+ Konuyu Yanıtla
8 / 8 Sayfa İlkİlk 12345678
71 den 80´e kadar toplam 80 ileti bulundu.
  1. #71
    Kayıt Tarihi
    Jan 2010
    Nerede
    BURSA
    İletiler
    14
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Sayın hncllc
    Yargıtay onama kararının sureti ve Bilirkişi raporunun suretini, ödemeli kargo ile "Yusuf ÜNLER, TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü Gebze KOCAELİ" adresine gönderebilirsiniz, kargoda zarfın içine ileti adresinizi yazarsanız, bende size konu ile ilgili gelişmeleri daha ayrıntılı aktarabilirim.
    Ayrıca, ben TSHH'a başvuru yaparken, borcum olmamasına karşın, mahkeme kararı olmadan internet erişimiminin engellenmesinin, TC Anayasası'nda temel hak ve hürriyetler arasına sayılan ve Anayasa'nın 22. Maddesinde tanımlanan "haberleşme hürriyeti"min engellenmesi olarak değerlendiriyorum. Haberleşme hürriyetinin hakim kararı olmadan engellenemeyeceği TC Anayasası'ndagüvence altına alınmıştır.
    TSHH başvurusunda bunu da dile getireceğiz.
    Teşekkürler



    Hukuki NET Güncel Haber

    ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu? konulu yargıtay kararı ara
    ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #72
    Kayıt Tarihi
    Jan 2010
    Nerede
    BURSA
    İletiler
    14
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR)
    Eşimin Yalın ADSL ile ilgili 29.01.2010 günü 14:52’de ilettigi şikayet başvurusunu bilgilerinize sunuyorum. Bugüne dek BTK yöneticileri hep tüketiciyi aleyhine yanıt verdiler, hakkımızı mahkemede aramak durumunda kaldık. Ardından daha önce yazdığım gibi TSHH'ye başvuracağız. Bu nedenle "mkocagul" rumuzlu üyeden ya da göndereceğini belirten "hncllc" rumuzlu üyeden “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nın sureti ile bilirkişi raporunu göndermesini bekliyorum. İsteyenlere ekleri gönderebilirim.Saygılarımla
    --------------------------------------------------------------------------
    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’na
    Gebze’de oturduğumuz semtte kablo internet olmadığından, yalnızca ADSL bağlatabilmek için 13.06.2008 günü abone olmak [EK:1] zorunda kaldığım 262.6444325 no’lu telefon hattımız 27.11.2009 günü başlayan Kurban Bayramından önce arızalandı ve bu arıza bir haftayı aşkın süre sürdü. Bu ayıplı hizmet uygulamasını da göz önüne alarak; telefon hattı üzerinden çalışan, iki yıllık özel sözleşmesi süren 1841215679 no’lu ADSL aboneliğimin, 4077 sayılı kanunun 5'inci maddesindeki “bir mal veya hizmetin satışı başka bir mal veya hizmetin satın almasına bağlanmayacağından” hükmü uyarınca açık tutulması isteğiyle; yaklaşık bir haftadır istesek bile kullanamadığımız bu telefon aboneliğime son verilmesi amacıyla 3 Aralık 2009 günü Gebze Telekom Müdürlüğü’ne başvurdum. [EK:2]

    Telefon aboneliğime son verme başvurumda açık seçik belirtmeme; aboneliğime son verme işleminin ardından hiç sormama karşın mevzuatları gereği varolan telefon hattımın üç ay bekletileceğinin söylenmesine; DSL hizmetlerinin bakır devreler üzerinden verilen hizmetlerden ve varolan ADSL-DSL-G.SHDL alt yapısının sabit telefon almadan da bu hizmetleri vermeye elverişli olduğu birçok mahkeme ve Rekabet Kurulu kararı ile kesinleşmiş olmasına karşın; TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş. ile TTNET A.Ş. birlikte, her hangi bir Mahkeme kararı olmaksızın, elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanarak, 4 Aralık 2009 gününden sonra ADSL internet hizmeti almamızı engellemiştir.

    Bu engelleme üzerine, TTNET A.Ş ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.’ye 11.12.2009 günü [EK:3] ihtarnameyi gönderdim. İhtarnameye TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı [EK:4], TTNET A.Ş 14.01.2010 günlü 3821340 sayılı [EK:5] yazıları ile yanıt verdiler.

    Sayın yetkililer,

    4077 sayılı kanunun 5. maddesinde “Üzerinde ‘numunedir’ veya ‘satılık değildir’ ibaresi bulunmayan bir malın; ticari bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi halinde satıcı bu malların satışından kaçınamaz. Hizmet sağlamada da haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.” yer almaktadır. Bu kuruluşa ADSL erişimini sürdürdüğü Kasım ayı sonuna dek gönderilen, ödenmemiş bir faturam da yoktur. TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin hizmet sağlamaktan kaçınmada haklı bir sebebi olmadığı; Mahkeme kararları ile ortaya konmuş, Rekabet Kurulu’nun 18.02.2009 günlü 09-07/127-38 sayılı gerekçeli kararı ile bu uygulamaya son verilmiş ve en son Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas no’lu, 2009/11169 sayılı kararı ile kesinleşmiştir.

    Kaldı ki yapılan uygulama hizmet sağlamaktan kaçınmadan öte, TTNET A.Ş’nin bugüne dek sürdürdüğü ADSL erişimi hizmetini engellemesi, konutumda ADSL ile sürdürdüğüm elektronik haberleşme hürriyetimi engellemek niteliğindedir. TTNET A.Ş 5809 sayılı “Elektronik Haberleşme Kanunu” kapsamında hizmet vermektedirler. Kanunun adı bile “Elektronik Haberleşme”dir. “Haberleşme Hürriyeti” T.C. Anayasası’nda “Temel Hak ve Hürriyetler” içinde tanımlanmıştır. T.C. Anayasası’nın 22. Maddesi “Haberleşme Hürriyeti” “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.” biçimindedir. TTNET A.Ş.’nin herhangi bir mahkeme kararı olmadan, ne sürdürülen ADSL erişimi hizmetini engelleme, ne de aboneliğimi iptal yetkisi vardır.

    TTNET A.Ş.’nin erişimi TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin engellediği ya da BTK’nın yaptığı düzenlemeler gerekçeleri, bu konuda geçerli olamaz. BTK olarak yapılan düzenlemelerde TC. Anayasası’na, yasalara aykırı hükümler geçersiz olduğu gibi; bu tür düzenlemeler mahkeme kararları, yasaların ve TC. Anayasası’nın üstünde değildir. Ayrıca Rekabet Kurulu kararında “Türk Telekom ayrıca, Türkiye’nin üç GSM operatöründen biri olan Avea İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin %81,1’ine, kablolu ve kablosuz internet servis sağlayıcılığı hizmetini sunmak veya altyapısını kurup işletmek için genel izin kapsamında yetkilendirilmiş olup, TTNET’in de % 99,96’sına sahip durumdadır.”TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüş olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarında hakim durumda bulunduğu,” Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” belirtilmiştir.

    Usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 günün bu yana internet erişimimin engellenmesi TÜRK TELEKOMİNİKASYON A.Ş.’nin TTNET A.Ş. ile birlikte tekel konumunda olmaktan yararlanarak elindeki yetki ve olanakları kötüye kullanmasıdır. Anayasa suçu işlemesidir.

    TTNET A.Ş’nin [EK:5] yazısında “Bu durumda, ödenmemiş ADSL faturanız varsa bu faturalar için ödeme yükümlülüğünüz devam edecektir. Ayrıca, taahhütlü olarak kullandığınız hizmet ve donanımların bulunması halinde taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir. Sözügeçen ücretler için iptal işleminden sonra adınıza son bir fatura düzenlenecek ve fatura adresinize iletilecektir.” yazılmıştır. Bu kuruluşa ADSL erişimini sürdürdüğü Kasım ayı sonuna dek gönderilen, ödenmemiş bir faturam da yoktur. Oysa ADSL erişim hizmeti 04. Aralık 2009 gününden bu yana verilmemekte olup bu durum kendileri tarafından bilinmektedir. Hizmet fiilen kesildikten sonraki dönem için bir borç yükümlülüğü olamayacağı için Aralık ve Ocak ayı için gönderilen faturalar ödenmemiştir. Ayrıca ADSL bağlantısı ile birlikte ücretsiz modem aldığımdan, özel sözleşme nedeniyle, 13.06.2010 gününe dek aboneliğimi sürdürmem yükümlülüğüm sürmektedir. Bu yükümlülük karşılıklıdır. TTNET A.Ş.’nin de bu süre içinde internet erişimini sağlama yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğe de uyulmadığı gibi, “ADSL aboneliğiniz de 22 Ocak 2010 tarihinde sonlandırılacaktır.” denilerek kendi yapacakları iptal işleminden sonra, “taahhüt süresinden önce abonelik iptali nedeniyle tahakkuk edecek ücretleri de ödemeniz gerekecektir” denilmesinin yasalar karşısında hiçbir geçerliliği olamaz.

    Ayrıca son dönemde KOCAELİ Gebze’de telefon arızaları giderilemiyor ve konuşulamadığı için ayıplı hizmet veren telefon aboneliğinden sabit ücret alınması sürdürülüyor. 27.11.2009 günü başlayan Kurban Bayramından önce arızalandığı için, 262.6444325 no’lu telefon aboneliğimizi yaklaşık bir haftadır istesek bile kullanamadık.. Her ne kadar, TÜRK TELEKOMİNİKASYONÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı [EK:4] yasında “Yine arıza iddialarınızla ilgili olarak yapılan incelemede, geriye dönük bir senelik zaman diliminde adınıza kayıtlı numaraya ait bir arıza kaydına rastlanmıştır. Bu arızanın da bildirim tarihinden (01.12.2009, 14:53) bir gün sonra (02.12.2009, 09:52) giderildiği tespit edilmiştir.” denerek yalnızca bir gün arıza kabul edilse de, önceki sürede arızanın telefon cihazından kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmakla geçmiş, bu nedenle ikinci bir telefon cihazı bile alınmıştır. Ayrıca telefon aboneliğine başvuru yaptığımız güne dek arıza giderilmemiştir. TÜRK TELEKOMİNİKASYONÜNİKASYON A.Ş, daha önce, (istendiğinde belgeleri sunacağım) birçok konuda da olduğu gibi, bu konuda da yanlış bilgi vermiştir. Üstelik bu ayıplı hizmet süresinin ücreti tahakkuk ettirilerek, tarafımdan tahsil edilmiştir. Hiçbir kurum, hangi gerekçe ile olursa olsun, örneğin TTNET A.Ş’nin [EK:5] yazısında yer aldığı gibi “ADSL aboneliğinizin devam etmesini istiyorsanız 22 Ocak 2010 tarihine kadar Türk Telekom Müdürlüklerine başvurarak, sabit telefon aboneliğinizi aktif hale getirmeniz ya da yeni bir sabit telefon aboneliği tesis ettirmeniz ve Türk Telekom Müdürlüklerinden ADSL abonelik bilgilerinizi güncellemeniz gerekmektedir.” diyerek, benim ayıplı hizmet ifa edilen aboneliğimin sürdürülmesini isteyemez.

    Sayın Yetkililer;
    BTK “elektronik haberleşme sektöründe” 10 Kasım Pazartesi günlü 27050 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 5809 sayılı “ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU”nun verdiği görev ve yetkilerle hizmet yapan, üst kurul işlevi üstlenen, bir kamu kurumudur. 2813 sayılı kuruluş kanunuz da, 5809 sayılı yasa ile neredeyse tümüyle değişti. Artık TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş sizin için yalnızca bir işletmeci. Ve rekabetin ortamının sağlanması ile korunması için, BTK olarak yansız, yalnızca mevzuatın yanında olmak konumundasınız. Bu Kanunun:

    Amaçlarının içinde; [I]“tüketici haklarının gözetilmesi”, “bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesi”, [/I]

    Kapsamı içinde, “Elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi” konularına “ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi”,

    İlkeleri arasında; “Tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi”; “Elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin kurulması, kullanılması ve işletilmesinde insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicinin korunması açısından asgarî uluslararası normların dikkate alınması” da yer alıyor.

    “Kurumun görev ve yetkileri”
    içinde:

    “Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak.”

    “Elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösterenlerin mevzuata uymasını denetlemek ve/veya denetlettirmek, konu ile ilgili usul ve esasları belirlemek, aykırılık halinde mevzuatın öngördüğü işlemleri yapmak ve yaptırımları uygulamak.”

    “Kurum, re’sen veya şikayet üzerine abonelik sözleşmelerini işletmecilerden isteyebilir, inceler ve değiştirilmesi uygun görülen hususları işletmeciye bildirir. İşletmeciler Kurum düzenlemelerine uygun olarak gerekli değişiklikleri belirtilen sürede yapmakla yükümlüdür.”

    “Kurum re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikayet üzerine, bu Kanunda belirlenen görevleri ile ilgili olarak elektronik haberleşme sektöründe yer alan gerçek ve tüzel kişileri denetleyebilir, denetlettirebilir.” hükümleri olduğunu anımsatarak;

    * TC Anayasası’nın 22. Maddesine aykırı olarak usulüne göre hakim ya da herhangi bir mahkeme kararı olmadan 04.12.2009 gününden bu yana erişimime son verilen 1841215679 no’lu ADSL aboneliğimin açık tutularak, en kısa sürede erişimin sağlanması,
    * Hizmet verilmeyen dönemlerde tahakkuk ettirilen ve ettirileceği belirtilen ADSL fatura bedellerinin iptali ve bu dönemlere ilişkin mağduriyetimin tazminin sağlanmasını,
    * T.C. Anayasası’na aykırıyapılan işlem nedeniyle, TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş için mevzuatın öngördüğü yaptırımları uygulamanızı,
    sonucun en kısa süre içinde tarafıma ve avukatıma ileti ile bildirilmesini, bir tüketici olarak rica ederim.


    Saygılarımla 29.01.2010
    F. ÜNLER


    EKLER:
    1- 841215679 no’lu ADSL aboneliğim için tarafıma verilen belge,
    2- 262.6444325 no’lu telefon için 03.12.2009 günü son verme başvurusu,
    3- TTNET A.Ş ve TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.’ye 11.12.2009 günü gönderilen ihtarname,
    4- İhtarnameye TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş 12.01.2010 günlü 00172 sayılı yanıtı,
    5- İhtarnameye TTNET A.Ş 14.01.2010 günlü 3821340 sayılı yanıtı.

  4. #73
    Kayıt Tarihi
    Jan 2010
    Nerede
    BURSA
    İletiler
    14
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    mkocagul rumuzlu üye “Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas No, 2009/11169 sayılı kararı”nı bana gönderebilir mi? Bunu TSHH başvuruma ekleyeceğim.

  5. #74
    Kayıt Tarihi
    Jan 2010
    Nerede
    BURSA
    İletiler
    14
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    BTK kendini yine Anayasa ve Mahkeme Kararlarının üzerinde saydı.
    Yanıtlarında, Anayasa’nın 22. Maddesini göz ardı ediyorlar. Yargıtay kararından haberleri yokmuş. Ayrıca Rekabet Kurulu kararında “TTAŞ. ve TTNET A.Ş.’nin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi kapsamında tek bir teşebbüs olduğu” “Türk Telekomünikasyon A.Ş. ve TTNET A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlüğün, toptan genişbant internet erişim hizmetleri pazarındaki hakim durumunu ADSL hizmetini sabit telefon hattı aboneliğine bağlamak suretiyle kötüye kullandığı, dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,” konusu onları hiç ilgilendirmiyormuş.
    Ayıplı telefon hizmeti ya da sağlanmayan erişimden ücret alınması onları hiç ilgilendirmiyormuş.
    TSHH'ya başvurmak için "Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 08.10.2009 günlü 2009/3887 Esas no’lu, 2009/11169 sayılı kararı" nın gönderilmesini bekliyorum.
    ________________________________________
    ---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
    Kimden: btm_tuketici_sikayet <btm_tuketici_sikayet@btk.gov.tr>
    Tarih: 04 Şubat 2010 14:23
    Konu: İLT: İLT: BTK'YA ŞİKAYETİMDİR. (TTNET A.Ş. ve TÜRK TELEKOM A.Ş. ANAYASANIN 22. MADDESİNİ İHLAL EDEREK, ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR)


    Sayın Ünler,

    Şikayetiniz incelenmiştir.

    Mevcut durumda son kullanıcılara perakende seviyede internet erişimi hizmeti, İnternet Servis Sağlayıcılığı Hizmeti sunmak üzere Kurumumuzca yetkilendirilmiş işletmeciler (İSS'ler) tarafından sunulmakta olup Türk Telekomünikasyon A.Ş. (Türk Telekom) son kullanıcılara doğrudan internet erişim hizmeti sunmamaktadır. DSL teknolojisinde abone ile İSS arasındaki bağlantının sağlanmasında, 'yerel ağ' da denilen 'Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin (PSTN) evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmının kullanılma zorunluluğundan dolayı İSS'ler kendi kullanıcılarına DSL internet erişim hizmeti sunabilmek için Türk Telekom'un altyapısını kullanmakta, başka bir deyişle Türk Telekom'dan toptan seviyede hizmet satın almaktadırlar.

    ADSL internet erişim hizmetiyle ilgili olarak İSS'lerin Türk Telekom'dan toptan seviyede alacakları hizmetlere ilişkin düzenlemeler, 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.11.2008 tarih ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu (EHK) başta olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında Kurumumuz tarafından yapılmaktadır. Kurumumuz tarafından yapılan söz konusu düzenlemeler çerçevesinde Türk Telekom tarafından toptan düzeyde İSS'lere sunulmakta olan ve İSS'lerin son kullanıcılara DSL internet erişim hizmeti sunmalarına imkân sağlayan 'Al-Sat', 'Veri Akış Erişimi', 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim' ve 'Yerel Ağa Paylaşımlı Erişim' olmak üzere farklı hizmet türleri bulunmaktadır. İSS'lerin mevcut durumda Türk Telekom'dan yukarıda sayılan toptan hizmetlerden Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim[1] <https://posta.tk.gov.tr/exchange/btm_tuketici_sikayet/Taslaklar/%C4%B0LT:%20%C4%B0LT:%20BTK%27YA%20%C5%9E%C4%B0KAY ET%C4%B0MD%C4%B0R.%20(TTNET%20A.%C5%9E.%20ve%20T%C 3%9CRK%20TELEKOM%20A.%C5%9E.%20ANAYASANIN%2022.%20 MADDES%C4%B0N%C4%B0%20%C4%B0HLAL%20EDEREK,%20ANAYA SA%20SU%C3%87U%20%C4%B0%C5%9ELEM%C4%B0%C5%9ET%C4%B 0R).EML?Cmd=forward&Create=0#_ftn1> hizmetini alarak, kendi kullanıcılarına, telefon aboneliği gerektirmeyen DSL internet erişim hizmeti sunabilme imkânları bulunmaktadır. Türk Telekom'un belirli santrallerinde sunulmakta olan Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim hizmeti ile kullanıcıların ADSL hizmeti almasında Türk Telekom sabit telefon aboneliği zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu hizmetin sunulduğu santrallere üçer aylık periyotlarda yeni santraller ilave edilmektedir.

    Diğer taraftan Al-Sat, Veri Akış Erişimi ve Yerel Ağa Ayrıştırılmış Paylaşımlı Erişim hizmetlerine ilişkin Kurumumuz tarafından onaylanmış ve yürürlükte olan usul, esas ve ücretler xDSL internet erişiminin sabit telefon aboneliği ile birlikte sunulmasına dayanmakta olup hâlihazırda söz konusu yöntemlerle xDSL hizmetinin telefon aboneliğinden bağımsız olarak sunulmasına yönelik Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin Kurum düzenlemeleri kapsamında tesis edilmiş bir karar veya onaylanmış bir tarife bulunmamaktadır.

    Bu itibarla mevcut durumda 'Al-Sat', 'Veri Akış Erişimi' ve 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Paylaşımlı Erişim' yöntemleriyle kullanıcılara ADSL hizmeti sunulabilmesi için hukuken sabit telefon aboneliği şartı bulunmakta olup 'Yerel Ağa Ayrıştırılmış Tam Erişim' yöntemiyle kullanıcılara ADSL hizmeti sunulabilmesi için hukuken sabit telefon aboneliği şartı bulunmamaktadır.

    Rekabet Kurulu'nun Yalın ADSL konusundaki kararı ile Türk Telekom tarafından yalın ADSL uygulamasının başlatılmasını teminen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na gerekli başvurunun yapılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karara istinaden Türk Telekom, konuyla ilgili olarak Kurumumuza bir yazı ile başvurmuştur. Söz konusu başvuru yazısının değerlendirilmesi ve bahse konu hizmete ilişkin olarak yapılan toplantıların ardından Kurumumuzun talebi üzerine Türk Telekom, Referans IP Veri Akış Erişimi Teklifine eklenmek üzere yalın ADSL'ye ilişkin uygulanacak usûl, esas ve ücretleri içeren teklifini Kurumumuza sunmuştur. Mevcut durumda söz konusu teklif Kurumumuzun internet sayfasında yayınlanarak kamuoyu görüşlerine açılmıştır. Taslak Usul Esas ve Ücretler'in, kamuoyu görüşleri de dikkate alınmak suretiyle Kurumumuz tarafından ilgili mevzuat kapsamında nihai haline getirilerek onaylanması ve yayımlanması ile anılan referans teklifin bir eki olarak yürürlüğe girmesinin ardından İSS'lerin "Veri Akış Erişimi" yöntemiyle de kullanıcılarına telefon aboneliği gerektirmeyen ADSL internet erişimi sunmaları söz konusu olacaktır.

    Başvurunuzda Yargıtay tarafından verildiği ifade edilen mahkeme kararına ilişkin (davanın tarafları arasında bulunmaması hasebiyle) Kurumumuza herhangi bir husus tebliğ edilmemiştir. EHK başta olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri ve konuya ilişkin Kurumumuz düzenlemeleri saklı olmak kaydıyla, münhasıran davanın taraflarını etkileyen söz konusu kararın uygulanma keyfiyeti hakkında tarafımızca bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.

    Diğer taraftan, PSTN şebekelerinde sabit ücret ses ve/veya veri iletiminde aboneler ile santral arasında kullanılan bakır kabloların ve santralde telefon hizmetine yönelik kullanılan şebeke bileşenlerinin yatırım, bakım, onarım ve işletme maliyetlerini içermekte olup, fiziksel telefon hattının aktif olarak tutulabilmesi karşılığında alınmaktadır. Başka bir deyişle abonenin sahip olduğu telefon hattını kullanıp kullanmadığından bağımsız olarak söz konusu hattın işletmeciye belirli bir maliyeti söz konusudur. Avrupa Birliği tarafından hazırlanan 14. Düzenleme Raporu verilerine göre 27 AB üyesinde son kullanıcılara uygulanmakta olan vergiler dahil aylık PSTN sabit ücreti 14.7 EUR'dur (yaklaşık 30 TL). Yukarıda da belirtildiği üzere DSL teknolojisinde abone ile İSS arasındaki bağlantının sağlanmasında, Türk Telekom'un sabit telefon şebekesinin (PSTN) evlere kadar uzanan bakır kablolardan oluşan kısmı kullanılmaktadır. Bu itibarla, söz konusu bakır kabloların yatırım ve işletme maliyetleri, sabit telefon aboneliğinin iptal edilmesi durumunda ortadan kalkmamakta, DSL hizmeti verilirken de söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla "mevcut durumda DSL hizmeti alınırken ödenmekte olan aylık sabit ücretin telefon hizmetinden dolayı verildiği ve telefon hizmeti iptal edilerek yalnızca DSL hizmeti alınması durumunda söz konusu ücretin tamamen ortadan kalkması gerektiği" değerlendirmesinin yukarıda açıklanan teknik ve ekonomik gerekçelerle makul ve yerinde olmadığı düşünülmektedir. Nitekim telefon aboneliği olmadan DSL hizmetinin sunulduğu tüm ülkelerde bakır kabloya ilişkin söz konusu maliyetler DSL aylık ücretlerine ilave edilmektedir.
    Bilgilerinizi rica ederiz.

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
    Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

    ________________________________


    [1] <https://posta.tk.gov.tr/exchange/btm...ate=0#_ftnref1> 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 3'üncü maddesinde 'yerel ağa tam erişim', "Sabit elektronik haberleşme şebekesinde abone tarafındaki şebeke sonlanma noktasını, abonenin bağlı bulunduğu ana dağıtım çatısına veya eşdeğer tesise bağlayan fiziksel devre" şeklinde tanımlanmıştır. Yerel ağa tam erişim hizmeti, yerel ağın tümüyle (ses ve ses harici bandının) kiralanmasını içermekte olup, kiralayan işletmeci yerel ağ üzerinden yetkilendirmesi çerçevesinde her türlü hizmeti sunabilmektedir.

  6. #75
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Mahkeme, internette sabit telefon ücretini iptal etti

    Bir ilköğretim müfettişinin açtığı dava sonucu internet hizmeti için alınan sabit telefon ücreti iptal edildi.

    Türk Telekom'un bütün ADSL aboneleri için emsal teşkil edecek kararda, ADSL hizmeti nedeniyle kişiye ait telefon hattı üzerinden sabit ücret alınmasının yasal olmadığına hükmedildi.

    Müfettiş Recep Ali Örten, Kastamonu'da görev yaptığı sırada ADSL aboneliği için başvuruda bulundu. Türk Telekom yetkilileri sabit hat çektirmeden ADSL hizmeti veremeyeceklerini belirtti. Bunun üzerine sabit hat için aboneliği kabul etti ve evine telefon hattı çektirdi. Ancak ADSL hizmeti için sabit telefon ücreti alınmaması gerektiğini savunan Örten, 4 Mart 2008'de Kastamonu Valiliği Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti Başkanlığı'na şikâyet dilekçesi verdi. Talebin reddedilmesi üzerine konuyu tüketici mahkemesi sıfatıyla Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, Örten'i haklı bulurken, telefon hattı üzerinden sabit ücret alınmaksızın ADSL hizmetinden yararlandırılması gerektiğine hükmetti. Türk Telekom avukatları kararı temyiz etti. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi itirazı reddetti. Şu an Sinop'ta görev yapan Örten, şimdi geriye dönük ödediği sabit ücretleri almak için uğraşıyor.

    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=984853

  7. #76
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    İletiler
    43
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Ben sabit telefonumu aramalara kapattırdım.Her ay 21-TL sabit ödüyorum.Yukarıda verilen bilgilerden hiçbir şey anlamadım.Türk Telekoma itiraz mı etmem gerekiyor?Sabit ücretten kurtulan var mı?21-TL'nin altında sabit ücret alan alternatif bir şirket var mı?Türk Telekomdan daha ucuzu varsa yazabilir misiniz?Nasıl kurtulabilirim bu sabit ücretten?

  8. #77
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    İletiler
    43
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Sabit ücret ödemeye devam.Asıl mücadelemiz sabit ücretin miktarı.Hem ADSL ücreti yüksek hemde sabit ücret.Telefonu kullanan da kapalı tutanda aynı ücreti veriyor.


    YARGITAY

    HUKUK GENEL KURULU

    Esas Numarası: 2009/13-122

    Karar Numarası: 2009/189

    Karar Tarihi: 13.05.2009



    TARİFELERİN DÜZENLENMESİ

    TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİNİN GÖREV VE YETKİLERİ



    406 s. TelefonTelgrafK/Ek18

    2813 s. TelsizK/4, 7

    4077 s. TüketiciK/22

    5809 s. ElektronikHaberleşmeK/13



    ÖZETİ: Herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından eşit şekilde yararlanması ilkesinden hareketle, Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim gibi masrafların karşılığı olarak, Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylanan tarife uyarınca alınan sabit ücretin, yasal ve hakkaniyete uygun bir uygulama olduğu; bu bağlamda, yasal ölçütler yerine direnme kararında sözü edilen sübjektif esaslara göre değerlendirme yapılamayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır. Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen ve davanın kabulü ile Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, hatalı teşhis ve değerlendirme sonucu davanın reddine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.



    Taraflar arasındaki “Karar İptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 27.06.2008 gün ve 2008/137-301 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2008 gün ve 2008/10943-15049 sayılı ilamı ile; (...Davacı, telefon abonesi olan davalının sabit ücret alınmaması gerektiğinden bahisle yaptığı başvuru sonucu Balıkesir Tüketici Sorunları Hakem Heyetince, sabit ücret alınmamasına karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, sabit ücretin 4502 sayılı kanunun 12. maddesi, 406 sayılı Kanunun ek 18. maddesine eklenen fıkra uyarınca alındığını, yasaya uygun olduğunu, hattın aboneye tesisi karşılığında yürütülen asgari hizmetler karşılığında alındığını bildirip, Balıkesir Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 24.3.2008 tarih ve 2008/99 sayılı kararının iptalini istemiştir.

    Davalı, davaya cevap vermediği gibi, duruşmalara da katılmamıştır.

    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Dava, davalının başvurusu üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetince, davacının abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin alınmaması gerektiğine karar vermesi üzerine, bu kararın iptali talebiyle açılmış olup, davalının yaptığı başvuru ile yarattığı çekişmenin giderilmesine yöneliktir. Her ne kadar davacının aldığı sabit ücretler miktar itibariyle, gerek 4077 sayılı kanunun 22. maddesinde, gerekse HUMK'nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının altında kalmakta ise de, yaratılan çekişme ve verilen hüküm bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da yönelik olduğu anlaşıldığından, kararın kesinlik sınırlarının dışında kaldığı da açık ve belirgindir. Davacının hem sabit ücret hem de konuşma ücreti talep ettiği, sabit ücretin hangi hizmetlerin karşılığı olduğunun açıklanmadığı, her aboneden aynı miktar sabit ücret istendiği, 406 sayılı kanunun ek 18. maddesindeki tanıma uygun olmadığı, eşitlik, iyiniyet ilkelerine aykırı, haksız uygulama olduğu belirtilerek, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin kararı yerinde görülerek mahkemece davacının davası red edilmiştir. Bu sonuca varılırken, sabit ücretle ilgili yasal düzenlemeler tartışılmamış ve herhangi bir araştırma ve incelemede yapılmamıştır,

    Her şeyden önce konunun aydınlanması için, davacının abonelerinden alabileceği ücretle ilgili yasal düzenlemelerin ne olduğunun açıklanması gerekir. 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 4. maddesi ile telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde veya telekomünikasyon alt yapısı işletilmesinde ve bu hususlarda yapılacak düzenlemelerde gözönünde tutulacak ilkeler belirtilmiş olup, bunlar özetle; herkesin, makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasının sağlanması, aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça eşit şartlardaki aboneler arasında ayırım gözetilmemesi ve hizmetlere benzer konumdaki her kişi tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması, hizmetlerin belli teknik ve ekonomik koşullar çerçevesinde makul surette karşılanabilecek bir bedelle sağlanması, teknolojik yeniliklerin uygulanması ve araştırma geliştirme yatırımlarının desteklenmesi, hizmet kalitesi standartlarına uygunluk sağlanması, ücretlerin yatırım işletme maliyetlerini ve genel masraflarından ilgili payını, amortisman ve makul ölçüde karı mümkün olduğu ölçüde yansıtması v.s. gibi belirtildikten sonra, kanunun 4. faslında “Telekomünikasyon hizmetlerinin ücret esasları” başlığı altında 29. maddesi ile özetle telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alacakları ücretleri ilgili mevzuat, tabi oldukları görev ve imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ve kurul düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe düzenleneceği hangi hallerde Telekomünikasyon kurumunun ücret belirleyebileceği belirtilmiş, 30. madde ile de, ücret düzenlenmesinde gözönünde tutulacak ilkeler belirtilmiş, bu meyanda öncelikle; ücretlerin adil olması, benzer konumdaki kişiler arasında haklı olmayan nedenlerle ayırım gözetilmemesi, yatırım ve işletme maliyetleri de dahil olmak üzere, mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesinin esas olduğu, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden ve karşılanmasından kaçınılması, haklı gerekçelerin varlığı halinde, ücretlere zorunlu maliyetleri ve makul ölçüde kârı da yansıtılarak, üst sınır konulabileceği belirtilmiş olup, ek 18. maddesine 4502 sayılı yasanın 12. maddesi ile eklenen fıkrada “Bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücret abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya bir kaçı olarak tespit edilebilir” hükmü getirilmiştir. Yine, 2813 sayılı Telsiz Kanununun 4. maddesi ile kurulan Telekomünikasyon Kurumunun, aynı yasanın 7/h maddesi ile Türk Telekom ve diğer işletmecilerin hazırladıkları tarifeleri onaylayacağı ve ondan sonra tarifelerin yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Dava açıldığında mevcut olan ve belirtilen yasal düzenlemeler dava karara bağlandıktan sonra, dairemizce temyiz incelemesinden önce 5.11.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5809 sayılı yasa ile 406, 2813 sayılı kanunlarda değişiklik yapılarak bu maddeleri iptal edilmiş olup, iptal edilen maddelerdeki düzenlemeler, aynen yeni yasada yer almıştır. 5809 sayılı yasada ücretlendirme ile getirilen 13 ve 14. maddelerdeki düzenlemeler iptal edilen 406 sayılı ve 2813 sayılı yasanın ilgili maddelerindeki aynı hükümleri taşımaktadır.

    Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, dava konusu sabit ücret, yasa ile belirlenen bir ücrettir. Türk Telekom tarafından yapılan tarife Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girmekte ve uygulanmaktadır. Bu ücretin Anayasaya aykırı olmadığı, Anayasa Mahkemesinin 10.2.2004 tarih ve 74-9 sayılı kararı ile de belirlenmiştir, Sabit ücretin, yapılan görüşmeler dışında, abonenin telefon görüşmesini sağlamak üzere bütün yıl boyunca telefon hattının görüşmeye hazır tutulması için, işletmeci şirket tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanımı, bakım ve yönetim ile personel çalıştırılmasından doğan masrafların karşılığı olduğu, bu uygulamanın yurt dışındaki telekom firmalarınca da yapıldığı, daha önce Dairemizce temyiz incelemesi yapılan dava dosyalarından bilinmektedir, Sabit ücretin alınmaması, bu kalem masrafların konuşma ücretlerine yansıtılması da aboneler arasında adaletsizlik yaratacaktır. Zira çok konuşandan bu masraflar çok fazla olarak alınacak az konuşandan az, başkasını aramayan, arandığında konuşan aboneden ise, hiç sabit ücret alınmaması sonucunu doğuracaktır. Bu sonuç hakkaniyete uygun olmadığı gibi adil ve yasada öngörülen ücretin belirlenme kurallarına uygun değildir, O nedenle, telefon abonesi olan herkesin, hiç başkalarını aramasa, telefonla hiç konuşmasa dahi, hattın kendisine tahsis edilip bağlı kalması, her an başkalarını araması veya başkalarınca aranarak konuşması için hazır bulundurulmasının karşılığı bir sabit ücret ödenmesi yaptığı konuşmaların sayısına göre de, ayrıca ücret ödenmesi aklın, mantığın ve hakkaniyetin gereğidir, Dairemizin uzun süredir uygulaması da sabit ücretin yasal ve hakkaniyet gereği olduğu yönündedir. Kaldı ki ücret tarifeleri hizmet veren kurum tarafından hazırlanmakta ise de, bunun yürürlüğe girip uygulanabilmesi, bağımsız bir kurum olan Telekomünikasyon kurumunun uygun görüp onaylamasına bağlıdır. Nitekim Telekomünikasyon Kurumu aleyhine onayladığı tarifelerin iptali talebiyle davalar açıldığı hususu da taraflarca bilinmektedir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, davacının abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin alınmaması gerektiğine dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali istemine ilişkindir.

    Mahkemenin, “davacı tarafından sabit ücret alınması konusunda yapılan uygulamanın, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 18. maddesindeki tanıma uygun bulunmadığı, eşitlik ve hüsnüniyet ilkelerine de aykırı olduğu, alınan sabit ücretin hangi hizmetin karşılığı olduğu da açıklanmadığından davacı yönünden haksız kazanç teşkil ettiği” gerekçesiyle ve 4077 sayılı Kanun'un 22. maddesine göre kesin olduğu belirtilmek suretiyle verilen ilk karar; Özel Daire'ce, yukarıda tam metni alınan bozma ilamıyla, mahkemece verilen kararın temyiz ve inceleme kabiliyeti bulunduğu kabul edildikten sonra esasa ilişkin nedenle bozulmuştur.

    Yerel Mahkemece, “dava konusu sabit ücret tutarının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda belirlenen temyiz sınırının çok altında bulunduğu ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesine göre kesin olarak verilen ilk kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı; sabit ücret konusunda ise, Kanun ve davacı şirketin uygulamalarını aşar şekilde konuya yorum getirilemeyeceği” gerekçesiyle usule ve esasa ilişkin nedenlerle, direnme kararı verilmiştir.

    Telefon abonesi olan davalının, 31.12.2007 tarihli fatura ile tahakkuk ettirilen “10,64 YTL sabit ücretin iptali, 01.01.1995-21.02.2008 tarihleri arasında kendisinden tahsil edilen miktarın hesaplanarak iadesi ve takip eden aylarda da “sabit ücret bedeli” adı altında ücret tahakkuk ettirilmeyerek fatura düzenlemelerinin yapılması” talebiyle başvuruda bulunduğu Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nce “talebin kabulü ile sabit ücretin alınmaması gerektiğine” dair verilen kararın iptali istemiyle Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından açılan eldeki davada; gerek 15.04.2008 dava tarihi, gerek 18.12.2008 bozma tarihi ve gerekse 27.01.2009 direnme tarihleri itibariyle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu 427. maddesinin 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile yapılan değişiklikten sonraki hükmü yürürlükte olup davacı tarafından alınan sabit ücretin anılan Kanunlar uyarınca belirlenen temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır,

    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, esasın incelenmesine geçilmeden önce; davanın niteliği ve müddeabihi itibariyle, direnme kararının temyizinin mümkün olup olmadığı, bir başka ifadeyle direnme kararının kesin olup olmadığı bir usulü ön sorun olarak tartışılmış ve şu sonuca varılmıştır:

    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427/2. maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu dolayısıyla temyizinin olanaklı bulunmadığı hükme bağlanmıştır.

    Yasa koyucu bu hükümle açık bir biçimde, bir kararın temyiz kabiliyetini haiz bulunup bulunmadığını belirlerken, davanın miktar veya değeri yanında temel ölçü olarak davanın türünü de esas almıştır.

    Dava, davacının abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin alınmamasına dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali istemiyle açılmış; davalının yarattığı çekişmenin giderilmesi talep edilmiştir.

    Her ne kadar, davacının davalıdan aldığı sabit ücret miktar itibariyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesinde ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında bulunmakta ise de; sabit ücretin alınıp alınmaması hususunda verilen hükmün salt alınan sabit ücrete münhasır olmayıp, sonraki yıllara da yönelik olduğu ard etkisinin bulunduğu kuşkusuzdur.

    Yine, sabit ücret uygulaması nedeniyle eldeki dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşımış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren, toplu bir hak uyuşmazlığının bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

    Bu itibarla, sabit ücretin yasada öngörülen ücret tespit kurallarına uygun olduğu yönünde tespit istemini de içeren böyle bir davada verilen karar, bir kanun hükmünün ileriye dönük uygulanıp uygulanmaması yönünde de sonuç doğuracağından, temyiz incelemesinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiğine, dolayısıyla bu davanın miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiş ve işin esası incelenmiştir.

    Esas yönünden, direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş. nin telefon abonelerinden almakta olduğu sabit ücretin yasal ve hakkaniyete uygun olup olmadığı; bu bağlamda, sabit ücretin alınmaması gerektiğine dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptaline karar verilmesinin gerekip gerekmediği, noktasındadır.

    Öncelikte, davacı Türk Telekom A.Ş. tarafından, telefon abonelerinden alınmakta olan “sabit ücretin” yasal dayanağının açıklanmasında yarar vardır:

    Bilindiği üzere; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun ek 18. maddesine 27.01.2000 tarih ve 4502 sayılı Kanunla ilave edilen son fıkrasında, “Bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücret; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira, ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir.” hükmü öngörülmüştür.

    Anılan Ek 18. maddenin son fıkrasında yer alan “...sabit ücret…” sözcüğünün Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali talep edilmişse de, Anayasa Mahkemesin 11.05.2004 tarih ve 25459 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 10.02.2004 tarih ve E:2000/74, K:2004/9 sayılı kararıyla, sabit ücretin abone tarafından ödenmesinin, Anayasa'nın 5. maddesinde temel amaç ve görevleri belirtilen sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerine aykırılık oluşturmayacağı ve kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkını zedelemeyeceği gibi, Anayasa'nın 22. maddesindeki haberleşme hürriyetini de engellemeyeceği sonucuna varılarak, sabit ücretin Anayasa'ya aykırı olmadığına, hükmedilmiştir,

    Öte yandan; 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun 4. maddesi ile kurulan Telekomünikasyon Kurumu'na aynı Kanun'un 7/h maddesi ile, “Telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından yararlanacak kullanıcılara ve telekomünikasyon şebekeleri arasındaki ara bağlantılar bakımından diğer işletmeden uygulanacak ücret tarifelerine ve sözleşme hükümlerine ve teknik hususlara ilişkin genel kriterleri ve görev alanına giren diğer konularda uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri incelemek değerlendirmek, gerekenleri onaylamak ve bunların uygulanmasını izlemek...” görevi yüklenmiştir.

    Nihayet; yargılama aşamasında, 10.11.2008 tarih ve 27050 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 05.11.2008 tarih ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile az yukarıda açıklanan 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu ile 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nda değişiklik yapılmıştır.

    Mahkemece verilen ilk karardan sonra yürürlüğe giren, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun Tarifelerin düzenlenmesi” başlıklı 13/1. maddesinde, Tarife; abonman ücreti, sabit ücret konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir” hükmüne yer verilerek, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18/son fıkrasına paralel bir düzenlemeye gidilmiştir.

    Tüm bu açıklamaların ortaya koyduğu sonuç; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18. maddesinin son fıkrası ile daha sonra yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 13/1. maddesinde açıkça düzenlenen ve Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe giren “sabit ücret” uygulamasının, yasal dayanağı bulunan bir uygulama olduğudur.

    Uyuşmazlığın çözümünde üzerinde durulması gereken bir başka yön ise; sabit ücretin yine yasal kapsamda hakkaniyete uygun olup olmadığı ve karşılığının belirlenmesine ilişkindir.

    Bu noktada, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun, “Telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde veya telekomünikasyon alt yapısı işletilmesinde ve hu hususlarda yapılacak düzenlemelerde nitelik ve nicelik itibariyle gözönünde tutulması gereken ilkelerin” sıralandığı 4. maddesinde, herkesin, makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve alt yapısından yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi, aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça eşit şartlardaki aboneler, kullanıcılar ve işletmeciler arasında ayırım gözetilmemesi ve hizmetlerin benzer konumdaki her kişi tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması, evrensel hizmetlerin belli teknik ve ekonomik koşullar çerçevesinde makul surette karşılanabilecek bir bedelle sağlanması, ilgili mevzuat, imtiyaz sözleşmesi veya telekomünikasyon ruhsatında açıkça belirlenen durumlar haricinde, ara bağlantı ücretleri ile hat ve devre kiraları da dahil telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin, yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını, amortismanı ve makul ölçüde karı mümkün olduğu ölçüde yansıtması gerektiği vurgulanmıştır.

    Aynı Kanunun, “Telekomünikasyon hizmetlerinin ücret esasları” başlığı altında düzenlenen 29. maddesinde; işletmecilerin, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alacakları ücretleri, ilgili mevzuat, tabi oldukları görev ve imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ve kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebileceği vurgulandıktan sonra; Telekomünikasyon Kurumu'nun, ücretlerin hesaplanma yöntemleri ile üst sınırlarını tayin ve tespite yetkili olduğu durumlar, ayrıca sıralanmıştır.

    Anılan Kanun'un, Ücretlere ilişkin düzenlemeler yapılırken göz önünde tutulması gereken genel ilkelerin açıklandığı 30. maddesinde ise, ücretlerin adil olması ve benzer konumdaki kişiler arasında haklı olmayan nedenlerle ayırım gözetilmemesi, yatırım ve işletme maliyetleri de dahil olmak üzere mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesi gerektiğine dair ilkeler konularak, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden ve karşılanmasından kaçınılması ve haklı gerekçelerin varlığı halinde, ücretlere zorunlu maliyetlerin ve makul ölçüde karı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabileceği belirtilmiştir.

    Şu açık ilkeler karşısında; Kanunda bir iş veya hizmetin karşılığı olarak alınan ücret çeşitleri arasında yer alan “sabit ücret”in, telekomünikasyon hizmetleri ve alt yapısının abonenin kullanımına, sürekli hazır bulundurulması, telefon hattının hiç konuşma yapmadan gelen aramaları cevaplandırması ve çalışır durumda olmasının sağlanması, belli teknik donanım, bakım ve yönetim ile buna dair personel çalıştırılmasından kaynaklanan benzeri masrafların karşılığı olduğu ve eşit şekilde abonelere yansıtıldığı kuşkusuzdur. Bu haliyle sabit ücretin, salt konuşandan alınması, konuşma yapmayandan alınmaması durumunda, konuşmayan abone belirtilen hizmetlerden yararlandığı halde ücret ödemeyecek ve yukarıdaki yasal ilkelere aykırı olarak aboneler arasında eşitsizlik doğacaktır.

    Sonuç olarak; herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından eşit şekilde yararlanması ilkesinden hareketle, Türk Telekomünikasyon A.Ş tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim gibi masrafların karşılığı olarak, Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylanan tarife uyarınca alınan sabit ücretin, yasal ve hakkaniyete uygun bir uygulama olduğu; bu bağlamda, yasal ölçütler yerine direnme kararında sözü edilen sübjektif esaslara göre değerlendirme yapılamayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.

    Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen ve davanın kabulü ile Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, hatalı teşhis ve değerlendirme sonucu davanın reddine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 13.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

  9. #78
    Kayıt Tarihi
    Feb 2010
    Nerede
    iskenderun
    İletiler
    140
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Merhaba Değerli Hukukçular,

    Bende Smile ADSL abonesiyim. Sabit telefonu kullanmama rağmen ADSL için ücret ödüyorum.

    Bu durumda bende itiraz edebilirmiyim? Çekindiğim nokta internetimin Smile adsl olmasıdır.

    Bu durum dez avantaj getirir mi?

  10. #79
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye
    İletiler
    1.350
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Alıntı tercuman2010 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Merhaba Değerli Hukukçular,

    Bende Smile ADSL abonesiyim. Sabit telefonu kullanmama rağmen ADSL için ücret ödüyorum.

    Bu durumda bende itiraz edebilirmiyim?
    Edebilirsiniz...

    Sadece ADSL Kullanmak İsteyenlere Telefon Hattı İptali İhtarname Örneği Şöyle;

    İHTARNAME

    İHTAR EDEN: (Buraya ad soyad yazılacak)
    ADRES: (Buraya adres yazılacak)
    MUHATAP : Türk Telekom A.Ş. ……….. İl Müdürlüğü
    ADRES: (Buraya muhatabın adresi yazılacak)
    KONU: ADSL’e bağlı 0…. … .. .. numaralı telefon hattımın kullanıma kapatılması ve bu telefon aboneliğimin iptali talebimdir.

    AÇIKLAMALAR:
    1- Eskişehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/194 Esas ve 2009/371 Karar sayılı ilamı Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2009/15721 Esas ve 2010/6764 Karar sayısı ile onanmış olup, karar gereği “ADSL internet bağlantısı için ayrıca konuşmak yapmak için bir telefon hattı bağlantısı kurulmasına teknik açıdan gerek olmadığı” gerekçesiyle 4077 sayılı kanunun 5. maddesinde “Aksine bir teamül, ticari örf veya adet yoksa, satıcının bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin satın alınmasına bağlı kılamayacağı” hüküm altına alınmıştır.
    2- Yukarıdaki gerekçelerle ADSL bağlantısı için muhatabın şart koşmuş olduğu 0…. … .. .. numaralı telefon hattı aboneliğimin İPTAL EDİLMESİNİ, aksi takdirde yasal yollara başvuracağımı, bundan doğacak dava ve icra masrafları ile avukatlık ücretinin tarafınıza ait olacağını ihtar ederim.
    SAYIN NOTER: İşbu ihtarnamenin bir suretinin muhataba tebliğine, bir nüshasının dairenizde hıfzını ve tebliğ şerhini havi bir nüshasının da tarafımıza iadesini talep ederim.

    Ad soyad:
    İmza:

  11. #80
    Kayıt Tarihi
    May 2010
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    26
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: ADSL aboneliği için sabit telefon abonesi olmak zorunlu mu?

    Ya iyi güzel hoş ama nereye kadar?!
    Öncelikle ülkemizde aslında pek var olmayan adalet, var olduğuna da yavaş işlemekte.
    Bizler her ne kadar hakkımızı aramak için uğraşsak da, bu "hak arayışı" oldukça uzun zaman almakta.
    Bu uzun zamanın yanında zaten bize ait olan hakkımızı almak için bir sürü masraf yapılmasıda gerekmekte.

    Şimdi ben gitsem;
    telefonu kapattırıp sadece internet kullanmak isediğimi mahkemeye söyleycek olsam;
    avukat masrafı, vekalet masrafı, dosya masrafı...v.s ve türlü haraçlar adı altında bir sürü masrafım olacak.
    İhtar çekilecek, TSHH'ye gidilecek, omadı mı asliye mahkemesine, o da olmazsa yargıtaya...
    Bugün bir devlet kurumuna verdiğim çok çok basit bir dilekçeye bile cevap almam bir kaç ayı bulabiliyor.

    Aslında olması gereken, çeşitli yerlerde de belirtildiği gibi devletin bizim haklarımızı korumasıdır.
    Yani bu işlerle ben değil devlet ilgilenecek. Çünkü benim haklarımı korumak devletin görevi.
    Devlet bakacak; TTNET A.Ş şu hatayı yapıyor, hemen diyecek düzelt bunu.

    Elimi cebime atmadan, daire daire, kapı kapı dolaşmadan, sayısız kağıtlarla, evraklarla boğuşmadan; sadece hakkım olduğu için bunu sağlayabileceğim bir yol var mı?


    Not:
    Acaba savcılar bu konuda, bütün ADSL kullanıcılarına haklarını iade edecek bir dava (sanırım kamu davası oluyor) açamazlar mı?
    Böylece bizler uğraşmadan TTNET yada Türk Telekom tarafından bu işlemler gerçekleştirilir mi?

+ Konuyu Yanıtla
8 / 8 Sayfa İlkİlk 12345678

Bu sayfada bulunan kavramlar:

tt net telofon kullanmak mecburimi

ttnet internet için ev telefonu mecburmu

ttnet aboneligi icin sabit hat gerekli mi

adsl icin telefon hatti gerekli mi

ttnet sabit telefon zorunlu mu

ttnet te telefon cekmek mecbur mu

ttnet te telefon mecburi mi

ttnet kullanirken tlf kullanmasi zorunlumudur

turktelefon sabit telefon zorunlulugu davalari

ttnet yalin internet olmadan kullanma

kablosuz modemi telefona baglamak zorunlumu

ttnet internette ev teleonu mecbur mu

türk telekom abonelik için 18 yaşında olmak zorunlu mu

ttnet ev telefonu zorunlumu

ttnet abonesi sabit telefon alması mecbur mu

smile adsl sabit telefon gereklimi

telekominasyon hizmeti mecburimidir

smile adsl için ev telefonu gerekli mi

http:www.hukuki.netshowthread.php23041-ADSL-aboneligi-icin-sabit-telefon-abonesi-olmak-zorunlu-mupage3

Forum

Benzer Konular :

  1. ADSL için zorunlu sabit telekom hattına darbe
    İnternet kullanıcıları için tarihi karar 6 Nisan 2008, Pazar Isparta Tüketici Sorunları Hakem Heyeti, internet kullanıcıları lehine...
    Yazan: mkocagul Forum: Tüketici Hakları
    Yanıt: 26
    Son İleti: 07-06-2010, 09:55:33
  2. Sabit Telefon Hatları için geçmişe dair telefon kayıtları
    değerli site yöneticileri, kendi adıma kayıtlı olan sabit hat telefonumun yani ev telefonumun, 2007 mart ve nisan aylarına ait görüşme dökümlerini...
    Yazan: rageof Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 02-03-2010, 16:21:15
  3. Sabit telefon borcu adsl sözleşmesini iptal ettirir mi?
    iyi günler, 1 yıl süreyle telefon faturamı yatırmadığım için hem telefon hem de adsl sözleşmem tek taraflı ttnet tarafından iptal edildi. (adsl...
    Yazan: ybb svs Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 26-05-2009, 09:56:33
  4. ADSL sabit ücret hk
    Selamlar Türk telekomdan sağladığım ADSL hizmeti için sabit telefon hattını almak zorunda bırakıldım. Bu durumda ADSL Tarife dışı olan, sabit ev...
    Yazan: nerede24 Forum: Tüketici Hakları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 15-04-2009, 16:02:03
  5. Telsim abonesi olmak suç mu?
    sitenizde acemiyim biraz tam olarak forumlara nasıl mesaj yazıcağımı bilmiyorum umarım doğru yere yazıyorumdur.Bundan tam 5 yıl önce iki hat aldım...
    Yazan: hayelcii Forum: Borçlar Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 08-04-2006, 11:18:50

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.