Sayın Orhan Ercan dikkatlerine, Ankara, 12.01.1988
Konu: .Gözlük
Pek Muhterem Orhan Ercan bey kardeşim,

8 ocak 1988 tarihinde lütfedip beni evinizde misafir etmiştiniz. Pek büyük bir şanssızlık neticesinde ve biraz da acele etmemden sebeple, gözlüğümü kıymetli evinizin nadide banyosunda unutmuş bulunmaktayım. Binaenaleyh, zamanınızı almaktan son derece müteessir olmakla beraber, gözlüksüzlüğün ne denli zor bir durum olduğunu takdir edeceğinizi ümid etmekten başka yapacak bir şeyim yoktur. Pervasız misalimi mazur görün, bir nev-i yarım insan gibi addediyorum gözlüksüzken kendimi efendim. Kıymetli zamanınızdan bir kısmını ayırarak, gözlüğümü yurtiçi kargo marifetiyle tarafıma gönderebilirseniz (misal, bir diş macunu kutusuna koyup gönderebilirsiniz) size olan minnetimin ziyadesiyle artacağını arz ederim efendim.
Not: Kargo mesarifleri bizzat tarafımdan ödenecektir. Saygı ve muhabbetlerimle kucaklarım,

Muharrem Ensari
--------------------------------------------------------------
Sayın Muharrem Ensari dikkatlerine, İstanbul, 13.01.1988
Konu: Gözlük
Aziz dostum Muharrem Ensari bey,

Gözlüğünüzü bizim fakirhanenin banyosunda unutmuş ve dolayısiyle zor bir durumda kalmış olmanızı büyük bir teessürle müşahede ettim. Filhakika bu sabah, zevcem Belkıs hanımefendi, gözlüğünüzü banyoda bulduklarını bana söylemişlerdir. Kendisinin bana bildirirken yüzünün kızardığı bir başka gerçekten yola çıkarak anladımki, gözlüğün unutkanlık ve acelecilik sebebiyle banyoda kaldığı aşikardır, zira sifon da çekilmemiştir. Netice itibariyle, pek tabii ki kıymetli gözlüğünüzü tarafınıza yollayacağım (omo kutusuyla göndermem daha yerinde olacaktır kanaatindeyim, diş macunu kutusunda gözlüğünüz kırılabilir maazallah). Ancak, bahis açılmışken izninizle benimde küçük bir istirhamım olacak. Daha öncede defaten arz ettiğim ve tahmin ediyorum ki sizin de unutmuş olabileceğiniz gibi, 1985 senesinin kasım ayında evinizde kalmış olan esvablarımın tarafıma gönderilmesi, bu iki önemsiz ve fakat can sıkıcı tesadüfün aynı anda tatlıya bağlanmasına vesile olacaktır.
Not: Kargo masrafları küçük bir detaydır, ehemmiyetsizdir, size bir şey olmasın. Muhabbetle kucaklarım,

Orhan Ercan
--------------------------------------------------------------------
Sayın Orhan Ercan dikkatlerine, Ankara, 14.01.1988
Konu: Gözlük
Pek muhterem Orhan Ercan beyciğim,

dün göndermiş olduğunuz faks mesajınızı aldım, teşekkür ederim, teveccüh buyurmuşsunuz efendim. Esvablarınızın size gönderilmemesindeki ihmalkarlığım affedilecek cinsten değildir. Faksınızı okurken bir kez daha utandığımı arz etmek isterim. Amma velakin, nur içinde yatsın, cebir müderrisimiz Edib beyin de söylediği gibi elmalarla armutların toplanmaması icab eder. Gözlüğün ehemmiyetiyle, birkaç parça esvabın ehemmiyeti kıyaslanmamalıdır. Zira siz esvablarınız olmadan da örtünebilirken, benim gözlüksüz "Yüce Mevlam dostlardan uzak eylesin" bir amadan farkım kalmamıştır. Gözlüğüm olmadan esvablarınızın, evin hangi köşesinde olduğunu bulabileceğim dahi şüphelidir. Mevzua pek iyi bildiğim aklıseliminizle bakacağınızdan eminim efendim.
Not: Zevceniz hanımefendiye en derin hürmetlerimi iletiniz efendim, sifonu çektim lakin zannederim ki şamandrası bozuktu, çalışmadı. Sevgi ve muhabbetle kucaklarım,

Muharrem Ensari
------------------------------------------------------------
Sayın Muharrem Ensari dikkatlerine, İstanbul, 15.01.1988
Konu: Gözlük
Muharrem beyciğim,

faksınızı aldım, teşekkür ederim ne rahmetle hatırladığımız cebir müderrisimiz edib beyin, ne de cebirin, mevzumuzla bir alakası olduğu kanaatindeyim. Yok eğer mevzumuz cebir ise biz ne der idik unuttum, şimdiki talebelerin fonksiyon tabir ettiği şeyi nazari dikkate alacak olursak, a * x = b*y+c misalinde olduğu gibi x in değeri ilk evvela y daha sonrada a,b ve c gibi değerlerle alakalıdır. Bu misalin ana fikri şudur; Ne ekersen onu biçersin. Yani siz doğru dürüst bir y olsa idiniz x de ixliğini bilir sizin gözlüğünüzü memnuniyetle gönderir idi.
Not: Belkıs’ında selamı var. Muhabbetle ellerinizi sıkarım.

Orhan Ercan
-----------------------------------------------------------
Sayın, Orhan Ercan dikkatlerine Ankara, 16.01.1988
Konu: Gözlük

Orhan bey,

faksınızı aldım. Muhtemelen eskiciden alınmış olan değersiz esvabların, bir ihtiyarın sıhhati ile oynamak için alet ediliyor oluşunu ibretle takip ediyorum. Gözlüğümü çerçevesiyle beraber (safilodur) acilen tarafıma göndermenizi aksi halde dalağınızla cima etmek mecburiyetinde kalacağımı binnetice arz ederim.
Not: Belkıs hanım’a bir şey olmasın. Hışımla ellerinizi sıkarım.

Muharrem Ensari
--------------------------------------------------------------

Sayın Muharrem Ensari dikkatlerine, İstanbul 17.01.1988
Konu: Gözlük

Muharrem,

faksını aldım. Hoşt köpek. Mevzuu daha fazla dallandırıp budaklandırmanın alemi yok, ne ka ekmek o ka köfte. Gönder esvabları al gözlüğü.
Not: Bu işe Belkıs’ı karıştırma, Allah belanı versin,

Orhan Ercan
------------------------------------------------------------------

Sayın Orhan Ercan dikkatlerine Ankara 18.01.1988
Konu: Gözlük

Orhan öküzü,

küstah faksını aldım. Köpek senin babandır, nur içinde yatsın, enik! Esvablarını banyo sobasında yaktım. Gözlüğü bedenindeki en münasip deliğe sok.
Not: Belkıs’ın neler karıştırdığını bilseydin keşke. Afyon vali muavini Ekrem bey’i bir sor bakalım kendisine. Helvanı yeriz inşaallah.

Muharrem Ensari
--------------------------------------------------------------

Sayın Muharrem Ensari dikkatlerine, İstanbul 19.01.1988
Konu: Gözlük
Salak Muharrem,

gözlüğü sattım. Epeyde para etti mubarek. İki kat yeni esvab aldım kendime. Benim bu işte karıdan gayrı bir ziyanım olmadı, bu yaştan sonra da karıyı neyleyim, kovdum orospuyu kurtuldum zaar, olan senin gözlüğe oldu.

Not: O ekrem itini görürsen söyle, onunla görülecek hesabım var. Tez vakitte geberesin.

Orhan Ercan