Bir arkadaşım karısının açtığı boşanma davası süresince karısına tedbir nafakası ödedi. Kusuru olmadığından, asıl kusurlu karısı olduğu için boşanma talebi reddedildi. Yargıtay da kararı onadı.
Artık tedbir nafakası ödemiyor. Dava dosyası eşinin kusurlarını açıkça ortaya koyuyor.
1. Şimdi o dava açsa bu dava boyunca tedbir nafakası ödemesi söz konusu olur mu?
2. 3 yıl sonra karısı 3 yıllık ayrılığa dayanarak dava açsa, yine tedbir nafakası bağlanması söz konusu olur mu?
Dediğim gibi dosyada karşı tarafın kusuru sabit. Karşı taraf kötü niyetli, tek amaçları arkadaşımdan daha fazla para koparmak. Bu yüzden zaten yargıtaya götürmüşlerdi.
Hukuki NET Güncel Haber
Konu ma_cera tarafından (19-06-2007 Saat 10:24:10 ) de değiştirilmiştir.
Aşağıdaki 2 yargıtay kararına göre:
1. 3 yıllık fiili ayrılığa dayanarak boşanma davası açılırsa, davası reddedilen taraf tam kusurlu olur.
2. Karşı tarafın talebi halinde uygun bir maddi tazminata karar verilir.
Bu iki karardan yola çıkarak, tam emin olmamakla birlikte 3 yıllık fiili ayrılığa dayanarak davası reddilen tarafın açtığı davada, davacının talep edeceği tedbir nafakasının da reddedileceğini düşünüyorum.
TMK 166/son da kusur araştırması yapılmasına gerek yok. Evlilik birliğinin 3 yıl içinde kurulamamış olması yeterlidir. Tazminatlar yönünden, red edilen davada yapılan kusur tespiti esas niteliktedir.Yeni olay- delil- kusur tespiti gerekmez. Boşanma nedeniyle maddi- manevi tazminat talep etmek için dava açma zorunluluğu yoktur. Bu talepler boşanmasın ferisi niteliğinde olmakla, davalıda talep edebilir.
YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 23.6.2003 Esas: 2003/8470 Karar: 2003/9338
TMK.`nın 166/son Maddesine Dayanan Boşanma Davalarında 3 Yıl Biraraya Gelinmemişse Kusur Durumu Dikkate Alınmaksızın Boşanmaya Karar Verilmelidir
Özet:Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davalarında, boşanma davasının reddinden sonra eşler 3 yıl bir araya gelmemişlerse boşanmaya karar verilmesi gerekir. Boşanmanın ferileri ile ilgili olan kusur durumu dikkate alınarak redde karar verilmesi hatalıdır.
- 4721 sayılı TÜRK MEDENİ KANUNU m.166
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanan boşanma davası olup, tarafların red ile sonuçlanan ilk davadan sonra 3 yıl biraraya gelmedikleri toplanan delillerle sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken, boşanmanın fer`ileri ile ilgili olan kusur durumunun nazara alınarak davanın red edilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Temyize konu kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 23.6.2003.
YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 27.4.1998 Esas: 1998/3787 Karar: 1998/4945
Boşanma Davası Açan ve Davası Reddedilen Kişinin Fiili Ayrılık Nedeniyle Açtığı Davadaki Kusur Durumu Maddi Tazminat
Özet: Boşanma davası açan ve açtığı davası reddedilen kişi başkaca bir olay ortaya koyup ispat etmedikçe fiili ayrılık davasını açan kişi de olsa tamamen kusurludur. Boşanma yüzünden mevcut ve hatta muntazar menfaatleri haleldar olan kabahatsiz eş, kabahatli eşten maddi tazminat isteyebilir. Dosyada toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusuru olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu kadın, en azından eşinin desteğini yitirmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, kadın lehine uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmadan karar tesisi bozma nedenidir.
- 743 sayılı TÜRK KANUNU MEDENİSİ ( MÜLGA ) m.134/4,143
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm tazminat ve nafaka yönleri temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Kesinleşen boşanma konusunda yeniden hüküm kurulması doğru değilse de, bu yön, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış, yanılgıya işaret edinilmekle yetinilmiştir.
2- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- İştirak nafakası velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakımına katkısı için verilir. Oysa yoksulluk nafakası boşanma yüzünden yoksulluğa düşen ve kusuru daha az olan eşe verilir. Bu nedenle mahiyetleri farklıdır. O halde davalıya yoksulluk nafakası hükmedilecek yerde iştirak nafakasına hükmolunması bozma nedenidir.
4- Boşanma davası açan ve davası reddedilen davacı daha sonra Medeni Kanun`un 134/4. maddesi uyarınca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur.
Medeni Kanun`un 143/1. maddesi mevcut ve hatta muntazar (beklenen) bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsız karı veya kocanın, kabahatli olan taraftan maddi tazminat isteyebileceğini, 152. maddesi de, evin seçimi, karı ve çocukların uygun biçimde geçindirilmesinin kocaya ait olduğunu öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu kadın, en az eşinin desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi (MK mad.4) dikkate alınarak, kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1- Hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu kesimlerine yönelik temyiz itirazlarının 2. bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,
2- Hükmün 3 ve 4. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 27.4.1998 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.
Konu sdt23 tarafından (08-03-2008 Saat 23:35:08 ) de değiştirilmiştir.
Ben Yargıtay kararlarından 3 yıllık fiili ayrılık sonucu yeniden boşanma davası açan eşin, tam kusurlu oluşunun ya da tazminat ödemek zorunluluğunun her olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi sonucu varılacak bir kanı olduğunu anladım. Bu konuda bir genelleme yapılamaz gibi geldi bana.
Ben Yargıtay kararlarından 3 yıllık fiili ayrılık sonucu yeniden boşanma davası açan eşin, tam kusurlu oluşunun ya da tazminat ödemek zorunluluğunun her olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi sonucu varılacak bir kanı olduğunu anladım. Bu konuda bir genelleme yapılamaz gibi geldi bana.
Karar şöyle diyor:
Boşanma davası açan ve açtığı davası reddedilen kişi başkaca bir olay ortaya koyup ispat etmedikçe fiili ayrılık davasını açan kişi de olsa tamamen kusurludur.
İşin püf noktası sanırım koyuyla yazdığım kısmı.
Başkaca bir olay ortaya koyup ispat etmedikçe tam kusurlu olmayacağı bir örnek verebilir misiniz?
Karar şöyle diyor:
Boşanma davası açan ve açtığı davası reddedilen kişi başkaca bir olay ortaya koyup ispat etmedikçe fiili ayrılık davasını açan kişi de olsa tamamen kusurludur.
İşin püf noktası sanırım koyuyla yazdığım kısmı.
Başkaca bir olay ortaya koyup ispat etmedikçe tam kusurlu olmayacağı bir örnek verebilir misiniz?
Evet, ama ilk davada davalı da kusurlu olabilir. İlk davanın reddedilmesi ikinci davada bir kusur sayılıyor bu doğru, ama tek başına davayı açanın tam kusurlu olduğu anlamına gelmez bence. İlk davayla birlikte değerlendirilmesi şart. Ayrıca yeni kanun Yargıtay Kararlarındaki gibi yalnızca kusursuz eşe değil, az kusurlu olan tarafa da tazminat öngörüyor.
Konu Av.Ceyda Çelik tarafından (13-03-2008 Saat 17:18:51 ) de değiştirilmiştir.
Evet, ama ilk davada davalı da kusurlu olabilir. İlk davanın reddedilmesi ikinci davada bir kusur sayılıyor bu doğru, ama tek başına davayı açanın tam kusurlu olduğu anlamına gelmez bence. İlk davayla birlikte değerlendirilmesi şart. Ayrıca yeni kanun Yargıtay Kararlarındaki gibi yalnızca kusursuz eşe değil, az kusurlu olan tarafa da tazminat öngörüyor.
Benim anlayamadığım husus şu: İlk davada davalı kusurluysa dava nasıl reddedilebilir?
İlk davada davalının boşanmaya neden olacak kusuru bulunamamış ki dava reddedilmiş.
Tabii ilk davada davacının kusuru da ortaya konmamış.
Ama davacının kusuru benim bu yargıtay kararından anladığım kadarıyla "davalının boşanmaya neden olacak kusuru olmadığı halde boşanma talep etmek."
Davacı ikinci davada davalının ilk dava açıldıktan sonraki bir kusurunu ortaya koyarsa bu durumda fiili ayrılık değil evlilik birliğinin sarsılmasından dolayı boşanma söz konusu olur.
Ama benim anladığım kadarıyla yargıtay kararına konu olan davada, davacı 3. yılın sonunda davalının boşanmaya neden olan kusurunu ortaya koymadan sırf fiili ayrılığa dayanarak boşanma davası açıyor. Ve bu yüzden tam kusurlu sayılıyor.
Davacıya göre daha az kusurlu ise dava reddedilmiş olabilir. Reddedilen tüm boşanma davalarında davalının sıfır kusurlu olduğunu söylemek mümkün değil. Hatta bazen açık kusur olsa bile kendi lehine sonuçlanıyor davalar davalı tarafın.
Ama Yargıtay kararınında anlatılmak istenen konusunda sizinle hemfikirim.
[QUOTE=ma_cera;113743]Bir arkadaşım karısının açtığı boşanma davası süresince karısına tedbir nafakası ödedi. Kusuru olmadığından, asıl kusurlu karısı olduğu için boşanma talebi reddedildi. Yargıtay da kararı onadı.
Artık tedbir nafakası ödemiyor. Dava dosyası eşinin kusurlarını açıkça ortaya koyuyor.
1. Şimdi o dava açsa bu dava boyunca tedbir nafakası ödemesi söz konusu olur mu?
2. 3 yıl sonra karısı 3 yıllık ayrılığa dayanarak dava açsa, yine tedbir nafakası bağlanması söz konusu olur mu?
Dediğim gibi dosyada karşı tarafın kusuru sabit. Karşı taraf kötü niyetli, tek amaçları arkadaşımdan daha fazla para koparmak. Bu yüzden zaten yargıtaya götürmüşlerdi.
MK.166/son'a göre görülen bir davada, önce açılmış ve reddedilmiş boşanma davasındaki kusur dikkate alınıyor. Yani yeniden kusur araştırılması yapılmıyor. Sadece tarafların, boşanmanın reddedildiği kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl boyunca bir araya gelmemeleri yeterli.Elbette bu hususun ispatı gerekiyor. Ayrıca bir taraf için nafakaya hükmedilebilmesi, nafaka alacaklısının daha az kusurlu olmasına bağlı. Size tavsiyem, reddedilen boşanma davasının dosyasını ayrıntılarıyla incelemeniz. Yani dava ispatlanamadığı için mi, davacının tam kusurlu olması nedeniyle mi reddedilmiş? Kolay gelsin..
Koca, eşini aldatıyor. Başka bir kadınla hayat sürüyor. Kadın aile konutu şerhli olmadığı için evinden atılmamak adına boşanma davası açmıyor. Burada...
Ilgili hukuk burosunun cok fazla sirkete talebinin oldugunu biliyorum evet vekalet belgeleri var. Benim burada merak ettigim sey kanitlarinin hukuka...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
TMK'nın 1007. maddesi uyarınca...
29-03-2024, 00:53:43 in Gayrimenkul Hukuku