Araştırdığım kadarı ile ölmeden mal kaçırma ile ilgili türkiyede dava açılamıyor, 2 eşli,her iki taraftanda çocuğu bulunan,fakat diğer taraftaki çocuklar refah içerisinde yaşarken,diğer tarafta mahkemenin bağladığı düşük nafaka ile zorlukla geçimini sağlayan ve eğitimini tamamladığında kesilecek olan nafaka ile birlikte babanın tüm servetini diğer çocuklarının üzerine geçirmesi ile baba halen sağ olduğu için hiç bir hak iddia edemeden ileride beş kuruşsuz bir anda ortada kalacak olan çocuğun vasisi olarak,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine babanın çocuklar arasında ayrım yaparak bir tarafta gelecek endişesi ve kaygısı olmayan dilediği her şeye sahip geleceğe güvenle bakan çocuklar var diğer tarafta diğer eşinden olan nüfusuna kayıtlı çocuğunun eğitimi tamamlandıktan sonra kesilecek nafaka ile gelecek endişesi taşıyan hayata sıfırdan başlamak zorunda olan çocuk var.Baba ölmediği için istediği tasarrufta bulunabilir diyen kanunlarımız,diğer taraftaki çocukların geleceğini olumsuz etkileyecek yasayı değiştirmeyi şimdiye kadar düşünmemişler,yada işlerine gelmemiş diyelim.Her halde milletvekilleri evlilik dışı yaşadıkları gizli ilişkilerde kadınların çocuk yapmaması için doğum kontrol yöntemi (önlemi) gibi düşünüyor,sonrası yaşanabilecek problemleri kendince uzak tutmayı amaçlayarak yasayı değiştirmek işlerine gelmiyor galiba yada başka sebepler var.Sebep her ne olursa olsun iki kardeş yan yana geldiğinde biri saltanat sürerken diğeri ne yiyeceğini düşünmek zorunda bırakan,açıkcası dilenciden beter duruma düşüren bu durumu tüm aynı sorunu yaşayan ailelere sıkıntıdan kurtarması ve örnek teşkil etmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açamazmıyız.İşine gelmeyip itiraz edecek olanlara tek bir söz kaldı uçkurunuza sahip çıkamıyorsanız bari çocuğunuza sahip çıkın,günahsız sahipsiz çocukların ne suçu varki,sanki isteyerekmi dünyaya geliyorlar.