konuşuyordu.
Bunu biliyorum Ben sadece beni burada saklamanızı istiyorum Sizden başka sığınacak bir yerim yok.Kendimi Size adarım her türlü hizmeti görür şarap yapmanıza yardımcı olurum ne olur bana yardım edin dedi.
Dionysos
-Seni Başkası da saklayabilirdi.neden bana geldin dedi.
Partenope ona bekaret yemininden bahsetti onun yaşayabileceği en güvenli yer Dionysos’un yanıydı. Çünkü o kadınlara ilgi duymuyordu.
Dionysos Partenopeye doğru birkaç adım attı Eğilip Kolunun üst kısmından tutarak kalkmasına yardım etti.
-Diğer rahibelerin yanına git onlar sana neler yapman gerektiğini söyleyecekler.Ama biliyorsun Afroditten kaçamazsın mutlaka gelip seni götürmek isteyecektir.

************

Parthenope kısa sürede buraya uyum sağlamıştı.Bunda diğer rahibelerin de katkısı çok Büyüktü.Ellerinden geleni yapmış ona her şeyi öğretmişlerdi.Partenope artık kendi başına şarap yapıyordu Hatta başka insanlara bile öğretir duruma gelmişti.Dionysos’unda en sevdiği hizmetçisiydi.Diğer İşlere önceki hayatından alışıktı fakat O, o günleri hatırlamayı hiç istemiyor.bulunma korkusu ve Metiox’un aşkı yüreğinin bir tarafını sürekli kavuruyordu.Böyle zamanlarda kendini deli gibi işine veriyor şarap yapımında iyice ustalaşıyordu.

Partenope gittikten sonra Metiox bir türlü kendine gelemedi.Sürekli onu düşünüyor onun hayaliyle yaşıyordu.
Partenopenin hayalinde kalan görüntüsünü bir mozaiğine nakşetmişti. dünyada beraber olamamışlardı ama hiç değilse yapmış olduğu mozaikte birlikteydiler.Mozaiği Afrodit’in villasının tabanına yapmıştı.Her sabah uğrayarak Partenopeden bir haber olup olmadığını soruyordu.
Afroditin Alev saçan gözleri.Sıkılmış yumruğu ve dişlerinin arasından yok diye tıslayışı onu her sabah tekrar tekrar öldürüyordu.
Afrodit Partenopenin Kaçışına çok kızmıştı.Öfkesini güçlükle kontrol ediyordu.
-Partenopeden Haber yok ama merak etme mutlaka bulacağım onu ve cezasını kendi ellerimle vereceğim demişti..
Bu Metiox’u çok korkutmuş ne olur Afrodit bulduğunda onu bana ver dediğinde Verdiği yanıt
-Merak etme Metiox onu sana verdiğimde artık sen bile istemiyor olacaksın. Olmuştu.
****************

İçeriden gelen seslere kulak kabarttı.
-Burada olduğunu biliyorum Dionysos. Saklama ver onu diyorum sana
Dionysos’un Bile Afrodit’in güzelliği karşısında nutku tutulmuştu.Gözlerini Alev Kızılı bukleli saçlarından köpük beyazı teninden ayıramıyordu.kendini toparladı
Hayır Afrodit gelmek istemiyor ve o buradan ayrılmak istemediği sürece benimle kalacak.Onu kendi isteği doğrultusunda Metiox’la asla birleşmemeleri için lanetledim.Bu aşk lanetli artık Asla birleşemeyecekler.
Afrodit’in kahkahası İçeriden rahatlıkla duyuluyordu.
Alev kızıl saçlarını savurdu.
-Ben bir tanrıyım Dionysos Benim güçlerimin yanında senin uyduruk lanetlerinin hiçbir önemi olmadığını bilmiyormusun.
Partenope artık kurtuluşu olmadığını sezinliyordu.Daha fazla uzatmamasının Kendisine Kucak açan bu insanlarla Dionysos’un Zor durumda kalmasına sebebiyet vermemesi gerektiğini düşündü.
Ağır adımlarla odadan içeri girdi.
Tamam Buradayım rahat bırakın onları kendi isteğimle geldim ne isterseniz yapabilirsiniz.artık bana dedi.
Afrodit alev saçan güzel gözlerini Partenopeye çevirdi.
-Affedilmez hata yaptın Partenope emirlerime karşı gelmeye nasıl cesaret edebildin.Sende baban gibi İnatçısın bunun cezasını çekeceksin elbette.Aşkınızı Sonsuza dek sürmesi için lanetliyorum ruhlarınız Dionysos’a rağmen asla ayrılamayacak dedi. O’nu kuş vücutlu kadın başlı deniz ifriti olan Siren’e dönüştürdü.
Tüm Bu olan biten sırasında Partenope Afrodit’in arkasında bulunan Metiox’tan Bir an Olsun gözünü ayırmamıştı.Söylenenlerin hiç birini duymuyordu adeta kendisine ne olacağı umrunda bile değildi.
Ama şimdi Afrodit onu bir deniz İfriti olan sirene dönüştürmüştü.Ve o Metiox’un gözlerindeki acı dolu ifade karşısında Kendini küçük düşmüş hissediyordu.Kanatlarını çırparak havalandı.Arkasından Seslenen Metiox’un sesini duymuyordu bile bir an önce uçup ait olduğu yere varmalıydı.O uçtu Metiox bir an olsun onu takip etmekten vaz geçmedi.Denize ulaştığında Metiox’un gelip onu bulacağını biliyordu.Çok çaresizdi yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı
Kanatlarına söyle bir baktı artık elleri yoktu.Göz yaşlarını bile silemiyordu artık.Metioxun onu bu halde görmesine daha fazla katlanamazdı.Artık Dinysos’un lanetinin gerçekleşmesinin vakti gelmişti.
-Anneciğim,babacığım yıllar sonra sizinle aynı kaderi paylaşmam ne kadar acı Çok büyük günah olduğunu biliyorum ama yapacak başka bir şeyim yok Tanrılar beni affetsin diyerek Gözyaşları içinde kendini denizin dalgalarına teslim etti.Hiç direnmedi,çırpınmadı
biran önce her şey bitsin istiyordu.Sadece Metiox’u düşünüyordu Elveda büyük Aşkım sonsuza kadar elveda.
************
Partenope’nin ölümünden sonra Metiox hiç düzelemedi.Bir daha hiç aşık olmadı yuva kurmadı çocukları olmadı Mozaik de yapmadı.Amaçsız.biçare Partenopesine kavuşacağı ölüm gününü bekledi o gün geldiğinde sonsuza kadar beraber olacaklarını biliyordu.
Hiç değilse yapmış olduğu Mozaikte beraberdiler orada hiç ayrılmamışlardı.
*********
Yıl 1964
Gaziantep Arkeoloji Müzesi ve Avustralya Üniversitesi`nden Prof. Dr. David Kennedy tarafından 1993 yılında Belkıs Zeugma antik kentinde yapılan kurtarma kazısı sırasında, Kelekağzı mevkiinin doğusundaki tepede ulaşılan ilk Roma villasının taban mozaik döşemesinin bir bölümünün kaçakçılar tarafından kaçırıldığı belirlendi. Mozaiğin, sökülen kısmına (?) işareti konularak sergilenen bölümündeki harflerden yola çıkılarak yapılan inceleme sonrası, yurtdışına götürülen resimlerin, ölümsüz 2 aşık Partenope ile Metiox`a ait olduğu anlaşıldı. Yöre sakinlerinin ifadelerine göre, mozaik tabanının bordür içindeki 2 figüre ait torso kısımların, 1964 yılında çalındığı ortaya çıkarıldı.

Yıl 1997
Mozaiğin kaçırılan bölümünün nerede olduğu araştırılırken, hiç beklenmedik bir yerden gelen bilgi, dikkatleri ABD`nin Houston kentindeki Rice Üniversitesi Menil Collection`a çekti. sergilenen 2 mozaik parçasının Türkiye menşeli olabileceğini düşünen Kanadalı mozaik uzmanı Sheila Campbell, fotoğrafını çekerek Kültür Bakanlığı`na gönderdi ve Partenope ve Metiox`un yıllar süren ayrılığını sona erdirecek süreci başlattı. ``sizdeki parçayı bize verin, birleştirip restore edelim, bir süre sergiledikten sonra bütünüyle iade edelim`` önerisi Türkiye tarafından kabul edilmedi ve dönüş süreci başladı.
Belkıs Zeugma`dan kaçırılan mozaik, Houston`a giden Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü arkeologlarından Esra Akça tarafından teslim alınarak, 19 Haziran`da Türkiye`ye getirildi. Gaziantep`e 2 sandık içerisinde getirilen mozaikler, toprağına, müzede bulunan parçasına kavuştu. Bir aşk hikayesinin 2 kahramanı olan Partenope ve Metiox, uzun yıllar sonra da olsa, hayat alanlarına döndüler.

Sonsuza dek ait oldukları yerde Kalmaları dileğiyle.

KAYNAK
http://www.zeugmaweb.com/zeugma/oyku_23.htm